Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/596 E. 2022/940 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/596 Esas
KARAR NO : 2022/940
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının “İzmir İli, Seferihisar İlçesi, … Mahallesi … Ada, 1 nolu parselde yer alan taşımaz için uluslararası değerleme standartları kapsamında uygun olan değerleme yöntemleri üzeriden sözleşmede belirtilen içerikte proje değeri tespiti yapılması” konulu 09/08/2021 tarihli Değerleme ve Danışmanlık Sözleşmesinin akdedildiği, mezkur sözleşme kapsamında müvekkilinin hizmet veren taraf, davalı şirketin ise hizmet alan müşteri konumunda olduğu, müvekkilinin 09/08/2021 tarihli sözleşmeye istinaden alacaklı olduğu hizmet bedelinin davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle İzmir 10 İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyasından davalı aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, söz konusu icra takibinin, davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde durduğu, davalının icra takibine yapıldığı itirazın külliyen haksız olduğu, sözleşmenin “Ücret Ve Ödeme Şekli” başlıklı 7. Maddesinde müvekkili tarafından verilecek değerleme hizmeti karşılığında davalı tarafından ödenecek hizmet bedeli ve ödeme tarihinin; “Değerleme hizmet bedeli toplam 16.950,00 TL + %18 KDV (resmi kurum harçları hariç) Müşteri, hizmet bedelini işbu sözleşmenin imza tarihinde ödeyecektir” şeklinde kararlaştırıldığı, sözleşmenin 09/08/2021 tarihinde taraflarca imzalanmış olmasına rağmen davalının hizmeti bedeline ilişkin olarak müvekkiline ödeme yapmadığı, yine sözleşmenin 7. maddesinin üçüncü paragrafı kapsamında davalının, değerleme hizmet bedelini yukarıda belirtilen vadede peşinen, nakden ve defaten müvekkiline ödeyeceğini, müvekkilinin ücreti eksiksiz olarak ödenene değin değerleme ve raporlama işlemlerine başlamama hakkı olduğunu, ilgili hizmet bedelinin eksiksiz olarak ödendiği tarihe değin müvekkilinin değerleme raporunu teslim etme süresinin ve yükümlülüğünün başlamayacağını kabul ve taahhüt ettiği, nitekim, sözleşmenin 4. maddesinde de müvekkili tarafından yapılacak raporlamanın davalının gerekli belgeleri müvekkiline teslimi ve sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen bedelin ödenmesi şartlarının tümünün yerine getirilmesinden itibaren 14 iş günü içerisinde gerçekleştirileceğinin düzenlenmekte olduğu, davalının hizmet bedeline ilişkin olarak müvekkiline hiçbir ödeme yapmaması sebebiyle müvekkilinin değerleme raporunu teslim süresinin halihazırda başlamış dahi olmadığı, hizmet bedelinin ödenmemesi sebebiyle raporu teslim süresi başlamamış olsa dahi müvekkilinin, davalının sözleşmeyi akdederken ilettiği talep, belge ve bilgiler doğrultusunda iyiniyetle raporu hazırladığı, raporun teslime hazır olduğunu ve ödemeyi beklediğini davalıya mükerrer defalar bildirdiği, nitekim, sözleşme kapsamında öncelikle hizmet bedelinin davalı tarafından eksiksiz olarak ödeneceğinin, müvekkilinin rapor teslim borcunun muacceliyetinin ödemenin eksiksiz olarak yapılması akabinde gerçekleşeceğinin de açıkça kararlaştırıldığı, hal böyleyken, müvekkilinin tüm iyiniyetli eylem ve taleplerine rağmen davalının ödeme yapmaktan kaçınması ve akabinde icra takibine itiraz etmesinin kötüniyetini ortaya koyduğu, dava konusu icra dosyasına ilişkin olarak dava şartı kapsamında gerçekleştirdikleri arabuluculuk sürecinin de 30.06.2022 tarihinde imzalanan anlaşmama tutanağı ile sonuçlandığı belirtilerek açıklanan nedenlerle davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamı ile borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yıllık (%15,75) oranında ve değişen oranlarda işleyecek ticari işlerde temerrüt faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkili arasında imzalanan 09.08.2021 tarihli sözleşme ile “İzmir ili, Seferihisar ilçesi, … ada, 1 parsel”de bulunan taşınmaz üzerinde yapılması planlanan villa inşaatı projesine ait taşınmazların değerleri hakkında çalışma yapılması konusunda tarafların anlaştıkları, davacı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, davacı taraf ile işbu sözleşmenin 09.08.2021 tarihinde imzalanmasına ve davacının işbu değerleme raporunu 14 iş günü içinde hazırlaması gerekmesine rağmen, davacı tarafın raporunu hazırlamadığı, taraflar arasında yapılan e – mail yazışmalarında müvekkili taraf 16.08.2021 tarihinde karşı tarafa gönderdiği mailde sözleşmeyi imzaladığını ve çalışmaların en kısa sürede tamamlanmasını beklediğini belirttiği, yine, müvekkili tarafından karşı tarafa gönderilen 31.01.2022 tarihli e – mailin “… proje değerlendirmesi ile ilgili ekli Sözleşmede vurgulanmış aşağıdaki öncelikli hususlar tamamlanmış ise çalışmanızı incelemek üzere görüşmek isteriz.” şeklinde olduğu, malum piyasa koşullarındaki hızlı değişimler dolayısıyla çalışma hızlı şekilde paylaşılmadığı takdirde geçerliliğini yitirip sürekli işlevsiz kalacaktır.” denildiği, bunun üzerine, davacı tarafça müvekkiline 09.02.2022 tarihinde gönderilen mailde müvekkilinden ödeme talep edildiği, buna karşılık müvekkili tarafından davacı tarafa gönderilen 10.02.2022 tarihli mailde “… hanım merhabalar. Yaklaşık 5-6 aydır bir çalışma yapacaktınız. Yaptık diyorsunuz ama ne yaptığınızı henüz göremedik.” şeklinde cevap verildiği, yani, davacı tarafın üzerine düşen vazife olan değerleme raporunu hazırlamadan müvekkilinden işbu raporun hazırlama bedelini talep ettiği, sözleşmenin tahsil edilebilir vasıfta olmadığı, sözleşmenin 4.maddesinin 1.paragrafının “İşbu sözleşme imza tarihinde yürürlüğe girer, Şirket tarafından değerleme raporunun Müşteriye teslim edildiği ve 7.maddede belirtilen ücretin tamamının Müşteri tarafından Şirkete ödendiği tarihte sona erer.” şeklinde olduğu, buna göre, sözleşmenin icra edilebilir hale gelebilmesi için Değerleme Raporunun davacı tarafça davalı müvekkiline teslim edilmesi ve bunun karşılığında davalı tarafça davacıya ödeme yapılması gerektiği, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık 6 ay sonra raporun teslim edileceğinin ileri sürüldüğü, bu süreçte taşınmaz fiyatlarındaki olağanüstü değer artışları karşısında raporun değersizleştiği, kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın ücret ödenmesi şartına bağlı olarak sözleşme yaptığı, sözleşmenin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 4.maddesinin 2.paragrafının “Müşteri tarafından değerleme çalışmalarında gerekli olabilecek tüm belge ve evrakların Şirkete teslim edilmesi ve 7.maddede belirtilen bedelin ödenmesi şartlarının tümünün yerine getirilmesinden itibaren 14 (ondört) iş günü içersinde yapılacaktır.” şeklinde olduğu, sözleşmenin “Ücret ve Ödeme Şekli” başlıklı 7.maddesinin 2.paragrafının ise “Değerleme hizmet bedeli toplam 16.950.-TL + %18 KDV (Resmi Kurum harçları dahil). Müşteri hizmet bedelini işbu sözleşmenin imza tarihinde ödeyecektir.” şeklinde olduğu, davacının işbu sözleşme konusu işi yapabilmesi için, davalının gerekli tüm evrakları davacıya teslim etmesi ve sözleşme bedelinin davacıya peşin ödenmesi gerektiği, yani bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerektiği, kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın her ne kadar ücret almadan sözleşme konusu işi yaptığını belirtse de, davacının ücretini almadığı bir işi yaptığını iddia etmesi olağan olmadığı ayrıca, davacı kendisine bir ücret ödemesi yapılmadan rapor hazırladığını ileri sürdüğüne göre, 14 iş günü teslim süresine riayet etmediği, davacının bu süre içinde raporunu hazırladı ise neden 14 iş günü sonrasında Değerleme Raporunu davalıya teslim edip, fatura keserek müvekkiline göndermediği ve alacağını talep etmediği, neden fatura kesmek için 6 ay beklediği, faturanın Vergi Usul Kanunu’na Aykırı Hazırlanmış olup, Yok Hükmünde olduğu, davacı tarafından hazırlanan 15.02.2022 tarihli faturaya karşı müvekkilince 19.02.2022 tarihinde yukarıda belirtilen sebeplerle itiraz edildiği, HMK md 200 hükmüne göre senede karşı iddiaların senetle ispatlanabileceği, yine, HMK md 201’e göre senede karşı tanıkla ispat yasağı bulunduğu, bu sebeple, davacı tarafın tanık deliline dayanmasına muvafakatlerinin bulunmadığı, haksız ve kötüniyetli işbu icra takibi sebebiyle İİK md 67/2 gereğince Alacaklı-Davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle haksız, dayanaksız ve kötüniyetli işbu davanın esastan reddine, İİK md 67/2 gereğince Alacaklı-Davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanak aslı ile İzmir 10. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının Uyap örneği dosyamız arasındadır.
İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 20.001,00 TL hizmet bedeli ile 2.288,88 TL işlemiş faizden oluşan toplam 22.289,88 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 09/08/2021 tarihli sözleşmeden kaynaklı hizmet bedeli olarak belirtildiği, davalı yanca geniş anlamda borca itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde; dosya tarafları arasında İzmir ili Seferihisar İlçesi … Mahallesi … ada 1 parselde kain taşınmazın uluslararası değerleme standartları kapsamında uygun olan değerleme yöntemleri üzerinden proje tespiti yapılarak raporlama yapılmasına dair 09/08/2021 tarihli Değerleme ve Danışmanlık Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalandığı, söz konusu sözleşmenin imza tarihinde yürürlüğe gireceğinin ve 7. Maddede belirtilen 16.950,00 TL + %18 KDV (resmi kurum harçları dahil) ücretin tamamının davalı yanca davacıya ödenmesi halinde sona ereceğinin, davacının yükümlülüğünün sözleşmedeki esaslar dahilinde değerleme ve raporlama yapmak olduğu ve raporlamanın davalı tarafından değerleme çalışmalarında gerekli olabilecek tüm belge ve evrakların davacıya teslim edilmesi ve söz konusu ücretin ödenmesi şartlarının tümünün yerine getirilmesinden itibaren 14 iş günü içerisinde yapılacağının kararlaştırıldığı, çalışmanın teslim şeklinin belirlendiği, sözleşme bedelinin ödenmediği, davacı tarafça söz konusu sözleşme gereği davalı aleyhine İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 22.289,88 TL alacağın tahsili bakımından başlatılan takibe yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; tarafların sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davacı tarafından davalıdan konu icra takibi nedeniyle alacaklı olunup olunmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti ile taraflarca istem konusu edilen tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan uyuşmazlık tespiti ve dosya kapsamında ileri sürülen iddia ve savunmalar göz önüne alındığında davacı tarafça bahse konu 09/08/2021 tarihli sözleşmede belirlenen hizmet bedelinin ( KDV dahil tutarının) davalıdan tahsili bakımından bunun sözleşme ile birlikte davacıya verilmesini iddia etmesine karşılık davalı tarafça ise sözleşmenin icra edilebilir hale gelmesi için değerleme raporunun davacı tarafça teslim edilmesi karşılığında davalı tarafça ödeme yapılacağının belirtildiği, dolayısı ile davacı tarafça öncelikli edim yükümlülüğünün davalıda, davalı tarafça ise öncelikli edim yükümlülüğünün davacıda olduğu belirtilmekle esasen taraflar arasında karşılıklı borç yükleyen iş bu sözleşme nedeniyle edim yükümlülüğü sıralaması bakımından anlaşmazlık olduğu anlaşılmakla sözleşme ile belirlenen hizmet bedelinin davalı yandan talep edilebilir olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin söz konusu edim yükümlülüğü sıralamasının değerlendirilmesi ile sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya dayanak sözleşmede belirlenen taşınmaz için proje değerinin tespitinin yapılacağına dair sözleşme konusu kapsamında sözleşmenin 3. maddesi ile çalışmanın içeriğinin belirlendiği, 4. maddesinde değerleme raporunun davalıya teslim edildiği ve 7. maddede belirtilen ücretin tamamının davalı tarafından davacıya ödendiği tarihte sona ereceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca davacının yükümlülüğünün değerleme ve raporlama yapmak olduğu, davalı tarafından ise değerleme çalışmalarında gerekli olabilecek tüm belge ve evrakların davacıya teslim edilmesi ve ücretin ödenmesi şartlarının tümünün yerine getirilmesinden itibaren davacı tarafça yapılacak raporlamanın 14 iş günü içerisinde yapılmasının gerektiği, sözleşmenin 7. maddesinde ise davacının ücretin eksiksiz olarak ödenene değin değerleme ve raporlama işlemlerine başlamama hakkı olduğunun kabul edildiği ve ayrıca sözleşmenin 8. maddesinde de mücbir sebeplerin belirlendiği hususları göz önüne alındığında söz konusu sözleşmenin imza tarihi olan 09/08/2021 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen Mahkememiz davacısının sözleşme gereği üstlendiği yükümlülüğü olan değerleme raporunun hazırlamadığı gibi buna dair herhangi bir çalışmaya da başlamadığı dolayısıyla davalı yana rapor tesliminin yapılmadığı, bu kapsamda davacının ücret ödeme talebinde bulunabilmesi için öncelikli olarak rapor tanzimine yönelik olarak çalışmalara başlaması, gerektiğinde davalıdan değerleme çalışmalarında gerekli olabilecek bilgi ve belgelerin istenmesi gerekmesine rağmen bu hususlar gereği bir çalışma yapılmadığı gibi aksinin de iddia edilmediği, davalı tarafça rapor tanzim edilmemesi sebebiyle birden fazla başvuru üzerine davacı tarafça doğrudan ödeme talep edildiği, her ne kadar davcı tarafça sözleşme ile belirlenen sürenin sona ermesinden çok sonra davalıdan sözleşme gereği ücret talep etmekte ise de raporun davalıya teslimine dair herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi raporun dosya kapsamına da kazandırılmadığı anlaşılmakla söz konusu sözleşmenin sona ermediği de göz önüne alınarak karşılıklı borç yükleyen sözleşme olmasına rağmen sözleşme maddelerinin somut uyuşmazlık bakımından yorumlanması neticesinde edimini öncelikle yerine getirmesi gerekenin Mahkememiz davacısı olduğu bu kapsamda belirtilen hususlara aykırı davranarak muaccel hale gelmeyen sözleşme bedelinin davalıdan talebi bakımından haklı olunmayacağı, gelinen aşama itibariyle sözleşme ile belirlenen teslim süresinin davacı tarafça rapor tanzimine yönelik olarak herhangi bir çalışma yapıldığının ortaya konulamaması sebebiyle haklı bir sebep olmaksızın geçirildiği kanaatine varıldığı, sözleşmede bu durumun aksini kanıtlar ve davacının davalıdan talepte bulunması bakımından haklılık oluşturacak şekilde herhangi bir cezai şartın da belirlenmediği anlaşılmakla muaccel hale gelmeyen alacağın davalıdan talebi bakımından davacının isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davalı yanın bu anlamda icra dosyasına yaptığı itirazın haklılık teşkil ettiği gibi her ne kadar davacı tarafça kötü niyet tazminat talep edilmiş ise de davacı talebinin yukarıda da belirtildiği gibi dayanağının yorum farkından kaynaklandığı bu nedenle davacının talebi ileri sürülmesi bakımından kötü niyetli sayılmayacağı aksini düşündürür herhangi bir emarenin de olmaması sebebi ile davacının kötü niyeti sübut bulmadığından davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
– Davacı yanın kötü niyetinin sübut bulmadığı kanaati ile davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL harcının evvelce alınan 269,21 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazladan alınan 188,51 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuna karar verilen harç, başvuru harcı ve gider avansından kullanılan yargılama giderlerinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 407,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Vedat Güler’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸