Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/55 E. 2022/49 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/55 Esas
KARAR NO : 2022/49

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/11/2021 tarihli, … Esas … Karar sayılı gönderme kararı üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu 07/07/2022 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin Tire ilçesinde market işletmecisi olduğunu, müvekkili ile davalının uzun süredir daimi ve devamlı bir ticari alışverişi bulunduğunu, müvekkilin davalının malzeme ve işçilik talep listeleriyle yaptığı alışverişlerinde, tüm listeleri toplayarak, bu listelerin içeriğindeki malların irsaliyeli faturalarını ve topladığı listeleri davalı belediyeye sunduğunu, davalı çalışanları 2018 Aralık- 2019 Mayıs aylarının muhtelif günlerinde, otokopili malzeme ve işçilik talep listelerinin birer nüshalarını müvekkiline sunduğunu, otokopili listenin diğer sayfaları davalı bünyesinde kalacak şekilde, listenin içeriğinden yazan malları teslim aldıklarını, malzeme listesindeki içerikleri aldıklarına dair malzeme ve işçilik talep listelerinin teslim alan kısmına, davalı çalışanlarınca isim soyisim, paraflarını yazıp veya kaşelerini basıp imzalayarak listenin bir suretini müvekkile teslim ettiklerini, müvekkil malzeme ve işçilik talep listelerindeki malları, faturalar şeklinde düzenlediğini, malzeme ve işçilik talep listeleri ile birlikte toplamda 64.891,80 TL lik alacağın tahsili amacıyla davalı belediyeye tebliğe çıkarttığını, davalının fatura içeriğinde belirtilen malların satın alınmadığı, teslim edilmediği, önceki dönem kayıtlarında fatura içeriğinde yer alan malların teslim alındığına dair herhangi bir belgeye ulaşılamadığı, fatura içeriğindeki malların ihale veya doğrudan temin yolu ile alınmadığı, alınan malların sevk irsaliyesinin bulunmadığı, malzeme ve işçilik talep listelerini imzalayan personellerin ayrılmış olduğu gibi sebeplerle müvekkili tarafından gönderilen faturalara itiraz ettiğini, yapılan alışveriş neticesinde alacağını alamayan müvekkilin alacağının tahsili amacıyla arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, fakat bir anlaşmaya varılamadığını, açıklanan nedenlerle müvekkilin davalı belediyeden 64.891,80 TL alacaklı olduğunun tespitine, alacağın TTk 1530/4-a hükümleri uyarınca 14/02/2020 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; öncelikle davaya konu uyuşmazlığın borcun kaynağı bono olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılıp sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı gerilmesi gerektiğinin belirtildiği ayrıca davacıdan davalı Tire Belediye Başkanlığınca faturalarda belirtildiği şekilde bir mal alımı yapılmadığını, davacının davasına dayanak faturalar süresinde düzenlenmediği gibi faturalar ile birlikte malzeme ve işçilik talep listeleri de usulüne uygun düzenlenmediğini, faturalara dayanak yapılan malzeme ve işçilik talep listeleri yerel seçimlerden önceki döneme ait olduğunu, çoğunda isim bulunmadığını, kısaltma ya da baş harfler bulunduğunu, malzeme ve işçilik talep listelerinin hukuken usulsüz ve içerik bakımından eksik olduğundan ödeme yapmaya elverişli olmadığını, HMK madde 200 gereği davacının alacak iddiasını senetle ispat zorunluluğunun bulunduğunu, faturalara taraflarınca usulüne uygun olarak itiraz edildiğinden ve davacılarca mahkemeye sunulan taşınır teslim fişlerine senet mahiyeti bulunmadığından alacak, yasanın zorunlu tuttuğu şekilde senetle ispat edilemediğini, sunulan nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Adı geçen Mahkemece yukarıda esas ve karar numarası belirtilen dosya üzerinden 22/11/2021 tarihli ilam ile HSK’nın 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi ile esasın kapatılmasına karar verilmiş, dosyanın yapılan tevzisi üzerine Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Gönderme kararı verilen dosyanın incelenmesinde taraflar arası uyuşmazlığın çözümüne yönelik tahkikata başlanılmadan evvel cevap dilekçesi ile uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğine yönelik savunmada bulunulmasına rağmen bu hususta araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi bu husus yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, menfi tespit istemine konu edilen Tire İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu alacağın “Tire İcra Dairesine … esas sayılı dosyasına 05/03/2020 tarihinde verilen dilekçede beyan edilen para alacağı ve işlemiş faizi 12.604,00 TL” olarak talebe konu edildiği göz önüne alındığında uyuşmazlığın neyden kaynaklı talep edildiği de değerlendirilmeden gönderme kararı veren Mahkemece dosya tarafları yönünden tacir araştırması da yapılmadan davanın ticari bir davaya vücut vermeyeceği göz önünde bulundurulmaksızın doğrudan ticari dava olarak nitelendirilerek yukarıdaki şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı ve ayrıca uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık olduğuna karar verilmesi halinde bile HSK kararının davanın açıldığı tarihten daha sonra yürürlüğe girecek olması nedeniyle bu şekildeki gönderme kararının doğru olmayacağı kanaatine de varılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde her ne kadar az yukarıda bahsedilen HSK kararı dayanak yapılmış ise de Mahkeme gerekçesine, yukarıda bahsi geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı karşısında iştirak edilmemiş, davayı görmeye görevsizlik kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu dolayısı ile gönderme kararı veren Mahkemenin bu nedenle yargılamaya devam ederek ve değerlendirme yaparak uyuşmazlık yönünden bir karar vermesi gerektiği, benzer bir hususta İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas ve … karar sayılı istinaf ilamı ile yine aynı dairenin … esas ve … karar sayılı sayılı istinaf ilamlarında da tabi hakim ilkesinden bahsedilerek HSK kararından evvel açılan davalara davanın açıldığı hal ve koşullar üzerinden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği dolayısıyla Tire …. ASHM’ce yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığı, uyuşmazlık yönünden Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Tire …. ASHM’ne gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6 Hukuk Dairesine tevdine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2- Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdine,
3- Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
4- Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi. 20/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır