Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2022/534 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/545
KARAR NO : 2022/534

DAVA : Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 10/12/2014
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/11/2021 tarihli, …. Esas …… Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde; 17.12.2012 tarihinde davacı Oktay’ın idaresindeki … plakalı motorsiklet ile seyir halinde iken …’in kullandığı……….plakalı araçla Oktay’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle Oktay’ın vücudunda hayatı fonksiyonlarını etkileyecek şekilde 4. Derece kırıkların meydana geldiğini, Urla çok programlı lisesi öğrenci olan Oktay’ın öğrenim hayatına devam edemediğini ve okulu bırakmak zorunda kaldığını, anne …’ın gittdiği ev işlerini aksattığını, babanın ise işini aksatıp gelirden mahrum kaldığını, oğullarının okuyup ileride kendilerine destek olacakken bu destekten mahrum kaldıklarını, motora verilen zararın da karşılanmasının gerektiğini, Urla Asliye Ceza Mahkemesinin ……… E. Sayılı dosyasında devam eden davada …’in asli kusurlu bulunduğunu bildirerek, davacı Oktay için 3.000,00-TL maddi, 30.000,00-TL manevi, davacı Sergül için 1.000,00-TL maddi, 5.000,00-TL manevi, davacı Erol için 1.000,00-TL maddi, 5.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 11/11/2021 tarihli, ……. Esas ……..Karar sayılı ilam ile HSK’nın 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı göz önüne alınarak görevsizlik kararı verilmiş ve görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespiti yapılmış tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine hükmün 15/06/2022 tarihinde kesinleştiği ve tevzi üzerine Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği görülmüştür.
Dava, meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak davacılar lehine istenilen maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davanın ticari dava olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede Mahkememizce herhangi bir araştırmaya girişilmeksizin mevcut hali ile yapılan incelemesinde her ne kadar görevsizlik kararı veren Urla ASHM tarafından işbu uyuşmazlık konusu hususu görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği anlaşılmakta ise de esasen verilen karar mahiyeti itibariyle bir gönderme kararı olduğundan bu kapsamda konunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde her ne kadar HSK kararı ilgi tutularak Mahkemenin görevsiz olmasından bahsedilmiş ise de yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı ve ayrıca İzmir BAM 14.HD’nin ve 6. HD’nin emsal nitelikteki aşağıda belirtilen kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren Mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının görevsizlik kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin görevsizlik kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, görevsizlik kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla bu kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce karşı görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu dolayısı ile gönderme kararı veren Mahkemenin somut uyuşmazlık yönünden değerlendirme yaparak karar vermesi gerektiği, benzer bir hususta İzmir BAM 14. HD’nin 2021/1767 Esas ve 2021/1640 Karar sayılı ve 2021/1750 Esas ve 2021/1641 karar sayılı ve İzmir BAM 6. HD’nin 2021/2984 esas ve 2021/2117 karar sayılı istinaf ilamlarında da tabi hakim ilkesinden bahsedilerek HSK kararından evvel açılan davalara davanın açıldığı hal ve koşullar üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği dolayısıyla Urla ASHM’ce yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığı, uyuşmazlık yönünden Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava dosyasının görevsizlik kararını veren Urla ASHM’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2- Urla Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3- Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
4- Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi. 28/06/2022

Katip …….
e-imza
¸

Hakim…
e-imza
¸