Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/541 E. 2022/877 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/275 Esas
KARAR NO : 2022/792

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir 6. Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.07.2021 müvekkilinin maliki olduğu, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … plakalı aracın müvekkiline ait araca çarpması ve müvekkiline ait aracın da çarpmanın etkisi ile ön sağ kısmı ile bariyerlere çarpması şeklinde kaza meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkilin maliki olduğu aracın yüksek maddi hasara uğradığını, tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağında kazanın oluş şeklinin ifade edildiğini, müvekkiline ait … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kasko sigortalı olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın giderilmesi için aracın tamirinin yaptırıldığını ve tamir masrafının kasko poliçesi kapsamında ödenmesinin davalı taraftan talep edilmesi üzerine … numaralı hasar dosyası açıldığını ve bir miktar ödeme yapıldığını ancak zararın tamamının giderilmediğini, yapılan kısmi ödemenin ardından müvekkilinin tekrar sigorta şirketine başvuru yaptığını, bakiye zararın giderilmediğini ve dava öncesi yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda da anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin zararının giderilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasında Kasko Sigorta Poliçesi akdedildiğini, Sigorta Şirketleri motorlu aracın neden olduğu riziko nedeniyle gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, gerçek zararın zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik ücretleri olduğunu, müvekkil aracında oluşan zararın buna göre değerlendirilmesini ve aracın tamirinin gayri iktisadi olduğunun değerlendirilmesi halinde araç rayiç değeri ve sovtaj ederi hususlarının özellikle irdelenmesini talep ettiğini, bu nedenlerle HMK m. 107 kapsamında fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; 16.000,00TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari temerrüt) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, arabuluculuk vekalet ücreti ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin talep ve dava edildiği görülmüştür.
Adı geçen Mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde 14/02/2022 tarih ve … karar sayılı ilam ile taraf teşkili sağlanmaksızın doğrudan görevsizlik kararı verilmiş ve tevzi üzerine yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; dava konusu hasar sonucu davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini talepli müvekkil şirkete ihbar yapıldığı ve söz konusu ihbar üzerine müvekkil şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, kabul manasında olmamak üzere mevzuat doğrultusunda yapılan hesaplamaya istinaden başvuran tarafın kasko sigortacısına 22.202,63-TL ödemesi yapıldığını, davalı şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının gerçek zararının tespiti için dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerektiğini belirterek davacının yasa, usul ve yargıtay kararlarına aykırı taleplerinin reddine karar verilmesinin ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Noterler birliğine, davalı sigorta şirketine, SBGM’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, kusur ve otomotiv bilirkişisi tarafından hazırlanan raporun dosyaya kazandırıldığı ve davacı tarafından değer artırım dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 21/06/2022 tarihli duruşmada verilen ara karara yönelik kusur ve otomotiv bilirkişisi … tarafından hazırlanan 01/07/2022 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, taraflara usulüne uygun tebliğ yapıldığı, davalı yanca rapora itiraz ve beyanda bulunulmakla birlikte yeniden rapor alınmasının talep edildiği, davacı yanca beyan yahut itirazda bulunulmadığı, raporda özetle; her iki araç sürücüsünün de kazaya etken nitelikte davranışlarının bulunduğu, davalı tarafça toplamda 22.202,63 TL ödeme yapıldığı, davacının aracında KDV dahil toplam 35.518,00 TL zarar oluştuğu hususlarında kanaatin belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 13/07/2022 tarihli değer artırım dilekçesi ile davacı yanın hasarı olarak belirtilen 35.518,00 TL’lik hasara dair dava açmadan evvel öden tutar ile dava açtıktan sonra ödenen tutar düşülmekle başlangıçta belirtilen tutarın artırılması ile 13.315,37 TL hasar tutarının talep edildiği ve ayrıca davadan sonra ödenen 3,386,84 TL yönünden de davanın konusuz kaldığına yönelik beyanda bulunulduğu görülmüştür. Dilekçenin davalı yana tebliğ edilmesine rağmen davala yanca herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; 06/07/2021 tarihinde dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı araç ile dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … Plaka sayılı araçların yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kazadan sonra bölge trafik şube müdürlüğü ekiplerince kaza tespit tutanağının tutulduğu, kaza tespit tutanağına göre Hasan’ın eyleminin KTK’nın 59. maddesini, Yasin’in eyleminin KTK’nın 46/2f maddesini ihlal ettiğine yönelik tespitin yapıldığı, Hasan tarafından sevk ve idare edilen aracın davacıya ait olduğu ve Yasin tarafından sevk ve idare edilen aracın dava dışı …’e ait olduğu, davacı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar biçimde davalı sigorta şirketi nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, hasara yönelik yapılan başvuru üzerine davalı tarafça açılan hasar dosyası kapsamında davacı tarafa hasar ödemesi olarak 06/08/2021 tarihinde 18.815,79 TL ve 28/02/2022 tarihinde (dava tarihinden sonra) 3.386,84 TL tutarında ödeme yapıldığı konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlık konusunun; söz konusu kaza neticesinde davacı aracının hasara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise kendisine yapılan ödemeler haricinde bakiye hasarının bulunup bulunmadığı, bulunduğunun anlaşılması halinde miktarının tespiti ile davacı adına kayıtlı aracın kasko firması olan davalının ne şekilde ve ne tutarda sorumlu olacağının belirlenmesine esas yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate yönelik açılan trafik kazasından kaynaklı bakiye hasar bedelinin tazmini isteminin yanı sıra AAÜT 16/2-c gereği arabulculuk vekalet ücretinin davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığına dair değerlendirmeyi de içerir maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar İzmir 6. Tüketici Mahkemesince poliçe üzerinden aracın ticari nitelikte olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de Mahkememizce araç tescil kayıtlarının celp edildiği ve böylece davacı aracının ticari vasıfta olduğu anlaşılmakla uyuşmazlık yönünden Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı yanca bilirkişi raporuna karşı itiraz ile ek rapor alınması talep edilmiş ise de yapılan itirazların bir kısmının resen değerlendirilecek itirazlardan olduğu bir kısmının aksi iddia edilmekte ise de Mahkememizce de kabul edildiği üzere hali hazırda raporda karşılandığı ve raporun denetime elverişli ve yeterli teknik incelemeyi içerdiği dolayısı ile hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Yine her ne kadar davalı yan vekilince sunulan cevap dilekçesinde müvekkilinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında olduğu belirtilmekte ise de Mahkememiz davalısının kazaya karışan … plaka sayılı aracın kasko firması olduğu, bu nedenle uygulanacak poliçeyi geçersiz kılan bir hal olmadığı yani poliçenin geçersizliğine yol açabilecek kloz olmadığı sürece bahse konu araç sürücüsü kusurlu olsa bile yine de davaya konu talebin kusur durumundan etkilenmeyeceği kanaatiyle bu yöndeki savunmanın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına göre; 06/07/2021 tarihinde davacı adına kayıtlı olmakla birlikte dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın İzmir ili Buca İlçesi çevre yolunda seyir halinde iken arızalanması ve bu nedenle Işıkkent-Buca mevkinde adı geçen aracın emniyet şeridinde durur vaziyette iken aracın arka kısımlarına aynı istikametten ve arkadan gelen … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın sağ ön kısımları ile çarptığı ve bu çarpanın etkisi ile … plakalı aracın sağ ön kısımlarının çelik bariyere çarptığı şeklinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda Hasan tarafından kullanılan araç her ne kadar emniyet şeridinde ise de aracın gerekli tedbirleri almadan durduğu, bu şekildeki eyleminin 2918 sayılı yasanın 59. maddesine aykırılık teşkil ettiği, Yasin’in ise yasal haklı durumlar olmaksızın emniyet şeridinde seyri sırasında kazanın meydana geldiği anlaşılarak eyleminin aynı yasanın 46/2-f maddesini ihlal ettiği anlaşılmakla kazada Yasin’in% 75 oranında, Hasan’ın ise %25 oranda kusurlu olduğu, söz konusu kusurlu hareket neticesinde davacı aracının yedek parça, işçilik ve KDV dahil toplamda 35.518,00 TL tutarda hasara uğradığı, davalı yanın Hasan tarafından kullanılan aracın kasko şirketi olduğu, bu kazadan dolayı davacı yana davadan önce 18.815,79 TL tutarında ödeme yapıldığı, yapılan ödeme ilişkin hesaplama yerinde görülmemekle birlikte davacının gerçek hasar tutarının hükme esas alınmasına karar verilen rapordan da anlaşılacağı üzere dava tarihi itibariyle davacının karşılanmamış zararının 16.702,21 TL olduğu, davadan sonra ise 3.386,84 TL tutarında ödemede bulunulmakla birlikte başkaca ödeme yapılmadığı anlaşılmakla davacının halen 13.315,37 TL’lik hasarının karşılanmadığı, araçta oluşan hasarın söz konusu kaza ile illiyet bağının bulunduğu ve olayda davalı sigorta şirketi kasko poliçesinin uygulanmamasını gerektirir bir durum olmadığı gibi geçersizliğini de doğuracak bir kloz olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda oluş şekli belirtilen davaya konu trafik kazasından kaynaklı davacı aracında toplamda 35.518,00 TL tutarda hasar meydana gelmekle birlikte bu tutarın davadan önce 06/08/2021 tarihinde 18.815,79 TL’sinin davadan sonra ise 28/02/2022 tarihinde 3.386,84 TL’sinin karşılandığı, karşılanmamış tutardan davalının kasko poliçesi gereği sorumluluğunun bulunduğu ve toplam hasar limitinin poliçe ile güvence altına alındığı kanaatiyle açılı davanın kabulü ile 13.315,37 TL bakiye araç hasar tutarının 06/08/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davadan sonra ödenen 3.386,84 TL’lik tutar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alınması gereken harcın 13.315,37 TL üzerinden hesaplanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen iş bu hüküm her ne kadar davanın kabulüne şeklinde ise de esasen davadan sonra ödenen haricindeki 13.315,37 TL yönünden teknik olarak kısmen kabul yönünde hüküm kurulması gerektiği, ancak bu hususun gerekçeli kararda düzeltilmesinin kısa karar ile çelişki oluşturacağı, bu nedenle bu hususa sadece değinilmekle yetinildiği ve ancak davadan sonra ödenen tutar yönünden karar verilmesine yer olmadığı karar verildiği göz önüne alındığında dava tarihi itibariyle haklılığın yukarıdaki gerekçeler ile davacı olduğu anlaşılmakla bu tutar yönünden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle ayrıca vekalet ücreti talep edilmiş ise de 6325 sayılı yasadan kaynaklı arabuluculuk yönünden vekalet görevi nedeniyle verilen hizmetin vekil ile asil arasındaki avukatlık hizmeti nedeniyle belirlenen ücrete mahsus olduğu ve bu nedenle ücretin asil tarafından karşılanması gerektiği, bu tutarın iş bu davada verilen hizmet ilgi tutularak talep edilmesinin mümkün olmadığı kanaatiyle talebin yerinde olmadığına ve bu nedenle davacı yanın talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile davaya konu trafik kazasından kaynaklı davacı aracının toplamda 35.518,00 TL zarara uğradığı, davadan önce hasara yönelik 18.815,79 TL tutarında ve davadan sonra 3.386,84 TL tutarında ödemede bulunulduğu göz önüne alınmakla;
-13.315,37 TL bakiye araç hasar tutarının 06/08/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 3.386,84 TL’lik bakiye araç hasar tutarının ise dava tarihinden sonra davalı yanca ödendiği anlaşılmakla bu tutar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 909,58 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 353,95 TL (273,25 TL peşin harç ile TL 80,70 tamamlama harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 555,63 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 434,65 TL (80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru ve 273,25 TL tamamlama harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 900,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderleriden oluşan toplam 1.334,65 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 340,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– İstem konusu edilen arabuluculuk avukatlık ücretinin yargılama giderleri olarak davalıdan tahsili yönündeki talebin reddine,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 800,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Erhan Özlü’ye ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza