Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2022/955 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/514 Esas
KARAR NO : 2022/955
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 11/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; karşı taraf …’in, müvekkili şirket … Bant Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz yoluyla takip başlatmış olup takibe ilişkin ödeme emrinin ve takip dayanağı çekin, müvekkili şirkete 06/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği ancak müvekkili şirket aleyhine başlatılan takibin haksız bir icra takibi olup, taraflarınca İcra Hukuk Mahkemesine itiraz edildiği, takibe dayanak teşkil eden çek konusunda; müvekkili şirket ile keşideci veya müvekkili şirket ile … Mobilya İnşaat Gıda A.Ş. arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, alacaklı ve borçlu arasında ticari ilişki bulunmuyor ise, çekin kambiyo vasfını taşımadığı, keşideci tarafından müvekkili şirkete verilmiş olan çeklerin ticari krediye teminat olma niteliğini haiz olup olmadıklarının tespit edilebilmesi amacıyla bankaya ibraz edildiği, banka tarafından söz konusu sorgulamanın yapılabilmesi için müvekkili şirketin ciro etmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından ciro edilip bankaya ibraz edilen çeklerin ticari krediye teminat olma niteliğini haiz olmadığı tespit edilmiş ve müvekkili şirketin elinde bulunduğu ve hiçbir ticari ilişkide kullanılmadığı sırada çalındığı, müvekkili şirket tarafından söz konusu çeklerin çalındığı, itiraza konu İzmir 26. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasının ödeme emrinin tebliği ile haberdar olunduğu, buna ek olarak aynı şirket tarafından keşide edildiği ve arkasında müvekkili şirkete ait sahte kaşe ve imza bulunan çeklerin de piyasaya sürüldüğü, tüm bu işlemleri gerçekleştiren kişi hakkında taraflarınca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na … tevzi numarasıyla şikayette bulunulduğu, çalınmış olan diğer iki adet çekin akıbetiyle ilgili müvekkili şirketin herhangi bir bilgisinin bulunmadığı, yukarıda açıklandığı üzere, müvekkili şirketin hiçbir şekilde ne keşideci ne de kendinden sonraki cirantalar ile herhangi bir ticari ilişki içine girmediği, müvekkilden çalınan çeklerin, herhangi bir ticari ilişki olmaksızın bir sonraki ciro eden kişiye haksız olarak devredildiği ve bu ciro ilişkisinin devam ettiği, bu durumda yapılması gereken gerçekte müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığının ortaya çıkarılması olduğu, nitekim dava konusu çekin ve müvekkil şirketin sahte kaşe ve imzasının bulunduğu çek hakkında Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … E. Numaralı dosyası ile ödeme yasağı konduğu, her ne kadar mahkeme tarafından ödeme yasağı kararı verilmiş olması tek başına alacaklının takip başlatılmasına engel olmasa da söz konusu ödeme yasağı kararının hangi sebeple alınmış olduğu icra takibinin başlatılmasını engelleyen bir husus içerebileceğinden işbu dosyanın celbi ile taraflar arasında ticari ve hukuki herhangi bir ilişkinin olmadığını gösteren herhangi bir delil bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesinin gerektiği belirtilerek açıklanan nedenlerle İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi hükmü gereği tedbir taleplerinin kabulü ile yargılamanın sonuna kadar icra veznesine yatırılmış olan paranın alacaklıya verilmesinin durdurulmasına, davanın kabul edilerek taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığının tespit edilmesine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığı, icra takibine konu çek üzerinde bulunan ciro silsilesinden kolayca anlaşılabileceğini, icra takibine dayanak kambiyo senedine bakıldığında davacının lehtar, davalının ise beşinci ciranta olduğunu, lehtar ile beşinci ciranta arasında ticari ilişki olmasının düşünülemeyeceği, bu nedenle davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalının iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, davalının bu çeki … isimli şahısla olan ticareti dolayısı ile onun imzasını taşıyan ciro yolu ile aldığını, Davacının dava dilekçesinde icra takibine dayanak kambiyo senedinin keşideci tarafından kendisine verildiğini kabul ettiğini, Aynı şekilde bu çeki bankaya ibraz için kendisinin ciro yolu ile imzaladığını, ancak banka tarafından kendisine iade edildiğini de kabul ettiğini, doğru olduğunu kabul etmemekle birlikte çekin çalındığı varsayılsa bile davacının bu aşamalarda ve sonrasından basiretli davranmadığını, davaya konu çekin hem keşideci hem de lehtar ayrı ayrı kaybetmiş veya çaldırmış olması mümkün olmadığını belirterek Öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, daha sonra haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesin karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İstanbul CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasının Uyap örneği, İzmir 26. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap örneği, Kastamonu 2. ASHM’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap örneği dosyamız arasındadır.
Kastamonu 2. ASHM’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu (çek meblağı farklı olarak bildirilmekle birlikte) çekten kaynaklı olarak dava dışı Nezire Bozdemir tarafından kıymetli evrakın iptaline yönelik dava açıldığı anlaşılmıştır.
İzmir 26. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davalısı tarafından davacı ve dava dışı Saitoğulları…A.Ş., … ve … Oto…A.Ş. Aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin davaya konu çek olduğu, çekin incelenmesinde ise keşidecisinin …A.Ş., lehtarının davacı olduğu, lehtar tarafından cirolanmakla önce … Oto…A.Ş.’ye verildiği, bu ciranta tarafından ……A.Ş.’ye, bu ciranta tarafından … Teknik Servise (üzerinde iptal kaşesi vardır), bu ciranta tarafından … ‘e ve … tarafından da cirolanmak suretiyle davalıya verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde Mahkememiz davalısı tarafından davacı taraf ve dava dışı … … AŞ … ve … Otomotiv … AŞ aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile toplam 95.443,94 TL alacağın tahsiline yönelik takip başlatıldığı, takip dayanağının Garanti Bankası Buca – İzmir şubesine ait 20/03/2022 vade tarihli, 85.000,00 TL tutarlı ve … seri nolu çek olarak belirtildiği, söz konusu çekte Mahkememiz davacısının lehtar sıfatıyla davalının ise son ciranta sıfatı ile bulunduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın bahse konu icra dosyasına dayanak çeke ilişkin davacının önceki ve sonraki çekte görülen taraflar ile aralarında ticari ilişkinin olup olmadığı, bu hususun mevcut bu davada dikkate alınıp alınmayacağı ile davacının bu yöndeki savunması kapsamında değerlendirme yapılıp yapılmayacağı, davacının söz konusu çekten kaynaklı davalıya borcunun olup olmadığı hususlarının tespit ve değerlendirilmesine yönelik açılan kıymetli evraktan kaynaklı menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; davacı vekilinden dava dilekçesinin net anlaşılması bakımından keşideci ile ticari ilişkinin bulunmadığının bildirilmesine rağmen çekin hangi amaçla keşideciden alındığı, iş bu davanın taraflar arası ticari ilişki olmadığına yönelik tespit talebine ilişkin mi açıldığı ve ayrıca çekin muhatap bankayı ibrazının nasıl yapıldığı hususları yönünden yeniden somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında sorulmakla verilen 03/11/2022 havale tarihli beyan dilekçesi ile çek keşidecisi şirketin davacı şirkete gayrimenkul satın almak üzere ulaştığı ve davacıya ait taşınmazın satın alınması ve ödemenin ise çek ile yapılmak istenildiği ve dava konusu çekin müvekkiline avans çeki olarak verildiği, çekin davacı tarafından banka kredisinde teminat olarak kullanabilmesi koşulu ile kabul edileceğinin beyan edildiği ve ibraz üzerine banka tarafından teminat olarak kabul edilemeyeceğinin söylenmesi üzerine gayrimenkul devri yapılmadığı, ekin herhangi bir ticari faaliyette kullanılmamış iken çalındığı ve sonraki cirantanın ibrazı nasıl yaptığı hususunun ise taraflarınca bilinmediğinin beyan edildiği görülmekle esasen davacı tarafça çekin ibrazına yönelik ciro işleminin yapıldığının beyan edildiğinden çekteki cironun varlığı konusunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı davacı tarafça tanık dinletilmek istenilmiş ise de dosya kapsamındaki iddia ve savunmalar ile dava değeri göz önüne alındığında davacının tanık dinletemeyeceği ayrıca yine davacı tarafça gerek kendisinden önceki ve sonraki çekte görülen kayıttaki şirketlerle aralarında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı yönünden ticari defter ve kayıtların incelenmesi talep edilmiş ise de dosya kapsamı itibariyle talep yerinde görülmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; iş bu davanın menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı tarafta olmasına rağmen somut olayda çekin belirtilen şekilde imzası inkar edilmeksizin cirolandığına yönelik çek üzerinde herhangi bir ibare olmadığı gibi ciro silsilesinin düzgün ve birbirini takip eder şekilde devam ettiği bu anlamda çekin bedelsizliğinin talil edilidiği göz önüne alındığında ve ayrıca cirolanan iş bu davaya konu çekten kaynaklı menfi tespit davasında davalının alacağı bir kambiyo senedine dayalı olduğundan ispat yükünün davacı tarafta olduğu kabul edilerek yapılan değerlendirme neticesinde, çekin teminat amaçlı olarak kabul edilip edilmeyeceği yönünde cirolanması üzerine bankaca kabul edilmemesi sonucu davacı verilmesi üzerine çekin davacı tarafça iptal yahut imha edilmediği, bu şekilde uhdesinde bekletildiği esnada çalındığı iddia edilmiş ise de bu hususun ispat edilemediği gibi davacı yanca çekin vasfının olmadığı belirtilmiş ise de bu talebinin yerinde olmadığına kanaat getirildiği, iş bu davanın ciranta konumundaki davalı (icra dosya alacaklısı) aleyhine açıldığı anlaşılmakla birlikte 6102 sayılı TTK’nın 686. madde göz önüne alındığında davacının davalıya borcunun bulunmadığı konusundaki ispatının davalının kötüniyetli olmasına yada iktisabında ağır kusurlu olmasına bağlı olduğu ve ancak bu hususa dair bir iddia ileri sürülmediği gibi aksini düşündürecek bir emareye de rastlanılmadığı, adı geçen yasanın 687. maddesine göre ise lehtar konumundaki davacı ile keşideci ve ilk ciranta konumundaki taralar arasında ticari ilişki olmadığı yönündeki iddiada bulunulmuş ise de bunun dinlenebilmesi için davalının bile bile davacı zararına hareket etmesi gerekmesine rağmen bu yönde bir iddiada bulunulmadığı gibi aksini düşündürecek bir emareye de rastlanılmadığından ticari ilişki olmadığı yönündeki iddianın davalıya karşı ileri sürülemeyeceği kanaatlerine varılmakla her ne kadar davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ise de davacının kötüniyet iddiası olmadığı göz önüne alındığında yemin hususunun hatırlatılmasına gerek görülmeden yapılan değerlendirme sonucunda icra dosyasından kaynaklı borçlu olunmadığına yönelik açılı işbu davanın ispatlanamama nedeniyle reddine, ihtiyati tedbirin kabulü yönünde karar verilmekle infazı için icra müdürlüğüne bildirildiği anlaşılmakla yasal şartları oluştuğu anlaşıldığından hükmolunan (icra dosya takip çıkış tutarı) tutarın %20’si olarak hesaplanan 19.088,78 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve ayrıca İİK 72/4 göz önüne alındığında verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ve davacı yanca yatırılan teminatın iadesinin dosyanın kesinleşmesinden ve 6100 sayılı HMK’nın 392. maddesinde belirlenen şartın gerçekleşmesinden sonra değerlendirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
– İİK 72/4 kapsamında davacı yanca istenilen ihtiyati tedbirin kabulü yönünde karar verilmekle infazı için icra müdürlüğüne bildirildiği anlaşılmakla hükmolunan (icra dosya takip çıkış tutarı) tutarın %20’si olarak hesaplanan 19.088,78 TL tazminatın DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
– Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin İİK 72/4 kapsamında kaldırılmasına, yatırılan teminatın davacıya iadesinin dosyanın kesinleşmesinden ve 6100 sayılı HMK’nın 392. Maddesinde belirlenen şartın gerçekleşmesinden sonra değerlendirilmesine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 1.629,95 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazladan alınan 1.549,25 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen harç ile gider avansından kullanılan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 412,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesine göre DAVACIYA İADESİNE,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dava değeri göz önüne alınmakla (takip çıkış tutarı üzerinden) hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 15.271,03 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸