Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/508 E. 2022/830 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/508 Esas
KARAR NO : 2022/830

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkil şirket arasında ticari ilişkiye binaen ödenmeyen alacağı için İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Müvekkil inşaat malzemeleri satımı yapmakta olup davalı da inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğinden borçlu müvekkilden işi gereği zaman zaman iştigal konusu işi ile ilgili malzeme satın alımı yapmış ve taraflar arasında buna yönelik bir ticari ilişki kurulduğunu, Ancak davalı son dönemlerde müvekkil tarafından davalıya satıma konu edilen mal bedellerini ödemekten imtina ettiğini, Dilekçemize ekli cari hareket dökümü ve cari hareket dökümünde kaydı bulunan e- arşiv faturaları ile fatura dayanağı irsaliyelerden de anlaşıldığı üzere davalı yan müvekkil ile ticari ilişki içinde olup davaya konu borcunu ödemediğini, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak ikamesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı/haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talebi yönünden huzurdaki davayı kısmi dava olarak ikame etmekte olduğunu, Yerleşik Yargıtay içtihatları ile de desteklendiği üzere itirazın iptali davasının kısmi dava olarak ikamesinde hukuka aykırılık bulunduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1644 E. 2018/11686 K. Sayılı kararında “Somut olayda davacı vekili 150.000,00 TL tutarında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının iptalini talep etmiştir. Bu durumda davacı alacağını 150.000,00 TL olarak belirlemiş ancak bunun 10.000,00 TL’lik kısmı için takibini devam ettirmek isteyerek alacağın bir kısmını davaya konu etmiş ve yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği şekilde kısmi dava açmıştır. Bu nedenle davacının kısmi dava açmakta hukuki menfaati bulunduğu gözetilmeden …” demekte olduğunu, Dolayısı ile yerleşik Yargıtay içtihatlarında da yer aldığı üzere itirazın iptali davasının kısmi dava olarak ikamesinin yasaya uygun olduğu hususu izahtan vareste olduğunu, HMK md 109 gereği davalı borçlunun şimdilik 3.000 TL ödenmeyen borca ilişkin olarak haksız ve yersiz itirazının iptaline, takibin devamına, Alacak likid ve muayyen olduğundan davalı borçlunun, alacak miktarı üzerinden %20’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Vergi Dairesi, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odasına yazılan yazı cevapları mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava;İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı icra takibinde taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı alacağın tahsili istemli itirazın iptali davasıdır.
Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında; dairelerinde … vergi kimlik numaralı mükellefi …’ın e-beyanname olarak 2021 dönemi yıllık gelir vergisi beyannamesinde işletme hesabı esasına göre defter tutuğu, 213 sayılı vergi usul kanunu 177. Maddesinde ifade edilen “2.sınıf Tüccar ” kapsamına girdiği ve 2021 yılı dönemi 77.630,51-TL’nin 67.520,59-TL giderin ve dönem karı/zararının 9.315,66-TL olduğu bildirilmiştir.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında; … …’a ait 17/09/2018 tarihli spor tesisi işletmeciliği yaptığı bildirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabından da anlaşılacağı üzere davacının tacir kaydının bulunmadığı ayrıca vergi dairesi müdürlüğünce davacının gayri safi gelirinin gönderildiği, 27 Temmuz 2007 tarihli Resmi Gazete yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararına göre, dava tarihi itibariyle davacının alış ve satış tutarı ve yıllık gayri safi gelirine göre tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlar kapsamında dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde; Mahkememiz davacısının tacir olduğu ve fakat davalı yanın tacir olmadığı, uyuşmazlığın TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen mutlak nitelikte ticari dava niteliğinde bulunmadığı ve davalının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği kanaatine varılmış, görevli ve yetkili Mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği kanaati ile açılan davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Ayrıca kararın kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.27/10/2022
Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.