Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/424 E. 2023/482 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/424 Esas
KARAR NO : 2023/482
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; öncelikle iş bu davamızın kabulü halinde, dava sonunda müvekkilinin, davalıdan alacağı miktarın sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğundan, davalı adına kayıtlı bulunan tüm araçların, taşınmazların ve banka hesaplarının tamamı üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği, alacağın fatura alacağı olmakla HMK’da aranan yaklaşık ispat, İİK’ da aranan para borcu, muaccel olma ve rehinle temin edilmemiş olma şartlarını barındırmakla ihtiyati haciz şartlarını halihazırda haiz olduğu, o nedenle borçlunun malvarlığı üzerine öncelikli teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise %15 teminat ile ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği, borçlu … hakkında, Seferihisar İcra Dairesinde … E. dosya numarası ile açmış oldukları icra takibine 14/10/2021 tarihinde borçlu tarafından itiraz edildiği ve takibin durduğu, davalının borcunun varlığı sabit olmakla davalı haksız olarak borca itiraz etmiş olduğundan borca ilişkin itirazın hükümden düşürülmesi gerektiği çünkü borçlunun haksız olup, itirazında da kötü niyetli olduğu, müvekkili ve davalı arasında ticari iş ilişkisi olduğu için taraflar arasında telefon alım-satım işlemlerinin gerçekleştirildiği, bu ticari ilişkiden kaynaklanan davalının ödemediği ve tanzim edilen faturalar ile ilgili davalı/borçlu hakkında Seferihisar İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 363.417,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, davalı ile müvekkili arasındaki ticari iş ilişkisi çerçevesinde 24/07/2020 – 12/03/2021 tarihleri arasında 74 adet fatura düzenlendiği, 74 adet faturadan kalan alacak bedelinin davalıca ödenmesi gerekirken bugüne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalının, itirazında borcunun bulunmadığını iddia ederek borca itiraz ettiği ancak icra takip dosyasına sunulan faturalar ile ilgili herhangi bir açıklama getirmediği ve ödeme belgesi de sunmadığı, müvekkilinine ödenecek olan faturaların tutarının 363.417,00 TL olduğu sabit olmakla birlikte fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı olduğu, Seferihisar İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı dosyası incelendiğinde asıl alacağın 363.417,00 TL olduğu, 38.191,14 TL faiz işlediği masraflarla birlikte toplam borcun bugün itibariyle 452.112,10 TL olmuş olduğunun görüleceği, davalının, müvekkilinin düzenlediği, beyan ettiği faturalara ilişkin itirazının olmadığı, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk şartı olması sebebiyle 15/11/2021 tarihinde Seferihisar Arabuluculuk Bürosuna … Büro Dosya Numarası, … Arabuluculuk Numarası ile başvurulmuş olup, yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığı, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalı borçlunun, yapmış olduğu bu itirazı ile alacağın elde edilmesini imkânsızlaştırmak, zorlaştırmak icra takibini sekteye uğratmak amacında olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle haklı davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı tüm araçların, taşınmazların ve banka hesaplarının tamamı üzerine teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatteyse %15 teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına, borçlunun borca ve icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin Seferihisar İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı … tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı tespit edilmekle davanın adı geçen davalı yönünden inkar çerçevesinde savunulduğu, dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkilinin sağlandığı ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Seferihisar İcra Müdürlüğüne, vergi dairelerine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, davacı kayıtlarının incelendiği şekilde alınan 04/01/2023 tarihli kök ve 04/05/2023 tarihli ek rapor dosya arasındadır.
Seferihisar İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 363.417,00 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 24/07/2020-12/03/2021 tarihleri arasında kesilmiş 74 adet faturadan kalan alacak bedeli 363.417,00 TL olarak belirtildiği, davalı yanca borca geniş anlama itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce kurulan ara karar gereği dosyanın tevdisi üzerine SMMM bilirkişisi tarafından hazırlanan 04/01/2023 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış, rapora karşı davacı yanca itirazda bulunulmuştur. Raporun incelenmesinde; davacı yanın davalı aleyhine 2020 ve 2021 yılında 13 adet 371.635,05 TL e-arşiv faturası ile 61 adet 255.198,02 TL kapalı fatura olmak üzere 74 adet 626.883,07 TL fatura tanzim edildiği, davalı yanca 263.466,00 TL tutarda ödemede bulunulduğu, ödeme tutarları ile kapalı fatura tutarları birlikte değerlendirildiğinde davacı yanın alacağının bulunmadığı kanaatinde bulunulmuş, yapılan itiraz üzerine adı geçen bilirkişi tarafından sunulan ve tebliğ edilip yine itiraza uğrayan 04/05/2023 tarihli ek raporda ise yapılan ödeme yönünden ikili bir yarıma gidilerek ödemenin 2020 yılında düzenlenen faturalara yönelik yapıldığı anlaşılması halinde davacının 2021 yılına devir alacağı 246.717,05 TL olduğu, 2021 yılında kayıtların lehine delil olmadığı belirtilerek e-arşiv faturası olarak davalıdan 42.750,00 TL tutarda alacağının bulunduğu, ödemenin 2020 yılındaki faturaya yönelik yapıldığının anlaşılması halinde devir bakiyesine bu tutar eklenmekle davacının davalıdan 289.467,05 TL alacağının bulunduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine yukarıda belirtilen şekilde başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından yapılan geniş anlamda itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tespit göz önüne alındığında dosya kapsamındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise ticari ilişki kapsamının ne olduğu, davacının bu ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın takibe dayanak söz konusu 74 adet faturalardan kaynaklı olup olmadığı, söz konusu faturaların davalı nezdinde kayıtlı olup olmadığı, davacının alacağının söz konusu faturalardan kaynaklı olduğunun anlaşılması halinde davalı yanca bu faturalara yönelik herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ile birlikte davacının davalıdan alacak talebi açısından davalı yanın icra dosyasına yaptığı itirazın haklılık teşkil edip etmediği, davacının istem konusu ettiği icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsiline yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyaya birden fazla rapor kazandırılmış ve kazandırılan raporlara itirazlarda bulunulmuş ise de her iki raporun birlikte değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alınmakla yapılan itirazların bir kısmının resen değerlendirilmesi gerektiği, bir kısım itirazların ise aksi iddia edilmekle birlikte karşılandığı, yeniden rapor alınmasını gerektirir bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 222 maddesindeki ihtarat gereğinin davacı yanca yerine getirildiği, davalı tarafça yerine getirmemekle birlikte bu hususta bir mazeret sunulmadığı ve dolayısı ile davacı yan yönünden lehine delil teşkil edeceği düşünülse bile davacı yanca 2021 yılı kayıtlarının sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği kabul edilmekle esasen bahse konu 222/3 maddedeki olanaktan davacının 2020 yılı kayıtlarının yararlanacağı ayrıca davacı yanca davalı aleyhine 2020 yılında düzenlenen faturaların toplam bedelinin davacı kayıtlarına 50,00 TL fazla yansıdığı anlaşılmakta ise de bu fazla yansıtmadan davacının yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı kayıtlarına göre davacının 2020 yılında 9 adet e-arşiv faturası olarak 328.885,05 TL ile 45 adet kapalı fatura olarak 181.298,00 TL olmak üzere davalı aleyhine toplamda 510.183,05 TL tutarında fatura tanzim ettiği, bu faturaların toplam değerinin ticari kayıtlara 50,00 TL fazla yansıtıldığı, davalı yanca 31/12/2020 tarihinde Halk bankası kanalı ile 263,466,00 TL ödemede bulunulduğu, davacı tarafından ayrıca 2021 yılında 4 adet e-arşiv faturası olarak 42.750,00 TL ile 16 adet kapalı fatura olarak 73.900,02 TL’lik olmak üzere davalı aleyhine toplamda 116.650,02 TL fatura tanzim edildiği, dosya taraflarınca 2021 yılında davalı aleyhine düzenlenen faturaların her iki tarafça da BA ve BS formları ile beyan edildiği görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ne kadar davalı yanca davaya cevap verilmemiş ve bu kapsamda davanın inkar çerçevesinde savunduğu anlaşılmış ise de davalı yanın 2021 yılında aleyhine düzenlenen faturaları BA formu ile vergi dairesine bildirdiği gibi konu talebe ilişkin 2020 yılı sonunda bir ödeme yapıldığı hususları göz önüne alındığında taraflar arasında ticari bir münasebetin bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın 222/3 maddesi sonucu davacının 2020 yılı kayıtları lehine delil olmakla birlikte yukarıda da açıklandığı üzere 2021 yılı kayıtlarının lehine delil teşkil etmeyeceği, her ne kadar kazandırılan ek rapor ile davalı yanca yapılan 31/12/2020 tarihli 263.466,00 TL’lik ödemenin 2020 ve 2021 yıllarında düzenlenen kapalı faturalar yönünden yapıldığı belirtilmiş ise de Mahkememizce bu hususa riayet edilmeyerek 6098 sayılı yasanın 102. maddesi kapsamında davalı tarafça Halk bankası kanalı ile tek bir işlem ile yapılan ödemenin 2020 yılındaki fatura toplamına yönelik yapıldığı, 2020 yılında davacı tarafça davalı aleyhine toplam 54 adet olmak üzere 510.183,05 TL fatura düzenlendiği, davalı yanca yapılan 263.466,00 TL’lik ödemenin toplam bu fatura bedelinden düşülmesi ile davacının 2021 yılına 246.717,05 TL devir bakiye alacaklısı olarak girdiği, 2021 yılında ise davacı tarafından davalı aleyhine toplam 116.650,02 TL’lik fatura düzenlendiği, söz konusu faturaların aynı zamanda her iki tarafça da BA-BS bildiriminde bulunulduğu, 2021 yılındaki 16 adet 73.900,02 TL’lik fatura her ne kadar kapalı fatura ise de davacı nezdinde bu faturalara yönelik herhangi bir ödeme kaydının olmadığı gibi davalı tarafça ödemenin ispatına yönelik de bilgi ve belge sunulmadığından davalının bu faturaların kapalı fatura olmasından kaynaklı olarak davacıya ödeme yapıldığı yönündeki savunmasına itibar edilmeyerek devir bakiyesine 2021 yılında düzenlenen bedelin de eklenmesi ile icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 363.367,07 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla açılı davanın kısmen kabulü davanın kısmen kabulü ile davalı yanın Seferihisar icra müd.’nün 2021/928 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 363.367,07 TL alacağın tahsili bakımından devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, hükmedilen 363.367,07 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 oranında ve artan oranlarda avans faiz uygulanmasına, davalı nezdinde likit olduğu ve bu nedenle yasal şartları oluştuğundan hükmedilen alacağın % 20’si olarak hesaplanan 72.673,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıda karar kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı yanın Seferihisar icra müd.’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 363.367,07 TL alacağın tahsili bakımından devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin REDDİNE,
– Hükmedilen 363.367,07 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 oranında ve artan oranlarda avans faiz uygulanmasına,
– Hükmedilen alacağın % 20’si olarak hesaplanan 72.673,41 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 24.821,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.206,26 TL (4.389,17 TL peşin harç ile 1.817,09 TL icra dosya peşin harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 18.615,34 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 4.469,87 TL (4.389,17 TL peşin harç ile 80,70 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 2.234,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan)’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 2.233,69 TL’si yargılama giderinden oluşan toplam 6.703,56 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 106,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 53.871,38 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 49,93 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında tarafların haklılık durumuna göre;
– 1.319,81 TL’sinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE,
– 0,19 TL’sinin ise DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8 – Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı