Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/40 E. 2022/410 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/40 Esas
KARAR NO : 2022/410

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile davalı taraf arasında gerçekleşen ticari alım-satım ilişkisi neticesinde davalı tarafın, Müvekkil şirkete yukarıda esas numarası mezkûr icra dosyasının ekinde bulunan cari hesap bakiyesi olarak 5.779,59-TL (5.000,00 TL Asıl Alacağa İşletilen 779,59 TL Faiz ile Birlikte Toplam 5.779,59 TL) borcu bulunduğunu , Müvekkil Şirketin alacağının likit olmasına rağmen hiçbir sebep gösterilmeden, davalının kötü niyetli itirazı üzerine durmuş olan İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas dosyasındaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekmekte olduğunu, Bu sebepten dolayı öncelikli olarak icra takibine konu ticari alım-satım ilişkisinden doğan alacağa ilişkin ticari davalarda zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmek üzere 10.11.2021 tarihinde tarafımızca arabulucuya başvurulmuştur. Taraflar arasında 16.12.2021 Tarihinde gerçekleşen son arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamamış, Taraflar arasındaki ticari alım-satıma konu olan fidelere ilişkin teslim fişi ve sevk irsaliyesi 30.05.2020 tarihinde borçlunun babası tarafından imzalanarak uyuşmazlığa konu mallar teslim alınmıştır. Konu ticari alım satıma ilişkin Müvekkil Şirket tarafından 30.05.2020 tarihli e-fatura düzenlenmiştir.Fakat söz konusu fide satışına ilişkin olarak toplam borç miktarı 25.000,00 TL tutarında olup Borçlu/davalı tarafça sadece 20.000,00 TL’lik kısım için bir ödeme gerçekleşmiştir. Müvekkil Şirketin geriye kalan ve ödenmeyen 5.000,00 TL alacağı tarafımızca icra takibine konu edinilmiştir. Yukarıda kısaca arz ve izah ettiğimiz sebeplerle ve resen gözetilecek nedenlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; Müvekkil Şirketin cari hesap bakiyesi olan alacağını konu alan İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas Sayılı dosyası ile açılmış takibe ilişkin itirazın iptaline karar verilerek icra takibinin 5.000,00 tl asıl alacağa işletilen 779,59 tl faiz ile birlikte toplam 5.779,59 tl olarak devamına, alacağın likit olması ve yapılan itirazın kötü niyetli olması sebebiyle davalı borçlu hakkında asgari %20 olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; yukarıda esas numarası yazılı olan mahkemeniz dosyası kapsamında İzmir 9.İcra Müdürlüğü …… esas nolu dosyasına 18/10/2021 tarihinde itiraz ettiğini, İcra dosyası kapsamındaki söz konusu borç gerçek bir borç olmadığını, Borcun dayanağı olarak gösterilen sevk irsaliyesi incelendiği zaman üzerinde tahrifat yapıldığı açıkça ortada olduğunu, Söz konusu irsaliye üzerinde … adına düzenlenmiş olup sonrasında, Mustafa isminin üstü çizilerek … yazıldığını, Aynı irsaliye incelendiği zaman yine görüleceği üzere teslim alan kısmına … yazılmış olup … yerine bir başkası tarafından imza atılmıştır. Müvekkilim … adına başlatılan tamamen bu icra takibi tamamen haksız olup kötü niyetli olduğunu, davacı taraf hem fatura düzenlemiş hem düzenlediği faturanın üzerinde oynamalar yapmış hem de kendi kendine düzenlediği bu fatura için elektronik fatura düzenleyerek icra takibi başlatmıştır. söz konusu faturaların orjinallerini inceleyerek söz konusu tahrifatların ve hem müvekkilin hem de sözde teslim alan kişi olarak babasının adına atılmış imzalara bilirkişi incelemesi yapılması ve imza örnekleri alınmasına karar vermesini talep ettiklerini, söz konusu haksız ve kötü niyetli davanın reddine, haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibine itirazımın üzerinde yine haksız ve kötü niyetle açılan itirazın iptali davası neticesinde kötü niyet tazminatına karar verilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 9.İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası, Borçlu taraf ile davacı şirket arasındaki bakiye borcu gösteren cari hareket dökümü, arabuluculuk son tunağı, Fide teslim Fişi ve Sevk İrsaliyesi, 30/05/2020 tarihli e fatura, 30/09/2020 keşide tarihli 20.000-TL bedelli çek sureti delil olarak sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı taraf arasında gerçekleşen ticari alım – satım ilişkisi neticesinde davalı tarafın davacı şirkete 9.İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında bulunan cari hesap bakiyesi olarak 5.779,59-TL (5.000,00- asıl alacağa işletilen 779,59-TL faiz ile birlikte toplam 5.779,59 -TL borcun gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali, icra takibinin devamı ve davalı borçlunun icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemli dava açılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile Asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği davalı …’ın tacir olarak kaydına rastlanamadığının bildirildiği, Esnaf ve Sanatkarlar Odasına yazılan yazı cevabında davalı … ‘ın müdürlüklerinde herhangi bir kaydının olmadığının bildirildiği, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan yazı cevabında davalı …’ın herhangi bir gelir unsurundan dolayı faal mükellefiyet kaydına rastlanamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davanın mutlak ticari dava olmadığı, davalı hakkında yapılan tacir araştırmasına göre davalı …’ın tacir olmadığı, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklı olmadığı, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, dolayısıyla iş bu davaya bakmakta mahkememizin görevli olmadığı, davada görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin Asliye HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/05/2022
Katip …….
e-imzalıdır.

Hakim ……
e-imzalıdır.