Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/31 E. 2022/302 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/622
KARAR NO : 2022/268

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/06/2015
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; davalı … Sigorta AŞ nezdinde KTK ZMM sigortası ile sigortalı …’in işleteni olduğu 03/12/2012 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacının kullanmakta olduğu … plakalı motosiklete çarparak davacının ağır şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, davacının yaşamını tehlikeye sokar şekilde yaralandığı, bu olay ile ilgili İzmir 39 ASCM’nin…/… esas sayılı davasında alınan 13/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda …’in kazada asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin yaşadığı bu kaza sonrasında çalıştığı iş yerinden ayrılmak zorunda kaldığını, uzun bir süre çalışamadığını, bir çok defa hastaneye gitmek zorunda kaldığını, yol masrafı ilaç ve tedavi giderlerini zorlukla karşılayabildiğini, davacının meydana gelen maddi zararlarının davalı tarafından karşılanması gerektiğini, ayrıca kaza sebebiyle davacının ciddi tedavi süresi geçirdiği yaşamının tehlikeye girdiği, bu nedenle ciddi ızdırap çektiği psikolojisinin bozulduğu, bu nedenle manevi tazminat da talep ettiklerini, davacının bu dava ile ilgili giderleri karşılayabilecek durumda olmadığından adli yardım talebinde bulunduklarını, yine kazaya neden olan davalı aracı ile ilgili ihtiyati tedbir talep ettiklerini ileri sürerek, oluşan maddi zararlarına ilişkin şimdilik 50,00-TL hastane ve ilaç masrafı, 50,00-TL hastane yol masrafı, 900,00-TL iş gücü kaybı olmak üzere toplam 1.000-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, 75.000-TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç olmak üzere davalılardan olay tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça harç ve yargılama gideri ikmal olunmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde sürücü ehliyeti olmayan davacı …’in kusurlu olduğunu, davacının 03/12/2012 tarihli İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen raporunda yaşamını tehlikeye sokan neden olmadığının tespit edildiğini, bundan sonraki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Adli Tıp raporunda yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu bildirilmişse de bunları kabul etmediklerini, davaya konu olayın trafik kazasından kaynaklandığını, herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, ticari faize hükmedilemeyeceğini, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …’e dava dilekçesi tebliğ olunmuş, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. İşleten davalı …’in 18/12/2016 tarihinde vefat ettiği ve geriye mirasçısı olarak …, …, …’in kaldığı anlaşılmış, davacı tarafça … mirasçılarının davaya dahil edilmesi sonrasında … mirasçılarına davetiye tebliğ olunmuş, …’in dava da yer aldığı ve aynı vekille temsil edildiği anlaşılmış, diğer mirasçılar duruşmaya katılmamış, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
Davalı … Sigorta AŞ vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın 06/03/2012 / 2013 vadeli … numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen şahıs başı sakatlık azami teminat limitinin 225.000,00-TL olduğu, sorumluluklarının poliçe genel şartları gereğince teminat limitinde sürücünün kusuru oranında gerçek zararla sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kimin kusurlu olduğunun tespitinin ve bu nedenle ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacının kalıcı bir maluliyetinin söz konusu olup olmadığının ve bunun kazayla illiyet bağının olup olmadığının tespitinin gerektiğini, zarar hesabının aktüerya uzmanı bilirkişilerce yapılması gerektiğini, dava açılmadan evvel KTK 99/1 maddesi uyarınca gerekli belgeler ibraz edilerek şirketlerine başvurulmadığını, bu sebeple temerrüte düşmediklerini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını, maluliyet olmaması veya kazayla illiyet bağının olmadığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Gerçek şahıs tarafların sosyal ve ekonomik durumu araştırılmış, tarafların sundukları deliller toplanmış, davacının iş göremezlik durumunun tespiti için, kusur konusunda ve davacının oluşan zararı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinden; 03/12/2012 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışmasıyla meydana gelen kazada …’in yaralandığı ve maddi hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kaza sonucunda …’in yaralanması nedeniyle … hakkında taksirle yaralamaya sebep olma suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonunda İzmir 39 ASCM’nin 22/12/2015 tarihli…/… esas

…/… karar sayılı kararı ile …’in TCK 89/1-2-e, 62/1, 52/2 maddeleri uyarınca 3.000-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasına karar verildiği, bu kararın 04/02/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyası içerisindeki araca ilişkin ruhsat belgesi örneğinden ve mahkememizce celp olunan trafik kayıt suretinden … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … adına kayıtlı olduğu anlaşılmış, söz konusu aracın kaza tarihi itibariyle KTK ZMM sigortacısının davalı … Sigorta AŞ olduğu saptanmıştır.
Adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinin 31/05/2017 tarihli raporu ile kazanın meydana gelmesinde davalı …’in %75 oranında, davacı …’in %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü sağlık kuruluşlarından tedavi belgeleri örnekleri getirtilmiş, kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğrayıp uğramadığı, uğramışsa oranı ve geçici iş göremezlik süresi konusunda rapor alınmıştır.
ATK İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 22/03/2017 tarihli raporunda; davacıda kaza nedeniyle anatomik veya fonksiyonel kayıp izlenmediği, şahıs hakkında rapor düzenlenebilmesi için şahsın tam teşekküllü bir hastanede psikiyatri muayenesi yaptırılarak maruz kaldığı kazaya bağlı post-travmatik stres bozukluğu, depresyon vb. psikiyatrik bozukluk olup olmadığı varsa tedavi ile işlevselliğinin düzelip düzelmediği konusunda ayrıntılı psikiyatri raporunun gönderilmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Davacının kazaya bağlı psikolojik rahatsızlığının oluşup oluşmadığı konusunda rapor düzenlenmesi için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilmiştir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalının 16/08/2017 tarihli raporunda; kişiden alınan bilgiler ve ruhsal muayene bulguları birlikte değerlendirildiğinde kişide kazaya bağlı post-travmatik stres bozukluğu geliştiği, tedavi ile işlevselliğinin düzeldiği kararına varıldığı ortaya konulmuştur.
Davacı bu kez Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalına sevk olunarak geçici iş göremezlik süresi ile oluşmuşsa sürekli iş göremezlik oranı konusunda rapor alınmasına karar verilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun 04/04/2018 tarihli raporunda; çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre …’in olaya bağlı kalıcı fonksiyon kaybı bulunmadığı, meslekte kazanma gücünde azalma oranına neden olabilecek bir arızasının bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 6 hafta olarak kabul edilmesinin uygun olduğu, şahsın olaydan sonra psikiyatrik şikayetleri olduğu bildirilmekle istenildiği takdirde kişinin en az 6 ay boyunda psikiyatrik izleme alınması ve sonrasında kişide olaya bağlı psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılar kalıcı ve ruhsal bozukluk olup olmadığı tedavi ile çalışma olanağı veren veya çalışma olanağı vermeyen şeklinde 3 psikiyatri uzmanından oluşan kurul raporunun gönderilmesi halinde varsa psikiyatrik arızası gözönünde bulundurularak maluliyet oranının tekrar değerlendirileceği bildirilmiştir. Davacı vekili bu rapora itiraz ederek raporda ortaya konulduğu üzere psikiyatrik inceleme yapılmasını talep ettiklerini, 06/11/2018 tarihli duruşmada bildirmiştir. Mahkememizce bu konuda rapor düzenlenebilmesi için davacının Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine sevkine karar verilmiştir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğinin yazılarında; 6 aylık psikiyatrik muayene takiplerini hastanede yaptırmadığından dış merkezde takip ediliyor ise tıbbi belgeler ile adli heyet sekreterliğine başvurulduğunda randevu tarihinin düzenleneceği, sonraki yazısında ise randevuya gelmediğinden rapor düzenlenemediği bildirilmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine davacı 6 aylık psikolojik takibinin yapılması için İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinden 28/03/2019 tarihli tek hekim tarafından düzenlenmiş rapor mahkememize gönderilmiştir. Bu raporda; mahkememizce istenen hususlara cevap verilmediği, teşhis ve tanı olarak anksiyete bozuklukları olarak bildirilmiştir. Bu kez istenen nitelikte rapor düzenlenebilmesi için Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine yeniden müzekkere yazılmış, cevabi yazı ekinde gönderilen 25/09/2019 tarihli raporda karar olarak belirtilen ilacı kullanması ortaya konulmuştur.
Davacı yeniden işgöremezlik konusunda raporun düzenlenebilmesi için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalına sevk olunmuş, cevabi yazıda muayenesinin yapıldığı ruh sağlığı ve hastalıkları ana bilim dalından konsiltasyon istendiği, ilgili kliniğe ulaştıktan sonra rapor düzenleneceği bildirilerek ruh hastalıkları ana bilim dalının randevu tarihi bildirilmiştir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun 09/07/2020 tarihli raporunda; davacının 24/06/2020 tarihli adli heyet randevusuna başvurmadığı, bu nedenle dosyanın iade edildiği mahkemece rapor istenmesi halinde tam teşekküllü bir hastanenin ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinden veya tedavi gördüğü hastaneden ya da randevularına başvurmadığı EÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları kliniğinden 3 psikiyatri uzmanından oluşan heyet tarafından belirtilen şekilde rapor alınması durumunda psikiyatrik arızası dikkate alınarak rapor düzenleneceği bildirilmiştir. Bu rapor karşısında yeniden davacı istenilen raporun düzenlenebilmesi için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğine sevk olunmuş, cevabi yazıda; rapor düzenlenebilmesi için adli heyet sekreterliğine başvurarak randevu alması gerektiği bildirilmiş, daha sonraki cevabi yazıda 30/04/2021 tarihine randevu verildiği bildirilmiş, daha sonra bu randevuya başvurmadığı yeniden 17/11/2021 tarihine randevu verildiği bildirilmiştir.
Kısacası davacının kazaya bağlı sürekli iş göremezlik halini gerektirir fizyolojik bir rahatsızlığının olmadığı, ancak psikolojik şikayetler tanımladığından psikolojik kalıcı bir rahatsızlığının oluşup oluşmadığının tespiti konusunda davacı tarafça inceleme yapılması talep edildiğinden ve bu konuda defalarca sağlık kuruluşuna sevk edildiği halde cevabi yazılarda bildirilen randevulara başvurmadığı anlaşılmakla bu kez 27/01/2021 tarihli celsede davacıya randevusuna başvurması konusunda 2 haftalık kesin süre verildiği, sonrasında randevusuna başvurmaması nedeniyle 16/06/2021 tarihli duruşmada; “Davacının sürekli iş göremezlik halinin oluşmadığına dair Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’nun 04/04/2018 tarihli raporunun düzenlendiği bu raporda psikiyatrik durumu ile ilgili rapor temin edilmesi halinde bu durumun da iş göremezlikte değerlendirileceğinin ortaya konulduğu bundan sonra psikiyatrik rahatsızlık oluşup oluşmadığı ile ilgili rapor alındığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu’nun 29/07/2020 tarihli raporunda ruh sağlığı hastalıkları ana bilim dalından konsiltasyon istendiği bu konuda verilen randevuya davacının gitmediği bundan sonra da kesin mehil sonrası davacının 30/04/2021 tarihli randevuya gitmediği dikkate alınarak davacı vekilinin duruşmadaki beyanını delillendiremediği bu konuda en azından hastaneden bir belge alarak mahkememize sunması gerekirken sunmadığı dikkate alınarak mevcut tıbbı belgeler çerçevesinde davanın değerlendirilmesine, bundan sonra davacının raporunun alınması konusunda işlem tesis edilmemesine” karar verilmiştir. Bu durumda davacının 04/04/2018 tarihli rapora göre meslekte kazanma gücünde azalma meydana gelmediği, geçici iş göremezlik süresinin 6 hafta olduğu kabul edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi … tarafından sunulan 15/11/2021 tarihli raporda; …’in geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 1.066,79-TL olup %25 kusur indirimi sonrası 800,09-TL olacağı, sürekli maluliyetten kaynaklı zararının bulunmadığı, SGK sorumluluğunda olmayan ilaç giderinin 50,00-TL olup %25 kusur indirimi sonrası 37,50-TL olacağı, tedavi ile ilgili muhtemel ulaşım giderinin 445,00-TL olup %25 kusur indirimi sonrası 333,75-TL olacağı böylelikle toplam maddi tazminat alacağının 1.174,34-TL olacağı ortaya konulmuştur.
Davacı vekili 08/09/2016 tarihli duruşmada; … tarafından 8.250,00-TL ödenerek manevi zararlarının karşılandığı, bu tutarın dava açıldıktan sonra ödenmiş olması nedeniyle manevi tazminata ilişkin taleplerinin konusuz kaldığı, maddi tazminat talepleri ile ilgili tüm davalılar yönünden talep ve davalarının sürdüğü beyan edilmiştir.
Davacı vekili 30/03/2022 tarihli son duruşmada manevi zararların karşılandığını, manevi zararlara ilişkin alacaklarını vekalet ücreti ile birlikte aldıklarını tüm manevi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, dava dilekçesindeki iş gücü kaybı taleplerinin geçici iş göremezlik talebine ilişkin olduğunu, dava dilekçesindeki taleplerinden daha düşük hesaplamalar için yapılacak herhangi bir işlem olmadığını, değer artırım talebinin dava dilekçesindeki taleplerinden daha yukarıda hesaplanan alacak kalemleri için yapıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 08/12/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde ortaya konulan 1.000,00-TL maddi tazminat taleplerini 171,34-TL artırarak toplam 1.171,34-TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir. Islah dilekçesinde hangi konudaki taleplerinin ne kadarı artırıldığı ayrıntılı bildirilmemiş olmakla birlikte, hesap bilirkişisi raporundaki hesaplamaya göre artırımda bulundukları anlaşılmakla, bilirkişi raporunda dava dilekçesindeki 50,00-TL hastane ilaç masrafı ile 900,00-TL geçici iş göremezlik tutarı talebine karşılık daha düşük hesaplama yapıldığından 1.171,34-TL olarak artırılan talep tutarından dava dilekçesindeki 50,0-TL hastane ilaç masrafı talebi ile 900,00-TL geçici iş göremezlik tutarı talebi düşüldüğünde artırılan talebin 221,34-TL’sinin hastane yol masrafına ilişkin artırıldığı hesaplanmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında; davalı … Sigorta AŞ tarafından KTK ZMM sigortası ile sigortalanan …’in işleteni olduğu …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 03/12/2012 tarihinde davacı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucunda meydana gelen kazada …’in yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %75 oranında davacı …’in %25 oranında kusurlu olduğu, yukarıda özetlenen sağlık raporlarına göre kaza nedeniyle davacı …’in sürekli maluliyet halinin oluşmadığı, geçici iş göremezlik süresinin altı hafta olduğu, aktüer bilirkişi hesaplamasına göre kusur indirimi yapıldıktan sonra davacının SGK sorumluluğunda olmayan ilaç gideri zararının 37,50-TL, tedavi ile ilgili muhtemel ulaşım gideri zararının 333,75-TL ve geçici iş göremezlik zararının 800,09-TL olduğu, dava dilekçesinde talep edilen SGK sorumluluğunda olmayan 50,00-TL hastane ve ilaç gideri zararı talebinin kısmen kabulü ile 37,50-TL’nin, 900,00-TL geçici iş göremezlik zararı talebinin 800,09-TL’lik kısmının ve tedavi ile ilintili muhtemel ulaşım gideri talebinin değer artırım yoluyla artırılan kısmı da gözetilerek 221,34-TL olarak kabulü ile toplam 1.058,93-TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline ve aşağıda belirtildiği üzere belirtilen tarihlerden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya dair hastane ve ilaç masrafı ile geçici iş göremezlik zararının reddine, fazlaya dair hastane yol masrafı tazminat talebi ile ilgili olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafça iş bu dava kapsamında 75.000-TL manevi tazminat talep edilmiş ise de, 08/09/2016 tarihli duruşmada 8.250,00-TL manevi tazminatın … tarafından davacıya ödendiği bildirilmekle, bu kısma ilişkin manevi tazminat talebi ile ilgili dava konusu ortadan kalktığından karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya dair manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kısa kararda dava açıldıktan sonra ödenen ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilen manevi tazminat 8.250,00-TL olarak yazılacak yerde tuş hatası ile 5.250,00-TL olarak yazılmış olmakla, bu kısım yazı hatası gerekçeli kararda 8.250,00-TL olarak düzeltilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davacının manevi tazminat talebinin 8.250,00-TL’lik kısmı dava açıldıktan sonra ödendiğinden bu kısım manevi tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya dair manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Davacının hastane ve ilaç gideri maddi tazminat talebi ile geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin kısmen kabulüne, hastane yol masrafı talebinin kabulüne,
37,50-TL hastane ve ilaç gideri, 800,09-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 221,34-TL hastane yol masrafı olmak üzere toplam 1.058,93-TL maddi tazminatın 03/12/2012 tarihinden itibaren (davalı sigorta yönünden dava tarihinden itibaren) yasal faiziyle müteselsilen davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Fazlaya dair hastane, ilaç ve geçici iş göremezlik talebinin reddine,
Hastane yol masrafı tazminat talebi ile ilgili olarak fazlaya dair davacı haklarının saklı tutulmasına,
3-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 72,33-TL harçtan peşin alınan 257,78-TL ile değer artırımı sırasında alınan 3,00-TL harç toplamı olan 260,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla alınan 188,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve maddi tazminat talebinin kabul edilen kısmına göre belirlenen 1.058,93-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve maddi tazminat talebinin reddedilen kısmına göre takdir olunan 112,41-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalılar … ve … Sigorta AŞ’ye 1/2 oranında verilmesine,
-Davacı vekilinin talebi dikkate alınarak manevi tazminat talebi yönünden davacı yararına ve davalı … yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından sarf olunan 2.166,65-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre takdiren 1.958,72-TL yargılama gideri ile 27,70-TL başvurma harcı ile 72,33-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 2.058,75-TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafça yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, verilen karar davacı vekilinin, davalı … Sigorta vekilinin, davalı … vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)