Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/274 E. 2022/806 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/274 Esas
KARAR NO : 2022/806

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunuşlan dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının 4562 sayılı OSB kanununa tabi bir organize sanayi bölgesi olup davalı … ise Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi ‘nin katılımcılarından biri olduğunu, katılımcı tarafın 01 Aralık 2017- 28 Şubat 2018 yılları arasında doğan altyapı katılım payı ve üyelik aidatı borcuna ilişkin olarak davacı tarafça yapılan bildirimlere rağmen davalının borcunu ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine Kemalpaşa İcra Müdürlüğü …. esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini Kemalpaşa İcra Müdürlüğü …esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz eden davalı-borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı-borçlu aleyhine haksız ve kötüniyetli itirazı ve alacağın likit olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; 4562 Sayılı Organize sanayi bölgeleri kanunu uyarınca katılım paylarının ödeme şekil ve şartlarına ait uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, icra takibinin ödeme emrinin müvekkile tebliğ edildiğini, icra takibine karşı müvekkili tarafından yasal süre içinde yetki ve borç itirazında bulunulup icra takibi durdurulduğunu,davalının ikametgahının icra ödeme emrinden de anlaşılacağı üzere İzmir’in Bornova ilçesi olduğunu, bu sebeple ilgili ödeme emrine karşı yetki itirazı yapıldığını, davalının dava konusu gayrimenkulde herhangi bir ticari faaliyet de gerçekleştirilmediğini, müvekkil gayrimenkulden herhangi bir gelir elde etmediğini, Müvekkilinin yatırım amacıyla gayrimenkulü satın aldığını, İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından tanzim edilmiş olan tapu dağıtımı konulu 01.12.2020 tarih ve 1863 sayılı yazıda da görüleceği üzere m ait gayrimenkulün bulunduğu 2. Etap parselasyon uygulamasının tescil işlemleri 17.11.2020 tarihinde tamamlandığını, imar ve parselasyon işlemlerinin tamamlanmadan katılımcılardan aidat ve katılma payı talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın öncelikle görev ve yetki yönünden yaptığımız itirazlar doğrultusunda usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün ……Esas sayılı icra dosyasına, Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne, Menderes Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere yazılan cevabi yazıların dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine asıl alacak ve işlemiş faizlerden oluşan toplam 6.381,36 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının katılım payı borcu, aidat borcu, katılım payı gecikme borcu ve aidat gecikme borcu olarak belirtildiği, davalı tarafça geniş anlamda borca itirazın yanı sıra icra müdürlüğü’nün yetkisine de itiraz edildiği, yapılan itiraz üzerinde takibin durdurulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; davalının davacının …nin katılımcılarından olduğu bu kapsamda katılımcı olması sebebi ile borcun tahsiline yönelik aleyhine Kemalpaşa İcra Müdürlüğü …….. esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine başlatılan takibe yetki ve geniş anlamda itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın davalının davacıya belirtilen tutarda borcunun bulunup bulunmadığı, bu anlamda icra dosyasına yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği ve davacı yanca istem konusu edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; davalı tarafça gerek icra müdürlüğü dosyasına gerekse Mahkememizin görevine yönelik itirazlarda bulunulduğu, söz konusu itirazlar neticesinde davalının beyanlarının kabulü halinde dava şartı noksanlığından usulden ret kararının verilmesinin gerektiği dolayısıyla taleplerden hangisinin öncelikli olarak incelenmesi gerektiğine yönelik yapılan değerlendirme neticesinde öncelikle itirazın iptali davası için aranan ön şart olan takibin yetkili icra müdürlüğü üzerinden başlatılıp başlatılmadığına yönelik icra müdürlüğünün yetkisine itirazın değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış bu kapsamda somut uyuşmazlık yönünden yapılan inceleme neticesinde davalı yanca sözleşmesel ilişki inkar edilmediğinden ve davalının davacı nezdindeki ortaklığının Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi ile ilintili olduğu anlaşılmakla BK 89 göz önüne alınarak Kemalpaşa İcra Müdürlüğü nezdinde davacı yanın takip talebinde bulunmasında usule aykırı bir durum görülmeyerek davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine itirazının reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz değerlendirilmekle birlikte diğer dava şartı noksanlığına yönelik savunma kapsamında dosyanın incelenmesine geçilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 13/3. Maddesinde aynen “katılım paylarının ödeme şekil ve şartları kuruluş protokolünde belirlenir. Bu konudaki uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir.” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce ticaret sicil Müdürlüğü ve vergi dairesine yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazı neticesinde dava tarihi itibariyle Mahkememiz davalısı …’in tacir olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen hususlar kapsamında dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde; Mahkememiz davacısının tacir olduğu ve fakat davalı yanın tacir olmadığı, uyuşmazlığın TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen mutlak nitelikte ticari davaya da sebebiyet vermediği gibi uyuşmazlık konusu hususun davalının tacir olmadığı vasfı kapsamında göz önüne alındığında nispi nitelikte bir ticari davaya da sebebiyet vermeyeceği, kaldı ki itirazın iptaline konu katılım paylarına yönelik uyuşmazlığın da Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesine dair yukarıda belirtildiği şekilde yasa hükmünün bulunduğu anlaşılmakla her ne kadar dava Mahkememiz nezdinde açılmış ise de taraflar arası uyuşmazlığın nispi nitelikte ticari davayı doğurmayacağı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği kanaatine varılmış ancak her ne kadar şu aşamada davanın Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması düşünülse bile davalı yanca cevap dilekçesinde Mahkemenin yetkisine yönelik itirazında bulunmadığı görülmekle verilen görevsizlik kararında görevli ve yetkili Mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği kanaati ile açılı davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Ayrıca kararın kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2022

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza