Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/255 E. 2022/842 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/255 Esas
KARAR NO : 2022/842

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında satış ve devir sözleşmesinden doğan 400.000,00 TL bedelli … Eczanesi’nin satış ve devir sözleşmesi yapıldığını, ancak bu sözleşmesinin hukuki olarak geçersiz bir sözleşme olduğunu, geçerlilik şartına uygun yapılmayan sözleşmenin davalı tarafın bu anlamda almış olduğu tüm ödemeleri davacı tarafa iade etmesi gerektiğini davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek davalının izmir 6. icra müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasından yürütülen icra takibindeki borca itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın en az %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın TBK 58. Maddesinde düzenlenen 60 günlük ek süre koşullarını taşımadığı ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun Tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini karşılıklı olarak yerine getirdikten sonra şekil noksanlığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunun, Davacının yaklaşık 40 yıl eczacılık mesleğini icra etmesi nedeniyle eczane devri usul ve işlemlerini bilmesi karşısında açılan davanın dürüstlük kuralı, ahde vefa ilkesi, hakkın kötüye kullanımı yasağı ve basiretli tacir ilkesine aykırı olduğunun, davalı müvekkilin sözleşme ve bir eczanenin devri gereği tüm edimlerini yerine getirdiğinin ve müvekkile herhangi bir kusur yüklenemeyeceğinin, taraflar arasında imzalanan 02.02.2019 tarihli sözleşmenin 10. Maddesinde davacının devir işlemlerinde bir sorun çıkması halinde dahi bedel iadesi talep etmeyeceğini kabul etmesine rağmen başlatılan icra takibinin ve ikame edilen davanın hukuka aykırı olduğunun, huzurdaki davada sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulama alanının bulunmadığının, davacı tarafından TTK’nun 18. maddesine öngörülen yazılı bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle işletilen faizin usul ve yasaya aykırı olduğunun kabulüyle huzurdaki davanın reddine, davacının haksız icra takibine girişmesi nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ve dava vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 6. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası, Bayraklı İlçe Sağlık Müdürlüğü ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü cevabi yazıları,
İzmir 6. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 400.000,00 TL asıl alacak, 2.761,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 402.761,64 TL alacağın tahlisi bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 14/10/2019 tarihli 400.000,00 TL 1 adet asıl alacak olarak belirtildiği, davalı tarafından geniş anlamda borca itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; Dosya tarafları arasında 02/02/2019 tarihli, İzmir ili, Bayraklı ilçesi, …/… sok No:…/… ‘da bulunan davalı adına ruhsatlı … Eczanesi’nin davacıya satış ve devrine yönelik sözleşme imzalandığı, sözleşme bedelinin 400.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, ödemelerin 4 eşit taksit halinde ve Şubat 2019- Ağustos 2019 tarihleri arasında yapılacağının belirlendiği, eczanenin satış ve devrinin davacıya ruhsatın bitiş tarihi olan 14/10/2019 tarihine kadar yapılacağının davalı yanca taahhüt edildiği, eczanede bulunan demirbaş malzemeler ile hali hazırda kullanılan tüm araç ve gerecin satış ve devire dahil olduğu ancak eczanede bulunan yasal uyuşturucu ve psikopat ilaçların devri, alım ve satımının anlaşmanın dışında tutulduğu taraflara bir takım başkaca hak ve yükümlükler verildiği, davacı tarafça işletme devir bedeli olan 400.000,00 TL’nin davalıya ödendiği, her ne kadar dosya taraflarınca yapıldığı sabit olsa da davacı yanca 02/02/2019 tarihli sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğunun belirtildiği konularında taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın söz konusu sözleşmenin geçerli olarak yapılıp yapılmadığı, geçersiz olduğunun anlaşılması halinde geçersizlikten kaynaklı davacının davalıya ödediği bedelin iadesinin istenilip istenilemeyeceği, yine geçersizlik yanında tarafların sözleşmeden kaynaklı edim yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davalı tarafın edimini yerine getirmediği iddiasına dayalı davacının davalıya ödediği bedelin iadesinin istenilip istenilemeyeceği hususlarında yapılacak inceleme neticesi davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının davalıdan icra dosyasındaki tutar kadar alacaklı olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine yönelik açılan işletmenin devrinden kaynaklı itirazın iptali isteminin yanı sıra davacı ve davalı tarafça istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığına yönelik itirazın davası olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı belirtilmiş ise de davacı yanca aynı konu ve sebebe ilişkin İzmir 4. ASHM’nin …/… E. Sayılı dosyası üzerinden açılan iş bu davada Mahkemece davanın Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, davacının ASHM nezdinde iş bu davayı açarken arabuculuk başvurusunun zorunlu tutulmadığı, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği kararı üzerine İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince arabuluculuğa başvuru yönündeki talep reddedilmiş ise de esasen şu aşamada tamamlanabilir bir dava şartı olmasına rağmen bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın talebin reddine karar verilerek davanın 6325 sayılı yasanın 18/a maddesi gereği usulden reddine dair karar verildiği ve devamında davacı tarafça 16/02/2022 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla iş bu davanın yasanın aradığı bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar davalı tarafından zaman aşımı defi ileri sürülmüş ise de ödeme tarihi, eczanenin devrinin geçtiği aşamalar ve başvurunun reddine dair verilen 03/01/2021 tarihi ve davaya dayanak icranın 11/11/2019 takip tarihi göz önüne alındığında dava tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı zaman aşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılmakla bu husustaki savunmanın yerinde olmadığı anlaşılmıştır
Sağlık müdürlüğü cevabi yazılarının incelenmesinde; davalı yanın vereseli olarak 2014 tarihinden beri Eczacı …’nın sorumlu müdürlüğünde faaliyet gösteren devre konu … Eczanesinin aynı isim altında davacıya devrine yönelik taraflar arasında adi yazılı olarak düzenlenip imzalanan yukarıda belirtilen 02/02/2019 tarihli sözleşme gereği bağlı olunan Bayraklı İlçe Sağlık Müdürlüğüne yapılan başvurundan sonra adı geçen Sağlık Müdürlüğünce işlemin ikmaline yönelik İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne 01/10/2019 tarihinde başvuru dosyanın gönderildiği, yine 3. Bölge İzmir Eczacı Odası Başkanlığının muvazaa raporu ve resen inceleme neticesinde devir talepli başvurunun muvazaalı olduğu yönündeki alınan karar kapsamında işlemden kaldırıldığı ve davacıya 08/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği aynı zamanda devir ile ilgili yapılan araştırma esnasında adı geçen eczanenin muvazaalı işletildiğine yönelik incelemeye devam edilerek ve yukarıda belirtilen odadan da bu konuda alınan muvazaa raporu doğrultusunda 06/02/2020 tarihli Valilik oluru ile kapatılmasının uygun görüldüğü, bu kapsamda davalı adına düzenlenen sertifikalı eczane ruhsatnamesi ile … adına düzenlenen sorumlu müdürlük belgesinin iptal edildiği, ruhsat iptaline yönelik tebliğ işlemi üzerine işlemin iptaline yönelik davalı yanca İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/…esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava neticesinde …/… karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, yukarıda bahsedilen işlemler nedeniyle devir tutanağı düzenlenme aşamasına gelinmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; Mahkememizce eczane devrine yönelik işlemlerin bildirilmesine yönelik yazılan müzekkereye verilen cevabı yazı ile 12/04/2014 tarihli ve 28970 sayılı RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında yönetmeliğin 9. , 10. ve 11. Maddeleri kapsamında yapılan inceleme neticesinde Eczane devir talebi ile ilgili yapılan başvuru neticesinde başvuru dosyasının açıldığı, bu başvuru dosyasının öncelikle eczacının eczane devir etme ve devir alma hakları ve mesleğini yapmaya mali hali açısından değerlendirildiği uygun görülmesi halinde eczane olacak yerin fiziki şartlarının yönetmelikte belirlenen hususlar kapsamında incelendiği ve İl Sağlık Müdürlüğünce Eczacı Odası’na devre yönelik işlemin muvazaasına ilişkin dosyanın gönderilmesi üzerine oda tarafından tebliğinden itibaren 15 iş günü içerisinde somut bilgi ve belgelerle hazırlanan muvazaa değerlendirme raporunun İl Sağlık Müdürlüğü’ne verilmesi gerektiği ve oda raporunun verildiği yahut belirtilen sürenin dolduğu tarihten itibaren İl Sağlık müdürlüğünce 15 iş günü içerisinde karar verildiği, oda tarafından verilen rapor ile İl Sağlık Müdürlüğü görüşlerinin birbirleriyle örtüşmemesi durumunda muvazaa konusunun kim tarafından sonuca bağlanacağının kararlaştırıldığı, muvazaalı olmadığına karar verilen eczanelerin eczane devrinin uygun olduğuna kanaat getirilmesi halinde söz konusu yönetmeliğin 18. Maddesi kapsamında eczanenin bir başka eczacıya devri işlemlerinin İl Sağlık Müdürlüğünce görevlendirilen bir yetkili ile eczacı odası yetkilisi huzurunda tanzim olunacak devir tutanağı düzenlenerek ve Valilik Oluru alınarak devre izin verildiği hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında taraflar arası adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşme gereği davacının devir bedeli olarak kararlaştırılan 400.000,00 TL’yi davalıye verildiği ve ancak davalı tarafça edim yükümlülüğü gereği eczane devrinin yapılamadığı anlaşılmakla davalı edim yükümlülüğünün yerine getirilmemesine yönelik savunma kapsamında bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dosyaya kazandırılan müzekkere cevabına göre ruhsat iptaline yönelik davalı tarafından İzmir 3. İdare Mahkemesinin …/…esas sayılı dosyası üzerinden dava açılması neticesi …/… karar sayılı ilam ile redde karar verilmiş ise de bunun kesinleşmesinin somut olay bakımından herhangi bir etkisinin olmayacağı anlaşılmakla bu hususa sadece değinilmekle yetinilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarafların serbest iradeleri ile düzenlediği 02/02/2019 tarihli devir sözleşmesi kapsamında devre konu … Eczanesi’nin davalı tarafından davacıya devrine yönelik işlemin ikmali için yukarıda da belirtilen yasal mevzuatlar kapsamında İzmir İl Sağlık Müdürlüğünce gerek resen yapılan inceleme gerekse de oda tarafından yapılan raporlamalar sonucu hem taraflar arası devre yönelik hususun muvazaalı olduğu hem de davalı yanca işletilmeye ilişkin hususun muvazaalı olduğu değerlendirilerek devir işlemine yönelik dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilerek eczanenin davacıya devrinin yapılmadığı ve bu hususun davacıya bildirildiği gibi davalı yanca işletilmesine yönelik muvazaa sebebiyle davalı ve mesul müdür ruhsatının iptaline karar verildiği, söz konusu sözleşme ile davacıya devrin 14/10/2019 tarihine kadar yapılacağının kararlaştırılmasına rağmen bu tarih itibariyle devrin yapılamadığı, bu kapsamda davalı yanca devir işlemlerine başlanılmakla birlikte yukarıda belirtilen devre yönelik aşamada kusurunun olmadığı ve ancak devre yönelik işlemler bakımından yükümlülüğün yerine getirildiği belirtilmekte ise de sözleşmesel edim yükümlülüğünün devrin başlanılmasına yönelik değil bitirilerek devrin davacıya yapılmasına yönelik olduğu, yine davalı yanca devir işlemleri bakımından kusurunun olmadığı belirtilmekte ise de sözleşme ile belirlenen söz konusu edim yükümlülüğün sırf kusur adı altında değerlendirilmesinin yerinde olmayacağı anlaşılmakla 14/10/2019 tarihine kadar bahse konu eczanenin devrinin gerçekleştirilmediği gibi davalı yan yönünden eczane ruhsatının da iptal edildiği anlaşılmakla davalının edim kapsamında aldığı 400.000,00 TL bakımından sebepsiz zenginleştiği, davalı yanca aynı zamanda sözleşme ile kararlaştırıldığı üzere devir işlemlerinde problem olması halinde devir bedelinin iade edilmeyeceği beyan edilmekte ise de eczanenin sözleşmenin 10. maddesi ile belirlendiği şekilde kapanışının verilmediği gibi davacıya işletilmek üzere devir de edilmediği hatta eczanenin işletme ruhsatının iptal edildiği dolayısı ile bu maddenin davalı beyanı şeklinde yorumlanmasının somut dosya kapsamı ile uygun görülmediği dolayısı ile davalı yanın sözleşmesel edim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getiremediği ayrıca bu hususa yönelik davalı yanca mücbir sebep savunmasında da bulunulmadığı gibi resen değerlendirilmesi gereken mücbir sebep hallerinin de somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla davalı yanın ödenen devir bedelinin iadesi talebinin reddine yönelik savunması yerinde görülmemiş ve fakat her ne kadar davacı yanca devir işleminin gerçekleşmemesinin yanı sıra aynı zamanda geçersiz sözleşme ile devir bedelinin iadesi talep edilmekte ise de tarafların serbest iradeleri ile düzenledikleri belgenin bahse konu yönetmeliğin 18. maddesine aykırılık taşımadığı gibi maddede belirtilen şekilde devre yönelik düzenlenecek tutanak karşısıda taraflar arasında sözleşme serbestisi gereği 02/02/2019 tarihli sözleşme belgesinin geçerli olduğu anlaşılmakla bu yönden davacı iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar asıl alacak tutarı yönünden davacı talebinin yerinde olduğu değerlendirilmekte ise de devre yönelik İl Sağlık Müdürlüğüne yapılan başvuru sonucu açılan devir dosyasının işlemden kaldırılmasına yönelik kararın davacı yana 03/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve icra takibinin ise bu tarihten daha evvelki bir tarih olan 11/11/2019 tarihinde başlatıldığı göz önüne alındığında davalı yanın devir olgusu yönünden sözleşme ile belirlenen 14/10/2019 tarihi itibariyle temerrüte düşeceği anlaşılmakta ise de ödenen bedelin faizi bakımından ayrıca temerrüte düşürülmesi gerektiği ve fakat davalı yanın temerrütünün takip tarihinden sonra gerçekleştiği gibi devrin süresinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle bedel iadesine yönelik sözleşmede herhangi bir husus düzenlenmediğinden davacı yanın işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatlerine varılmış bununla birlikte sözleşmenin devrine yönelik bedel haricinde davacıya devir edilen bir kısım demirbaşlar ile malzemeler yönünden ise davalı yanın mahsup talebi olmadığından bu konuda değerlendirme yapılmasının mümkün olmaması sebebiyle iş bu dava dosyası üzerinden mahsup değerlendirilmesi yapılmaksızın devir bedeli ve devir olgusu üzerinden yapılan değerlendirme sonucu açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 400.000,00 TL’nin tahsili bakımından devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, hükmolunan 400.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında ve artan oranlarda yasal faiz uygulanmasına ancak her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de reddedilen faiz yönünden talepte bulunulmasında davacı yanın kötü niyetinin olmadığı, kabul edilen devir bedeli yönünden ise alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla davacının icra inkar tazminat talebi ile davalı yanın kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 400.000,00 TL’nin tahsili bakımından devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine,
– Hükmolunan 400.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında ve artan oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
– Davacının icra inkar tazminat talebi ile davalı yanın kötü niyet tazminat taleplerinin AYRI AYRI REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 27.324,00 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 6.831,00 TL (4.817,19 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 2.013,81 TL peşin harçtan oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 20.493,00 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 69,50 TL (tebligat ücreti, posta masrafından oluşan) yargılama giderinin ret kabul oranına göre hesaplanan 69,02 TL’si ile 4.897,89 TL (peşin harç ve başvuru harcından oluşan) harçtan oluşan toplam 4.966,91 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 370,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 59.000,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 2.761,64 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, 6831 sayılı yasa kapsamında;
– 1.549,30 TL’sinin DAVALIDAN,
– 10,70 TL’sinin ise DAVACIDAN AYRI AYRI TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır