Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/24 E. 2022/19 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/24 Esas
KARAR NO : 2022/19

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2015
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/11/2021 tarihli, … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; davacı müvekkil … A. Ş ile …. A. Ş arasında … üzerine baz istasyonu kurulması için 12/11/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketi tarafından bilgi teknolojileri ve iletişim kurumundan gerekli güvenlik sertifikalarının sağlanması ile dava konusu baz istasyonunun kurulduğunu, dilekçe eklerinde sunulan sigorta ekspertiz raporunda müvekkili şirketin zararı 42.845,39 USD olarak tespit edildiğini, muafiyet miktarı üstünde kalan kısım olan 17.845,37 USD sigorta şirketi tarafından ödendiğini, muafiyet tutarı olan 25.000,00USD taraflarına ödenmediğini, sigorta şirketi tarafından ödenmeyen 25.000,00USD’nin yargılama sırasında tespi edilecek kusuru oranında davalıdan haksız fiil tarihi olan 01.01.2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının dolar ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve taleplerinin taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirket de imtiyazlı olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) aldığı ile Türkiye’de elektronik haberleşme hizmeti vermekle yükümlü imtiyazlı bir şirket olduğunu, dava konusu yangında GSM baz istasyonu ve ilgili donanımı zarar gördüğünü, müvekkil şirket yangının çıkmış olduğu …nde iletişim hizmetinin verilmesi için otel yönetimi ile kira sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili de söz konusu binada kiracı sıfatı ile bulunduğunu, kira sözleşmesini ekte sunduklarını, davacı tarafından dosyada delil olarak gösterilen Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası müvekkil şirkete tebliğ edilmeden yapıldığını, dosyadaki bilirkişi raporu objektif olmadığını, rapora karşı da itirazlarını sunduklarını, tespit dosyasının davacının davasının ispatlamadığını, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası da iş bu dava için de delil oluşturduğunu, yangının müvekkil şirket sistemlerinde çıkmadığının ortada olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
Adı geçen Mahkemece … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada cevap dilekçesinde bahsedilen yine çeşme ASHM’nin … E. Sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat görülmesi nedeni ile Mahkemenin … E.ve … K. Sayılı ilam ile dosyanın yine aynı Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği ve Mahkemenin … Esasının bu şekilde kapatıldığı, yargılamaya … Esas sayılı dosya üzerinden devam edildiği ve bu dosya üzerinden verilen karara yönelik yapılan istinaf başvurusu neticesinde İzmir BÖlge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince 17/03/2021 tarihli … E. Ve … K. Sayılı ilam ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği ve bu şekilde Çeşme ASHM’nin esas ve birleşen dava dosyasının … Esas sırasına kaydının yapıldığı kaldırma ilamı göz önüne alınarak birleşen … esas ve … karar sayılı kararın tefrik edilerek Çeşme ASHM’nin … Esas sırasına kaydedildiği ve bu dosya üzerinden 17/11/2021 tarih ve … K. Sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilerek Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydın yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava haksız fiil temelinde davacı şirket nezdinde oluşan zararın davacı sigortacısı tarafından bir kısmının ödenmesi ve muafiyet miktarı üzerinde kalan kısım yönünden ödenmeyen bedelin davalıdan tahsiline yönelik açılan tazminat davası olduğundan ve dosya taraflarının sıfatları göz önüne alındığında dava nispi nitelikte bir ticari davadır. Her ne kadar görevsizlik kararı veren Çeşme ASHM tarafından işbu uyuşmazlık konusu hususu görülmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği anlaşılmakta ise de esasen verilen karar mahiyeti itibariyle bir gönderme kararı olduğundan bu kapsamda konunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi, 16. Hukuk Dairesi, 19. Hukuk Dairesi ve 23. Hukuk Dairesinin ve Ankara BAM 23. HD’nin Bursa BAM 4. HD’nin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı ve ayrıca İzmir BAM 14.HD’nin emsal nitelikteki aşağıda belirtilen kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının görevsizlik kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin görevsizlik kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, görevsizlik kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla bu kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce karşı görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu dolayısı ile gönderme kararı veren Mahkemenin somut uyuşmazlık yönünden değerlendirme yaparak karar vermesi gerektiği, benzer bir hususta İzmir BAM 14. HD’nin 2021/1767 e. ve 2021/1640 k. sayılı ve 2021/1750 e. ve 2021/1641 k. sayılı istinaf ilamlarında da tabi hakim ilkesinden bahsedilerek HSK kararından evvel açılan davalara davanın açıldığı hal ve koşullar üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği dolayısıyla Çeşme ASHM’ce yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığı, uyuşmazlık yönünden Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava dosyasının görevsizlik kararını veren Çeşme ASHM’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.11/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸