Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/227 E. 2023/11 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/227 Esas
KARAR NO : 2023/11
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili inşaat işiyle uğraştığını, Müvekkilin daha önceden iş yaptığı ve arkadaşı olan dava dışı …; müvekkile olan ticari ve şahsi borçlarını ödemekte zorluğa düşmüş bunun üzerine müvekkil ile iletişime geçerek borçlarını piyasadaki alacaklarını müvekkile temlik ederek ödeyip ödeyemeyeceğini sorduğunu, Müvekkil, arkadaşının bu teklifini kabul etmiş ve kendisinden muhtelif senetleri almış ve yazılı bir temlik sözleşmesi imzaladıklarını, Dava dışı … müvekkile senet ve çekleri teslim ederken işbu senet ve çeklerin ödenmediğine ve alacağın halen mevcut olduğuna ilişkin tüm evrakları da müvekkile verdiğini, Davalı, borca itiraz dilekçesinde senetlerin zamanaşımına uğradığından bahisle işbu senetlerden hiçbir şekilde hak iddia edilemeyeceği ve takibe konu edilemeyeceğini iddia ettiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, genel hükümlere göre ve temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebileceğini, Yukarıda açıklanan ve mahkemece resen gözetilecek nedenlerle davanın kabulü ile, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, Haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Mahkemeniz dosyası dava dilekçesi davalı müvekkilin … adresine tebliğe çıkarıldığını, Posta memuru tarafından tebliğ zarfının arka kısmına el yazısı ile “Gösterilen adres dağıtım zamanlarında kapalı olup muhatabın adreste ismen tanınmadığı … sözlü ve imzasız beyanından öğrenildi iade” yazıldığını, İş bu tebligat usulsüz olduğunu, iş bu davada mahkemeniz görevli olmadığını, her ne kadar mahkemenize açılan iş bu dava mahkemenizde görülmeye başlanmış ise de mahkemenin dosyası tarafları tacir olmadıklarından mahkemeniz görevli değildir. dayanak belge de kambiyo vasfında olmadığını, iş bu davaya konu alacak zamanaşımına uğradığını, Davacı tarafından İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile müvekkil aleyhine 7 örnek icra takibine başlanmıştır. Taraflarınca iş bu icra takibine itiraz edilmekle takibin durdurulmasına karar verildiğini, İcra takibine konu edilen bonoların düzenleme tarihleri … olup vade tarihleri …, …’ olduğunu, TTK’nin 749. maddesi şu şekilde olduğunu“(1) Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan İşlemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
(2) Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği İstemler, süresinde çekilen protesto tarihinden veya semtte “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.(3) Bir cirantanın başka cirantalarla düzenleyen aleyhine ileri süreceği istemler, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren ahi ay geçmekle zamanaşımına uğrar.” şeklinde olduğunu ve Buna göre TTK’nin 779/1 maddesi gereğince bonoda düzenleyen, tıpkı poliçede kabul eden muhatap gibi sorumlu olduğundan ona karşı ileri sürülebilecek bonoya dayalı talep haklan da vadeden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, Hamilin düzenleyen dışındaki başvuru borçlularına karşı talep hakları ise süresinde çekilen ödememe protestosu tarihinden, bono üzerinde protestodan muafiyete yönelik bir kayıt varsa bu kez vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, Nihayet başvuru borçlusu sıfatıyla Ödeme yapan bir cirantanın kendisinden önce gelen başvuru borçlularına ileri sürebileceği talepler ise, bonoyu ödediği veya bono dava yoluyla kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı aylık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, senet metninden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin kendi adına imzası bulunmadığını, borçlu bulunanlar … … Yapı Malz. Ltd. Şti. , … Yapı Malz. Ltd. Şti.’olduğunu, davalı müvekkilin takibe konu senette avalist olarak değerlendirilmesi durumunda iş bu senetlere karşı sorumluluğu sona ermiş durumda olduğunu, izah edilmeye çalışılan ve re’sen tespit edilecek nedenlerle; mahkememizin görevsizliğine, zaman aşımı yönünden iş bu davanın reddi ile icra takibinin iptaline, kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı yan aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir 2.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası,
2-Davacı ve davalı hakkında tacir araştırması için ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesi Müdürlüğüne ve Esnaf ve Sanatkarlar Odasına yazılan yazı cevapları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … düzenleme tarihli, … vade, … vade, … vadeli 8.400-TL bedelli üç ayrı senette dayanak teşkil eden alacağın tahsili amacıyla örnek 7 ödeme emri ile davalı hakkında başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından Davalı (İcra Müdürlüğü Dosyası borçlusu) tarafından yapılan … tarihli itirazın iptali, takibin devamına karar verilmesi ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepli itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Dava ilamsız takiplerde ödeme emrine kaşı başlatılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır. İcra takibi ilamsız olarak yapılmıştır. İcra takibinde borcun sebebi olarak 2012 tarihli davalı tarafından imzalanan senetler gösterilmiştir. İcra takibinden de anlaşılacağı üzere takip kambiyo senedine dayalı olarak yapılmamış, senetler borcun sebebi olarak gösterilmiştir. Dava TTK’nın 732.maddesine göre açılan sebepsiz zenginleşme davası değildir, bu nedenle dava mutlak ticari dava olarak nitelendirilemez, ayrıca davacı ve davalı hakkında yapılan tacir araştırmasında; senedin düzenlendiği tarih itibariyle davacının tacir olmadığı, şirket ortağı olduğu, şirket ortaklığının bulunmasının tacir olduğu sonucunu doğurmayacağı, davacının tacir olmaması nedeniyle davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Aynı Kanun’un 5/2. maddesinde ticari davaların, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği hükme bağlanmış, maddenin 3. fıkrasında; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir.
Davacının tacir olmadığı, davanın konusunun da her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgili olmadığı ayrıca davanın mutlak ticari dava da olmadığ anlaşılmakla davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp çözülmesi gerekmektedir.
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Her ne kadar dava Mahkememiz nezdinde açılmış ise de taraflar arası uyuşmazlığın nispi nitelikte ticari davayı doğurmayacağı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği kanaatine varılarak, davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı….

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.