Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/206 E. 2022/469 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/206
KARAR NO : 2022/469

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Kedi-Köpek maması üretimi yaptığını, davalı ile davacı şirket arasında müvekkil şirket tarafından üretilen bir kısım ürünlerin satışından kaynaklanan ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu ticari ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi yapıldığı, davalı borçlu tarafından yapılan takibe yetki ve borç yönünden itiraz edildiğini belirterek davanın kabulüne, davalı borçlunun İzmir 26. İcra Müdürlüğünün …/… E. Numaralı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız itirazı ve alacağın likit olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Yetkili Mahkeme’nin HUMK. m. 9’a göre, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalı şirketin Türkiye’nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu ve davacı, müvekkil şirketin mağazalarında satılmak üzere ürün tedarik ettiği firmalarından biri olduğunu, Müvekkili şirketin davacıyla sat-öde (satıştan ödemeli) şeklinde ürün tedarik ettiği birden farklı tür tedarik sözleşmesi tipi olduğunu, bu farklı sözleşme türü/yöntemleri arasından, davacının özgür iradesiyle benimsediği satılan malın bedelinin ödenmesi esasına dayalı SAT-ÖDE yöntemi seçilerek sözleşme imzalandığını, davacı tarafça düzenlenen faturaların vadelendirmeye esas teşkil etmeyeceği, bunun taraflar arası sözleşme dışı olduğu, taraflar arasındaki yükümlülüğün sözleşmede sabit olduğu bu anlamda davalının tahakkuk etmiş bir borcunun bulunmadığı, davacının iade alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davacıya geçeceğini bildiği, alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek yetki itirazının kabulüyle dosyada yetkisizlik kararı verilerek istanbul asliye ticaret mahkemesi’ne gönderilmesine, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmıştır.
DELİLLER:
İzmir 26. İcra Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği ve icra dosyasının Uyap’tan bir suretinin gönderildiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 196.621,10 TL’nin tahlisi bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının cari hesap olarak belirtildiği, ödeme emrinin usulüne uygun tebliği üzerine davalı tarafından geniş anlamda borca itiraz yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce her ne kadar dilekçelerin teatisi aşamasında sunulmamış ise taraf vekillerinden dilekçelerde bahsedilen sözleşme sorulmakla davacı vekili tarafından 12/01/2017 tarihli sözleşmenin bir örneğinin sunulduğu ve söz konusu sunulu sözleşmeye davalı vekili tarafından aynen “söz konusu sözleşme karşı taraf ile imzalanmış tek sözleşmedir” şeklinde beyanda bulunulduğuher iki taraf vekillerinin de bu beyanlara göre imzalarının alındığı ve ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin her iki tarafça da kabul edildiği, alacağın para alacağı olması nedeniyle gerek İzmir İcra Müdürlüğü gerekse Mahkememizin takip ve dava bakımından yetkili olduğunun belirtildiği şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememiz davacısının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden de anlaşılacağı üzere eski ticaret unvanın … Evcil Hayvan Besleme Ürünleri SAn. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, unvan ve tür değişikliğine gitmekle davacının yeni unvanın dava dilekçesinde belirtildiği gibi … Yem. San. Ve Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmıştır.
Bahse konu 12/01/2017 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; dosya tarafları arasında 15 maddeden oluşan ve 12 sayfa olarak tanzim edilen sözleşmenin yapıldığı, sözleşme konusunun davalının davacıdan alıp mağazalarında, sanal alışveriş siteleri veya elektronik ortamda, yurt içinde veya yurt dışında sahibi olduğu tüm dağıtım kanallarında, pazarlayacağı/satacağı ürünlerin satın alma ticari şartlarını, sipariş emri, nakliyat, sigorta, teslimat, iade, ödeme, reklam ve tanıtım ile mağaza içi anaons ve raf tahsisi gibi destek hizmetleri vb. Gibi taraflar arasındaki iç ilişkilerin koşullarını düzenlediği, taraf yükümlülüklerinin belirlendiği, sözleşmenin vade ile ilgili açıklama kısmında sat öde biçimde vade ödemesinin planlandığı ve taraflar arası uyuşmazlıklar yönünden münhasır Mahkeme ve icra müdürlüklerinin belirlendiği, sözleşmede herhangi bir sürenin belirlenmediği yazılı ihbar üzerine fesih hakkının tanındığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; tarafları arasında 12/01/2017 tarihli sözleşmeden kaynaklı ticari bir ilişkinin bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından davalı aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takibe davalı yanca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın söz konusu ilişkin davacının iddia ettiği gibi alım satım ilişkisi mi yoksa davalının iddia ettiği gibi sat-öde ilişkisi mi olduğu, bu kapsamda taraflar arası ticari ilişkinin ticari defter ve kayıtlara yansıma şekli, davacının ilişkiden kaynaklı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak dayanağının ne olduğu, bu anlamda davalı yanca icra dosyasına yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği ve dolayısıyla davacının davalıdan alacaklı olup omladığı alacaklı ise alacak miktarının tespiti hususunda yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaat yanında davacı tarafça istem konusu edilen icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arası uyuşmazlığın yukarıda belirtildiği şekilde oluştuğu anlaşılmış ise de uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirme yapılmadan evvel yetki itirazlarının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalı tarafça hem icra müdürlüğünün yetkisine hem de Mahkememizin yetkisine itiraz edildiği ve yapılan bu itirazın her ikisinin de usulüne uygun olarak ileri sürüldüğü göz önüne alındığında icra müdürlüğünün yetkisine itirazın yerinde olduğunun anlaşılması halinde esasen sonucunda ortaya dava şartı noksanlığı çıkacağından 6100 sayılı HMK’nın 116. maddesine göre Mahkememizin yetkisine itirazdan önce icra müdürlüğüne yönelik yetki itirazının değerlendirilmesi gerektiği ve bu anlamda tahkikat aşamasına geçilmeyerek bu hususta inceleme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde yukarıda da belirtildiği gibi dosya tarafları arasındaki ticari ilişkinin 12/01/2017 tarihli sözleşme ile başladığı ve taraf yükümlülüklerinin bu sözleşmeden kaynaklı belirlenmesi gerektiği, söz konusu sözleşmenin 14.1. maddesinde ….bu sözleşmenin uygulanmasından ve torumundan doğacak uyuşmazlıkları çözmeye İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir. şeklinde hüküm bulunduğu, söz konusu hüküm göz önüne alındığında bunun münhasır yetki sözleşmesi çerçevesinde taraflar arasında ve iş bu uyuşmazlık yönünden geçerli olarak kabul edilmesi gerektiği bu kapsamda her ne kadar davacı tarafça yukarıda belirtilen icra dosyası üzerinden davalı aleyhine takipte bulunulmuş ise de icra dosya talebinin yetkili İstanbul icra daireleri aracılığı ileri sürülmesi gerektiği dolayısı ile iş bu itirazın iptali davası bakımından her ne kadar davalı yanca yapılan itiraz üzerine davacı yanca itirazın iptali talep edilmiş ise de davacı yanca davalı aleyhine usulüne göre yetkili icra dairesi nezdinde girişilen bir takip olmadığı kanaatine varılmakla davanın dava ön şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davacı tarafından davalı aleyhine yetkili icra dairesinde usulüne göre girişilmiş icra takibinin varlığından bahsedilemeyeceğinden 6100 sayılı HMK’nın 115/2 gereğince davanın dava ön şart yokluğu sebebi ile USULDEN REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL harcın evvelce peşin olarak alınan 2.374,69 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 2.293,99 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harçtan yukarıdaki şekilde mahsubuna karar verilen harç toplamı ile yargılama gideri olarak kullanılan 45,50 TL’nin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, yatırılan gider avansından kullanılmayan 394,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereği DAVACIYA İADESİNE,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır