Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2022/741 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/176 Esas
KARAR NO : 2022/741

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında uzun yıllardan beri devam eden açık hesap şeklinde işleyen sözlü bir cari hesap sözleşmesi bulunduğunu, cari hesabın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md.89 ve devamı hükümlerinde düzenlendiği, davacı şirketin borçlu/ davalının 2019 ve 2020 Yıllarından devam eden cari hesap ilişkisi sebebiyle takip tarihi itibariyle 10.992,13 -TL asıl alacak olmak üzere müvekkil şirkete borcu bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla taraflarınca İzmir 25. İcra Dairesinin …….. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Borçlu/ davalı mevcut borcu bildiği halde ödememek için 12.11.2021 tarihli dilekçe ile haksız olarak borca itiraz ettiğini, Borçlu/ davalının müvekkile olan borcuna her geçen gün faiz işlemekte ve borcunun artmakta olduğunu belirterek Davalı/ borçlunun İzmir 25. İcra Dairesi’nin ………esas sayılı takip dosyasına ilişkin haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine 2004 sayılı icra ve iflas kanunu md.67/2 hükmü gereği %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu fatura tarihinde müvekkili şirketin kurulmadığını, henüz kurulmayan bir şirket adına fatura düzenlenmesinin usulsüz olup faturanın düzenlenmemiş sayılması gerektiğini, 2019 Şubat 2020 yılları arasında davalı şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin malı satın almadığını teslim tebellüğ makbuzları olmadığını, henüz kurulmamış şirketin ticari defterlerinde ve muhasebe kayıtlarında bu konuyla ilgili bilginin bulunmasının imkansız olduğunu, fakat davacının kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davalı şirket adına açılmış bulunan davanın esastan reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olan davacı/alacaklı hakkında % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 25. İcra Dairesi’ne ait ……… Esas sayılı icra dosyasının Uyap örneği, SMMM bilirkişisi ………. tarafından hazırlanan 05/09/2022 havale tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
İzmir 25. İcra Dairesi’ne ait …….. Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 10.992,13 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının cari hesap olarak belirtildiği, davalı tarafça geniş anlamda borca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 09/06/2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği SMMM bilirkişisi ……… tarafından hazırlanan 05/09/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, raporun incelenmesinde özetle “davacının 2020 yılı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tasdiklerinin olmadığı, 2021 yılı ticari defter ve kayıtlarının e – defter şeklinde tutulduğu ve beratlarının bulunduğu, buradan hareketle davacı kayıtlarının 2021 yılına ilişkin lehine delil olarak değerlendirilebileceği, davacı tarafça defterler haricinde sunulan muavin dökümlerinde davalının 2019 yılından devreden 4.155,88 TL borç bakiyesinin olduğu ancak muavin defterde olmasına rağmen davacı defterlerinde davalının ödemesi olan 4.157,59 TL’lik ödemenin bulunmadığı, 2019 yılında davalıdan yapılan tahsilatların defterlere işlenmediği, dolasıyla muavin dökümler esas alınarak yapılan incelemede taraflar arasındaki ilişkinin 2020 yılı öncesinden başladığı, 01/01/2019 tarihli yevmiye muhasebe fişine göre 4.155,88 TL 2020 yılına davacının alacağının devrettiği, davacının 2020 yılında davalı aleyhine toplam 28 adet fatura üzerinden 21.131,69 TL tutarında borç kaydı yapıldığı, davalı tarafça 2020 yılı çeşitli tarihlerde 10.137,85 TL ödeme yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının 10.992,13 TL tutarında alacak bakiyesi bulunduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça beyan yahut itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine İzmir 25. İcra Dairesi’nin …….. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yapılan geniş anlamda borca itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında uyuşmazlığın taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bittiği yahut halen devam edip etmediği ile cari hesap ilişkisinin olduğunun anlaşılması halinde bunun ticari defter ve kayıtlara yansıyıp yansımadığı, yansımış ise ne şekilde yansıdığı, davalının iddia ettiği gibi şirketin fatura kesim tarihinde kurulup kurulmadığı, şirketin kurulup kurulmamasının fatura düzenlenmesi ile faturanın tahsili bakımından etkili olup olmayacağı, davalının davacıdan mal satın alıp almadığı hususlarında yapılacak inceleme neticesi davalı yan itirazının haklılık teşkil edip etmediği, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, olması halinde miktarının tespiti ile taraflarca istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına kazandırılan deliller göz önüne alındığında davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın esası bakımından değerlendirmeye geçmeden evvel şu hususların belirtilmesinde fayda vardır; dosyaya kazandırılan müzekkere cevaplarına göre mahkememiz davalısının tacir olduğu anlaşılmakla uyuşmazlık bakımından görevli olunduğu kanaatine varılmış ayrıca Mahkememizce 6102 sayılı TTK’nın 222/3 ihtaratı ile taraflara ticari defter ve belgelerin sunulması yahut nerede olduğunun bildirilmesine yönelik yasal ihtaratın usulüne uygun tebliğine rağmen ihtarat gereğinin sadece davacı tarafça yerine getirildiği anlaşılmakla davacı ticari defter ve kayıtlarının iş bu dava bakımından davacı lehine delil kabul edilmesi gerektiği kanaatine de varılmıştır.
Her ne kadar davacı yanca bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmiş ise de yapılan itirazların bir kısmının resen değerlendirilebilecek itirazlardan olduğu, bir kısmının aksi iddia edilmekte ise de Mahkememizce de kabul edildiği üzere hali hazırda raporda karşılandığı ve raporun denetime elverişli ve yeterli teknik incelemeyi içerdiği anlaşılmış bu nedenle raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2020 yılı öncesinde başladığı, 2020 yılı defterlerinin fiziki olarak 2021 yılı defterlerinin ise e – defter olarak tutulduğu, davacının 2020 yılı açılış bakiyesine göre 4.155,88 TL’lik alacağının bulunduğu, davacı tarafından 2020 yılında davalı aleyhine toplam 21.131,69 TL tutarında fatura tanzim edildiği, davalı yanca ise 2020 yılında davacıya 10.137,85 TL tutarında ödemelerde bulunulduğu, davacı tarafça 30/12/2020 tarihinde davalı lehine 4.157,59 TL’lik alacak kaydı tahakkuk ettirildiği ve ancak bunun defterlerde kayıt altına alınmamakla birlikte sunulan muavin dökümlerinde yer aldığı, her ne kadar takip tarihinde davacı tarafça davalıdan alacaklı olunduğuna yönelik defterlerde borç ya da alacak bakiyesi mevcut değil ise de muavin dökümlerinin de davalı yan ticari defter ve kayıtlarından olduğu, söz konusu bu muavin kayıtlar ile fatura ve ödemeler, alacak bakiyesinin 6100 sayılı HMK’nın 222/3 ihtarat sonucu göz önüne alınarak yapılan değerlendirmesinde 2019 yılından devir eden alacak ile birlikte davalının 2020 yılında aleyhine kesilen faturalar ile birlikte davacıya toplamda 25.287,57 TL tutarında borcunun bulunduğu, 2020 yılında davalı tarafça 10.137,85 TL ödeme yapıldığı, bunun davacı kayıtlarında yer aldığı, ancak her ne kadar kayıtlarda yer almasa da yukarıda belirtildiği şekilde 4.157,59 TL’lik davalı lehine alacak kaydı yapıldığı, buradan hareketle davalı tarafça toplamda 14.295,44 TL davacıya ödeme yaptığının kabul edilmesi gerektiği, belirlenen alacak tutarından ödemenin mahsubu ile davacının davalıdan 10.992,13 TL tutarında alacağının bulunduğu bu tutarın da icra dosyasına konu edildiği anlaşılmakla açılı davanın kabulü ile; İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 10.992,13 TL alacağın tahsili bakımından devamına, hükmedilen 10.992,13 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranından az olmamak üzere artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu anlaşılmakla alacak likit kabul edilerek hükmedilen alacağın %20’si olarak hesaplanan 2.198,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 10.992,13 TL alacağın tahsili bakımından devamına,
– Hükmedilen 10.992,13 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranından az olmamak üzere artan oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– Hükmedilen alacağın %20’si olarak hesaplanan 2.198,42 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 750,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 187,72 TL (132,76 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 54,96 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 563,16 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 213,46 TL (132,76 TL peşin harç ile 80,70 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 905,50 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 1.118,96 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 534,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu ……….’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
11/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza