Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/15 E. 2023/55 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/15 Esas
KARAR NO : 2023/55

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı yanın müvekkili şirkete 04.01.2019 tarihli, ……..seri numaralı 19.470,00 TL bedelli faturadan (Ek-1) kaynaklı borcundan dolayı, davalı şirket aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. dosya numarası ile faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı ancak davalı-borçlunun icra müdürlüğü’nün yetkisine, takibe, borca, ödeme emrine, faize, ferilerine itirazı ile takibin durduğu, davalının yalnızca zaman kazanmak, takibin durduğu müddet içinde hacizle karşı karşıya kalmamak amacıyla yetki itirazında bulunduğu, takibe konu alacak, bir miktar paradan ibaret olup TBK. 89. maddesi uyarınca para borçlarında ödeme yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğu, müvekkili şirketin merkezi İzmir’de bulunduğundan, açılan takipte İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğu, faturaya ilişkin malların borçluya teslim edildiği, her ne kadar borçlu şirketin, İcra Müdürlüğü’ne sunduğu itiraz dilekçesinde, faturaya konu malların konsinye mallar olduğunu iddia etmekteyse de, takibe dayanak faturanın içeriğinde hem bedelsiz hem de bedelli malların olduğunun görüleceği, nitekim borçlu şirket tarafından faturanın kendi ticari defterlerine işlendiği, KDV’si kullanıldığı, takibe konu borcun faturaya dayalı olduğu, dolayısıyla borcun miktarının bilinebilecek olduğunun açık olduğu, tüm bunlara rağmen fatura karşılığı bedelin günümüze dek müvekkili şirkete ödenmediği, tarafların defter kayıtları incelendiğinde de müvekkili şirketin alacağının olduğunun sübut bulacağı, ayrıca borçlunun itirazının haksız olduğu ve müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını engelleme amacı taşıdığı, davalı / borçlu yan aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan itirazın 19.470,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamı ve tahsilinin, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle, borçlu / davalı yanın, asıl alacak üzerinden haksız itirazının iptaline, takibin devamına, itirazın haksız olması sebebiyle alacağın aslının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafından sunulan dilekçenin süresinden sonra verildiği ve böylece dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı, taraf teşkilinin sağlandığı ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçildiği görülmüş, davalı tarafından iş bu davanın inkar çerçevesinde savunulduğu kanaatine varılmıştır.
DELİLLER:
İzmir 25. İcra Dairesi’nin ……Esas sayılı dosyasının Uyap örneği, Seydikemer Malmüdürlüğü’nün, Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevapları, davacı vekili tarafından 27/04/2022 tarihinde Mahkememize sunulan davacı şirkete ait olan 2019 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtların asılları, SMMM bilirkişi …….tarafından 31/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ve SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 23/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
İzmir 25. İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 19.470,00 TL asıl alacak, 10.901,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.371,07 TL alacağın tahlisi bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “04/01/2019 tarihli fatura alacağı 19.470,00 TL” olarak belirtildiği, davalı tarafından yapılan geniş anlamda borca itiraz yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce kurulan 10/05/2022 tarihli Ara Karar gereği davacı defterlerinin Mahkememizce yapılan uyuşmazlık tespiti göz önüne alınarak incelenmek üzere dosyanın Mahkememizce resen seçilen SMMM Bilirkişisi …’e tevdi ile davacı defterleri üzerinde yapılacak inceleme neticesinde hazırlanacak raporun Mahkememiz dosyasına sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 31/05/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında özetle taraflar arasında yazılı olmayan şekilde ticari ilişkinin bulunduğu, davacı kayıtlarının sahibi lehine delil olduğu, takibe konu edilen faturanın har iki taraf kayıtlarında da bulunduğu gibi BA ve BS ye konu edildiği, davacı kayıtlarına göre davalıdan fatura tutarı olan 19.470,00 TL tutarda alacaklı olduğu, davalı tarafından düzenlenen 18.821,00 TL’lik faturanın davacıda kayıtlı olmadığı, bu faturanın teslimine ilişkin herhangi bir bibgi ya da belge olmadığı, söz konusu tutara yönelik TTK 1530/4-a maddesine göre ayrıca işlemiş faiz hesabının da yapıldığı şeklinde görüş ve kanaatin belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Yine Mahkememizce kurulan 10/05/2022 tarihli Ara Karar gereği Muğla ATM’ne yazılan talimatın …… Talimat sırasına kaydedildiği ve işbu talimat dosyası üzerinden SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 23/06/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Davacı / Davalıya ait ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, ticari muamelelerinini bu defterler usulüne uygun olarak kaydedildiği, gerek davacı taraf gerek ise davalı taraf arasında yapılan konsinye satış sözleşmesinin düzenlenme tarihi ile faturanın düzenlenme tarihinin aynı tarih olduğu, her iki tarafın bu faturayı ticari defterlerine konsinye değil, normal ticari mal alış ve satış olarak kaydetmiş olduğu, Konsinye sözleşmesi altında … Ltd. Şti. Adına kullanılmış olan imzanın şirketi münferiden temsile yetkili olduğunun Seydikemer Noterliğinin 17.01.2017 tarih ve …….. No lu düzenlenmiş olan imza sirküsü ile uyumlu olduğu, davaya konu faturan bedelinin 2019 yılında taraflar arasında ödeme yapılmadığı ve Alacak / Borç olarak kayıtlarının mevcut olmadığı, davalı tarafın 2019 yıllarına ait yevmiye defteri gerek yıl içi gerekse dönem sonu kapanış kayıtlarında 16.500,00 asıl borç ve 2.970,00 KDV. olmak üzere toplam 19.470,00 TL. Alacak / borç kayıtlarının bir sonraki yıla devir ettiği, davacı ve davalı tarafların icra takibine konu olan 1 adet KDV. hariç 16.500,00 TL tutarının BA-BS Forumları ile ilgili vergi dairelerine süresinde beyan ettikleri, davalı / borca itiraz eden … TARIM ÜRÜNLERİ TİCARET LTD.’nin icra takip tarihi olan 17.11.2021 tarihinde … ZİRAİ İLAÇ KOZMETİK MEDİKAL GIDA TAR. TEMZ. EMLAK VE TURİZM SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ’ne 19.470,00 TL. Asıl alacak ile 9.787,68 TL. İşlemiş faiz olmak üzere Toplam 29.257,68 TL. borçlu olduğu hesaplanmıştır.” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; dosya tarafları arasında davacı tarafından davalıya teslim edilen bir kısım malların davalı tarafından konsinye mal olarak satışına dair ticari ilişkinin kurulduğu, sunulu cevap dilekçesine göre bu ilişki kapsamda icra takibine konu edilen faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafından davalı aleyhine fatura konusu malların İzmir 25. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alınmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığın; fatura konusunun konsinye mallar haricinde bedelli malları da içerip içermediği dolayısı ile bedelli mallar yönünden de taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı ve ilişkinin ticari kayıtlara yansıma şeklinin belirlinmesi, bu kapsamda davacının takibe dayanak faturadan kaynaklı davalıdan alacağının olup olmadığı, olduğunun anlaşılması halinde alacağın miktarının tespiti ile davalıdan tahsili yönündeki talepte davacının haklı olup olmadığı ve davalı yanca bu anlamda icra dosyasına yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği, yine davalı yanca icra takip dosyasına yapılan yetki itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas asıl alacaktan kaynaklı itirazın iptali isteminin yanı sıra istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin kabil edilebilir olup olmadığı hususa dayalı itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itirazlarda bulunulmuş ise de davaya konu alacağın her iki tarafça da gerek BA-BS’lere konu edildiği, gerekse de kayıtlarda tespit edildiği göz önüne alındığında taraflar arasında ticari cari ilişkinin bulunduğu, bu kapsamda 6098 sayılı yasanın 89. maddesi gereğince davacının kendi ikametgahı yer icra müdürlüğü aracılığı ile takipte bulunmasında usule aykırı bir yön olmadığı anlaşılarak davalı yanın icra müdürlüğü dosyasına yaptığı yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar dosyaya kazandırılan davalı kayıtlarını inceler rapora ve davacı kayıtlarını inceler rapora yapılan itirazla birlikte davalı yanca ek rapor alınması talep edilmiş ise de davaya konu asıl alacak yönünden yapılan bir kısım itirazların değerlendirmesinin Mahkememizce yapılacağı, bir kısım itirazlar yönünden ise aksi iddia edilmekle birlikte itirazların raporda karşılandığı kanaatine varıldığı, taraf kayıtlarının tetkikine esas kazandırılan raporların yeterli teknik incelemeyi içerdikleri, denetlemeye elverişli oldukları kanaati ile gerek itirazların gerekse ek rapora tevdi talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış, raporda işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmış ise de bunun davaya konu edilmediği anlaşılarak bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Taraf kayıtlarının birbirleri ile karşılaştırılmak suretiyle yapılan incelemesi neticesinde davacı kayıtlarına göre ticari defter ve kayıtların aşılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu ve birbirleri doğruladığı anlaşılmakla lehine delil olarak kabul edileceği, takibe konu faturanın kayıtlı olduğu gibi BS formu ile de bildirildiği ancak davalı tarafından düzenlendiği belirtilen KDV dahil 18.821,00 TL’lik faturanın kayıtlı olmadığı, kayıtlara göre ilişkinin mal alım-satımına yönelik olduğu buradan hareketle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 19.470,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı kayıtlarına göre ise ticari defter ve kayıtların aşılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu ve birbirleri doğruladığı anlaşılmakla lehine delil olarak kabul edileceği, takibe konu faturanın kayıtlı olduğu gibi BA formu ile de bildirildiği, davalı tarafından düzenlendiği belirtilen KDV dahil 18.821,00 TL’lik faturanın kayıtlı olduğu, kayıtlara göre ilişkinin mal alım-satımına yönelik olduğu buradan hareketle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 19.470,00 TL tutarında borçlu olduğu tespit edilmiş esasen davalının davacıya kestiği iade faturası haricinde kayıtların birbirlerini doğruladığı tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen husus göz önüne alınmakla davalı yan tarafından cevap dilekçesi ile ilişkinin konsinye mal satımına yönelik olduğu ve buna dair dilekçe ekine “Konsinye tutanaktır” başlıklı belge de eklenerek takibe dayanak fatura içeriği ürünün esas malikinin davacı olduğu ve bu hususa yönelik davacı tarafından tutanağa imza atanın davacıyı temsile yetkili olmadığı beyan edildiğinden bu kapsamda öncelikli olarak değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmış, yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde gerek taraf kayıtlarına göre gerekse de Ticaret Sicil Müdürlüğü ekranından yapılan sorgulamada (dosya arasına bir örneği alınan) Şükrü Batanay isimli şahsın Mahkememiz davacısını temsile yetkili olmadığı, şirketin 03/01/2018 tescil tarihinden itibaren 5 yıl süre ile ………….’ın temsile yetkili olduğu anlaşılmış ayrıca davalı beyanının aksine davalı kayıtlarına göre davacı ile olan ilişkinin alım-satım ilişkisi şeklinde kayıtlara yansıtıldığı görülmüş olduğundan ve bu durumun aksinin ispatının davalı tarafta olmasına rağmen ispata yarar bilgi ve belge sunulmadığı gibi yemin deliline de dayanılmadığından bu hususta başkaca araştırma yapılmaksızın davalı savunmasına itibar edilmemiş ve gerek adı geçen Şükrü’nün davacıyı temsile yetkili olmadığı ve bu nedenle cevap dilekçesi ekindeki belge değerlendirmeye alınmamış gerekse de taraflar arası ilişkinin davacı iddiasında olduğu gibi mal alım-satımına yönelik olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında mal alım-satımına dair ticari nitelikte yazılı olmayan bir ilişkinin kurulduğu, söz konusu ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya mal satıldığı, gerek davalı gerekse davacı kayıtlarına göre ilişkinin davacının davalı aleyhine düzenlediği 04/01/2019 tarihli 8652 nolu KDV dahil 19.470,00 TL tutarlı fatura ile başladığı, söz konusu faturaya yönelik davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı, faturanın her iki taraf BA-BS formları ile vergi dairesine bildirildiği, bu anlamda gerek fatura, gerekse içeriği ürünün tesliminin davacı yanca ispatlandığı, davalı tarafça düzenlenen 15/06/2021 tarihli KDV dahil 18.821,00 TL’lik faturanın davacı yana tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, iadeli taahhütlü posta ile gönderildiği ve fakat adreste bulunamama sebebi ile davalıya iade edildiği, bu faturanın davacı kayıtlarında olmadığı, herhangi bir sevk irsaliyesinin bulunmadığı, davacı tarafça BA formuna konu edilmediği anlaşılmakla, bu faturanın davacıya tesliminin ispatlanamadığı, az önce de yukarıda belirtildiği gibi taraflar arasındaki konsinye mal satışına dair hususunda ayrıca davalı tarafça ispatlanamaması sebebiyle takibe konu edilen asıl alacak tutarı olan 19.470,00 TL’lik fatura yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalı yanca asıl alacağa yönelik itirazın yerinde olmadığı, davalı nezdinde fatura kayıtlı olduğu anlaşılmakla davalı açısından bedelin ödeme de yapılmamış olması sebebiyle likit olduğu anlaşılmış, bu kapsamda davacının icra inkar tazminatının yerinde olduğu anlaşılmış, yapılan değerlendirme neticesinde açılı davanın kabulü ile; davalı yanın İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin 19.470,00 TL asıl alacağın tahsili bakımından devamına, hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, hükmedilen tutarın %20’si olarak hesaplanan 3.894,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; davalı yanın İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin 19.470,00 TL asıl alacağın tahsili bakımından devamına,
– Hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– Hükmedilen tutarın %20’si olarak hesaplanan 3.894,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.330,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 484,36 TL (332,50 TL peşin harç ile 151,86 TL icra dosya peşin harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 845,64 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 413,20 TL (332,50 TL peşin harç ve 80,70 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 1.953,10 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderlerinden oluşan toplam 2.366,30 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 366,90 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansı kullanılmadığından 100,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Nil Pehlivan’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8- Dosya arasında bulunan davacı vekili tarafından 27/04/2022 tarihinde Mahkememize sunulan davacı şirkete ait olan 2019 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtların asıllarının kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa İADESİNE,
9- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
¸ e-imza

Hakim …
e-imza ¸