Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/116 E. 2022/622 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/116
KARAR NO : 2022/622

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalının dava dışı … Gıda … Ltd Şti ile … aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, mallarına haciz konulmasına dair verilen kararın kesinleşmesi akabinde davacıya bu icra dosyası üzerinden 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği, müvekkili tarafından bu ihbarnamelere ilişkin itiraz sürelerinin kaçırıldığı, son olarak müvekkiline 24/01/2022 tarihinde 3. Haciz ihbarnamelerinin tebliğ ile o günkü güncel borç bakiyesi olan 59.255,04 TL’nin müvekkilinin uhdesinde olduğunun kabul edilerek tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde ödeme yapılmasının yahut menfi tespit davası açılması gerektiğinin kendisine tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de davacının dava dışı şahıslar nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı, bunun dava dışı şahısların kayıtlarının incelenmesinden de anlaşılacağı, müvekkili ile dava dışı şahıslar arasında yahut davacı ile davalı arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığı, icra dosya borçlarından …’nın davacının kardeşi olduğu, müvekkilinden alacağın olduğuna dair hiçbir belgenin bulunmadığı iddialarının soyut olduğu ve bu kapsamda ispat yükünün alacaklı tarafta olduğu belirtilerek İİK 89 gereği müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile haciz ihbarnamelerinin iptali talebinin yanı sıra yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığı, icra dosyasında yapılan işlemlerin yerinde olduğu, davacının kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz etmediği gibi herhangi bir bildirimde de bulunmadığı, bu kapsamda kendisine yine usulüne uygun olarak 24/01/2022 tarihinde 3. haciz ihbarnamesinin tebliği sonucunda davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiği, her ne kadar kendisine haciz ihbarnamesinin kan bağından dolayı gönderildiği belirtilmekte ise de icra dosya borçlusu şirketin dava dışı … ve …’ya ait olduğu, …’ın şirketin ortağı olduğu, diğer borçlu … ile de ticareti olduğu, bu kapsamda borçluya şirketin hissedarı ve diğer borçlu … ile de ortaklığı ve ticareti olan bir kişi olması sebebiyle ihbarnamenin gönderildiği, bu kapsamda davacının takip borçluları ile hukuki ilişkisinin bulunmadığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı, ispat yükünün davacıya ait olduğu belirtilerek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesinin aksi kanaatte olunur ise davanın açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’ne, Ticaret Sicil İl Müdürlüğü’ne ve Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
İzmir … İcra Dairesi’ne yazılan müzekkereye …/… Esas sayılı dosya üzerinden verilen cevabi yazının incelenmesinde; davalı tarafından dava dışı … Gıda … Ltd. Şti. Ve dava dışı … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin devamında alacaklı vekilinin talebi üzerinde davacı yana İİK 89 uyarınca tebligat işleminin yapıldığı, tebligatların kontrolünde 89/1 haciz ihbarnamesinin davacı vekiline 14/04/2021 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin davacı asile 02/12/2021 tarihinde ve 89/3 haciz ihbarnamesinin 24/01/2022 tarihinde tebliğ edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Ticaret Sicili İl Müdürlüğü ve Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda Mahkememiz davacısının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde davalı tarafça dava dışı … Gıda … Ltd Şti ile … aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı tarafa bu dosya üzerinden 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerinin tebliği üzerine 3. Haciz ihbarnamesinin 24/01/2022 tarihinde tebliğ edilerek 59.255,04 TL’nin davacının uhdesinde olduğu ihtaratında bulunulduğuna dosya kapsamında bir tereddüt olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında uyuşmazlığın davacıya 3. Haciz ihbarnamesi ile bildirilen husus kapsamında davacının uhdesinde icra dosya borçlularına yönelik borcun olup olmadığı, bulunması halinde miktarı hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas davacının uhdesinde bulunduğu belirtilen borçtan kaynaklı davalıya yönelttiği menfi tespit davasına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu husus bu şekilde tespit edilmiş ise de dava şartları bakımından dosyanın incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Eldeki dava bakımından yapılan inceleme neticesinde her ne kadar bahse konu icra dosyasının konusu kambiyodan kaynaklanmakta ise de bu davanın konusunu oluşturan 3. haciz ihbarnamesine konu uhdede sayılan borcun sırf bu sebeple kambiyodan kaynaklı olduğunun söylenemeyeceği, 3. haciz ihbarnamesindeki yasanın amacının haciz ihbarnamesinin muhatabı olan şahsın güncel borç tutarı yönünden muhatap alınmasından kaynaklı ortaya çıkacağı, bu nedenle esasen 3. haciz ihbarnamesi muhatabının sadece borç miktarı bakımından uhdesinde sayılma yönünden husumetinin bulunduğu, bu nedenle esasen işbu uyuşmazlık bakımından takip konusu nedeniyle ortada mutlak bir ticari davanın bulunduğunun kabul edilemeyeceği, buradan hareketle işbu uyuşmazlık bakımından ortada mutlak yahut nispi bir ticari bir davanın bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması ve değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde Mahkememiz davacının tacir olmadığında bir tereddüt bulunmamakla birlikte davalı yanca ihbarname dayanaklarının davacının icra dosya borçlusu şirketin ortağı olması, diğer borçlu … ile de ticareti olan bir kişi olması sebebiyle gönderildiği belirtildiğinden davacının … ile ticareti bulunsa bile davacı tacir olmadığından bunun nispi ticari davaya sebebiyet vermeyeceği, yine davacının icra dosya borçlusu şirketin ortağı olması sebebiyle bir alacak borç durumu ortaya çıksa bile bunun hangi sebepten ve ne şekilde kaynaklandığı hususunda davalı tarafça belirleme yapılmadığından şirket ile ortak arasındaki alacak borç durumunun olup olmadığı, bulunması halinde neyden kaynaklandığı da belli olmadığından yine bunun da nispi bir ticari davaya sebebiyet vermeyeceği, ayrıca söz konusu ilişkiler bakımından ortada mutlak bir ticari dava konusu hususun da bulunmadığı gibi işbu dosya tarafları açısından yapılan değerlendirme neticesinde de nispi ve mutlak bir ticari dava bulunmayacağı anlaşılmakla iş bu davanın Mahkememizde görülmesinin mümkün olmadığı değerlendirilerek genel Mahkemelerin görevli olduğuna kanaat getirilmiş ve bu nedenle davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Ayrıca kararın kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır