Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1070 E. 2023/545 K. 01.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1070 Esas
KARAR NO : 2023/545
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/08/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında 03/05/2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, gerçekleşen kazada müvekkiline ait araçta değer kaybı zararı oluştuğunu, işbu davanın bu değer kaybı zararının tazmini ve değer kaybının tespiti için aldırılan ekspertiz raporu ücretinin talep edilmesi için açıldığını, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin aracında 15.000,00 TL değer kaybı tespit edildiğini, ekspere hizmet bedeli olarak 269,87 TL (KDV dahil) ödendiğini, bu zararların tazmin edilmesi amacıyla davalı sigorta şirketine 01/09/2022 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, başvuru neticesinde sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapılmış olsa da bu ödemenin müvekkilinin alacağını karşılamadığını, ilgili kusurlu aracın kaza tarihini kapsar şekilde … poliçe numarası ile … Sigorta Şirketinin teminatı kapsamında olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davamızda şimdilik, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla HMK 107. Madde uyarınca belirlenebilir olduğunda artırılmak üzere 100,00 TL değer kaybı tazminatının ve 269,87 TL eksper hizmet bedelinin davalıdan (teminat limitleri dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren) kaza tarihi olan 03/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracı için müvekkil sigorta şirketi tarafından davacının kasko sigortacısına 22/10/2022 tarihinde 10.500,00 TL maddi hasar rücu tediye ödemesi yapıldığını, 22/09/2022 tarihinde Av. …’ ya 6.000,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sigorta şirketi poliçe teminat limiti ile sorumlu olduğundan davacının kasko sigortacısına ödenen bu tutarın teminat limitinden düşülmesi gerektiğini, dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, KTK’nın 109/1-a maddesi uyarınca, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddi gerektiğini, HMK 6. Madde gereği yetkili mahkeme davalı tarafın davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesî’ne gönderilmesini talep ettiklerini, bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını ve dava şartı olan zorunlu başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının talep ettiği maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterler esas alınması gerektiğini, araçta meydana gelen değer kaybı hesap edilirken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kilometresi gibi hususlar da göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, iş bu nedenle davanın reddi gerektiğini, araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilememesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararların ZMMS teminatı dışında olduğunu, ZMMS Genel Şartları’nın A.6/k maddesinde “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri”nin ZMMS teminatı dışında olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan söz konusu taleplerin reddi gerektiğini belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 03.05.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının aracında oluşan değer kaybı ve hasara ilişkin maddi zararın davalı sigorta şirketinden tahsili talepli maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekilinin sulh ve ibra sözleşmesi ekli 19.07.2023 tarihli göndermiş olduğu beyan dilekçesinde; davalı sigorta şirketi ile sulh ve ibra sözleşmesi yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından asıl alacak, ferileri ve yargılama giderleri olmak üzere tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin ibraname ekli 24.07.2023 tarihli beyan dilekçesinde; davacı taraf ile sulh olduklarını, sulh anlaşması gereği davacının davadan, fazlaya ilişkin haklarından feragat ettiğini, sulh anlaşması nedeniyle, davanın feragat nedeniyle reddine; davanın konusuz kalması nedeniyle karar vermeye yer olmadığına; müvekkili sigorta şirketi ihbar olunan olduğundan ve taraflarca bu hususta anlaşılmış olunduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça mahkememize iş bu dava açılmış ise de; yargılama sırasında davacı tarafın, davalı tarafça sulh olduğunu beyan ettiği, davalı vekilinin sunmuş olduğu 24.07.2023 havale tarihli dilekçe ile davacı ile sulh protokolü imzaladıklarını ve sulh sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, taraf vekillerinin ayrı ayrı vekalet ücreti ve yargılama talep etmedikleri ve tarafların sulh oldukları anlaşılmakla, sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sulh nedeni ile davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanununun 22.maddesi uyarınca, karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL peşin harcın 2/3 ü olan 179,9‬0 TL harçtan başlangıçta yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve davalı vekilinin beyan dilekçeleri dikkate alınarak davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmedan artan gider avansının taraflara iadesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından sarf kararı yazılması halinde 3.120,00 TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.01/08/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı