Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1056 E. 2023/209 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1056 Esas
KARAR NO : 2023/209

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir 2 ASHM’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici kooperatif ile davalılar arsa sahipleri arasında ……ili … ilçesi … Mevkii … Mah. … pafta…. Ada ve …… parselde kayıtlı 17481 metre kare olan taşınmazlar bakımından İzmir 16 Noterliği’nin 21/03/2007 tarih ve …… yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı, buna göre inşa edilecek dairelerin %29’unun arsa sahiplerine, %71’inin ise kooperatife ait olacağı şeklinde paylaştırma yapıldığı, daha sonradan tevhit, ifraz ve parselasyon sonucunda taşınmazların …… Ada… parsel,…. Ada 1 parsel, ….. Ada ….. parsel ve ……. Ada ….. parsele ayrıldığı, başlangıçta belirtilen ……Ada …… No’lu parselde kayıtlı 5.443,72 metre karelik miktarın hazine ile ihtilaflı olunması nedeniyle İzmir 16 Noterliği’nin 27/08/2009 tarih ve…..yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ek tadil sözleşmesi yapılarak söz konusu 5.443,72 metre karelik kısmın sözleşmeden çıkarıldığı yani …… Ada …. parselin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden hariç tutulduğu ancak diğer taşınmazlar yönünden sözleşmenin aynen devamına karar verildiği, daha sonra arsa sahiplerinin kat irtifaklarının kurulabilmesi için hisselerine düşen dairelerin kendi aralarında taksimine ilişkin listeyi vermemeleri, taşınmazda yeniden 345 metre karelik hazine fazlalılığının ortaya çıkması ve inşaat sözleşmesinin 6-E ve 14. Maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeme nedeniyle arsa sahipleri ile davalı kooperatif arasında çıkan uyuşmazlıklar neticesinde davalılar tarafından kooperatif aleyhine İzmir 1 ASHM’nin… Esas sayılı dosyası üzerinden 21/03/2007 tarihli ve 16/03/2012 tarihli ek sözleşmenin feshi ile taşınmazdaki müdahaleye son verilmesi için açılan dava neticesinde Mahkemece işin %50 oranında tamamlandığı kanaati ile yapılan değerlendirme neticesinde …… Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulü ile bahse konu sözleşmelerin geriye etkili olarak feshi ile bahse konu parsellere müdahalenin önlenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23 HD’nin …. Esas ve….. Karar sayılı ilamı ile karar tarihinden sonra taşınmazın %100 orana getirerek imalatların tamamlandığının davalı kooperatif tarafından iddia edilmiş olması karşısında bunun arsa sahiplerinin zımni muvafakati olmadan gerçekleşemeyeceği göz önünde bulundurulup bu kapsamda değerlendirme yapılması sebebiyle yerel mahkeme hükmünün bozulduğu, bunun üzerine 1 ASHM’nin …. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile önceki kararda direnildiği, kararın temyiz edilmesine rağmen temyizin süresinde yapılmadığından reddine karar verildiği ve bunun temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve halen derdest olduğu, davalı kooperatif tarafından yukarıda bahse konu bozma ilamındaki gerekçelerle arsa sahipleri aleyhine İzmir 16 ASHM’nin …. Esas sayılı dosyası üzerinden sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davacının kooperatifin 39 nolu üyesi olduğu, inşaatların %100 oranına getirildiği, 29/08/2018 tarihli yapılan genel kurul toplantısında davalı arsa sahiplerine düşen taşınmazlar haricindeki dairelerin üyelere dağıtıldığı ve üyeler tarafından da söz konusu dairelere yerleşildiği ya da kiraya verildiği ya da boş bırakıldığı, ferdileşme kararı sonrası yapılan kura çekiminde davacıya …… Ada …. parsel ….. nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın isabet ettiği, …… Ada ……parseldeki B blok ile C bloktan oluşan toplam 32 adet taşınmazın davalıların payına düştüğünden davalılara genel kurul tutanakları kararları ile teslim edildiği, konutların bitirildiği, dairelerin kullanılıyor olduğu, davacının hissesine düşen taşınmazın tapuda devrinin verilmemesinin haksız zenginleşmeye sebebiyet vereceği durumun TMK’nın 2. Maddesine aykırı olduğu, davalıların 3. kişilere satma girişiminde bulunarak ilanlar verdiği, ayrıca bu durumun Medeni Kanunun taşınmaz mülkiyetine devir borcunu doğuran maddesi ile dilekçede belirtilen örnek Yargı kararlarına aykırı olduğu, ayrıca İzmir 1 ASHM’nin… Esas ve … Karar sayılı eletmanın önlenmesine dair kararın neticesinde İzmir 5 İcra Müdürlüğü’nün…… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığı belirtilmekle davanın kabulü ile bahse konu İzmir ili … ilçesi … Mah. .Ada….. parsel……. nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline olmadığı takdirde bu taşınmaza karşılık gelecek arsa payının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde alacak talebinin kabulü ile taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yine tapu iptal ve tescilin mümkün olmaması ve az önce belirtilen alacağın uygulanamaması halinde HMK’nın 111 maddesi gereğince terditli istemde bulunulduğundan alacak talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz için önceden ödenen bedel yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla alacağın denkleştirici adalet ilkesi gereğince şimdilik 60.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu İzmir İli … İlçesi … Mahallesi ….Ada ….. parsel …..nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, olmadığı takdirde bu bağımsız bölüme karşılık gelecek arsa payının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ile sınırlı ayni hak kurulmasını ve cebi icra yoluyla satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, davalı arsa sahipleri tarafından diğer davalı S.S … İşkent Konut Yapı Kooperatifi aleyhine İzmir 5 İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ve dolaylı olarak kooperatif üyesi müvekkilinin de bağımsız bölümü – dairesi tahliye edileceğinden bu aşamada telafisi imkansız zararların ve mağduriyetlerin yaşanmaması için dava sonuna kadar müvekkili …’ün hissesi olan İzmir İli … İlçesi … Mahallesi …. Ada …..parsel…. nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunan ev adresi … Mah. ….. Sk. No: …. Apt. K: …D: ……. İzmir olan taşınmaz yönünden tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Adı geçen Mahkemece 13/06/2022 tarih ve ….. Karar sayılı ilam ile davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verildiği yapılan istinaf talebi üzerine İzmir BAM 20 HD’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile talebin talebin esastan reddine karar verilmekle birlikte tevzisi üzerine Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmakla birlikte adı geçen davalı haricindeki diğer davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinin sunulduğu davanını usulden ve esastan reddinin talep edildiği, bu dilekçeye karşı davacı vekili tarafından cevaba cevap dilekçesinin delil dilekçesinin sunulduğu ve tanık isim ve adreslerinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından müvekkilinin talebi doğrultusunda kayıtsız ve şartsız olarak davadan feragat edildiğine yönelik 21/03/2023 tarihli dilekçenin sunulduğu, yapılan kontrolde davacı vekilinin feragate yetkili olduğu anlaşıldı.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, vekilin feragate yetkili olduğu, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca davacı tarafça yatırılan harçların ve gider avansından kullanılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve feragat içeriği göz önüne alındığında kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar (davalı kooperatif hariç olmak üzere) lehine AAÜT 6.madde gereği iş bu dava dosyasında ön inceleme aşamasından evvel davadan feragat edildiği göz önüne alındığında aşağıda belirtildiği şekilde maktu vekalet ücretinin yarısı yönünden vekalet ücreti takdir edilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık göz önüne alındığında davadan evvel 6325 sayılı yasa kapsamında arabuluculuk başvurusunda bulunulması üzerine bu husustaki yasa gereği zorunlu dava şartının görevsizlik kararın verilmesinden sonra giderildiğinde bir usule aykırılık bulunmamış ve ancak feragatin içeriği ve bahse konu yasanın 18/A maddesi göz önüne alındığında arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına dair aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 1.024,65 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 844,75 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç ve yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 3.095,50 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalılar (davalı kooperatif hariç) kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T 6. madde uyarınca takdir edilen 4.800,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA (DAVALI KOOPERATİF HARİÇ OLMAK ÜZERE) VERİLMESİNE,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.680,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’ya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında ileri sürülen feragat beyanı içeriği göz önüne alındığında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim ….
e-imzalıdır.