Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1054 E. 2023/570 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1054 Esas
KARAR NO : 2023/570
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş.’nin … İli … İlçesinde faaliyet göstermekte olup Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer aldığı, bu kapsamda davalı … Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile arasında ticari mal alım-satımı ilişkisi bulunduğu, taraflar arasındaki bu ticari mal alım-satımı kapsamında davalı tarafın, müvekkilinden müteahhit kereler mal satın aldığı, müvekkili davacının da sattığı bu mallara ilişkin muhtelif faturalar kestiği ve davalıya fatura konusu malları teslim ettiği ancak davalının satın alıp teslim aldığı fatura konusu bu mallara ilişkin bakiye borcunu ödemediği, bu durumda bakiye borcu ödemeyen davalı tarafından hiçbir açıklama yapılmaksızın takibe itiraz edilmesinin de açıkça kötü niyet göstergesi olup; haksız olduğu, müvekkilinin muhtelif zamanlarda müteaddit kereler davalı borçluyu borcu ödemeleri konusunda uyarmışsa da bu uyarıların sonuçsuz kaldığı, nihayetinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ancak borçlu davalının sırf icranın sürüncemede bırakılması için takibe, yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, yine her ne kadar davalı borçlunun bu itirazda İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığı iddia edilmişse de Türk Borçlar Kanunu bu konuda açık olup söz konusu itirazın davalı borçlunun takibi bertaraf etme çabasından başka bir şey olmadığı, işbu davayı açmadan önce 6102 Sayılı Kanunun 5/A-1 maddesi gereğince dava şartı olan Arabuluculuk yoluna başvurulduğu, ne var ki arabuluculuk sürecinde yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadığı, müvekkili şirket tarafından davalı ile olan ticari ilişki çerçevesinde edimler kanuna ve ticari teamüle uygun şekilde süresinde yerine getirildiği, buna karşılık davalı tarafça aylarca dava konusu borç ödenmediği, gelinen aşamada müvekkili şirket ticari ilişkiden kaynaklanan alacağına erişemediği gibi, dava konusu alacak rehinle veya başkaca bir şekilde teminat altına alınmadığından müvekkili şirketin davalıların kötü niyetli davranışları neticesinde alacağını tahsil edememe ve telafisi güç zararlarla karşı karşıya kalma tehlikesi içerisinde olduğu, İcra ve İflas Kanunu m.257 ve bu doğrultuda sunulan emsal Yerel Mahkeme kararı dikkate alındığında, davalı borçlunun basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gerektiği göz önüne alınıp konşimento ve içerdiği kayıtlarında kabulünde olduğu açık olduğundan; dosyanın geldiği aşama ve taraflarınca sunulan deliller bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği hususları gözetilerek davalı borçlu şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile, davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine dava değeri üzerinden ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle; öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engelleyici nitelikte eylemlere girişildiğinden müvekkilinin alacağını koruma altına almak için davalı şirketin tüm menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları başta olmak üzere banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile davalı / borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve bu itirazlar sebebiyle duran takibin, talep edilen bedel üzerinden temerrüd tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle devamına, davalı borçlu hakkında asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, müvekkili şirket ile ilgili cari hesap ilişkisinden 240.626,98 TL alacağının söz konusu olduğu iddiasıyla İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile takip başlattığı, söz konusu takibe süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz neticesinde davacı yanın her türlü yasal dayanaktan yoksun işbu davayı ikame ettiği, davacı tarafından açılan işbu dava yetkisiz İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmiş olup işbu davada yetkili mahkemenin, müvekkili davalı şirketin bulunduğu Düzce Merkez Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmamakla birlikte yetki konusunda herhangi bir anlaşma yapılmadığı ve ortada davacı ikametgahında ödenecek bir borç doğmadığı, öncelikle işbu dilekçe ile; davacı tarafın gerek yasada belirlenen gerekse Mahkeme tarafından tensip ara kararı, ön inceleme tutanağı ve takip eden diğer tüm ara kararlar ile yükümlü olduğu, olacağı süreli-kesin süreli işlerinin süresi içinde yerine getirmemesi nedeniyle ve/veya getirilmemesi halinde davacı tarafa bu işin yürütümü için yeni ve/veya ek bir süre verilmesine, davacı tarafın bu anlamdaki her türlü talebine, kesin süre bitiminden sonra yerine getirilen her türlü adli iş ve işleme muvafakat etmediklerinin bildirildiği, dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen eklerin müvekkili davalıya tebliğe çıkarılmadığı ve savunma hakkının açıkça kısıtlandığı, davacının bundan sonra delil listesi sunmasına da muvafakatlerinin olmadığı, müvekkili şirketin, davaya konu işin tarafı olmadığı, bu sebeple davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı ile müvekkili arasında bir ticari ilişki bulunmadığı, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığı, nitekim davacı tarafın da kendisine ait belgeleri dosyaya ibraz edememekte, bu sebeple iddiasını ispatlayamadığı, davaya konu faturaların usule uygun şekilde müvekkili şirkete tebliğ edilmediği, ayrıca davacı tarafça teslim edildiği ileri sürülen faturanın müvekkili şirket tarafından temsil ve imzalamaya yetkili kişilerce teslim alınmadığı, hiç bir surette davayı kabul etmemek kayıt ve şartı ile muayyen belirlenebilir likit bir alacağın olayda söz konusu olmadığı, ayrıca kanunun aradığı şartları oluşmayan dayanaksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz talebinin de ayrıca reddinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının ön inceleme duruşmasında değerlendirilerek davanın yetki yönünden reddine, davacı tarafça ispat edilemeyen işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap örneği, Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabı, Gölyaka Malmüdürlüğü’nün yazı cevabı, SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 13/05/2023 havale tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 240.523,19 TL asıl alacak ile 103,79 TL işlemiş faizden oluşan toplam 240.626,98 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının asıl alacak olarak belirtildiği, davalı yanca icra müdürlüğünün yetkisine ve geniş anlamda yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 06/04/2023 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın SMMM bilirkişisi …’e tevdi edilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 13/05/2023 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; “davacı kayıtlarının incelenmesi neticesinde 2022 yılı yasal kayıtların açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun yapıldığı, buradan hareketle davacı lehine kayıtların delil olduğu, 2022 yılı öncesinde taraflar arası ticari münasebetin başladığı ve davacının davalı aleyhine kestiği 31/05/2022 tarihli 329.752,00 TL bedelli fatura ile ilişkinin sonlandığı, takibin cari hesaptan kaynaklandığı, 2022 yılında davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen toplam KDV dahil bedelin 2.074.207,00 TL olan 8 adet faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı yine söz konusu 8 adet faturanın hem davacı tarafça hem de davalı tarafça ilgili vergi dairelerine BA BS bildirimine konu edildikleri, belirtilen tarih yılda davalı yanca çeşitli miktarlarda ödemeler yapılmakla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 240.523,19 TL alacaklı olduğu, TTK 1530 4/a bendine göre yapılan faiz hesabı neticesinde işlemiş faiz tutarının 11.708,21 TL’ye karşılık geldiği, takip talebinde 103,79 TL faiz isteminde bulunduğu belirtilerek davacının davalıdan toplam 240.626,98 TL tutarında alacak talep edebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça itiraz yahut beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine yukarıda belirtildiği şekilde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden cari hesaptan kaynaklı başlatılan takipten kaynaklı alacağa yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın takibin yetkili yer icra müdürlüğü aracılığı ile başlatılıp başlatılmadığı, başlatıldığının anlaşılması halinde taraflar arası davacının iddia ettiği gibi alım satıma yönelik ticari bir ilişkinin kurulup kurulmadığı, davacının bu ilişkiden kaynaklı davalıdan 2022 yılına devir bakiyesi ile birlikte 2022 yılında davalı aleyhine kestiği faturalardan kaynaklı cevaba cevap dilekçesi adı altındaki beyan dilekçesi ekindeki cari hesap tablosu yönünden alacaklı olup olmadığı, faturaların yahut içeriklerinin davalı yana teslim edilip edilmediği, davalı yanca ödeme yapılıp yapılmadığı, faturaların iadesinin olup olmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise iddianın tespiti ile davalı yanın itirazının haklılık teşkil edip etmediği, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı ve taraflarca istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarının tespiti ile değerlendirilmesine yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; Mahkememizce Taraflara ticari defter ve belgeleri Mahkememiz dosyasına sunması ya da nerede olduğunun bildirilmesine yönelik beyanda bulunulması için 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı yanca süresi içinde istemin yerine getirildiği, davalı yana ihtaratlı tebliğ yapılmasına rağmen bu hususa yönelik herhangi bir beyanda bulunulmadığı gibi mazeret de bildirilmediği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 222/3 maddesi göz önüne alınarak dosyaya kazandırılan rapora göre davacı ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle davacı ticari defter ve kayıtların davacı lehine iş bu uyuşmazlık yönünden lehine delil olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.
Yine uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun da belirtilmesinde fayda vardır; davacı yana takip talebindeki işlemiş faizin nasıl hesaplandığı hangi tarih aralığında ileri sürüldüğü konusunda verilen süre içinde sunulan 18/04/2023 tarihli dilekçede aynen “İcra dosyasına konu fatura e fatura olduğundan davalı tarafa sistemden aynı gün tebliğ edilmektedir. İşletilmiş faiz 10.10.2022 tarihinde başlatılmış olup ertesi gün de icra takibi başlatılmıştır. İşlemiş faiz bu süre zarfına ilişkindir” şeklinde beyanda bulunulduğundan Mahkememizce işlemiş faiz tutarının 10/10/2022-11/10/2022 tarihleri arasındaki döneme yönelik değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davaya konu takip alacağının davacının davalı aleyhine düzenlediği 8 adet faturanın bakiyesinden kaynaklı alacak olduğu anlaşılmakla Mahkememizce taraf vergi dairelerine yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılara göre hem davacı tarafından BS formu ile hem de davalı tarafça BA formu ile söz konusu 8 adet faturanın vergi dairesine bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde her ne kadar hükme esas alınan raporda faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu gibi sevk irsaliyelerinin de bulunmadığı belirtilmiş buradan ve borca yönelik yapılan itirazlardan hareketle fatura konusu ürünlerin davalı yana teslim edilip edilmediği net olmadığı düşünülse bile davalı nezdinde yukarıda da belirtildiği gibi faturaların BA ile bildirilmiş olması karşısında fatura içeriği malların davalı tarafa teslim edildiği yönünde adi karine oluşturduğu bu hususun aksinin ispatının davalı tarafta olduğu ancak davalı tarafça aksini kanıtlar bilgi ve belge sunulmadığı gibi yine yukarıda da belirtildiği üzere ticari kayıtların sunulmaması sonucu davacı kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edileceğine karar verildiğinden aksinin ispatlanamadığı anlaşılmakla fatura içeriği malların tesliminin sübuta erdiğine kanaat edinilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında yazılı olmayan bir şekilde ticari bir münasebetin bulunduğu, söz konusu ilişkiye göre davacının davalı tarafa ürün tedariki suretiyle çeşitli tarihlerde faturalar tanzim ettiği, davalı tarafça çeşitli tarih ve miktarlarda ödemelerle cari ilişkinin devam ettiği, taraflar arasındaki ilişkinin 2022 yılı öncesinde başladığı, 6100 sayılı HMK’nın 222/3 maddesi ihtaratına ve yukarıda belirtildiği şekle göre kayıtların sadece davacı tarafça sunulduğu göz önüne alındığında 2022 yılına davacı alacağının 86.697,12 TL olarak devredildiği, söz konusu 2022 yılında her iki tarafça da BA BS bildirimine konu edilen 8 adet faturanın davacı tarafça düzenlendiği, bu faturaların yanında çeşitli miktarlarda davacıya borç kaydı yapılmakla birlikte takip öncesine yönelik davacının davalı aleyhine 3.704.798,69 TL tutarında toplam borç kaydı oluşturduğu, davalı tarafından 2022 yılında çeşitli tarihlerde çek ve virman olmak üzere toplamda 3.464.275,50 TL tutarında ödeme yapıldığı görülmekle davacı kayıtlarına göre davalıdan 240.523,19 TL alacağının bulunduğu, az yukarıda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulduğu anlaşılan davacı kayıtlarının işbu uyuşmazlık yönünden davacı lehine delil kabul edileceği göz önüne alınmakla birlikte borç olmadığı yönündeki davalı tarafça ileri sürülen hususlara yönelik herhangi bir delil bildirilmediği gibi ödeme olgusunun ispatının davalı tarafta olduğu göz önüne alındığında bilirkişi raporunun aksine başka bir ödeme iddiasının da ileri sürülmediği kaldı ki davalı tarafça esasen ticari ilişkinin dahi inkar edildiği göz önüne alındığında davalının borca itiraz yönündeki iddialarının yerinde olmadığı ve yine az yukarıdaki teslime yönelik karine göz önüne alındığında asıl alacak yönünden davacı iddiasının yerinde olduğu, her ne kadar bilirkişi tarafından TTK 1530/4-a gereği faiz hesaplaması yapılmış ise de davacı vekilinin beyanına göre başlangıç tarihini takip tarihinden 1 gün evvelinden yani 10/10/2022 tarihinden olduğu anlaşılmakla yeniden bu hususta rapor almak yerine Mahkemece faizin bu aşamada resen hesaplanabileceği kanaatine varılmakla;
Başlangıç
Bitiş
Tutar
Faiz Oranı
Faiz Tutarı
10/10/2022
11/10/2022
240.523,19
Yıllık %17,25
113,67 TL
olarak hesaplama yapılmakla taleple bağlılık ilkesi göz önüne alındığında işlemiş faiz yönünden de davacı iddiasının yerinde olduğu dolayısıyla davalı yanca yapılan borca itirazın haklılık teşkil etmediği ve ayrıca kesilen faturaların davalı tarafça aynı zamanda BA bildirimine konu edildiği ve işbu uyuşmazlık yönünden davacı kayıtları davacı lehine delil kabul edildiğinden alacağın davacı nezdinde likit olduğu anlaşılmakla davacının inkar tazminatına yönelik talebinin de kabulüne karar verilerek açılı davanın kabulü ile İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin 240.523,19 TL asıl alacak ile 103,79 TL işlemiş faizden oluşan toplam 240.626,98 TL alacağın tahsili bakımından devamına, hükmedilen asıl alacak tutarı olan 240.523,19 TL’ye takip tarihinden itibaren %15,75 oranında ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu anlaşılmakla hükmedilen tutarın %20’si olarak hesaplanan 48.125,39 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin 240.523,19 TL asıl alacak ile 103,79 TL işlemiş faizden oluşan toplam 240.626,98 TL alacağın tahsili bakımından devamına,
– Hükmedilen asıl alacak tutarı olan 240.523,19 TL’ye takip tarihinden itibaren %15,75 oranında ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– Hükmedilen tutarın %20’si olarak hesaplanan 48.125,39 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 16.437,22 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.109,31 TL (2.906,18 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 1.203,13 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 12.327,91 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 2.986,88 TL (2.906,18 TL peşin harç ile 80,70 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 2.660,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 5.646,88 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 390,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 36.687,77 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu … ‘a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/09/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı