Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2021/653 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/96 Esas
KARAR NO : 2021/653

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Kapatılan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi …/.. Esas sayılı dosyasında verdiği dava dilekçesinde özetle ; davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durdurulmasını sağladığını, takibin dayanağının 18/02/2013 tarih ve … sayılı fatura olup, fatura karşılığı malların davalının kendi aracında taşınmak üzere çalışan şoförüne teslim edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/04/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirketin takip dayanağı olan fatura ile ilgili herhangi bir ticari ilişkisinin mevcut olmadığını, söz konusu faturanın da ayrıca müvekkili şirkete tebliğ yada teslim edilmediği gibi faturaya bağlı bir borç ilişkisi yada ticari ilişki de olmadığını, müvekkilinin defter ve kayıtlarında da böyle bir fatura bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve veklaet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların: taraflar arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki olup olmadığı, davacının alacaklı kalıp kalmadığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
Davaya konu fatura sureti dosyamız içerisindedir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde ; alacaklının … olduğu, borçlunun … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Olduğu, alacaklı tarafça 5.133,00.-TL alacak üzerinden icra başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
SGK nun 28/12/2016 tarihli yazısında; …’ün davalı şirket çalışanı olduğu bildirilmiştir.
İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün 25/12/2014 tarihli yazısında … plaka sayılı aracın davalı şirket adına kayıtlı iken 05.02.2013 tarihinde satıldığı belirtilmiştir.
Dosyanın bir SMMM bilirkişisine tevdi edilerek, dosyada mevcut bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları ve özellikle takip talepnamesini de cevaplar mahiyette, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, davacının alacaklı bulunup bulunmadığı ve miktarı konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle ; taraflar arasında sadece dava konusu faturadan kaynaklı bir ilişki olduğu, bu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, dava konusu fatura ve sevk irsaliyesi açıklamalarının birbiri ile uyumlu olduğu, dava konusu faturanın davalı firma adına düzenlendiği ancak sevk irsaliyesinin davalı şirket yerine … adına düzenlendiği, teslim alan bölümünde yazılı olan …’ün davalının sigortalı çalışanı olup olmadığının bilinmediği, eğer sigortalı çalışanı ise malların davalıya teslim edildiği düşünülmekte olup, dosya içerisinde yapılan incelemede borçluya gönderilmiş ihtarname bulunmadığı, borçlunun temerrüde düşürülmediği, bu nedenle faiz talep edilmesinin uygun olmadığı belirtilmiştir.
Davalının dosyaya sunulan irsaliye ve faturanın birbirinden farklı tarihler ve içerikler içerdiğini bu nedenle yeniden inceleme yapılması yönünde davalının rapora itirazı üzerine dosya daha önce rapor düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda özetle ; faturanın davalı şirket adına düzenlendiği ancak sevk irsaliyesinin davalı şirket adına düzenlenmediği, “…” adına düzenlendiği, malın teslimini kanıtlayıcı belge niteliğinde olan sevk irsaliyesinin davalı firma adına düzenlenmemiş olmasının dava konusu olan faturaya ilişkin malın teslimini kanıtlamadığı, VUK ‘nun 231/5. Maddesinde faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre 26/11/2012 tarihli sevk irsaliyesinin 7 gün içinde faturaya dönüşmesinin gerektiği ancak dava konusu faturanın 18/03/2013 tarihinde düzenlendiği, dava konusu faturanın malın teslimini kanıtlayıcı belge niteliğinde olan sevk irsaliyesi ile örtüşmediği, belirtilmiştir.
Mahkememizce dosya, yeni bir SMMM bilirkişisine tevdi edilerek taraf defterleri üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle davacının davaya konu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, daha önce bilirkişi raporlarındaki çelişkiler de giderilmek suretiyle rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda özetle; Davacı …’nin 1740 kg demiri davalı … Ltd.Şti. adına kayıtlı … taşıtla …/…’ya nakletmek suretiyle yine davalı … Ltd.Şti.’nin ilgili dönemde SSK’lı çalışanı olan …’e teslim ettiği, fakat düzenlenen hem fatura hem de sevk irsaliyesi kanunlarca düzenlenen şekil şartlarına uymadığı gibi hem alıcının şahıs olan … mı? Yoksa tüzel kişiliği olan davalı … Ltd.Şti. mi? olduğunun belli olmadığı hem de fatura ve sevk irsaliyesindeki (… sok. No:… İzmir ve …/…) adreslerin davalı … Ltd.Şti.’nin ilgili dönemdeki (… Sok. No:… İzmir) adresi ile uyuşmadığı, her ne kadar davacı tarafından teslim edilen bir mal var ise de; bir yandan iş bu teslim edilen malın davalı … Ltd.Şti.’nin yasal adresine değil de başka bir adrese teslim edildiği, bir yandan dava konusu faturanın kanunlar karşısında hiç düzenlenmemiş sayılacağı, bir yandan da faturanın kim adına düzenlediği belli olmadığı, diğer yandan da davalı … Ltd.Şti.’nin ticari defterlerinde böyle bir ilişkinin kayıtlı olmadığı göz önüne alındığında, iş bu davanın konusu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas Sayılı İcra Dosyasının dayanağı 18.02.2013 tarihli A-… nolu 5.133,00 TL.lık fatura olduğuna göre, dava konusu icra takibinin dolayısıyla iş bu davanın … Ltd.Şti.’ne açılmasının uygun olup olmadığının takdiri sayın mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda …/… E. …/… K.sayılı 05/04/2018 tarihli kararı ile “Davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin şarlar oluşmadığından reddine” dair hüküm kurulmuştur.
Davacı vekilinin Mahkememiz kararına karşı istinaf incelemesi talebinde bulunduğundan dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… E. …/… K.sayılı 07/01/2021 tarihli ilamı ile “Her ne kadar dosyada bulunan bilirkişi raporunda davacı gerçek kişinin işletme defteri tuttuğu belirtilmiş ise de işletme defterinin tutulması davacının tacir olmayıp esnaf olduğuna karine ise de bu delilin güçlendirilmesi ve esnaflık yönünden mahkemenin görevini etkileyecek kapsamda olup olmadığının tespiti için vergi dairesinden dava tarihi itibariyle ve dava tarihinden önceki bildirmiş olduğu beyannameleri araştırarak yine Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılıp sicilinin kayıtlı olup olmadığı sorularak sonuca göre dava şartı olan görev hususunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gereken bir husustur. Davalı taraf tacir değil de esnaf ise davaya bakacak olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir..” gerekçesi ile Mahkememiz 05/04/2018 tarih, …/… Esas-…/… Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar kaldırma sonrası dosya mahkememiz 2021/96 Esasına kayıt edilerek yargılamaya bu numara üzerinden devam olunmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda mahkememizce davacı …’ nin 06.02.2014 dava tarihi ve öncesinde tacir kaydının olup olmadığının tespiti için Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye davacının belirtilen tarihte tacir kaydının bulunduğundan bahisle cevap verildiği, davacının 06.02.2014 tarihi itibariyle hangi usulde defter tutmakla yükümlü olduğu, 2013-2014 yıllarına ait gayri safi gelirinin mahkememize bildirilmesi için Bornova Vergi Dairesine yazılan müzekkereye davacının işletme hesabı esasında defter tuttuğu, 2013-2014 yıllarına ait gayri safi gelirinin 4.350,00 TL olduğundan bahisle cevap verildiği, davacının 06.02.2014 tarihi ve öncesinde esnaf kaydının olup olmadığının araştırılarak mahkememize bildirilmesi için İzmir Esnaf ve Sanatkarlar odasına yazılan müzekkereye davacının esnaf kaydının bulunmadığından bahisle cevap verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller, istinaf kararı ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan araştırma sonucu davacının tacir olduğu anlaşıldığından, her iki tarafta tacir olduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça davalı tarafa 18/02/2013 tarih … sayılı fatura karşılığı mal teslim edildiği, ancak davalının fatura bedelini ödemediği iddiasıyla davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacı tarafça itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce istinaf kaldırma kararı sonrası yapılan araştırmada davacının tacir olduğu anlaşıldığından, her iki tarafta tacir olduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce taraflara uyuşmazlık konusu döneme ilişkin defterlerini sunmaları için süre verilmiş, taraflar defterlerini sunmuş olmakla defterler üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmıştır.
SMMM bilirkişisi … 05/09/2014 tarihli raporunda; davacı defterlerinin işletme defteri olduğu, davaya konu faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdikine sahip olduğunu, davaya konu faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı belirtmiş, mahkememizce bilirkişi …’ten de aldırılan raporda aynı saptamalarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Taraf defterleri usulüne uygun tutulduğundan mahkememizce sahibi lehine delil vasfını taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan takibe konu faturanın 18.02.2013 tarihli olduğu, faturanın hem davalı şirket hem de … adına düzenlendiği, fatura içeriğindeki malın 1740 kg … olduğu, fatura toplamının 5.133,00 TL olduğu, ancak sevk irsaliyesinin 26.11.2012 tarihli olduğu, irsaliyenin bu kez … adına düzenlendiği, teslim alanın … isimli davalı şirket çalışanı olduğu, irsaliye altında yazan … plaka sayılı aracın da irsaliye tarihinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında; her ne kadar davaya konu fatura ve sevk irsaliyesindeki mallar birbiri ile uyumlu ise de; davacı tarafça davalı şirket davalı gösterilmiş olmakla davacı tarafça malların davalı şirkete teslim edildiğinin ispatlanması gerekir. Malları teslim alan … isimli şahıs davalı şirket çalışanı olsa dahi bu şahıs malları irsaliyede ismi belirtilen … adına almış görünmektedir. Salt bu şahsın davalı şirket çalışanı olması … adına düzenlenen irsaliyedeki malları şirket adına aldığını göstermez. Bu hususun davacı tarafça yazılı delille ispatı gerekir. Ayrıca bilirkişi … tarafından düzenlenen 15.01.2018 havale tarihli raporda davacı vekilince aslı sunulan irsaliyenin tarih bölümünde karalama yapılmak suretiyle 18.02.2013 olarak düzeltildiğinin belirtilmesi, davalı defterlerinde davaya konu faturanın kayıtlı olmaması, malların … adına … isimli şahıs tarafından teslim alınması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; davacının iddiasını ispata yarar başkaca bir yazılı delil sunmamış olması, yemin deliline de dayanmamış olması nedeniyle davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine
3-Peşin alınan 62,10-TL harçtan alınması gerekecek 59,30.-TL red harcının mahsubuyla fazla olarak yatırılan 2,80.-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)