Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/956 E. 2022/886 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/956 Esas
KARAR NO : 2022/886

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; 01/07/2021 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halindeyken Menderes-Kuşadası yolunda önüne aniden çıkan yaban domuzuna çarpması neticesi trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığı, müvekkilinin … Devlet Hastanesi ve… Hastanesi’nde tedavi gördüğü, kazaya sebebiyet verenin … plakalı araç sürücüsü olup müvekkilinin ise meydana gelen kazada kusursuz olduğu. kazanın meydana geldiği aracı sigortalayan davalının, kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydı ile ve sigortalısının kusuru oranında müvekkiline tazminat ödemekle yükümlü olduğu, … plaka sayılı aracın davalı Sigorta Şirketi nezdinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunduğu, davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 15 günlük yasal süro içerisinde verilen cevapta birtakım eksik evrak bildiriminde bulunulduğu ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verildiği ancak kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam rapor alınabilmesinin, tedavi sürecinin bitmesi ve en azından kaza tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi ile mümkün olduğu, tüm bu sebeplerle kazanın üzerinden 1 yıl geçmemiş olması ve tedavi süreci halen devam eden müvekkilinin herhangi bir sağlık kuruluşundan ivedi şekilde alacağı raporun davacı müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebep olacağı, ikame edilen dava Hukuk Muhakemeleri Kanununun Belirsiz alacak davası başlıklı 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olup, davanın gerçek değeri belirli olduğunda eksik harcın tataflarınca ikmal edileceği belirtilerek açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yasaca yapılacak tüm indirimlerden sonra; arz ve izah edilen nedenler ve Mahkemece resen nazara alınacak hususlarla: fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal laizi ile birlikle davalı sigorta şirketinden sigortalısının kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, … Devlet Hastanesi ve… Hastanesi’nde bulunan tüm tedavi belgelerinin istenmesine, Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma dosyasının bir örneğinin incelenmek üzere istenmesine, davalı sigorta şirketinden poliçe asıllarının istenmesine, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle tüm tescil bilgilerinin celbi için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, dava şartı olan arabuluculuk aşamasında davacı müvekkilini temsil ettiklerinden ötürü tarafları lehine arabuluculuk vekalet ücretinin de hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının, 01.06.2021 tarihinde, … sevk ve idaresindeki müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın, önüne aniden çıkan hayvan ile çarpışması sonucu meydana geldiği, … plakalı aracın, … poliçe numarasıyla 30.04.2021/2022 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile sigortalı olduğu, davacı tarafın, müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca haksız olarak ikame edilen işbu davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, davacı tarafın, müvekkili şirkete eksik evrakla başvurduğu, davacı tarafından sigorta şirketine yapılan başvuruda, kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun hazırlanmış Sağlık Kurulu Raporunun yer almadığı, kaldı ki kaza tarihi itibariyle 1 yıllık etkin iyileşme süresi beklenmeksizin açılan dava ve buna dayanılarak yapılacak maluliyet tespitinin gerçek zararın tespitini engelleyeceği, işbu belgeler olmadan maluliyet belirlenmesi yapılması mümkün olmadığından tazminat hesabı ve dolayısıyla ödeme yapılmasının da mümkün olmadığı, davacının iddia olunan maluliyelinin, maluliyet oranına dair kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre uygun biçimde yetkili bir sağlık kurumundan alınan sağlık raporu ile kesin olarak tespit ettirilmiş olması gerektiği, müvekkili şirkete eksik evrakla başvurulmuş olmasına karşın bu husustaki eksiklikler giderilmeden dava açıldığı, eksik evrak ile yapılan başvurunun usulüne uygun bir başvuru olmadığı, bu nedenle Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi uyarınca usulüne uygun yapılmış bir başvuru bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddinin gerektiği, bu kapsamda öncelikle davacının davasının usulüne uygun başvuru olmadığından reddine, Mahkeme aksi kanaate ise bu eksikliğin giderilmesi için davacıya kesin süre verilip bu eksikliğin giderilmesinin talep edilmesine, aksi halde davanın usulden red olacağının ihtarına karar verilmesinin talep edildiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığı, kabul anlamına getmemek kaydıyla, müvekkili sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan sorumluluğunun üst limiti sakatlanma ve ölüm hallerinde 430.000,00 TL ile sınırlı olduğu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı ve orantılı olduğu, somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından müvekkili sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı, kusura ilişkin yeterli inceleme yapılmaksızın sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceği, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağından kusur oranlarının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiği, davaya konu kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan ilgili kaza tespit tutanağı esas alınmayarak Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiği, sigortalı araç sürücüsü …’ın, motosikleti ile 35-51 il yolunda araç hızının gerekli şartlara uygunluğunu sağlayarak seyir hâlindeyken aniden önüne çıkan hayvana çarpmak zorunda kaldığı, kusuru bulunmamasına karşın kazaya mani olamadığı, davacının, trafiğe koruyucu tertibatsız, kask ve dizlik kullanmadan çıkmış olmakla zarara bizzat kendisi sebebiyet verdiği, davacının kendi güvenliğini göz ardı ederek trafiğe koruyucu tertibatsız çıkması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının kazaya neden olan ve zararı doğuran kusurlarının müterafik kusur indirimi olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, davacı …’nın KTK uyarınca da kullanılması zorunlu olan koruyucu ekipmanlarını kullanmadığı ve davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla zarar sonucunun doğmasına yol açtığı, dava konusu olayla hatır taşıması olduğunun kabulü ile işbu hususun bir indirim sebebi olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; kaza ile davacının maluliyeti arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne sevk edilerek Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi gerektiği, izah olunan açıklamalara ek olarak kaza tarihi itibariyle (01.06.2021) 1 yıllık etkin iyileşme süresinin beklenmesinin gerektiği, davacının kaza tarihinden itibaren en erken 12 ile 18 ay arasında muayenesi gerekecekken öncesinde tanzim edilecek sağlık kurulu raporuna itibar edilmemesi gerektiği, Anayasa Mahkemesi kararıyla genel şartların açıkça iptal edilmediği, kanunlarda açıkça hüküm bulunmayan hallerde genel şartların uygulanması gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; geçici iş göremezlik giderlerinin, poliçe teminatı kapsamında SGK’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğu, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkili şirketin sorumlu olmadığı, kabul anlamına gelmemek üzere; davacının usule uygun bir başvurusu bulunmamakla birlikte başvuru tarihinden itibaren işleyecek şekilde faiz talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, kabul anlamıma gelmemek kaydıyla; gerçek zararın tespiti adına davacı tarafa söz konusu kaza sebebiyle SGK’dan veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının kesin olarak tespiti gerektiği belirtilerek açıklanan nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz işbu davanın esastan reddine, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur durumuna ilişkin rapor alınmasına, ATK 2. İhtisas Dairesinden maluliyet oranına ilişkin rapor alınmasına, ATK 2. İhtisas Dairesinden maluliyet oranına ilişkin rapor alınmasına, SGK’ya müzekkere yazılarak davacı tarafa geçici iş göremezlik tazminat ödemesi ya da rücuya tabi başkaca bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na müzekkere yazılarak davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasına, temerrüte düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesine yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce Menderes CBS’ye, … Devlet Hastanesi’ne, … Hastanesi Başhekimliği’ne, davalı sigorta şirketine, İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 09/11/2022 tarihli feragat dilekçesinin sunulduğu ve davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi ile birlikte feragat nedeniyle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücretinin istenilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı, sunulan feragat beyanının Mahkememizce ön inceleme aşamasına geçmeden evvel yapıldığı göz önüne alınarak 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 21,40 TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan harçların ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 73,05 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de talep gereği davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında ileri sürülen feragatin davacıya ödemeden kaynaklandığının davalı yanca bildirilmesi üzerine DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dair yoklukta gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır