Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2021/338 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/95 Esas
KARAR NO : 2021/338

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/12/2015
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ibraz edilen dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat malzemeleri, peyzaj malzemeleri ve iş makineleri kiralama işi ile iştigal eden müvekkil şirketin takibe konu 12/06/2015 tarihli … seri numaralı faturada yer alan ürünleri sattığını, fatura bedelinin bir kısmının müvekkil şirkete ödendiğini ancak bir kısım ödemenin halen yapılmadığını, bunun üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ancak davalı borçlunun takibe ve yetkiye itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle yetki itirazda bulunmuş ayrıca dava konusu fatura bedeline ilişkin bütün ödemelerin davacı şirkete yapıldığını, müvekkil şirketin muhasebe kayıtları incelendiğinde davacıya herhangi bir borcun bulunmadığının görüleceğini, bu nedenle öncelikle yetki itirazının kabulüne, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER :
Bilirkişi raporu, fatura ve sevk irsaliyeleri, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 10.269,79 TL fatura ve 339,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.609,54 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda 31/05/2018 tarih ve … karar sayılı ilamı ile; davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 10.260,79-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu bedel üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak 10.260,79-TL üzerinden %20 icra inkar tazimantının davalıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından bahse konu hüküm istinaf edilmiştir.
Hüküm İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı bozma ilamı ile aynen” Dava, itirazın iptali davası olup takibe sıkı sıkıya bağlı bulunmaktadır. İtirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarındandır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410-471 sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Somut olayda, davalı/borçlu icra takip dosyasına süresinde verdiği itiraz dilkçesi ile, borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir.yargılama sırasında ise, mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkeme, 10/11/2016 tarihli oturumda, mahkemenin yetkisine itirazın reddine karar vermiştir. Eldeki davada Mahkemece icra müdürlüğünün yetkisine itiraz yönünde inceleme yapılmaksızın, yargılamaya devam edilmiştir. Oysa icra dairesinin yetkisine de itiraz bulunduğuna göre, mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı takdirde, dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Sonuç olarak, icra dairesinin yetkisine Didim icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek, itiraz edildiğine göre, İcra Dairesinin yetkisine itirazın değerlendirilmediği, takip şartı dava şartı olduğundan, bu konuda öncelikle karar verilmediği anlaşılmakla; HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesine” gerekçesiyle bozulmakla Mahkememizin 2021/95 Esasına kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisinden kaynaklı icra takibine konu edilen tutarda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalı tarafça yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği, istem konusu edilen faiz isteminin yerinde olup olmadığı ve taraflarca istem konusu edilen icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlığın tespit ve değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; Her ne kadar davalı tarafça İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de taraflar arası ticari ilişkinin bulunduğunun taraf kayıtlarından anlaşılması bu ilişkinin alım satıma dayalı olması, alım satım ilişkisine mahsuben davacı tarafından düzenlenen faturaların aynen davalı kayıtlarında da bulunması hususu bir bütün olarak değerlendirildiğinde fatura konusu alacağın tahsili için BK 89. Uyarınca davacının kendi ikametgahı icra müdürlüklerinde para alacağını tahsilini talep etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir. Ayrıca yine davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine de itiraz edilmiş ise de yukarıda açıklanan gerekçeler göz önüne alınarak belirtilen yasa maddesi olan BK’nın 89. Maddesi gereğince sözleşme para borcunun alacaklının adresinde ödenmesi gerektiği anlaşılmakla davalının Mahkememizin yetkisine itirazının da yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Bozma öncesi davacı ticari defter ve kayıtları inceleyen SMMM Bilirkişisi … tarafından dosyaya sunulan ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilen 17/02/2017 tarihli raporun incelenmesinde davacı ticari kayıt ve defterlerinin usulüne uygun onaylarının yapıldığı, davacının davalıya 2015 yılında çeşitli tarihlerde KDV dahil toplam 84.769,79 TL tutarında 6 adet fatura düzenlediği ve bu faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu yine davacı defterlerine göre 2015 yılında çeşitli tarihlerde davalı tarafça toplam 19.690,00 TL tutarında banka havalesi ve 54.810,00 TL tutarında çek ile olmak üzere toplam 74.500,00 TL ödemede bulunulduğu, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı olarak 10.269,79 TL’lik alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yine bozma öncesi davalı ticari defter ve kayıtlarını inceleyen ve Didim 1. ASHM’nin 2017/118 Tal. Sayılı dosyasından rapor sunan SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan ve taraflara usulüne uygun tebliğ edilen 25/10/2017 tarihli raporun incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 2015 yılında çeşitli tarihlerde KDV dahil toplam 84.769,79 TL tutarında 6 adet düzenlenen faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu, davalının kendi defterlerine göre davacıya 54.810,00 TL tutarında çek ile, 19.699,00 TL tutarında banka havalesi ile olmak üzere toplamda 74.509,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, dolayısıyla icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 10.260,79 TL tutarında borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde her ne kadar davalı tarafça davacı tarafa borcunun bulunmadığı belirtilmiş ise de davalının kendi kayıtlarına göre davacıya borcunun bulunduğu yine ayrıca bozma öncesi davalı kayıtlarını incelenmesine esas bilirkişi raporunun tebliği üzerine sunulan beyan ve itiraz dilekçesinde davacı ile iş makinesi kiralama işi yapıldığını, bu iş nedeni ile sözleşmeye göre 1 aylık süre üzerinden anlaşıldığını ancak davacının sözleşme süresi içerisinde çalışılan pazar günleri için de ekstra ücret yazması nedeniyle taraflar arası defterlere yönelik davaya konu alacak farkının çıktığı belirtilmiş ise de davacı tarafça davaya konu edilen tüm faturaların aynı tutarda davalı yan kayıtlarında bulunduğu, taraf defterlerinde kayıtlı bulunan faturalar içeriğinde bahse konu iş makinesi kiralaması ile ilgili bir fatura muhteviyatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ve istinaf bozma ilamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; taraflar arasında mal alımına karşılık ticari bir ilişkinin olduğu, bu ilişki kapsamında her iki taraf kayıtlarında da sabit olduğu üzere davacının davalı aleyhine toplam KDV dahil 84.769,79 TL tutarında fatura düzenlediği, davacı kayıtlarına göre toplam davalı ödemesinin 74.500,00 TL olduğu ve fakat davalı kayıtlarına göre toplam davalı ödemesinin 74.509,00 TL olduğu, faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarında itirazi kayıt olmaksızın kayıtlı olması ve faturaların davalı tarafa iade edildiği yönünde bir husus bulunmadığı ve bunun da ileri sürülmediği gözetildiğinde fatura toplam tutarları bakımından fatura konusu malların davalı tarafça teslim alındığı kanaatine varıldığı, bu kanaat neticesinde ödeme konusunda taraf kayıtları arasında yukarıda belirtildiği şekilde fark bulunmakta ise de ödeme olgusunun varlığının ve miktarının davalı tarafça kanıtlanması gerektiği, bu kapsamda davacı ve davalı kayıtlarında 9,00 TL’lik bir fark olduğu, bu farkı ispatının davalı tarafta olduğu ve fakat bu hususun varlığının davalı tarafça kanıtlanamadığı ve ancak bozma öncesi verilen karar göz önüne alındığında davalı açısından bu farka ilişkin tutar usulü kazanılmış hak oluşturduğundan icra takip konusuna yönelik davacı istemi bakımından davalıdan tahsili yönünde talepte bulunmasında haklı olduğu dolayısıyla davalının asıl alacağa yönelik itirazının yerinde olmadığı yine her ne kadar davacı tarafça yukarıda belirtildiği şekilde işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, tüm faturaların davalı kayıtlarında aynen yer aldığı bu kapsamda TTK 1530. Maddesi gereği davacının davalıdan işlemiş faiz alacağı yönünden talepte bulunmasında da hukuki yararının olduğu anlaşılmakta ise de az yukarıda belirtildiği gibi bozma öncesi verilen karar göz önüne alındığında davalı açısından işlemiş faize ilişkin tutar usulü kazanılmış hak oluşturduğu da göz önüne alınarak açılı davanın kısmen kabulü ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 10.260,79 TL asıl alacağın tahsili bakımından devamına, Fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20 si olarak hesaplanan 2.052,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti bulunmadığından davalı tarafça ileri sürülen kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 10.260,79 TL asıl alacağın tahsili bakımından devamına,
-Fazlaya ilişkin iptal talebinin REDDİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2- İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20 si olarak hesaplanan 2.052,15 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN DAVACIYA VERİLMESİNE,
3- Davacının kötü niyeti bulunmadığından davalı tarafça ileri sürülen kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4- Bozma öncesi verilen hükümde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihi itibariyle alınması gerekli 700,92 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 128,14 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 572,78 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
5- Bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla davacı tarafça yatırlan toplam 155,84 TL harç ile gider avansından kullanılan ( bozma öncesi ve bozma sonrası) olmak üzere yargılama giderinden oluşan toplam 1.333,44 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 1.289,60 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansı olan 280,40 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın Gider avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACIYA İADESİNE,
7- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın ret kabul oranına göre hesaplanan 0,68 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, arta kalan 129,37 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın Gider avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALIYA İADESİNE,
8- Bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince kabul tutarı üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince ret tutarı üzerinden hesap ve takdir edilen 348,75 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
10- Dosya arasında bulunan … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen birime İADESİNE,
11-Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸