Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/948 E. 2023/118 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/948 Esas
KARAR NO : 2023/118

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Uyuşmazlık konusu tesisle”ilgili.olarak, davacı ile davalı arasında ‘Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması” imzalandığını, bu Dağıtim’Sistem Kullanım Anlaşmasının “Karşılıklı Yükümlülükler” başlıklı A. maddesinin “A-Mali Yükümlülükler’ bölümünde;“1. Dağıtım Sistemi’Kullanım Fiyatı Üzerinden Hesaplanan Bedellerin Ödenmesi:(1) a) Üretimiwefüketim tesislerinin aynı yerde olması halinde sisteme verdiği ve sistemden çektiği net enerji,miktarları için ayrı ayrı, b) Üretim ve tüketim tesislerinin aynı yerde olmaması halinde sisteme verdiği ve sistemden çektiği enerji miktarları için ayrı ayrı, dağıtım sistemi kullanım bedeli öder.(2) Sistem kullanım fiyatı, bağlantı anlaşmasında belirlenen bağlantı anlaşma gücü esas alınarak esaplanır. ” denildiğini, Dava tarihi itibariyle müvekkilinin üreterek dağıtım sistemine verdiği her kWh elektrik enerjisine karşılık 5,6882 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedelinin alındığını, Yukarıdaki da görüleceği üzere; dağıtım hizmeti alan elektrik üreticileri arasında sistem kullanım/dağıtım bedelleri bakımından ‘üretici” ve “lisanssız üretici” şeklinde bir ayrım yapıldığını, bu bağlamda müvekkilinden 5,6882 kuruş sistem kullanım/dağıtım bedeli alınırken, aynı hizmeti alan diğer üreticilerden ise sadece 2,722 kuruş alındığını, 2016 yılı sonuna kadar üreticiler ile lisanssız elektrik üreticileri arasında dağıtım sistem kullanım bedeli olarak aynı ücret alınmakta iken, 01.01.2017 tarihinden itibaren üreticiler ile lisanssız üreticilere uygulanan sistem kullanım/dağıtım bedellerinin farklılaştırıldığını ve lisanssız üreticilerden daha fazla sistem kullanım/dağıtım bedeli alınmaya başlandığını, tamamen aynı hizmeti alan ve aralarında herhangi bir ayrım yapılmasına hukuken imkan bulunmayan elektrik üreticilerine farklı tarife uygulanmasının ve müvekkilinden üreticilere göre 2 kat fazla ücret alınmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu ayrım nedeniyle Müvekkilinden haksız yere fazladan tahsil edilen tutarın 400.000,00” TL’hin üzerinde olduğunu düşündüklerini, toplam alacak miktarının yargılama aşamasında yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, haksız alınan toplam tutarın davalı taraftan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, Dava konusu tahsilatın, Elektrik Piyasası Kanununa aykırı olduğunu, uyuşmazlık konusu lisanssız elektrik üretim tesislerinin hukuki altyapısının 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 14.maddesinde düzenlendiğini, anılan maddeye göre bu fesislerin yenilenebilir enerji kaynaklarının ülke ekonomisine kazandırılması amacıyla desteklendiğini Ve bu kapsamda ‘lisans alma ve “şirket kurm” yükümlülüklerinden de muaf tutulduklarını, bunun ışında başkaca hiçbir konuda, lisanslı ve lisanssız elektrik üretim faaliyeti arasında ayrım yapılmadığını, Nitekim 12.05.2019 tarih ve,30772’sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ‘Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 1. maddesine göre lisanssız elektrik üretimi ile küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonemisirle kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin şekilde kullanımının sağlanmasi ile elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesinin amaçlandığıhın açıkça belirtildiğini, Dağıtım bedellerinin nasıl belirleneceğinin 6446 sayılı Kanunun ‘Tarifeler ve Tüketicilerin Desteklenmesi”başlıklı 17.6 maddesinin (ç) bendinde düzenlendiğini, anılan maddede; Ç).Dağitım Tarifeleri; Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik ekerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir” denildiğini, belirtilen açık kanun hükmünden hareketle üreticilerden alınan sistem kullanım/dağıtım bedeli bakımından diğer üreticilere göre farklı muamele yapılmasına imkan olmadığını, hatta bunlar arasında ayrım yapılmasının açıkça yasaklandığını, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda dağıtım tariflerinin nasıl belirleneceğinin 17/6-ç maddesinde açıkça düzen altına alındığını, buna göre; “Dağıtım Tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet Maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur” denildiğini, dolayısıyla bu madde hükmüne göre davalı tarafından belirlenecek sistem kullanım/dağıtım bedelinin lisanslı lisanssız ayrımı yapılmaksızın tüm üreticiler yönünden söz konusu maddede belirtile yöntemle dağıtım bedelini belirlemiş is, bu tarifenin herhangi bir ayrım yapılmaksızın lisanslı lisanssız tüm üreticiler yönünden de uygulanmasının (en fazla varsa ek maliyetler eklenmek suretiyle uygulanmasının) zorunlu olduğunu, Müvekkilinden fazla dağıtım sistem kullanım tahsilatı yapılmasını gerektirecek herhangi bir sebep (ek maliyet yada farklı hizmet) olmadığını, uyuşmazlık konusu sistem kullanım/dağıtım bedelinin üretilen elektriğin sisteme verilmesi karşılığı alınan bir bedel olduğunu, yani dağıtım şirketi tarafından sunulan bir hizmetin karşılığı olduğunu, bu bedelin nasıl – belirleneceğinin ve tahsil edileceğinin yani uygulanma şeklinin 31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’da düzenlendiğini, Usul ve Esasların 16.2 “maddesinde; “Elektrik Piyasası Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamındaki lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedeller üretim “tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabilir. Düzenlemesinin bulunduğunu, özetle sistem kullanım/dağıtım bedelinin farklılaştırılmasının ön koşulunun Müvekkilinin üretim tesisinin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet blüştufması olduğunu, varlığı iddia edilen ek maliyetin hesabında ve ortaya konulmasında 6446 sayılı Kanunun yukarıda zikredilen 17/6.ç maddesine göre dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsarhındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşacağının açıkça hükme bağlandığını, nitekim anılan kanun hükmünün uygulanması için yürürlüğe konulan 19.06.2020 tafih Ve 31160 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 20.ç maddesine göre davalı dağıtım şirketi tarafından fiyata dönüştürülmüş maliyet analizlerinin Hazırlanma zorunluluğunun bulunduğunu, “Fiyata dönüştürülmüş Maliyet Analizleri sayesiride “Tarife Uygulama Usul ve Esaslar’ının 16.2 maddesinde bahsi geçen ve davalı tarafından varlığı iddla edilen ‘lisanssız elektrik üreticilerinin dağıtım sistemi üzerinde oluşturduğu iddia olunan”ek’mâliyetin’ somut şekilde ortaya çıkacağını, nitekim bu sayede Müvekkili gibi lisanssız üreticilerd&nalınan fazla bedelin denetime elverişli hale geleceğini, halbuki uyuşmazlık konusu olay bağlamında davalı şirket tarafından lisanssız üreticiler bakımından hazırlanmış herhangi bir fiyata dönüştürülmüş maliyet analizi’nin olmadığının aşikar olduğunu, ek maliyet olmadığı yönündeki iddialarının doğrulanması için her tarife dönemine ait olmak üzere hazırlanmış “fiyata “dönüştürülmüş maliyet analizlerinin” olup olmadığının davalı şirketten sorulmasını talep ettiklerini, dolayısıyla somut olay bağlamında davalı şirketin, mevzuatta açıkça belirlenen Ek Maliyet sebebini ortaya koymadan sanki ek maliyet varmış gibi müvekkilinden fazla ve fahiş miktarda tahsilat yaptığını, müvekkilinden daha fazla dağıtım sistem kullanım bedeli alınmadığının herhangi teknik veya finansal sebebinin olmadığını, Olayı somut hale getirmek gerekirse; birbirine komşu parsellerde kurulu olan ve her ikisi de aynı trafo üzerinden dağıtım sistemine bağlanan iki farklı GES’in olduğu bir örnekte, her iki tesisin de sistem üzerinde oluşturduğu maliyet tamamen aynı olduğu halde, müvekkilinden (üretilen 1.800.000 kWh karşılığı) müvekkilinden 100.142,88 TL yıllık sistem kullanım/dağıtım bedeli alınırken üreticiden sadece 55.627,56 TL yıllık sistem kullanım bedeli alınmakta olduğunu, bu tablonun dahi tek başına haklılıklarını ortaya koymaya yeterli olduğunu, açıklanan nedenlerle; Davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne, yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve yargılama sırasında ortaya çıkacak gerçek alacak tutarına talebin artırılmak üzere müvekkilinden iş bu dava tarihine kadar fazladan tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedelleri ve KDV ile birlikte oluşan toplam tutar için şimdilik 1.000,00 TL alacağın davalı taraftan tahsiline, Alacağa konu bedeller için her bir faturada fazladan ödenen tutarlara ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek bankalarca mevduata uygulanan azami faiz veya her halükarda en yüksek ticari faiz / değişken oranda avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı şirketin lisanssız elektrik üretim tesisi işletmekte olduğunu, 12.09.2017 tarihinde TEDAŞ tarafından geçici kabulü yapılarak devreye alınan üretim tesisi için Sistem Kullanım Anlaşmasının 25.09.2017 tarihinde davacı şirketle yapıldığını, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Yönetmeliği kafsatmında düzenlenmesi gereken Sistem kullanım bedellerinin davacı şirkete aylık olarak tahakkuk ettirilmekte olduğunu, sistem kullanım bedeli fiyatlarının EPDK tarafından 29.12.2016 tarih 6368’sayılı Kurul Kararı ile 11.05.2017 tarih ve 7070 sayılı Kurul Kararı çerçevesinde belirlendiğini; Yukarıda belirtilen kurul kararlarında 31.12.2017 tarihinden önce geçici kabul tutanağı alan ve 31.12.2017 tarihinden önce ilgili şebeke işletmecisinden geçici kabule hazır tutanağı alan tesisler için sistem kullanım bedelinde EPDK tarafından belirlenen birim fiyatlara %75 oranında indirim uygulanacağının belirtildiğini, bu Şartları sağlamayan Lisanssız üreticiler için ise, EPDK tarafından belirli periyotlarla yayımlanan’tarifeler ile belirlenmiş olan, 31.12.2017 tarihinden sonra geçici kabul alan lisanssız üreticilere uygulanacak birim fiyat üzerinden sistem kullanım bedellerinin hesaplandığını, Davacının talebinin Elektrik Piyasası mevzuatına, Sistem Kullanım Anlaşmasına ve Enerji Piyasası Düzerileme Kurumu Kurul Kararlarına açıkça aykırı olduğunu, yürürlükteki mevzuat düzenlemeleri ve kurul kararları iptal edilmedikçe müvekkil şirket tarafından uygulamaya devam edileceğini davacı şirketin lisanssız üretim tesisine sahip olduğunu, davacı lisanssız elektrik üreticisi olduğu halde, EPDK tarafından belirli periyotlarla yayımlanan elektrik tarife tablolarında “üretici” (Lisanslı) tesisler için veriş yönünde tek terimli dağıtım tarifesi üzerinden sistem kullanım bedeli alınması gerektiği iddiasında bulunduğunu, haksız olarak bedel iadesi talebinin, davacı için sebepsiz ‘zenginleşmeye neden olabileceğini, davacı tarafın açık mevzuat hükümlerine, Kurul Kararlarına rağmen, iptal talebinde bulunmadan, mevzuata aykırı sonuç çıkaracak talepte bulunmasının hak arama özgürlüğünün aşılması olduğunu, Davacı tarafın Elektrik Piyasası Kanununa aykırı olarak nitelendirdiği olay ve işlemin, bizzat kurum tarafından aynı Kanuna göre çıkarılan Kurul Kararları çerçevesinde gerçekleştirildiğini, Kanuna ve Kurul Kararlarına aykırı bir durumun bulunmadığını, şayet davacının Kurul Kararlarının Kanuna aykırı olduğu iddiası varsa, bu iddianın başvuru yeri adli yargı mercileri olmadığını, Muhatabının da müvekkil şirket olmadığını, hukukun genel ifadelerine (eşitlik, gibi) dayanılarak , hukuka uygun bir işlemin hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının talebinin ve iddiasının muhatabının EPDK olması gerektiğini, müvekkil şirketin Elektrik Piyasası Mevzuatını uygulamak ve buna uymakla yükümlü olduğunu, İş bu düzenleme ile lisanssız elektrik üreticilerin farklı abone “grubuna dahil edildiğini ve bu karardan sonra onaylanan tarifelerde bu gruplar dikkate alırfarak tarifelerin hazırlanıp onaylandığını, EPDK’nun iptale konu edilmeyen bu kararına dayalı olarak yayımlanan tarifelerin uygulanmasının Müvekkilinin inisiyatifinde olmadığını, uygulama sırasında oluştuğu iddia edilen dağıtım sistem kullanım bedeli farkı nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, EPDK’nun Lisanslı Lisanssız elektrik üreticilerinin farklı abone gruplarına dahil etmesinin nedeninin, Lisanssız elektrik üreticilerinin yekdem kapsamında almış oldukları bedel ve şebekenin yükünü arttırmaları olduğunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Eferji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun 6/A maddesinde; “Kendi tüketim ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektriktenerjisi üreten lisanssız elektrik üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler; ihtiyaçlar’ının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini dağıtım sistemine vermeler 1 sayılı cetveldeki fiyatlârdan on yıl süre ile faydalanabilir. Bu kapsamda dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisi görevli tedarik şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin bu madde gereğince satın aldıkları elektrik enerjisi, görevli tedarik şirketi tarafından YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir” hükmüne amir olduğunu, Lisanssız elektrik üretiminin temel amacının kendi ihtiyacı için elektrik üreterek fazlasını elektrik sistemine satmak olduğunu, şu halde lisanssız elektrik üretiminin temel olarak ticari bir faaliyet olmayıp, amacının kişilerin kendi elektriğini üreterek sadece ihtiyaç fazlasını sisteme vermelerini sağlamak olduğunu, bu amaç bakımından bakıldığı zaman bu üreticilerin sisteme getirecekleri yük dikkate alınarak üretim fazlasını sisteme geri vermelerinin getireceği sistemsel yükün ancak sistem kullanım bedelinin farklılaştırılabilmesi ile giderilebilecek boyutta olduğunu, kendi ihtiyacı için elektrik üreten bir kişinin fazlasını sisteme sunduğu zaman dağıtım Sistemine getireceği yük dikkate alınarak mevzuat düzenleyici tarafından farklı sistem kullanım, bedelinin düzenlendiğini, Bu konuda yapılan işlemlerin ve hesaplamaların dayanağı olan kurul karatının iptali için açılan davaların Danıştay tarafından reddedildiğini, Lisanslı ve Lisanssız elektrik üretim şirketleri arasında elektrik ürötimi yönüyle herhangi bir fark bulunmadığı iddiası ile 26.12.2016 tarih ve 6808 sayılı Kurul Karanının iptal istemi ile Danıştay nezdinde açılan davaların reddine karar verildiğini, Mahkemenin ret gerekçesinde; lisanssız üreticilerin gerçekleştirdiği üretimi dağıtım sistemine vermek suretiyle sistemin teknik ve ekonomik işleyişini sekteye uğrattığı, üretimlerini ticari faaliyete Könu ederek kendilerine tanınan muafiyet sınırlarını aştığının belirtildiğini, lisanssız üreticilerin görçekleştirdiği üretimin ticari faaliyete konu edilmesinin sonucu olarak ödeyecekleri dağıtıni Bedelinin farklılaştırılmasında eşit taraflar arasında ayrım gözetilmemesi ilkesine aykırılık olmadığı, dava konusu Kurul Kararında hukuka aykırılık bulunmadığına karar verildiğini, Davacı tarafın fatura ödetelerinde herhangi bir ihtirazi kaydın bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereği, ihtirazi kayıt olmaksızın yapılan ödemenin istirdadının mümkün olmadığını, Açıklanan nedenlerle; Öncelikle davanın, dava konusu işlemlerin dayanağı olan ve tüm Dağıtım Şirketlerinin uymak ve uygulamakla yükümlü olduğu Kurul Kararlarını çıkaran Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna/İhbarına, Davanın pasif husumet nedeniyle usulden reddine, Davanın görevli yargı yerinde açılmamış olması nedeniyle usulden reddine, Davanın zamanaşımı itirazı nedeniyle usulden reddine, Davaya konu işlemlerin tamamen mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmiş olması, hukuka aykırılık bulunmaması nedenleriyle dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
EPDK ve Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş ye yazılan müzekkere cevapları,
Mahkememizce dosyanın elektrik mühendisi bilirkişi … ile sözleşme hukuku alanında uzman nitelikli hesap bilirkişi …’a tevdi edilerek 21/11/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu düzenlenmiştir.
Mahkememizin 13/12/2022 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile davacı vekilinin itirazlarını karşılar şekilde bilirkişi heyetinden 30/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporu düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ile davalı arasındaki lisanssız elektrik dağıtım sistem kullanım anlaşması sebebiyle davacı şirkete ait GES tesisinin sistem Üzerinde ek maliyet oluşturmadığı iddiası ile buna rağmen davalı tarafından ek maliyet oluşturmuş gibi davacıdan tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
30772 Sayılı ve 12/05/2019 tarihli resmi gazetede yayınlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği 1. maddede belirtildiği üzere yönetmeliğin amacı elektrik piyasasında, tüketicilerin elektrik ihtiyaçlarını tüketim noktasına en yakın kendi üretim tesisinden karşılaması, arz güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine kazandırılması ve küçük ölçekli üretim kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması ve elektrik şebekesinde meydana gelen kayıp miktarlarının düşürülmesi amacıyla lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü olmaksızın, elektrik enerjisi üretebilecek ve gerçek veya tüzel kişilere uygulanacak usul ve esasların belirlenmesidir.
Dava konusuna ilişkin ilgili mevzuatın irdelenmesinde davalı şirketin tarifeleri belirleme, düzenleme, değiştirme, onaylama yetkisi bulunmadığı, şirketin sadece üreticilerle yapılan sistem kullanım dağıtım sözleşmelerinde EPDK tarafından belirlenen tarifeleri uygulamakla yükümlü olduğu görülmüştür. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 11/05/2017 tarihli ve 7070 sayılı kurul kararı ile lisanssız üreticilere uygulanan dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bedellerin üretim tesislerinin sistem üzerinde oluşturdukları ek maliyetler dikkate alınarak farklılaştırılabileceği belirtilmiştir. EPDK bu yetkisini Elektrik Piyasası Kanunundan almaktadır. Nitekim anılan kurul kararının iptali için dava açılıp ilgili kararın iptali sağlanmadan mahkememizin yönetmeliği doğrudan denetleyebileceği ve fazladan tahsil edildiği iddia edilen bedellerin davalıdan talep edilebileceği düşünülemez. Aksi durum yürütme yetkisinin gaspı anlamına gelip kabulü mümkün değildir. Zira anılan kurul kararı idari yargı mercilerince iptal edilmemiştir, bu sebeple hukuka uygunluk karinesinden yararlanır. İdarenin işlemleri aksi yargı kararlarıyla ispat edilinceye ya da hukuka aykırılık sebebiyle idarece geri alınıncaya kadar hukuka uygun kabul edilir ve sonuçlarını doğurur. Kurulun tarifelerin farklılaştırılmasına yönelik benzer nitelikteki kararları iptal davası konusu edilmiş ancak Danıştay nezdinde açılan bu davalar reddedilmiştir. (D./3D 21/12/2021 T.2020/3347 E. 2021/5242 K. sayılı ilamı, D.13D 23/09/2020 T. 2017/461 E. 2020/2230 K.sayılı ilamı, D.13D 23/09/2020 T. 2018/880 E. 2020/2228 K. sayılı ilamı).
30772 Sayılı ve 12/05/2019 Tarihli resmi gazetede yayınlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde belirtilen lisanssız elektrik üretiminin amacına dönüldüğünde esas olanın lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü bulunmaksızın küçük ölçekli üretim tesislerinin kendi elektrik enerjisini üretmesi olduğu görülmektedir. Yine ilgili yönetmeliğin 24. maddesinde ihtiyaç fazlası elektriğin tedarik şirketi tarafından ilgisine göre belirtilen fiyattan YEKDEM kapsamında on yıl süre ile satın alınacağı düzenlenmiştir. 26.maddede ise ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi konusunda dağıtıcı ile üreticinin mahsuplaşabileceği belirtilmiştir.
Her ne kadar 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesine 6719 Sayılı Kanunla tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerinin uygunluğunun denetimi ile sınırlı olmasına ilişkin fıkranın Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 T. 2016/150 E. ve 2017/179 K. sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle mahkememizin kurulun düzenleyici işlemi hakkında yargılama yetkisi bulunduğu iddia edilse de Anayasa Mahkemesi kararının ilgili bölümü tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin olup eldeki ticari uyuşmazlığa ilişkin değildir.
Davalının kurul tarafından belirlenen tarifelerde değişiklik yapması mümkün olmamakla birlikte esasen davacı tacir olduğundan ve tarifeler ile kurulun tarifelerde değişiklik yapması yetkisi bulunduğundan basiretli tacir yükümlülüğü gereği haberdar olması gerektiğinden genel işlem koşullarına ilişkin iddialar hukuki dayanaktan yoksundur.
Davacı taraf tarafın, diğer (lisanslı) üreticilere nazaran dağıtım tarifesi adı altında iki katı oranında fazla tahsilat yapıldığı iddiasına ilişkin olarak davacının elektrik dağıtım sistemi üzerindeki ek maliyet oluşturmadığı iddiasına ilişkin olarak alanında uzman Elektrik Mühendisi ve Dokuz Eylül Üniversitesinde öğretim üyesi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ve ek raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak yapılan inceleme ve irdelemeden de anlaşılacağı üzere lisanslı üretim tesisinin sürekli denetime tabi olduğu ve ülke enerjisinin en doğru noktada karşılanabilmesi için sadece Enerji Bakanlığı’nın santralin kurulmasını uygun gördüğü yerde kurulabileceği, lisanssız üretim tesisinin ise dağıtım sistemini uygun bağlantı noktası olan her yerde kurulabileceği yer yönünden her hangi bir kısıtlamaya tabi olmadığı, bu nedenle lisanssız santrallerin tüketim noktalarından kopuk yerlerde kurulması ve ürettikleri enerjinin tüketim noktalarına kadar dağıtım şirketi tarafından taşınması gerektiğinden dağıtım sistemi üzerinde oluşturdukları arıza ve onarımı giderilmesi sorunu yönünde dağıtım sistemini yük getirdiği, lisanslı elektrik üretim tesislerinin taahhüt ettikleri enerji miktarını karşılayamadığı durumda ceza ödemek durumunda kalacağa lisanssız elektrik üretim tesisinin ise bir taahhüdü bulunmadığından dengesizlik maliyetinden muaf olduğu, lisanslı elektrik üreticileri dağıtım ve iletim sistemi üzerinde oluşturuldukları gerilim ve frekans farklılıkları ve bozucu etkilerinin kolayca tespitinin mümkün olduğu ve sisteme verdikleri arızalardan dolayı cezaya maruz kalabilecekleri, lisanssız elektrik üretim tesislerinin ise çok sayıda üreticinin ve tüketicinin bağlı olduğu dağıtım hatlarına bağlı olmaları sebebiyle sistem üzerinde ki bozucu etkilerinin ya da sisteme yansıttıkları arızaların tespitinin mümkün olmadığı ve bu nedenle de lisanssız elektrik üretim tesisleri hakkında ceza uygulanmasının mümkün olmadığı bu nedenle mevzuata ve EPDK kararlarına uygun şekilde ve bu kararlar kapsamında davacı şirkete ait lisanssız elektrik üretim tesisinin ödediği dağıtım sistem kullanım bedellerini talep edemeyeceği kanaatine varılmış ve tüm bu açıklamalar, dosya kapsamında taraflarca sunulan deliller, davacının lisanssız elektrik üretim yönetmeliğinde belirtilen amacı aşan şekilde üretim yapması, sözleşme esnasında tarifelerden ve kurulun bu tarifelerde değişiklik yapma yetkisinden haberdar olmasına rağmen huzurdaki davanın basiretli tacir yükümlülüğüne aykırı olarak ikame edilmesi, lisanslı üreticilere yönelik tarifelerden ve ayrıcalıklardan yararlanmak için gerekli şartları sağlamadan lisanslı üreticilerle aynı tarifelerin uygulanması gerektiği iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması ve tarifelerin hukuka uygunluk karinesinden yararlanması bir arada değerlendirildiğinde davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili 21.02.2023 tarihli duruşmada her ne kadar tahkikat tamamlandıktan sonra davanın esası hakkında süre talep etmiş ise de 6100 Sayılı HMK’nun 321/1 maddesinde yer alan tahkikatın tamamlanmasından sonra taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez amir hükmü gereğince davacı vekilinin bu talebi reddedilmiş, akabinde davacı vekili açmış olduğu belirsiz alacak davasını kendilerinin belirleyeceği miktarı hesaplayarak dava değerinin belirlemek için süre talep etmiş, mahkememizce yukarıdaki gerekçede belirtilen nedenlerle tahkikatın tamamlandığı hususu da dikkate alınarak ve yine HMK’nun 321/1 maddesi gereğince, tahkikatın tamamlanmasından sonra taraflara ayrıca beyanda bulunabilmeleri için süre verilemeyeceğinden davacı vekilinin bu talebi yönünden de süre verilmeyerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 120,60-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan harç ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince belirlenen davanın red edilen bölümü üzerinden hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim ……
e-imzalıdır.