Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/924 E. 2022/999 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/924 Esas
KARAR NO : 2022/999
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; 06.06.2020 tarihinde İzmir İli Konak ilçesinde sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki “…” plakalı araç ile sürücü … idaresindeki … plakalı müvekkil aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kaza sonucu müvekkilinin maliki olduğu araç yüksek maddi hasara uğradığı, taraflarca tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçiminin ifade edildiği, trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü olduğu, bu aracın kaza tarihi itibariyle davalı tarafından “…” numaralı poliçe ile zorunlu trafik sigortalı olduğu, zararın tazmini için KTK m.97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvurulduğu ve sigorta şirketi nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığı, ancak davalı sigorta şirketince müvekkilinin aracında oluşan hasar ve değer kaybı bedelinin haksız ve gerekçesiz olarak ödenmediği, dava öncesi yürütülen arabuluculuk sürecinden de sonuç alınamadığından işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğu, müvekkilinin aracının onarımı boyunca aracından yararlanamadığından araç mahrumiyet zararı doğduğu ancak davalının teminat kapsamında araç mahrumiyet zararı olmadığından buna ilişkin kusurlu araç sürücüsü ve araç malikine karşı haklarını saklı tuttukları, … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, o halde araç malikinin de bu zarardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, sigorta şirketinin oluşan zarar nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle ve HMK m.107 kapsamında fazlaya ilişkin müvekkili hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00 TL hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybı olmak üzere 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, AAÜT m.16/2-c gereği arabuluculuk görüşmelerine katılmaları sebebiyle vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; konu hasar talebine ilişkin müvekkili şirket tarafından yapılan inceleme sonucunda; hasarın kaza ile uyumsuz olduğunun tespit edildiği, bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiği, başvurucu tarafça hasarın, konu kaza ile gerçekleştiğinin ispatının gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın öncelikle zararı ve zarar sorumlusunu ispat etmesinin gerektiği, açıklanan sebeplerle öncelikle davacının kazanın oluş şeklini ve iddia edilen hasarların kazadan kaynaklandığını somut delillerle ispat etmesi gerekmekle, aksi takdirde davanın reddinin gerektiği, kabul manasında olmamak üzere, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın A.6.B maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatlarının teminat dışında kalan hallerden olduğu, bu sebeple kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiği, müvekkili şirketin sorumluluğuna ilişkin bir karar ihdas edilmesi halinde müvekkili şirketin, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağı, kabul manasında olmamak üzere davacı tarafça talep edilen tazminat fahiş olup, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiği, bu sebeple dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerektiği, bununla birlikte kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın onarım faturasını ibraz etmesi gerekmekle, gerçek zarar ilkesine aykırı bir şekilde taraflı olarak alınan mütalaaya dayanarak tazminat talebinde bulunmasının kabul edilemez olduğu, başvuru sahibinin gerçek zararının tespiti için yapılacak bilirkişi incelemesinin yalnızca davacı tarafından sunulan belgelere dayanmaması, ayrıntılı ve denetime elverişli olması gerektiğinin yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ile kabul edildiği, kabul manasında olmamak üzere genel şartlar gereğince müvekkili şirketin yalnızca eşdeğer parça bedelleri ile anlaşmalı servislerde uygulanacak tedarik, onarım ve işçilik bedelleri ile sorumlu olması sebebiyle zararın tespitinde bu hususun da göz önünde bulundurulması gerektiği, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereğince tanınan indirim haklarının da zararın tespiti hususunda dikkate alınması gerektiği, açıklanan mevzuat hükmü ve şirketlerinin tedarik parça uygulamaları gereği, başvuru sahibine ilgili hususa ilişkin bilgilendirme yapıldığı, dolayısıyla orijinal parça kullanımından ve yüksek işçilik ücretlerinden kaynaklanan hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığı, kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan azami olarak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olacağı, değer kaybı tazminat hesaplamasının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-1’de belirlenen formüle uygun olarak yapılması gerektiği, kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde başvurunun müvekkili şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, ayrıca kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmayıp talebin haksız fiile ilişkin olduğu, ayrıca sigortalı aracın hususi kullanıma özgü olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmesi gerektiği belirtilerek açıklanan nedenlerle davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Noterler Birliği’ne yazılan müzekkere cevabı, davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı, sigorta bilgi gözetim merkezine yazılan müzekkere cevabı, hasara ve değer kaybına ilişkin hazırlanan kusur ve otomotiv bilirkişisi kök ve ek raporu dosya arasındadır.
Mahkememizce 24/03/2022 tarihinde verilen ara karar gereği kusur ve otomotiv bilirkişisi … tarafından Mahkememize sunulan 08/08/2022 havale tarihli kök raporun dosyaya sunulduğu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği incelenmesinde özetle ” araç sürücülerinin kazaya etkin nitelikteki davranışları bakımından 2918 sayılı yasa kapsamında değerlendirmeler yapıldığı, davacı aracının hasar onarım bedelinin 11.977,42 TL yedek parça, 8.450,00 TL işçilik olmak üzere toplam 20.427,42 TL + KDV dahil 24.104,36 TL olduğu, aracın onarım yapıldıktan sonraki rayiç değerinin 62.000,00 TL kazadan önceki rayiç değerinin 72.000,00 TL bu kapsamda aracın piyasa koşullarındaki değer kaybı tutarının 10.000,00 TL olduğu, kazanın kurgu olup olmadığı, uyumlu olup olmadığı durumlarının geçmiş iki adet hasar kaydı ile mevcut davaya konu kaza ve hasar resimlerinin dosyaya kazandırılması halinde değerlendirme yapılabileceği” şeklinde değerlendirmelerde bulunulduğu, rapora karşı davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz ile birlikte ek rapor alınmasının talep edildiği, davalı vekili tarafından ise rapora beyan ve itiraz ile yeniden rapor tanzim edilmesinin istenildiği görülmüştür.
Mahkememizin 11/10/2022 tarihli ara kararı gereği kusur ve otomotiv bilirkişisi … tarafından Mahkememize sunulan 15/11/2022 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği incelenmesinde özetle “davaya konu aracın onarım miktarının 29.117,63 TL, aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde rayiç değerinin ise 50.000,00 TL olduğu yine aracın piyasa araştırması neticesinde sovtaj değerinin 28.000,00 TL olarak tespiti neticesi araç hasarının aracın % 50’sini aştığından tamirinin ekonomik olmadığı ve aracın pert işlemine tabi tutulması gerektiği ve bu kapsamda gerçek zararın rayiç değer ile sovtaj değeri arasındaki farka ilişkin olduğu belirtilerek 50.000,00 TL’den 28.000,00 TL’lik sovtajın düşümü ile gerçek zarar miktarının 22.000,00 TL olduğu, aracın pert totola işlemine tabi tutulması sebebi ile değer kaybı oluşmayacağı” şeklinde değerlendirmelerde bulunulduğu, ek rapora karşı davalı tarafça rapora itiraz yada beyan dilekçesinin sunulmadığı, davacı tarafça ise değer artırım dilekçesinde rapora karşı beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 17/11/2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 22.000,00 TL hasar bedeli tazminatının davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, davalı yanca değer artırım dilekçesine karşı beyan yahut itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde 06/06/2020 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yine dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışmasından kaynaklı olarak davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açmadan evvel KTK 97 uyarınca davalı tarafa kazadan kaynaklı hasar ve değer kaybı yönünden başvuruda bulunulduğu, söz konusu hasar başvurusunun davalı tarafa 18/06/2020 tarihinde, değer kaybından kaynaklı başvurusunun davalı tarafa 29/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığı, … plaka sayılı aracın davalı nezdinde kaza tarihi itibariyle ZMMS ile sigortalı olduğu, … plakalı aracın ise davacı tarafa ait olduğu kaza sonrasında araç sürücülerince kendi aralarında kaza tespit tutanağının tutulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklama göz önüne alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın kazanın tutanakta belirtildiği gibi meydana gelip gelmediği ve davacı aracında oluşan hasarın kaza ile ilgisinin bulunup bulunmadığı bu anlamda kazanın davalı savunması gibi kurgu olup olmadığı, hasarın kazadan kaynaklı olduğunun anlaşılması halinde söz konusu kazadan kaynaklı araç sürücülerinin kusur durumlarının tespiti, bu kazadan kaynaklı davacı aracının uğradığı hasar bedelinin tespiti ile davalı yanın tespit edilen tutardan sorumluluğunun olup olmadığı yine davacı aracının bu kazadan kaynaklı değer kaybına uğrayıp uğramadığı, uğradığının anlaşılması halinde değer kaybı bedelinin tespiti ile davalı yanın tespit edilen tutardan sorumluluğunun olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesi neticesi oluşacak kanaate esas trafik kazasından kaynaklı hasar bedelinin ve değer kaybı bedelinin tahsiline yönelik açılan maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı yanca bilirkişi kök raporuna karşı itiraz edilmiş ise de yapılan itirazların bir kısmının resen değerlendirilecek itirazlardan olduğu, yapılan bir kısım itirazların ek raporda karşılandığı, karşılanmayan hususlar yönünden aksi iddia edilmekte ise de Mahkememizce de kabul edildiği üzere talebin raporda karşılandığı kanaatine varıldığı anlaşılarak dosyaya kazandırılan ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve ayrıca ek raporda karşılanmayıp davacı yanın itirazına uğrayan kök raporun da bu kısımlar yönünden denetime elverişli ve yeterli teknik incelemeyi içerdiği anlaşılmıştır.
Dava trafik kazasından kaynaklı hasar ile değer kaybı zararın tazminine yönelik olduğundan talebin haksız fiil çerçevesinde ileri sürüldüğü kanaatine varılmakla birlikte somut olay bakımından haksız fiilin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile değerlendirmesinin yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; 06/06/2020 tarihinde dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … Plakalı aracın İzmir ili, Konak ilçesi, Şehitler Caddesi üzerinde sol şeritte seyir halinde iken yolun sol kısmından sağ ve yeşildere yönüne dönmek istediği esnada aracın sağ ön kısımları ile aynı caddede ve sağ şeritte seyir halinde olan dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın sol yan kısımların çarptığı ve … tarafından kullanılan aracın bu çarpmanın etkisi ile savrularak ön kısımları köprünün beton direğine çarpması ile oluşan maddi hasarlı trafik kazasında …’in sağında aynı yönlü trafiği dikkate almadan, kontrol etmeden, sağ şeride sağa dönüş yapmak üzere kontrolsüz, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde geçip dönüş yapmak istemesi ile birlikte kendi şeridinde düz olarak

… tarafından kullanılan araca çarpması şeklindeki eyleminin 2918 sayılı yasanın 46/1-b ve c, 67/1-a,84/1-f ve g bentlerini ihlal ettiği, …’in ise herhangi bir kural ihlalinde bulunmadığı gibi kazayı önlemek adına alabileceği bir önleminin de bulunmaması nedeniyle bu kazanın oluşumunda …’in tam kusurlu olduğu, …’nin ise kusursuz olduğu kanaatine varılmış, söz konusu kusurlu hareket neticesinde davacı aracında bu kaza nedeniyle yedek parça, işçilik ve KDV dahil toplam 29.117,63 TL hasar oluştuğu, davalı yanca hasara yönelik herhangi bir ödemede bulunulmadığı, yine bu kaza neticesinde davacı aracının uğradığı belirtilen değer kaybına yönelik de davalı yanca herhangi bir ödemede bulunulmadığı, söz konusu hasar ve değer kaybı ile kaza arasında illiyet bağının bulunduğu ve …’in davranışının hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla işbu dava açısından davacı tarafın lehine haksız fiilin koşulların oluştuğu ve bu kapsamda davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigortanın iş bu kaza nedeniyle sorumluluk limitinin 41.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda oluş şekli belirtilen davaya konu trafik kazasından kaynaklı davacı aracının ön panel, motor kaputu, sağ ve sol ön çamurluklar ve sağ ve sol şase kollarından aracın gövdesinde sökülebilir ve takılabilir parçalardan darbe alacak şekilde hasara uğradığı, mevcut hasarın kaza tespit tutanağını doğrular nitelikte olduğu, bu kazadan kaynaklı hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılan rapordan da anlaşılacağı üzere toplamda 29.117,63 TL hasar oluştuğu, aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin 50.000,00 TL olduğu anlaşılmakla aracın hasarının araç değerini % 50’sini aşması nedeni ile tamirinin ekonomik olmayacağı bu nedenle perte ayrılmasının gerektiği anlaşılmakla birlikte yine hükme esas alınan rapordan da anlaşıldığı üzere aracın sovtaj değerinin 28.000,00 TL olarak belirlendiği görülmekle bu kazadan kaynaklı davacının rayiç değer ile sovtaj değeri arasındaki fark tutarı kadar aracının hasara uğradığı ve ancak aracın pert total işlemine tabi tutulması gerektiği anlaşılmakla araçta ayrıca bir değer kaybının oluşmayacağı söz konusu bu 22.000,00 TL’lik gerçek hasar bedelinden davalı sigortanın 2918 sayılı yasanın 91. maddesi uyarınca sorumluğunun bulunduğu, aksi belirtilmekle birlikte bilirkişi tarafından yapılan hesaplama yönteminin yerinde olduğu gibi ek 1 değer kaybı hesaplaması formülüne göre hasarın belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu talebinin yerinde görülmediği davalı tarafça kendisine yapılan KTK 97 başvurusuna herhangi bir cevap vermeyerek başvuru tarihi olan 22/11/2022 tarihine 8 iş günü eklenmekle davalının 10/12/2021 tarihi itibariyle temerrüte düşeceği ve ayrıca İzmir BAM 11. HD’nin 2018/2709 esas ve 2021/1261 karar sayılı ilamı göz önüne alınmakla tutanağın araç sürücülerinin kendi aralarında ittifakla düzenledikleri ve bunun aksinin iddia eden davalı sigortada olduğu ve ancak bunun sigorta tarafından ispatına yarar herhangi bir emare sunulmadığı gibi aksini düşündürecek bir hususa da dayanılmadığından bu hususun davalı yanca ispat edilemediği kabul edilerek açılı davanın kısmen kabulü ile davaya konu trafik kazasından kaynaklı;22.000,00 TL hasarın davalı yanın temerrüt tarihi olarak takdir edilen 10/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ancak her ne kadar talep edilmiş ise de pert işlemine tabi tutulması gerektiği kanaatine varılan davacı aracının bu kaza nedeni ile ayrıca değer kaybına uğramayacağı anlaşılarak 50,00 TL’lik değer kaybı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davacı vekili tarafından arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle ayrıca vekalet ücreti talep edilmiş ise de 6325 sayılı yasadan kaynaklı arabuluculuk yönünden vekalet görevi nedeniyle verilen hizmetin vekil ile asil arasındaki avukatlık hizmeti nedeniyle belirlenen ücrete mahsus olduğu ve bu nedenle ücretin asil tarafından karşılanması gerektiği, bu tutarın iş bu davada verilen hizmet ilgi tutularak talep edilmesinin mümkün olmadığı kanaatiyle talebin yerinde olmadığına ve bu nedenle davacı yanın talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile davaya konu trafik kazasından kaynaklı;
– 22.000,00 TL hasarın davalı yanın temerrüt tarihi olarak takdir edilen 10/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 50,00 TL’lik değer kaybı talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.502,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 433,30 TL (59,30 TL peşin harç ile 374,00 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.069,52 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.320,00 TL gider avansından kullanılan 1.297,30 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan)’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 1.294,35 TL’si ile 492,60 TL harç tutarı toplamı olan 1.786,95 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 22,70 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Davacının A.A.Ü.T. 16/2-c gereği arabuluculuk vekalet ücreti talebinin reddine,
6- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’ya ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸