Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/918 E. 2021/1024 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/605 Esas
KARAR NO : 2021/952

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir … ASHM’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibine geçildiği ve ödeme emrinin müvekkiline 29.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, senedin bedelsiz bir senet olup, davalı tarafından kötü niyetli olarak icra takibine geçildiği, senedin bir alışveriş karşılığı değil, teminat senedi olarak verildiği, takibe konu senet incelendiğinde ”bedeli malen ahzolunmuştur” ibaresinin görüldüğü, müvekkili ile davalı arasında kesinlikle bir mal alışverişi olmadığı, müvekkilinin davalının yanında (… – …) çalışırken davalının, müvekkili için … Bankası … Şubesinden 13.375,97 TL tutarında 05.01.2016/04.01.2018 tarihleri arasında 24 ay ödemeli tüketici kredisi kullandığı, müvekkilinin kendisine İzmir … İcra Müdürlüğünün … nolu icra dosyasına konu 13.376,00 TL tutarında 18.01.2016 tanzim 01.102018 vade tarihli senedi teminat olarak verdiği, kredi ödemelerini her ay düzenli olarak müvekkilinin maaşından ödendiği, ödemenin müvekkili tarafından yapıldığına, müvekkilinin davalıya hiç bir borcunun kalmadığına, senedin teminat senedi olduğuna iş yerindeki bütün çalışanların şahit olduğu, ödemeler bittikten sonra müvekkilinin davalıdan senedi defalarca geri istediği, ancak davalının “Bugün yarın vericem, dosyada, kasada” vs diye mazeretler üreterek senedi iade etmediği, daha sonra ise “yırtıp attım” dediği, müvekkilinin de davalının bu sözüne itibar ettiği belirtilerek açıklanan nedenlerle İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 18.01.2016 tanzim 01.01.2018 vade tarihli 13.376,00 TL ‘lik senedin bedelsizlik sebebiyle iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından İzmir … ASHM’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; müvekkili tarafından davacı aleyhine başlatılan İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyası kambiyo senedine dayalı bir takip olduğu, takibe konu edilen bononun, 18/01/2016 keşide tarihli, 01/01/2018 vade tarihli 13.376,00 TL tutarında bir bono olduğu, takibe konu edilen bononun davacının müvekkiline olan borçlarının sadece bir kısmı için davacı tarafından müvekkiline verilen bir bono olup teminat senedi niteliğinde olmadığı, davacı tarafın, her ne kadar bono üzerinde “malen” kaydının bulunması nedeni ile taraflar arasında bir mal alışverişi olmadığından bahisle iş bu davayı ikame etmiş ise de, davacının dava dilekçesindeki beyanlarından açıkça bononun mal karşılığı verilmediğinin belirtildiği, gerçekten de iş bu bono mal karşılığı olarak değil para borcunun karşılığı olarak verildiği ancak üzerine hataen “malen “ibaresi yazıldığı, nitekim huzurdaki davada da davacı tarafın açıkça bononun mal karşılığı olmadığını beyan ettiği ve gerçekten de bononun mal karşılığı değil davacının, müvekkiline olan borçlarının bir kısmına karşılık olarak müvekkiline verildiği, davacı tarafın, bir kısım gerçek dışı beyanlarla iş bu davayı ikame ettiği, davacının gerçekten de bir süre müvekkilinin iş yerinde çalıştığı, ortaya çıkan pek çok ihtilaf nedeni ile iş yerinden ayrıldığı, her ne kadar iş bu davanın konusu ile ilgisi olmasa da, davacının tanık olarak dava dilekçesinde bildirdiği bir kısım şahıslarla ki bu şahısların da çoğunun müvekkilinin eski çalışanları olduğu, iş birliği içine girmek sureti ile müvekkilinin işine engel oldukları ve müvekkiline maddi zarar verdikleri, davacının, müvekkilinin kendisi için kredi çektiğini ve bu bonoyu teminat olarak verdiğini ifade ediyor olsa da bono üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibarenin olmadığı, neticeten müvekkilinin, gerçekten de gerek davacıya gerekse yanında çalışan diğer bazı işçilere çalıştıkları dönemde maddi olarak çok fazla yardımda bulunduğu, davacının da gerek müvekkili üzerinden kredi çektirmek gerekse nakit borç para almak yolu ile müvekkilinden borç aldığı ancak bu borçlarını ödemeden müvekkilinden ayrılarak kendi işlerini kurma yoluna gittiği, sonuç itibari ile müvekkilinin, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi müvekkiline çektirmiş olduğu kredi borcu bulunduğu gibi, icra takibine konu senet miktarından çok daha fazla nakit para alacağının olduğu, davacının bu borçları müvekkiline ödediğine dair elinde herhangi bir kanıt bulunmadığı, dava dilekçesinde ikrar edilen ve müvekkili tarafından davacı nam ve hesabına çekildiği açıkça belirtilen ve müvekkiline ödenmeyen alacaklar için de ayrıca müvekkili tarafından gerektiğinde işlem yapılacağı, davacının, müvekkiline teminat olarak verdiği ve/veya borcunu ödediği halde müvekkili tarafından senedin kasada olduğu söylenerek kendisinin oyalandığını iddia ettiği bono ile ilgili olarak bugüne kadar herhangi bir menfi tespit davası da açmadığı, müvekkilinden senedi geri de istemediği, haksız ve gerçek dışı beyan ve vakıalara dayalı davanın, senette var olan mücerretlik ilkesi gereğince de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, her ne kadar davanın mahiyeti gereği tanıkla ispat mümkün olmasa da davacı tarafın tanık bildirmiş olması ve Mahkemenin de tanık dinleme yönünde karar tesis etmesi ihtimaline binaen tanıklarının isimlerinin bildirildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden açılan iş bu davada dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı, adı geçen Mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde 29/06/2021 tarihli ve … Karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verildiği, istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememizin 2021/605 Esas sırasına kaydedilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının Uyap örneği, Karşıyaka … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının Uyap örneği, İzmir CBS’in … soruşturma sayılı dosyasının Uyap örneği dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davalısı tarafından davacı aleyhine asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 16.545,56 TL alacağın tahsili bakımından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlanıldığı, takip dayanağının 13.376,00 TL tutarlı, 18/01/2016 tanzim tarihli ve 01/01/2018 vade tarihli bono olarak belirtildiği görülmüştür.
Karşıyaka … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen cevabi yazının incelenmesinde; davacı ile davalı arasında işçilik hak ve alacaklarından kaynaklı dava açıldığı ve 13/10/2020 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce İzmir CBS’na yazılan müzekkereye cevap verildiği, … soruşturma sayılı dosyasının bir örneğinin Uyap sistemi üzerinden Mahkememize gönderildiği, incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı tarafı hasım göstermek suretiyle bedelsiz senedi işleme koymak suçundan şikayet yoluna başvurulduğu, 5/11/2020 tarih ve … karar no ile takipsizlik kararı verildiği, söz konusu karara itiraz edildiği ve İzmir … Sulh Ceza Hakimliğinin … D.iş sayılı dosyası üzerinden itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı tarafından davacı aleyhine yukarıda belirtilen icra dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağı kambiyonun bono vasfında olduğu, davacı tarafından 18/01/2016 tarihinde keşide edildiği, senedin 01/01/2018 vade tarihli ve 13.376,00 TL bedelli olduğu ve üzerinde “malen” kaydının bulunduğu ve ancak senedin esasen nakden kaydına istinaden lehtar sıfatı ile davalıya verildiğinin her iki taraf beyanlarından da anlaşıldığı ve takibin kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen husus göz önünde bulundurulduğunda iddia, savunma ve yazı cevaplarına göre davalı tarafından davacı aleyhine takibe konu edilen senedin davalıya teminat senedi olarak verilip verilmediği ve bu kapsamda davacının davalı tarafa söz konusu senetten kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı ve davacı yanca istem konusu edilen kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilinin mümkün olup olmayacağı hususlarında inceleme ve değerlendirime yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Dava menfi tespit davasıdır.
Her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere davacı tarafından davalıya verilen davaya konu bononun, davalı tarafından davacıya verilen para karşılığı verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacı yanca bono tutarının krediden kaynaklı olduğunun belirtilmesine rağmen davalı yanca bu tutarın borçtan kaynaklı olarak belirtildiği göz önüne alındığında esasen bono bedeli kadar tutarın davalı yanca davacıya verildiğinde bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu kapsamda davalı taraf davacıya para verdiğini dosya kapsamına göre kanıtladığından davacı tarafından davalı tarafa verilen bononun teminat amaçlı olarak verilip verilmediği noktasında iddiasının kanıtlanması gerekmektedir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı tarafından kendisine verilen 18/01/2016 tarihinde keşide tarihli, 01/01/2018 vade tarihli ve 13.376,00 TL bedelli bono dayanak yapılmak suretiyle senet keşidecisi olan davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, söz konusu bono karşılığında davacının davalıdan bono bedeli kadar para aldığı, her ne kadar davacı tarafından bononun davalı tarafa teminat amaçlı olarak verildiği belirtilmekte ise de bu hususun davalı tarafından kabul edilmediği, söz konusu iddianın senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde gerek tanıkla gerekse de ticari defter ve kayıtlar ile ispatlanamayacağı gibi bono bedelinin ödendiğine yönelik ileri sürülen davacının maaşından kesilerek yapıldığı şeklindeki beyanın senet bedeli göz önüne alındığında bu hususa yönelik bir belge ileri sürülmemiş olduğu göz önüne alındığında davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması 59,30 TL harcın evvelce alınan 282,56 TL peşin haçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 223,26 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde DAVACI TARAFA İADESİNE,
3- Davacı tarafından başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen harcın ve ayrıca davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan 170,50 TL’sinin 6100 sayılı HMK’nın Gider Avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan yargılama gideri kullanılmadığından 116,00 TL’sinin 6100 sayılı HMK’nın Gider Avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
30/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸