Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/88 E. 2022/763 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/88 Esas
KARAR NO : 2022/763

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 03/07/2015 tarihli sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşme hükümlerine göre, davacı şirket, davalı şirketin… ile … inşaatında komple yeni tesis edilecek 4 adet asansörün ve ……..’da mevcut 2 adet asansörün modernizasyonunun, sözleşme ekinde belirtilen teknik özelliklere göre imal ve temin edilerek montajının yapılması ve çalışır durumda işverene teslim edilmesi işlerini üstlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesinde, davacı tarafından sözleşme çerçevesinde gerçekleştirilecek olan tüm işlerin bedeli; KDV hariç 166.000 Euro olarak belirlenmiştir. Davalı şirket, bu sözleşme kapsamında bir kısım ödemeler yapmış olsa da, … inşaatında yeni tesis edilen (3) adet asansörün ücretine ilişkin olarak davacı şirkete takip tarihi itibari ile 25.335,66 Euro borçludur. Davacı şirket, … inşaatında yeni tesis edilecek (3) adet asansörü, 11/10/2016 tarihi itibari ile davalı tarafından imzalanan ASANSÖR GEÇİCİ TESLİM TUTANAĞI ile davalıya teslim etmiş, akabinde de …….. seri numaralı, 14/10/2016 tarihli, 109.237,00 Euro bedelli faturayı düzenlemiştir. Sözleşme kapsamında kesilen fatura, davalı şirket kayıtlarında yer almakta olup, davalı tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edilmemiş, iade edilmemiştir. Bu sırada, davalı şirket ortak ve yönetim kurulu üyeleri ile bazı çalışanları, Fethullahçı Terör Örgütü ile bağlantıları olduğu gerekçesi ile yasal işlemlere tabi tutuldukları için, davalı şirket ödemelerini aksatmış, davacının bakiye borcun ödenmesi, sözleşmenin ve inşaatın devamına ilişkin görüşme ve bilgi alma talepleri de sonuçsuz kalmıştır. Bu nedenle, davacı şirket tarafından, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatmıştır. Bu tarihe değin davalı şirketçe bir ödeme yapılmış değildir. Davalı şirket tarafından, 03/11/2020 tarihinde borcu olmadığından bahisle ödeme emrine itirazda bulunmuştur. Borçlunun itirazı borcun tamamına ve tüm fer’ilerine ilişkindir. Ancak, bu iddia, ticari defterlerin ve faturaların incelenmesinden de anlaşılacağı üzere haksız ve yasal dayanaktan yoksundur. Yukarıda arz ve izah edilen sebeplere binaen, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …….esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine itiraz edilen takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ………. Ticaret ve Sanayi A.Ş. vekili tarafından 16.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine davalı tarafından başlatılan icra dosyası ile takip talebi ile bir kısım alacaklarının bulunduğu iddia edilmiş ve bu kapsamda müvekkil Şirket tarafından işbu haksız icra takibine itiraz edilmiştir, Akabinde davacı yan, Sayın Mahkemeniz nezdinde müvekkil aleyhine itirazın iptali davası açmıştır. Davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar tamamen gerçekdişı olup, haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddi gerekmektedir. Şöyle ki; Dava konusu hizmet ilişkisinden kaynaklı olarak müvekkil şirketin davacıya muaccel ve ödenmesi gereken herhangi bir borcu bulunmamakta olup ödeme emrinde yer alan miktarda yada başkaca herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlığın konusu Müvekkil Şirket ile Davacı arasındaki hizmet ilişkisi kapsamında davalı tarafından sunulduğu iddia edilen hizmetlerin bedelinin ödenip ödenmediğidir. Davacı yan ticari ilişkiden kaynaklanan borcun ödenmediği iddiasıyla Sayın Mahkemenize bir kısım fatura sunmuştur. Öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki, müvekkil şirket taraflar arasındaki hizmet ilişkisinden kaynaklanan kendi üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirmiştir. Müvekkilin almış olduğu hizmetler kapsamında ödemediği herhangi bir fatura söz konusu de; Kaldı ki, davacı yanın Sayın Mahkemenize sunmuş olduğu fatura müvekkil şirketle ticari ilişkiden kaynaklı belge olduğunu gösterir nitelikte olmakla birlikte borcunun olduğuna ya da borcun ödenmediğine ilişkin bir delil niteliği taşımamaktadır. Kaldı ki, davacı sunduğunu iddia etmiş olduğu hizmetlere ilişkin olarak da tam bir hizmet sunumu gerçekleştirmemiş olup eksik ve tam ifa edilmemiş bir kısım hizmet için müvekkilden ödeme yapması da beklenemeyecektir. Davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenmiş ve esasından sunulan hizmetlerin bedelinin üzerinde olan bir faturanın bedelinin müvekkil tarafından ödenmesi beklenemeyecektir. Sayın Mahkemeniz de takdir edecektir ki, fatura bir malın ya da hizmetin sunulması üzerine düzenlenen bir belge olup, karşı tarafın borcu ödemediğini içeren bir niteliğe haiz değildir. Dolayısıyla borcun varlığına ilişl şi incelemesi yapılması ve müvekkilin ticari defteri ile davacı ticari defterinin incelenmesi hakikatin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Kaldı ki, davacı sunulduğunu iddia etmiş olduğu hizmetlerin usulüne uygun bir şekilde sunulup sunulmadığının tespi ndan da dava dilekçesinde belirtilen mahallerde keşif incelemesi yapılması gerektiği de bir diğer husustur. Sonuç olarak,müvekkil şirket ticari ilişkiden kaynaklı kendi üzerine düşen borcu ödemiştir. Ödenmediği iddia edilen fatura tutarı ise müvekkil şirket tarafından kabul edilmeyen ve/veya eksi veya ayıplı ifa nedeniyle ödenmemiş tutarlardır. Bu kapsamda müvekkil şirket kendisine gelen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Dava konusu borcun aslında ödenmiş olması ve icra inkar tazminatı isteminin kötü niyetli olmasından dolayı itirazın iptali davasının reddine, asıl alacak ile asıl alacağa faiz işletilmesine ve icra inkar tazminatı taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olmasından kaynaklı reddine hükmedilmesini talep ederiz. Yukarıda açıklanan ve değerli mahkemece re’sen nazara alınacak sair nedenler ile haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak niyet tazminatına hükmedilmesine, harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi…” talep edilmektedir.
DELİLLER:
03/07/2015 tarihli sözleşme, takip konusu alacağın mesnedini oluşturan cari hesap borç döküm bilgileri, arabuluculuk son tutanağı, İzmir 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası, ticari defter ve belgeler.
Mahkememiz ara kararı gereğince dosya SMMM bilirkişisine tevdi edilerek rapor aldırılmıştır.
Davalı vekilince 06/10/2022 tarihli dilekçesi ile; müvekkil ile davacı arasında yürütülen görüşmeler kapsamında taraflar arasında anlaşma sağladıklarını, bu kapsamda davacı tarafından iş bu davadan feragat edilmesi halinde feragat nedeniyle herhangi bir karşı vekalet ücreti yada yargılama gideri talebinin olmadığını, bu nedenle karşı taraf ile anlaşıldığını, iş bu anlaşma kapsamında davadan feragat edilmesi halinde herhangi bir yargılama gideri veya vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13/10/2022 tarihli duruşma tutanağındaki beyanında; karşı taraf ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını, davanın konusuz kaldığını, bu yönde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava;İzmir 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve davalı borçlu aleyhine takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmolunması talepli itirazın iptali davasıdır.
İzmir 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelenmesinde; Davacı …….ve Tic.A.Ş. tarafından davalı ……. Tic.ve San.A.Ş. adına 03.07.2015 tarihli sözleşme, 24.01.2016 tarihli borç yapılandırma protokolüne istinaden …… no.lu faturadan kaynaklanan 25.335,66-Euronun tahsili için 06.10.2020 tarihinde İzmir 5.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden 25.335,66-Euro asıl alacak, 17,18-Euro işlemiş faiz olmak üzere 25.335,66-Euro (230.293,54-TL) toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin davalının “……….. Bornova/ İzmir” adresinde 30.10.2020 tarihinde daimi çalışan …… tarafından tebliğ alındığı, Davalının talebi üzerine İzmir 5.İcra Müdürlüğü tarafından 04.11.2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça mahkememize iş bu dava açılmış ise de; yargılama sırasında mahkememiz 13/10/2022 tarihli celsesinde davacı vekili karşı taraf ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını, davanın konusuz kaldığını hususunda beyanda bulunduğu, davalı vekilince de 06/10/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkil ile davacı arasında yürütülen görüşmeler kapsamında taraflar arasında anlaşma sağladıklarını, bu kapsamda davacı tarafından iş bu davadan feragat edilmesi halinde feragat nedeniyle herhangi bir karşı vekalet ücreti yada yargılama gideri talebinin olmadığını, bu nedenle karşı taraf ile anlaşıldığını, davanın konusuz kaldığını bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği, tarafların mahkeme haricisinde sulh oldukları ve vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri anlaşıldığından davanın sulh nedeniyle konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, talep bulunmadığından taraflar leh veya aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmolunmasına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların sulh olmaları nedeni ile 6100 sayılı HMK’nun 315/1 maddesi uyarınca, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL harçtan 2.577,12-TL peşin alınan harç mahsup edildikten sonra fazla kalan 2.496,42-TL harcın karar kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar tarafından iş bu dosyada yapılan gider ve masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2022
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.