Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/863 E. 2023/330 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/863 Esas
KARAR NO : 2023/330
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: 16.04.2021 günü saat 15.30 sıralarında korsan taksicilik yapan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Sokak üzerinde seyir halinde iken … Mahallesi … Sk. No:…’de oturan müvekkili …’ın Bahçeden dışarı çıktığı esnada aracın sağ ön kısmı ile çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı kaza meydana geldiğini, her ne kadar kaza tespit tutanağında no:… önünden yolun karşı tarafına çıkmak istediği yazılmış olsa da müvekkilinin ikamet adresi olan No:…’den çıkmış olduğunu, sürücünün16.04.2021 tarihinde … Polis Karakolu’nda vermiş olduğu beyanda; yolun sağ tarafından bahçe kapısından bir çocuğun yola çıktığını beyan ettiğini, Müvekkilinin Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, kaza sonucunda müvekkilinin ağır olarak yaralandığını hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin acil servise kaldırıldığını, tedavisinden sonra Ortapedi ve Göz servisinde tedavisine devam edildiğini, Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde vücudunda kalıcı hasar oluştuğunu, sürücünün beyan etmiş olduğu gibi sokak içerisinde yavaş ilerlemiş olsa idi kaza sonucu müvekkilinin kalıcı olarak yaralanmayacağının aşikar olduğunu, bu yüzünden kusur durumu tespit edilirken aracın sokak içerisindeki hızının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, olayın oluş şekli, kaza tespit tutanağı, mağdur ve şüpheli ifade tutanakları göz önünde bulundurulduğunda plakası ve sürücüsü tespit edilen … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, Müvekkilinin yaya konumunda olup kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, Olayın oluş şekline şahit tanıklarının mevcut olduğunu, dinlenmelerini talep ettiklerini, Kazanın meydana geldiği 16.04.2021 tarihinde … plakalı araçtan, müracaat edilen sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müracaat edilen sigorta şirketi … poliçe no ile kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydı ile ve sigortalısının kusuru oranında müvekkiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği,
CEVAP; davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, yetkili Mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, HMK’ nın dava şartlarına ilişkin 114-1/h maddesi kapsamında konu davada belirsiz alacak davası açmakta “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı tarafa gönderilen müzekkere ile eksik evraklar talep edilmiş ise de; davacı tarafça işbu eksik hususlar giderilmeden doğrudan davanın ikame edildiği, somut olayda davacının, huzurdaki davadan önce ve sonra öncelikle sağlık kurulu raporu olmak üzere trafik sigortası genel şartlarında belirtilen belge ve bilgileri ibraz etmemiş olması nedeniyle geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğini, davacının talebinin; dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, başvuranın maluliyetinin belirsiz olduğunu, medikal firma raporu ile başvuran tarafından sunulan maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve adli tıp kurumu 3. ihtisas kurulundan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği hükümlerince düzenlenmiş rapor aldırılmasını talep ettiklerini, medikal firma raporunun HMK anlamında delil niteliğine haiz olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranda olduğunu, somut olayda; sigortalı araç sürücüsü düşük hızda seyrederken davacı küçüğün birden yola fırlaması neticesinde kazanın meydana geldiğini, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kazadaki kusur oranlarının konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesini talep ettiklerini, her halükarda “maluliyet tazminatına” ilişkin tazminat hesabının ZMMS Genel Şartları a.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre TRH 2010 ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, somut olayda davacı küçük olduğundan, velilerinin çocuğu gözetme yükümlülüklerini ihlal ederek asli ve tam kusurlu olduklarını, geçici iş göremezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, KTK 99. VE TTK 1427. maddeleri uyarınca sigorta tazminatı ödeme yükümlülüğünün, ancak sigorta şirketine ihbar ile başlayacağını, müvekkil şirkete usulüne uygun olarak ihbar yapıldığının ve tazminatın hesabına esas olabilecek tüm belge ve bilgilerin ibraz edildiğinin ispat görevinin davacıya ait olduğunu, ancak bu yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle müvekkil şirketin temerrüdünden bahsedilebileceğini, davacı tarafça talep edilen kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz taleplerin yerinde olmadığını, davacıların muaccel alacağı olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinin açık olduğunu beyanla öncelikle itirazlar doğrultusunda başvuru şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine, her halükarda maluliyet oranının net bir şekilde belirlenmesine, her halükârda sigortalı araç sürücüsünün kusur oranlarının belirlenebilmesi için dosyanın kusur bilirkişisine tevdi edilmesine, maluliyet tazminatı hesabının ZMS sigortası genel şartları a.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasına, her halukarda geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan ettiği,
Mahkememizce davalı sigortanın yetki itirazının; “KTK nun 110. maddesi gereğince ; motorlu araç kazalarından doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortanın merkez veya şubesinin bulunduğu yerde de açılabileceği düzenlendiğinden , davalı sigortanında İzmir de bölge müdürlüğü bulunduğundan , ayrıca HMK nın 16. maddesine göre de haksız fiilde zarar görenin yerleşim yeri veya zararın meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili olduğundan, zarar gören davacının yerleşim yeri ve zararın meydana geldiği yer İzmir/Narlıdere olduğundan” reddine dair karar verildiği,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyete ilişkin tazminat davası olup, Taraflar arasındaki uyuşmazlık bulunan hususların; davalı sigortaya ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı aracın 16.04.2021 günü davacı …’a çarpması neticesinde meydana gelen kazada kusur oranı, davacının geçici ve kalıcı maluliyetinin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise oranı, davacının geçici ve kalıcı maluliyetine ilişkin tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarı, tazminatların poliçe kapsamında olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edildiği,
Her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davacı vekili Av. …’ ın sunmuş olduğu 09/03/2023 havale tarihli feragat dilekçesi ile davalı sigorta şirketi ile haricen sulh olunduğundan davadan feragat ettiklerini, davalı sigorta şirketinden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığının bildirildiği, davalı sigorta vekili Av. …’un sunmuş olduğu 18/04/2023 havale tarihli dilekçe ile davacı ile yapılan sulh görüşmeleri neticesinde anlaşma sağlanarak, uzlaşmaya konu asıl alacak ve vekalet ücretinin davacı vekili hesabına ödendiği, davadan feragat edilmesi durumunda karşı vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığının bildirildiği, davacı vekilinin, dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu, feragatin HMK 311.madde hükümleri doğrultusunda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran taraf işlemlerinden olduğu için, başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmeden, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik kalan 120,60-TL’ nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı