Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/857 E. 2021/950 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/857
KARAR NO : 2021/950

DAVA : Çek İptali (Hasımlı)
DAVA TARİHİ : 27/07/2015
KARAR TARİHİ : 29/11/2021

… Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan Hasımlı Çek İptali davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/857 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … ASHM’ne sunduğu dava dilekçesinde; davalılardan …’in müvekkilinin …’da bulunan dükkanını kiralamak istediğini, müvekkilinin neden kiralamak istediğini sorduğunda tarımsal gübre alım satımı işi yaptığını, müvekkiline isterse ortak olabileceğini söylediğini, müvekkilinin kar marjını sorması üzerine davalı …’in % 40 kar marjı vardır diyerek davalı … ile … birlikte hareket ederek müvekkilini hile ve hataya düşürdüklerini, müvekkilinin bunun üzerine ortaklığı kabul ettiğini, müvekkiline ikibin çuval tarımsal gübre alacaklarını söylediklerini, bunun üzerine müvekkilinin … Bankası … şubesine ait hesaptaki bağlı bulunan çekleri hamili … olarak yazarak toplamda 15 adet çekin toplamı 552.000,00 TL çeki davalılardan …’e teslim ettiğini, ayrıca gübre fabrikasına verilmek üzere davalı …’nın müvekkilinden bir adet açık senet istediğini ve müvekkilinin de verdiğini, şu anda davalıların ellerinde müvekkilinin açık senedinin bulunduğunu, gübrelerin 15 gün geçmiş olmasına rağmen gelmediğini, müvekkili tarafından verilen çeklerle üçüncü kişilerden araba vs. malların alındığını, ilk çekin vadesi geldiğinde müvekkilini üçüncü kişilerin aradığını, müvekkilinin hile ile kandırıldığını anladığını, davalıların müvekkilinden aldığı çekleri araba alıp arabaları peşin paraya çevirmeye başladıklarını, çevreden yaptıkları araştırmada davalıların dolandırıcılıktan Savcılıkta ve mahkemelerde kayıtlarının olduğunu beyan ettiklerini ileri sürerek, çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında hiçbir şekilde ticari ve hukuki iş ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin dava dilekçesini aldıktan sonra çeklerden ve davacının beyan ettiği senetten haberdar olduğunu, davacının bahsettiği hadiselerden davalı müvekkilinin haberinin olmadığını, tacir konumunda olan davacının teslim almadığı ikibin çuval gübrenin çeklerini kesip iddia edildiği üzere davalı …’e vermesinin akla ve mantığa, ticari temaüllere aykırı olduğunu, müvekkili ile davacının arasında bir tarla alımı ile ilgili görüşme olduğunu, bundan başka aralarında bir görüşme olmadığını, tarla fiyatının yüksek olması nedeniyle de anlaşma olmadığını, davacı tarafın çekleri gübre karşılığı verdiğini beyan ettiğinden, bu hususu yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu, bu konuda davacı tarafın dosyaya hiçbir yazılı belge sunmadığını, iddianın soyut ve delilsiz olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, davacı ile birlikte ortak iş yaptıklarını, ortaklık sözleşmesi de yaptıklarını, davacı tarafın yapılan işler neticesinde verilen çekleri ve borcu ödememek için her yola başvurduğunu, davacının kendisine çeklerin çalındığı hususunda birlikte savcılığa başvurmalarını söylediğini ancak kendisinin kabul etmediğini, bunun üzerine diğer davalı ile kendisi hakkında dava açtığını, davacının, ortak yaptıkları işler haricinde yaptığı işlere ilişkin çekleri bile önce adına kestiğini, kendi üzerinden başkasına çekler verdiğini, sebebini sorduğunda vergi dairesi ile problem yaşamak istemediğinden böyle yaptığını beyan ettiğini, kendisinin yaptığı işler neticesinde ticaretin karşılığı kestiği çekleri ödememek niyetiyle iş bu davayı açtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında … ASHM’nin 11/11/2021 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir ATM’nin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi ATM’ne devredilmesine/gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/857 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın hasımlı çek iptali davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, … ASHM’nin ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını devir kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye devir kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Devir kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye devir kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Devir kararının gerekçesinde dayanılan Bursa BAM … Hukuk Dairesi kararına yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında iştirak edilmemiş, davayı görmeye devir kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye devir/gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren … ASHM’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görevli olması sebebiyle dava dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
… Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 29/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …