Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/828 E. 2021/938 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/828 Esas
KARAR NO : 2021/938

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ :23/11/2021

Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan alacak davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/828 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle: Dikili İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun böyle bir borcu bulunmadığı gerekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, söz konusu kooperatifin şu an tasfiye halinde yapı kooperatifi olduğunu, gerek kooperatifin … ile yapmış olduğu sözleşme ve gerekse kooperatif üyesi olan … ile … arasında yapılan sözleşmede genel giderler ve alt yapı giderlerine her malikin 1/38 oranında ödeme yapılmasının şarta bağlandığını, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında bu giderlerin depolanması karşılığında tapu devrinin yapılmasını istemelerine rağmen bilirkişi raporunda giderlerin ödenmemesinin ayrı bir dava konusu olduğu ve tapu devrine engel olmadığı belirtildiğinden bu kişi hakkında tapu tesciline karar verildiğini, bu nedenle kooperatif üyesi hakkında genel giderler ve alt yapı giderleri adı altında ve kasa defterinde de görülen ve sözleşme ile de hüküm altına alınan payların ödenmesi için işbu davanın açılmasının gerektiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaline, haksız itirazdan dolayı %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili 16/12/2015 havale tarihli dilekçesi ile; davacı kooperatifin davalı müvekkiline karşı Dikili İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının açılan icra takibine itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacının işbu davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde takip dayanağı borcun kaynağının açık olarak belirtilmediğini, takibin yasal unsurları ihtiva etmediğini, kooperatifin henüz tasfiye aşamasına geçmediğini, davalının hiçbir şekilde davacı kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilinin sadece … Şirketinden bağımsız bölümü satın aldığını, üyelik sözleşmesi yapılmadığını, davacının müvekkilinin üye olduğunu yazılı delil ile ispat etmek zorunda olduğunu, bağımsız bölümler tamamlandıktan sonra kat maliklerinin ayrı bir yönetim oluşturduklarını, bu yönetimin topladığı aidatlarla şu anda genel giderlerin karşılandığını, müvekkilinin üye olmadığı bir kooperatife aidat ya da gider ödemesinin söz konusu olamayacağını, davacı kooperatifin yasal olarak 30 üyesi var iken davalı müvekkilinin 1/38 oranında giderlere katılmasının istenmesini anlamanın mümkün olmadığını, davacı kooperatifin davalı müvekkilinin bağımsız bölümünde bulunduğu ada ve parseldeki maliklerin yararlandığı alt yapı ve yönetim giderlerinin ödenmesini talep edecek ise bu alt yapı ve tesislerden yararlanan tüm maliklerden talep etmesi gerektiğini, bu durumda kooperatif ortak alanlarından ve alt yapıdan yararlanan 38 değil 60 bağımsız bölümün olduğunun dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafın bu giderleri ısrarla 38 kişiye yükletmek istediğini, ancak kooperatif üyesi 30 kişi ise de inşaa edilen taşınmazların 60 adet olduğunu, davacı tarafın yönetim gideri diye talep ettiği, yapıldığını ileri sürdüğü arıtma tesisinin çalışmadığını, davacı tarafça çalışmayan ve yararlanılmayan alt yapı için bedel talep ettiğini, bu nedenlerle davacının davasının reddi ile davacının %20 inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Kooperatif bilirkişisi 10/02/2016 havale tarihli raporunda; davalının davacı kooperatife 7.731,87-TL alt yapı gideri+ 433,41-TL genel yönetim gideri payı – 4.000,00-TL ödeme olmak üzere toplam 4.165,28-TL borcunun olduğunu bildirmiştir.
Dikili İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Yapı Koop adına başkan …, borçlusunun …, alt yapı ve yönetim giderlerine dayalı toplam 11.957,84-TL miktarında takip dosyası olduğu, borçlunun borcun tamamına itiraz etmesi üzerine İcra Müdürlüğünün 23/04/2015 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … esas ve … sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/828 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın itirazın iptali davası olduğu, ticari nitelikte olduğu,. Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu kararın da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği hususu da dikkate alındığında yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Dikili …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.23/11/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.