Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/819 E. 2021/913 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : … Esas
KARAR NO : 2021/913

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan alacak davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin … esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Tire 1. Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davalı şirket 10.08.2020 tarihinde gerçekleştirilen … numaralı arabuluculuk görüşmesinden herhangi bir sonuç alınamadığını, davalı şirkete ait okul binası inşaatının yapım işi, anlaşma sağlanması neticesinde , müvekkil şirket tarafından üstenildiğini ve inşaatın anlaşmaya uygun olarak süresinde bitirildiğini, Taraflar arasındaki anlaşmaya yönelik davalı şirketçe bir kısım ödemeler yapılmış olsa da hala iş sonucu müvekkile ödenecek hak ediş ödenmediğini, Müvekkilin davalı şirketten söz konusu alacağı dolayısıyla 02.03.2020 tarihinde Tire İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak davalı şirketin bu takibe itiraz ettiğini, icra takibinin itiraz neticesinde durdurduğunu, 01.01.2016-31.12.2016 ve 01.01.2017-31.12.2017 dönemlerini gösterir, davalı şirket çalışanı, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir tarafından düzenlenen ve şirkete ait muavin defter kaydı incelendiğinde müvekkilin davalı şirketten olan alacağı 2016 yılı için 3.180.250,75 TL iken 2017 yılı için ise 543.142,50 TL olarak belirlendiğini, davalı yan adına müvekkil tarafından söz konusu okul yapım işi için hak ediş bedellerine ilişkin 3 adet …. No’lu 02.09.2016 tarihli 1.676.308,00 TL bedelli, …. No’lu 01.06.2016 tarihli 714.785,00 TL bedelli, …No’lu 02.06.2017 tarihli 125.000,00 TL bedelli fatura kesildiğini, davalı yanın borç ilişkisinin tarafı olmasına rağmen ilişkin bakiye borcunu ödemediğini, İcra takibinin usulüne uygun açıldığını ve ödenmemiş muaccel borç mevcut olmasına rağmen borçlu davalı şirket tarafından söz konusu bakiye borcuna haksız, kötüniyetli ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, davalının borca itiraz etmesinin haklı ve iyiniyetli herhangi bir gerekçesinin bulunmadığını, Davalı adına kesilen faturaların alacağı kanıtlar nitelikte olduğunu, alacağın likit olmasına rağmen, Davalının itirazının kötüniyetli olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı yanın Tire İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli İtirazının İptali ile takibin devamına, Haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlu/ davalı aleyhine %20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Muavin defterinin resmi ticari defter olmadığını, müvekkil davacı tarafından başlatılan takibin dayanağını bilmediğini, okul binasının anlaşmaya uygun olarak bitirildiğini, davacının takibi suiniyetle başlattığını, davacının müvekkile karşı başlattığı icra takibini alelade bir şekilde başlattığını, tarafların ticari defterleri ve okul inşaatına dair yapılacak incelemelerin sonucunda müvekkilin icra takibiyle talep edilen bedel kadar borçlu olmadığının anlaşılacağını, arz edilen nedenlerle davanın reddine, haksız ve suiniyetle icra takibine girişen davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Tire 1. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin…. Esas, ….sayılı görevsizlik kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin … esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın itirazın iptali davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Tire 1.Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını görevsizlik kararı ile mahkememize gönderdiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye görevsizlik kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Görevsizlik kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu kararın da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği hususu da dikkate alındığında yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye görevsizlik kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının görevsizlik kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, görevsizlik kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla görevsizlik kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve görevsizlik kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye görevsizlik kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının görevsizlik kararını veren Tire 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.17/11/2021
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.