Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/816 E. 2021/911 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/816
KARAR NO : 2021/911

DAVA : Tazminat (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının tensiben yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; davacıların adi ortaklık şeklinde hareket ederek 30/09/1994 tarihinde davalıya ait ve saat kulesinin hemen yanındaki 2 nolu büfeyi 2.400.000,00-TL bedelle içindeki demirbaşlar ile birlikte satın aldıkları ve davalıya bağlı …’a bu bedeli 4 eşit taksitte ödeyerek buranın kiracısı oldukları, büfenin işletilmekte iken davalı tarafça … Meydanının yeniden yapılandırılması amacıyla büfelerin yerinin değiştirildiği, davalı tarafça büfenin davacılarca yıktırılması ve yerine yenilerinin belediyenin belirlediği yerlere yapmaları karşılığında tekrar büfelerin kiracısı olabileceklerinin beyan edildiği, İzmir … Noterliğinin 02/05/2003 tarihli ve … yevmiye sayılı satış büfesi nakil ve kira sözleşmesinin ilgili maddelerinde büfelerin eski yerlerinden davacılarca kaldırılacağı, projeye uygun yeni kira şartlarının tespit edilmesi amacıyla söz konusu kira sözleşmesinin yapıldığı, elektrik ve suyun yeni büfelere kadar belediyece getirileceği, yeni büfelerin belediyenin verdiği projeye uygun olarak malzemesinin tahliye anında davacılara ait olarak davacılar tarafından yapılacağı hususlarının açıkça kararlaştırıldığı, söz konusu noterlik evrakı ile büfelerin kendi imkanları ile yaptırıldığı, ancak belediye … Başkanlığı’nca büfelerin 2886 sayılı DİK kapsamında ihale yolu ile kiraya verileceğinin davacılara bildirildiği ve başka bir şahsa kiralandığı, 15 gün içerisinde belediyeye tesliminin ihtar edildiği ve mecburen belediyeye teslim edildiği, mülkiyeti davacılara ait olan büfelerden böylece haksız kazanç sağlandığı, bu hususa yönelik davalıya ihtarname gönderildiği, davacıların maddi ve manevi zararlara uğradığı belirtilerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 2 adet büfenin keşif tarihi itibari ile tüm yapım ve malzeme bedelinin güncel değerine tekabül etmek üzere 100.000 TL Maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL Haksız İşgal tazminatının (ecrimisil), her bir zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesinin, davacıların duyduğu elem ve kederin manevi anlamda tazmini amacıyla 50.000 TL Manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesinin ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davamız, davacıların yukarıda bahse konu büfelerin davalıya teslimi ve dava dışı şahsa kiralanmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Öncelikle dava şartlarından olan görev konusu değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Eldeki talep bakımından yapılan inceleme neticesinde her ne kadar davacı tarafından yukarıda belirtilen gerekçeler ile davalı aleyhine dava açılmış ise de davalı taraf 5018 sayılı kanunun 1 nolu cetvelinde yer almakta olduğundan tacir olmadığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu kapsamda usul ekonomisi göz önüne alındığında davacının tacir olup olmadığı şu aşamada araştırma konusu yapılmamakla, esasen yapılıp da davacıların tacir olduğu anlaşılsa bile davalının “tacir” olarak kabulü mümkün değildir. Somut olayda yapılan ihale doğrudan davalı bünyesinde ve davalı tarafından yapıldığından davalının ticari işletmesi ile ilgisi de bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı taraflar doğrudan davalı Belediyeyi hasım göstermek suretiyle dava açmışlardır. Bu nedenle mevcut uyuşmazlık yönünden ortada mutlak nitelikte bir ticari dava olmadığı gibi, nispi nitelikte bir ticari dava da bulunmamaktadır. İş bu davanın Mahkememizde görülmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmekle genel Mahkemelerin görevli olduğuna kanaat getirilmiş ve bu nedenle davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USÜLDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bu dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır