Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 E. 2021/600 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/80 Esas
KARAR NO : 2021/600

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; davacı/alacaklı müvekkilinin davalı … Teknik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den satışı yapılan inşaat malzemesi bedeli iki adet fatura alacağı için ödenen 10.000,00 TL mahsup edildikten sonra bakiye 17.966,29 TL alacağı kaldığını, bu alacak için Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından gönderilen 7 örnek ödeme emri, davalı-borçlu tarafından 26.09.2020 tarihinde tebellüğ edildiğini, borçlu tarafından dosya borcuna yetki ve borçlu olmadıkları yönünde esasa itiraz edildiğini, davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve dosyadaki tüm alacaklara yönelik yapmış olduğu itirazların iptali ve takibin devamı için iş bu davayı açtıklarını, davalı-borçlu tarafından Menderes İcra Dairesi’nin yetkili olmadığına ve Denizli İcra Daireleri’nin yetkili olduğunun beyan edildiğini, davalının bu itirazının iptaline karar verilmesi gerektiğini çünkü fatura alacağına ilişkin bir takip yapılmış olup fatura borcu bir para borcu olup alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken borçlardan olduğunu, davalı-borçlu şirket tarafından ödeme emrinde yer alan tüm dosya borcuna ve fer’ilerine itiraz edildiğini, itiraz da herhangi bir yasal gerekçe gösterilmediğini, davacı müvekkilinin, davalı şirkete 12/06/2020 tarih ve Fatura No: … fatura bedeli 1.0125,46 TL ve 09/06/2020 tarih ve Fatura No: … ve fatura bedeli 17.840,83 TL olan inşaat izolasyon malzemesi sattığını, davalı borçlu tarafından belirli aralıklarla toplam 10.000,00 TL’nin davacı müvekkilin … Bankası hesabına ödendiğini, ancak bakiye borç tutarı olan 17.966,29 TL ödemenin yapılmadığını, davacı-alacaklı tarafından satılan ve davalı-borçluya teslim edilen malların iade edilmediği gibi yasal süresinde faturalara itiraz edilmediğini, davalı-borçlu tarafından kötüniyetli olarak sadece davacı-alacaklı müvekkilinin alacağını geç ödemek ya da aradan geçen yasal sürede tahsil kabiliyetini ortadan kaldırmak ve aktiflerini eksiltmek için itiraz edildiğini, davalı-borçlunun itirazı haksız olup, bu nedenle iptalinin gerektiğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle davalı şirketin, borcunu ödememek ve yasal süreçte tahsil kabiliyetini ortadan kaldırmak amacıyla itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bakiye borç için verilmiş bir teminat ve rehin olmadığını, davalının aktiflerini 3.kişilere kötüniyetli olarak devretme ihtimali dikkate alınarak davalı-borçlunun üzerine kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçları ile 3.kişilerdeki alacakları ve banka hesapları üzerine İ.İ.K.nun 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, davalı-borçlunun Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine, borçlunun kötü niyeti ve alacağın likit olduğu sabit olduğundan takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; itirazın iptali davalarının 6100 sayılı HMK’nın 6. Maddesinden de anlaşılacağı gibi genel yeki kuralına göre davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiği, davacı tarafından dava dilekçesi içeriğinde bu tip davalarda alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin HGK kararının sunulduğu ancak davacı tarafından dayanılan HGK nın tüm metninin değil ilgili kısmın kesilerek dava dilekçesinde belirtildiği, oysa tüm karar incelendiğinde davalı tarafın borca yaptığı itirazında ve cevabında akdi ilişkiyi inkar etmediğini, taraflar arasında mal alım satım sözleşmesi olduğunu, ancak satılan malların ayıplı olduğunu belirttiği, davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olup davanı bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan ve davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğuna ilişkin HGK kararında borçlu tarafından akdi ilişkinin kabul edildiği, karardaki olayda alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili kabul edilmesinin sebebinin bu olduğu, oysa taraflarınca davacı tarafından başlatılan icra takibindeki faturalara itiraz edilerek davacı ile aralarında herhangi bir akdi ilişki olmadığının, davacının alacaklı olmadığının açık bir şekilde belirtildiği, faturanın tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispatı olmadığı, somut olayda davalı tüzel kişinin yerleşim yerinin Denizli adresi olduğu, dolayısıyla davacı tarafından açılmış olan iş bu davanın müvekkilinin yerleşim yeri olan Denizli Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davacı tarafından müvekkili hakkında Menderes İcra Dairesinin … Sayılı takip dosyası ile toplam iki adet fatura alacağından bahisle icra takibi başlatıldığı, ancak başlatılan bu icra takibinde söz konusu faturaların sadece bedellerinin yazıldığı, bu faturaların numara ve tarihlerine yer verilmediği, bu nedenle başlatılan icra takibinde borcun neye dayandığı ve sebebine ilişkin bir açıklama yapılmadığı, ayrıca davacı tarafından müvekkiline satıldığı iddia edilen fatura içeriklerinin müvekkili tarafından teslim alınmadığı, her ne kadar davacı tarafından dava konusu faturaların müvekkiline gönderildikten sonra müvekkili tarafından davacıya parça parça 10.000,00 TL gönderilmiş ise de fatura içeriğindeki malların müvekkiline teslim edilmediği, bu nedenle müvekkili tarafından bakiye kalan ödemenin yapılmadığı, hatta müvekkili tarafından yapılan ödemelerin iadesi veya bu ödemeyi karşılayacak nitelikte başka mallar gönderilmesi konusunda tarafların görüştükleri ancak salgın sürecinin de etkisi ile gelişme kaydedemedikleri dolayısıyla davacı tarafından dava konusu fatura içeriklerindeki malların müvekkiline teslim edilmediği, sadece faturalara müvekkili tarafından yasal süresinde itiraz edilmemesinin de malların müvekkili tarafından teslim alındığını ispatlamadığı, faturaya itiraz edilmemesinin, fatura içeriğindeki malların teslimine ilişkin karine oluşturması için taraflar arasında alım satıma ilişkin bir sözleşme bulunması ve karşı tarafça bu sözleşmenin kabul edilmesi gerektiği, oysa taraflarınca davacı tarafça başlatılan icra takibindeki borcun ve akdi ilişkinin inkar edildiğinden fatura içeriğindeki malların müvekkiline teslim edildiğine yönelik ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, davacı tarafından açılan itirazın iptaline konu fatura bedellerindeki alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı ve icra takibinde alacağa %16.5 faiz işletilmesi talebinin de yasal ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, belirtilerek yukarıda açıklanan ve yargılama aşamasında ortaya çıkacak nedenlerle davacı tarafından açılan davanın yetki yönünden usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise davacı tarafından açılan davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı ve bu kapsamda taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür.
DELİLLER:
Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası taraf BA BS formları dosyamız arasındadır.
Menderes İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine 10.125,46 TL fatura alacağı ile 17.840,83 TL’lik fatura alacağına mahsuben yapılan 10.000,00 TL ödemenin düşüldükten sonra kalan bakiye fatura alacağı olmak üzere toplam 17.966,29 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça borca ve yetkiye itiraza ilişkin dilekçenin sunulması üzerine takibin durdurulduğu ve iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görüldü.
Tensip tutanağı 8 nolu ara karar gereği Menderes Vergi Dairesi’ne ve … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü. Okundu. Dosyasına konuldu. İncelenmesinde; davacı yan yönünden Menderes Vergi Dairesi kaydına göre davalı yan aleyhine 2 belge üzerinden 23.700,00 TL tutarında BS bildiriminin yapıldığı, … Vergi Dairesi kaydına göre ise davacı yan lehine 2 belge üzerinden 23.700,00 TL tutarında BA bildiriminin yapıldığı, dolayısıyla taraf BA – BS bildirimlerinde bir uyuşmazlık olmadığı ve fakat bu bildirimlerin hangi belge üzerinden bildirildiğinin şu aşamada belli olmadığı anlaşıldı.
Davalı vekili tarafından 13/07/2021 tarihli mazeret dilekçesinin sunulduğu ve bu dilekçede davacı tarafça dosyadan feragat edilmesi halinde davalı taraf lehine herhangi bir masraf ve vekalet ücreti talebinin olmadığının bildirildiği ve ayrıca yoklukta feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesine muvafakat edildiği görülmüştür.
Davacı vekili Mahkememizin 13/07/2021 tarihli duruşmasında ;”biz icra dosya alacağımızı sıralı senetler halinde davalı taraftan icra tahsil harcı davalı tarafa ait olmak üzere tahsil ettik bu kapsamda davadan feragat ediyoruz karşı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebimiz yoktur .”şeklinde beyanda bulunmuş, beyanı imza altına alınmıştır. Bu kapsamda davacı asil yönünden sunulan vekaletnamenin incelenmesinde feragat eden davacı vekilinin davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davacı tarafından davalı aleyhine yukarıda belirtildiği şekilde ilamsız icra takibi başlatılması üzerine yapılan yetkiye ve borca, faize ve ferilerine ilişkin itiraz üzerine takip durduğu ve davacı tarafça yukarıda belirtilen iddialar doğrultusunda davalı aleyhine iş bu davanın açıldığında bir tereddüt olmamakla birlikte taraflar arasında icra takibine konu edilen fatura içeriklerine yönelik ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, bu kapsamda takibe konu edilen faturaların taraf kayıtlarında yer alıp almadığı, ticari kayıtlara göre taraflar arası ilişkinin bulunduğunun anlaşılması halinde bu ilişkinin taraf kayıtlarına yansıma şeklinin tespiti ile gerek icra dairesinin gerekse Mahkememizin iş bu uyuşmazlık ve uyuşmazlığın esasına teşkil eden icra takibi yönünden yetkili olup olmadığı, bu kapsamda davalı tarafça yapılan itirazın yerinde olup olmadığının ve ayrıca istem konusu edilen icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince yukarıda belirtildiği şekilde davadan feragat edildiği, davalı taraf vekilince ise feragat nedeniyle karar verilmesi halinde davacıdan herhangi bir talebinin olmadığının belirtilmesi karşısında dosya bu kapsamda ele alınarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından yapıldığı, vekilin vekaletnamesinde feragate yetkili olduğu, feragatin süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ayrıca taraflarca mevcut dava dosyamızdaki yargılama giderinin ve vekalet ücretinin de talep edilmediği göz önüne alındığında davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve ayrıca yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve ayrıca her ne kadar bu hususta beyanda bulunulmamış ise de yapılan feragat beyanı göz önüne alınarak dava açılmadan evvel yapılan arabuluculuk başvurusuna yönelik Bakanlık bütçesinden karşılanan tutardan davacı tarafın sorumlu olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL harcın evvelce alınan 216,99 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 157,69 TL harcın talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harçtan mahsup edilen harçların ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
4- Davalı taraf her ne kadar vekil ile temsil edilmiş ise de sunulan talep göz önüne alınmakla DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı 13/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır