Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/790 E. 2021/879 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/790
KARAR NO : 2021/879

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı 07/09/2021 tarihli Görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi olunan dosyanın tensiben yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; davacı müvekkili ve müteveffa eşi …’nın 10/09/2019 günü saat 00.30 sıralarında Ödemiş istikametinden Kaymakçı yönüne doğru … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken, karşı şeritte seyir halinde bulunun iki araç arasında meydana gelen bir çarpma neticesinde, davalı … hakimiyetindeki davalı …’e ait olan … plakalı aracın müvekkillerin bulunduğu şeride geçerek müvekkillerine çarptığını, 10/09/2019 tarihli kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü …’in 0,53 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini ve gerçekleşen kazada kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza ile ilgili Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … Haz. Numaralı dosya kapsamında soruşturmanın halen devam ettiğini, müteveffa …’nın hayati tehlike ile yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, müvekkili …’nın da ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin yaşı itibariyle kırıklarının iyileşmesinin oldukça güç olduğunu ve sonuç olarak müvekkilinin vücudundaki kırıkların ne denli kalıcı bir hasara sebep olduğunun ancak tedavi sürecinin sonunda belirlenebileceğini, davacı …’nın eski sağlığı mevcut olmadığı gibi, eklem romatizmalarının arttığını, ayakta durmakta zorlandığını ve merdiven çıkamadığını, 4-5 ay boyunca yataktan hiç kalkmadan yatmak zorunda kaldığını ve bu süre zarfında davacı müvekkiline kızı diğer davacı …’nin baktığını ve bu süre zarfında işi bırakmak zorunda kaldığını, davacı müvekkil …’de bu süre zarfında yevmiye işinde çalışarak günlük 100,00 TL kazanç elde etmekte iken bu kazancından da mahrum kaldığını ve bakıma muhtaç olan annesi davacı …’e baktığını, davacı …’nın halen sol ayağında platin bulunduğunu ve sağ kalçasında da çatlak mevcut olduğunu, iş bu kaza nedeniyle hala baş dönmesi sorunu yaşadığını, kafasını sağa ve sola döndüremediğini, bu kazadan önce davacı müvekkil …’ün … İlçesi … köyünde ikamet etmekte iken, büyükbaş hayvanları da mevcut olup, bu hayvanları da değerinin 1/3 altında satmak zorunda kaldığını, kaza sonrasında 10.000,00 TL değerindeki 4 adet büyükbaş hayvanları 6-7.000,00 TL’ye satmak zorunda kaldığını, 4 ay boyunca ayağa kalkamadığı gibi beyne pıhtı atma tehlikesi yaşadığını ve beyne pıhtı atmaması için her ay göbeğinden iğne olmak zorunda kaldığını, davacı müvekkilinin aynı zamanda 10.000,00 metrekare olan tarladaki yemişlerini de toplayamadığını ve 3. Kişilere toplatmak zorunda kaldığını, aynı zamanda zeytin bahçesi ile ilgili tüm bakım ve toplama işi dahil (traktör kullanımı,zeytinlerin yemişlerin toplanması ve .vs.) bu nedenle de tazminat taleplerinin mevcut olduğunu, gerçekleşen vahim kazada eşini kaybeden ve bunun ağır acısını yaşayan müvekkilinin bir yandan da kendi sağlığı için mücadele verdiğini, yine müteveffanın çocukları olan diğer davacı müvekkiller babalarını kaybetmenin acısı bir yana aynı süreçte annelerinin sağlığına kavuşması için mücadele verdiklerini, hala daha eski sağlığına kavuşamayan müvekkili …’nın bakıma muhtaç bir vaziyette olduğunu, tedavisi devam eden …’nın çalışmasının mümkün olmayıp maddi olarak zor durumda kaldığını, eşini kaybeden ve kendisi de ağır şekilde yaralanan müvekkili … ile çoçukları davacı müvekkillerinin kaza sonrası psikolojik olarak çok fazla sarsıntı yaşadıklarını, dava konusu kazanın tamamen davalı sürücünün ağır kusuru ile meydana gelmiş olup müvekkillerinin kusursuz olduğu ve kazayı etkileyebilecek başkaca bir unsur bulunmadığı ortada olduğunu, kaza sonucu meydana gelen zararların karşılanabilmesi için zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak; Ödemiş Arabuluculuk Bürosu’nun … esaslı dosyası çerçevesinde arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek bilirkişi incelemesi sonucu arttırma hakları saklı kalmak üzere bu aşamada; davacı müvekkil … için 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek bankalara uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılar …, … ve … Sigorta’dan müştereken-müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, (müvekkilin tedavisi henüz sona ermediğinden maluliyeti hesaplanılamadığından iş bu dava maddi tazminat bakımından belirsiz alacak davası şeklinde açılmıştır.) davacı müvekkili … için 300.000,00 TL, davacı müvekkili … için 150.000,00 TL, davacı müvekkili … için 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’ten müştereken-müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın, Başvuru Şartını yerine getirmeksizin bu davayı açtığından davanın usulden reddinin gerektiğini, her durumda sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasına, her durumda tazminat hesabının ZMS Sigortası Genel Şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, tazminat hesaplaması yapılması ihtimalinde somut olayda davacının müterafik kusuru olduğundan hesaplanan tazminat miktarından indirim yapılmasını, teminat kapsamında bulunmayan taleplerin her durumda reddini, her durumda muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini savunmuştur.
Yargılamanın devamı sırasında Ödemiş ….ASHM’nin 07/09/2021 tarihli … Esas-… karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir ATM’nin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi ATM’ne devredilmesine/gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/790 Esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın davalılar arasında KTK ZMM sigortacısının da yer aldığı tazminat davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Ödemiş ….ASHM’nin ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Ödemiş …. ASHM’ne gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6 Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.05/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır