Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/764 E. 2022/720 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/764 Esas
KARAR NO : 2022/720

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2015
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından Mahkememizin … esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekki ile davalı arasında 05/06/2014 tarihli götürü protokolü ve 13/06/2014 tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşme gereği müvekkilinin 12 adet villanın adetini 27.300-TL (artı KDV)’den “tüm sıva, ahşap, şap, fayans, seramik ve dış boya işlerini” yapmayı üstlendiğini ve müvekkilinin tüm işleri %95 bitirme seviyesine geldiğini, davalı ile olan sözleşme gereği yapılmış tüm işin bedelinin 327.600-TL ve 26.826-TL ekstra imalat bedeli ile birlikte toplam 354.426-TL olduğunun davalının bilgisi ve kabulünde olduğunu, davalıya 30/12/2014 tarihinde gönderilen fatura ekli ihtarnamenin ticari bir ilişkinin bulunmadığı gerekçesi ile iade edildiğini, davalı tarafından şu ana kadar 231.433-TL ödeme yapıldığını, eksik kalan %5 iş bedeli olan 16.380-TL düşüldüğünde yapılan Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Aralık 2014 üretim hak edişleri karşılığı müvekkil şirketin 106.613-TL alacağı bulunduğunu, belirtilen nedenle eksik kalan işin imalat bedeli düşülerek davalıya ihtarname ile 4579 numaralı 338.046-TL asıl alacak+KDV faturası gönderildiğini, ancak faturanun iade edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 106.613-TL asıl alacak bakiyesi ile artı KDV bedeli toplamının ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile özetle; davacı ile müvekkil arasında dava dilekçesinde iddia edildiği gibi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, adı geçen 05/06/2014 tarihli götürü fiyat protokolü altındaki imzanını müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını ancak yapılan protokolün altındaki imzanın müvekkil şirketin bir çalışanına ait olduğunu sonradan öğrendiklerini fakat bu çalışanın müvekkil şirketi borçlandırıcı bir sözleşme yapmaya yetkisinin bulunmadığını, müvekkil şirkete gönderilen faturanın süresi içerisinde iade edildiğini ve davacı tarafça yapılan bir hizmet veya mal teslimi olmadığından hakediş düzenlenmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce yukarıda belirtilen esas sırası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 02/10/2018 tarih ve ….. karar sayılı ilam ile “davanın kısmen kabulü ile 86.994,04 TL’nin 05/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklindeki hükme karşı taraf vekillerince dosyanın istinafı üzerine İzmir BAM 22 HD’nin 18/10/2021 tarihli, … esas ve … karar sayılı ilam ile verilen hükmün kaldırıldığı ve kaldırma kararına göre işlem yapılmasına yönelik Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildiği görülmüştür.
DELİLLER:
Güzelbahçe Belediye Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabı, SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı, Bozma öncesi dinlenen tanık beyanları, bozma öncesi mahallinde yapılan keşif neticesi alınan heyet raporu ve ek rapor ile yine bozma öncesi alınan raporlar ve bozma sonrası İzmir 35. Noterlik müzekkere cevabı , davalı şirket temsilcisinin yemin kapsamında alınan beyanı dosya arasındadır.
Her ne kadar bozma öncesi gerek keşif sırasında gerekse doğrudan duruşmada taraf tanıklarının beyanları alınmış ise de istinaf kaldırma ilamı göz önüne alınarak yapılan yargılama neticesinde elde edilen deliller uyarınca sözleşmesel ilişki davalı yanca inkar edildiğinden ve bu kapsamda değerlendirme yapılması gerektiğinden yeniden tanık beyanlarının iş bu gerekçeli karara aynen geçirilmesine gerek olmadan delillerin değerlendirilmesi aşamasında tanık ifadeleri yönünden bir inceleme yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bozma kapsamı neticesinde Mahkememizce İzmir 35. Noterliğe yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı ile birlikte sunulan belgenin incelenmesi neticesinde …’a usulüne uygun olarak borçlandırıcı yetki verilmediği kanaati ile davacı yana yemin delili hatırlatılmış sunulan yemin metni davalının yetkili temsilcisi olan İlham Nasırova teslim edilerek yemin konusunda beyanı alınmakla yeminde ısrarcı olup olmadığı sorulmuş buna dair alınan beyan duruşma zaptına yansıtılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; taraflar arasında 05/06/2014 ve13/06/2014 tarihli sözleşmeler gereği davalıya ait 12 adet villa inşaatının iç ve dış sıva, şap, seramik ve boya işlerinin götürü bedel üzerinden yapılmasına dair ticari ilişkinin kurulup kurulmadığı, dava dışı …’ın söz konusu sözleşmelerin davalının vekili sıfatıyla imzalanıp imzalanmadığına yönelik yetkisinin bulunup bulunmadığı, bu kapsamda sözleşmenin davalı açısından bağlayıcı olup olmadığı, davalının davacı ile bahse konu sözleşmeler çerçevesinde ilişkisinin olduğunun anlaşılması halinde tarafların edim yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davacının davalıya ilave iş yapıp yapmadığı hususlarına yönelik yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline dair dava olduğu anlaşılmıştır.
İddia olunan sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarih ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmakla bu kapsamda eser sözleşmesinin karşılıklı edim içeren bir sözleşme olduğu, yüklenicinin edimini eseri meydana getirerek iş sahibine teslimi içerdiği, iş sahibinin edimini ise teslim edilen eser bedelinin ödemesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de, davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Yukarıda bahse konu sözleşmelerde ve ayrıca kazandırılan hak ediş belgelerinde davalı adına imza atanın şantiye şefi … olduğu ve davalı tarafça adı geçen İlyas’a bir kısım işlerin şirket adına yapılması ve takip yönünden bahse konu vekaletnamenin verildiği hususları göz önüne alındığında İlyas’ın davalı tarafı borçlandırmaya ve şirket adına sözleşme yapma yetkisine sahip olup olmadığı bakımından konunun öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla bu kapsamda bahse konu noterliğin 25/02/2014 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletname içeriğinin incelenmesi neticesinde davalı tarafça …’a şirketi borçlandırmaya ve şirket adına sözleşme yapma yetkisi verilmediği, söz konusu işlerdeki muhataplığın bizzat davalının aksine …’a ait olduğu, buradan hareketle davacının söz konusu sözleşmeler kapsamında akdi ilişkiyi ispatlamasının gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki kanaat ve istinaf ilamı kapsamında Mahkememiz davacısına yemin delili hatırlatılmakla davacı yanca hazırlanan yemin metinin dosyaya sunulduğu, davalı yan yetkili temsilcisinden yemin metinine ilişkin alınan beyanda aynen ” …’ın tarafımca şirketi hak ve borç altına sokabilecek şekilde yetkilendirilmediğine, sahibi ve yetkilisi olduğum şirketime temsil ve ilzama yetkili olmadığına, …’ın şantiyede yapmış olduğu tüm iş ve işlemlerden haberdar olmadığına, …’ın talimatlarım doğrultusunda rızam ile vekilim gibi hareket etmediğine, bu hususta İzmir 35. Noterliği’nin 25/02/2014 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletname içeriği gereği …’a şirketi borçlandırmaya ve şirket adına sözleşme yapma yetkisi vermediğime ve davalı ile verilen yetki çerçevesinde dosya kapsamındaki 05/06/2014 ve 13/06/2014 tarihli sözleşmeler ve ayrıca hak ediş belgelerine bilgim dahilinde … tarafından imza atılmadığına ve davacı taraf ile eser sözleşmesi kapsamında hukuki ilişkinin bulunmadığına dair tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun cevap verdiğime ve hiçbir şey saklamadığıma dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklinde beyanda bulunduğu, yeminde ısrarcı olduğuna dair sorulan soru üzerine ısrarcı olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her ne kadar yukarıda belirtilen gerekçeler ile davalı aleyhine iş bu eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davası açılmış ise de davalı yanın sözleşmesel ilişkiyi inkar ettiği, söz konusu sözleşmelerin … tarafından imzalandığının anlaşılması ve ayrıca davalı tarafça adı geçen İlyas’a İzmir 35. Noterliği’nin 25/02/2012 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalı adına bir takım işlerin yapılması ve takibi yönünden yetki verildiği görüldüğünden istinaf ilamı kapsamında adı geçen noterlik belgesinin aslının dosyamız arasına alınması ile yapılan incelemesinde davalı tarafından şantiye şefi …’a verilen vekaletnamedeki yetkilerin davalı şirketi somut olaya konu 05/06/2014 ve 13/06/2014 tarihli eser sözleşmeleri ve ayrıca hak ediş belgeleri kapsamında borçlandırmaya ve şirket adına sözleşme yapma yetkisinin verilmediği, İlyas’ın davalıyı temsilen iş bu sözleşmeyi imzalamadığı söz konusu imzadan bizzat ve sadece …’ın sorumlu olduğu kanaatine varılmakla birlikte ticari ilişkinin ispatı bakımından davacı tarafça başka nitelikte bir yazılı delilin de sunulmadığı ve ayrıca yine istinaf ilamı kapsamında yapılan incelemede bozma öncesi davalı vekilince davacının tanık dinletme isteğine muvafakat verilmediği görülmekle davacıya yemin delili hatırlatılmış, başvurduğunun ve buna dair sunulan yemin metini içeriğinin davalının yetkilisi olduğu anlaşılan İlham Nasırov tarafından yukarıda belirtilen beyandan da anlaşılacağı üzere reddedildiği anlaşılmakla davaya dayanak sözleşme ve hak ediş belgelerine göre davalı ile kurulduğu belirtilen eser sözleşmesine yönelik hukuki ilişkinin varlığının davacı tarafça kanıtlanamadığı göz önüne alındığında davalı yanın savunmasının yerinde olduğu, bu nedenle her ne kadar istinaf kaldırma ilamı öncesinde taraf tanıklarının beyanları alınmış ise de davacı yanca tanık beyanlarından görüleceği üzere yapıldığı belirtilen işlerden kaynaklı davalının sorumluluğunu kanıtlayamadığı dolayısıyla tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı gibi yine istinaf ilamı öncesinde dosyaya gerek sektör gerekse mali müşavir bilirkişi tarafından kök ve ek raporlar kazandırılmış ise de ispatlanamayan hukuki ilişki gereği yapıldığı belirtilen işlere yönelik raporların da hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla açılı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL harcın evvelce alınan 1.820,69 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 1.739,99 TL harcın istem halinde DAVACI TARAFA İADESİNE,
3- Bozma öncesi verilen hükmün tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuna karar verilen 80,70 TL harç ile 27,70 TL başvuru harcının, 195,40 TL peşin harcın ve davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan 2.874,00 TL (bozma öncesi ve bozma sonrası olmak üzere) yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 238,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5. Maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 115,90 TL’nin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, arta kalan 134,10 TL avansın 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5. Maddesi uyarınca DAVALI TARAFA İADESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 16.991,95 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- İzmir 35. Noterliği’nin 25/02/2014 tarih … yevmiye sayılı vekaletname aslının Mahkememiz emanet kasasında saklanması ile kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Noterliğe İADESİNE,
8- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza