Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2021/845 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/730 Esas
KARAR NO : 2021/845

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan alacak davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin … esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Ödemiş …. Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle: davacı müvekkillerinden …’ün eşi küçük …’ın babası olan …’nın 26/07/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın kullandığı … plakalı motosiklete davalılardan … tarafından kullanılmakta olan … plakalı aracın tamamen şerit ihlali yaparak karşı şeride geçmesi ve çarpması sonucu meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağında davalı … ‘in tam ve asli kusurlu olduğunu, soruşturmanın halen Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile devam ettiğini, davacılardan … ve … de mütevveffanın anne ve babasının olduğunu, davacıların desteğini müteveffa …’ın sağlığında … isimli bir firmada işçi olarak çalıştığını, yaklaşık 3.000,00-TL aylık ücret aldığını, davalılardan …’in bizzat haksız fiili iki eden sıfatı ile aynı zamanda kazaya karışan … plakalı aracın ruhsat sahibi işleteni olması sebebiyle oluşan zararlardan sorumlu olduğunu, davalı … şirketine 08/08/2018 tarihinde dilekçe ile başvuruda bulunduğunu, davalı şirkete 14/08/2018 tarihinde dosya açıldığını, yapılan inceleme ve hesaplama sonrasında … için 18/09/2018 tarihinde 241.848,00-TL ödendiğini, sonrasında diğer davacılar … ve …ye için de yapılan başvuru neticesinde 18/10/2018 tarihinde 118.152,37-TL ödeme yapıldığını, bu nedenden dolayı bu davacılar bakımından maddi tazminat taleplerin olmadığını, davacılarının tamamının hiç beklemedikleri anda hayattaki dayanakları elim bir kaza sonucunda müteveffanın hiç bir kusur olmayan bir kaza sonunda kaybettiklerini, bu nedenle büyük bir acı ve ızdırap yaşadıklarını ve manevi anlamda yıkıma uğradıklarını, bu itibarla hiç bir şekilde karşılığı olmamakla birlikte davacılardan eş … için 60.000,00-TL, davacı baba … için 50.000,00-TL ve davacı anne … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminat taleplerinin olduğunu ve yargılama giderleri vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. Sigorta vekili Av….’un cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı trafik sigorta poliçesi ile 30/12/2017-2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azamı sorumluluk limitinin kaza tarihinde 360.000,00-TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye ve müstenit müşterek ve müteselsil sorumluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, masraf ve vekalet ücreti sorumluluğunun da bu miktara isabet eden oranda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, davalı müvekkil sigorta şirketi nezdinde acılan … nolu hasar dosyasından 18/10/2018 tarihinde 118.152,37-TL tazminat ödenmesi, 18/09/2018 tarihinde ise 241.847,63-TL tazminat ödemesinin … hesabına yapıldığını, poliçe teminatının tamamının ödendiğini, davalı müvekkil sigorta şirketinin azami sorumluluk limitinin poliçe limiti olup davanın konusuz kaldığını ve yükümlüklerini yerine getiren müvekkil sigorta şirketi açısından davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı … vekili Av. … cevap dilekçesinde özetle; davacıların tazminat istemlerinin haksız ve yersiz olduğunu, davacıların dava dilekçesinde davalının şerit ihlali sebebi ile kazanın gerçekleştiğini ve meydana gelen kaza tarihi ile davalının tam ve asli kusurlu olduğunu kaza yeri tutanağında bu hususların bu şekilde kayıtlı olduğunu belirttiğini ancak kazaya ilişkin Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … soruşturma sayılı dosyası kapsamında soruşturmanın halen devam etmekte olduğunu ve henüz dava açılmadığını ve ortada kusur durumuna ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde verilmiş herhangi bir karar olmadığını, ayrıca şerit ihlaline aykırı olarak hareket eden müvekkili olmadığını mütevvaffanın kendisinin olduğunu, davacıların müteveffa …’nın ölümü nedeniyle davalı müvekkile ait sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu ve meydana gelen olayda müteveffanın kusurlu bulunmasına rağmen sigorta şirketinden tazminat aldıklarını, davacıların hiçbir kusur olmayan davalı müvekkilinden manevi tazminat isteme haklarının olmadığını, kesinle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için aksi düşünülse dahi, davalı müvekkilin gelir durumunun ve kusurunun bulunmadığı olay neticesinde istenilen tazminat miktarının haksız ve çok yüksek olduğu için açılan davanın reddi ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Ödemiş ….Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 14/09/20121 tarih ve … Esas, … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile Ödemiş Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin Ticaret Mahkemesi sıfatının kaldırılması nedeniyle iş bu dava tarihi itibariyle mahkememizin bu dosyaya bakmakla görevli olmadığı anlaşılmakla dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/730 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın tazminat davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Ödemiş …. Asliye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını devir kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye devir kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Devir kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu kararın da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği hususu da dikkate alındığında yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Devir kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye devir kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin devir kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla devir kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve devir kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye devir kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup.Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.26/10/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.