Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/716 E. 2021/801 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/716 Esas
KARAR NO : 2021/801

DAVA TARİHİ : 05/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.09.2021 tarihli, …/… Esas …/… Karar sayılı gönderme kararı üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde, Müvekkilinin, davalı (borçlu) dan olan alacağının tahsili için 05.08.2019 tarihinde Bergama İcra müdürlüğü …/… esas sayılı dosya ile takibe başladığını, müvekkilinin davalının arkadaşı olması nedeniyle bu güne kadar beklediğini ancak verdiği borç parayı da bir türlü geri alamadığını, söz konusu ödeme emri 03.09.2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalıda süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu belirterek davalı borçlunun haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazının iptalina takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde, açılan itirazın iptali davası haksız olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkememiz dosyasına esas teşkil eden Bergama İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan senet 3 yıllık sürede takibe konu edilmediğinden zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğramış bulunan senede dayanılarak Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibi yapılamayacağı gibi TTK. kapsamında soyut borç ikrarını içeren bir belge özelliği de yitirilduğunu, şu halde takibe dayanak yapılan senet adi yazılı bir belge olup, soyut borç ikrarını içermemediğini, davacı alacaklının senedin altında yatan gerçek borç ilişkisini ispatlamakla mükellef olduğunu, diğer taraftan, açıkça görüleceği üzere davacı dava dilekçesinde takibe dayanak yapılan senedin “bir borç para verme ilişkisinden” doğduğunu iddia ettiğini, ancak takibe dayanak yapılan ve adi yazılı belge konumunda bulunan senet üzerinde “malen” kaydı bulunmadığını, yani bir mal alışverişi nedeniyle borcun mevcut bulunduğu belirtildiğini, davacı kendi içerisinde çelişki içerisinde olduğunu, davacı senedin üzerinde yazılı bulunan “malen” ibaresinin aksine olacak şekilde bambaşka ve yeni bir iddia ortaya atmıştır. Şu halde davacı alacaklının, müvekkilime borç para verdiğine ilişkin iddiasının yazılı belge ile ispatlanması zorunlu olduğu gibi bu konuda sadece tanık anlatımı ile sonuca gidilmesi de mümkün bulunmadığını, davacı tarafın müvekkilime borç para verildiğine ilişkin bugüne kadar mahkemeniz dosyasına veya icra takibine konu edilen herhangi bir yazılı belge bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektini beyan etmiştir.
Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’nin 28/09/2021 tarihli, …/… Esas …/… Karar sayılı gönderme kararı üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi:
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/716 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Her ne kadar gönderme kararı veren mahkemece davanın ticari dava olduğu nitelendirilmekte ise de itirazın iptaline esas teşkil eden Bergama icra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının ilamsız icra takibi olduğu, taraf beyanlarından bu takibin 26/02/2016 vade tarihli bonodan kaynaklandığı, takip tarihinin 05/08/2019 olduğu, vade tarihinden itibaren 3 yıllık bir sürenin geçtiği, dolayısıyla bononun esasen zaman aşımına uğradığı, bu kapsamda adi yazılı belge olarak değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle her iki taraf yönünden de tacir araştırmasının yapılmadığı, bu kapsamda uyuşmazlığa esas dava dosyasına göre ortada mutlak nitelikte bir ticari dava olmadığı gibi halihazırda nispi nitelikte bir ticari dava olup olmadığının da belli olmadığı hususu tespit edilmiştir. Ancak Bergama … ASHM’nin işbu uyuşmazlık konusu hususu görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi ve 23 Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında somut uyuşmazlık yönünden halihazırda tacir araştırma dahi yapılmadığı anlaşılmakla işbu uyuşmazlık açısından tacir araştırması yapılıp ticari dava olduğunun anlaşılması halinde yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde mahkememizin görevsiz olduğu gibi tacir araştırması yapıldıktan sonra ortada nispi nitelikte bir ticari dava olmadığı kanaatine varılması halinde de Mahkememizin görevsiz olacağı ve ancak halihazırdaki durumun gönderme kararı yönünden değerlendirilmesi gerektiği dolayısıyla bu tespitlerin gönderme kararı veren mahkemece yapılması gerekmesine rağmen yapılmadan doğrudan gönderme kararıyla mahkememize geldiği anlaşılan işbu uyuşmazlık yönünden Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Bergama … ASHM’ne gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6 Hukuk Dairesine tevdine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.15/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)