Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/7 E. 2021/208 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/7 Esas
KARAR NO : 2021/208

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalıdan elektrik enerjisi almaya başladığını elektirik enerjisi almaya başladığı tarihten bu yana ne faaliyet alanının ne de tüketim miktarının değişmediğini, aylık ortalama 3.000-4000-TL civarında elektrik faturası ödemekteyken, 27/11/2017 tarih ve … sayılı ek tüketim faturasının gönderilerek trafosunun oranının 150/5 olması gerekirken kayıtlara 50/5 olarak işlendiğini, bu nedenle eksik tüketim tahakkuk ettirildiğini ve yeniden yapılan hesaplama sonucu 86.302,30-TL ek tüketim faturasının ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin bu faturaya yapmış olduğu itirazının sonuçsuz kaldığını, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin mevzuat incelendiğinde meydana gelen yanlış işlemde müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, gerek mevzuat hükümlerine göre gerekse Yargıtay kararlarına göre eksik fatura düzenlenmesinde davalının müteferik kusurunun bulunduğunu, bu nedenle hatalı fatura düzenlenmesinde ve hatalı tüketim tahakkuk ettirilmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığından müvekkilinin elektriklerinin kesilmemesi için ödemek zorunda kaldığı 86.235-TLlik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödemiş oldukları bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin tabi olduğu mevzuata göre gerekli tahakkuk işleminin yapılmış olduğunu, davacının olayda müvekkilinin de kusuru olduğu yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini, müterafık kusurun asıl alacak ile ilgili olarak uygulanmadığını, sadece asıl alacağa uygulanan ferilerine ilişkin olarak müterafik iddiasında bulunabilineceğini, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce davacının yapmış olduğu ödemeye ait makbuz, ödemeye esas davalı tarafından düzenlenen fatura, davacının faturaya yapmış olduğu itiraza ilişkin belgeler, davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesi ve ekleri dosyamız arasına alınarak, mahallinde refakate elektrik mühendisi bilirkişisi alınarak keşif icra edilmiş, bilirkişi 03/01/2018 tarihli raporunda özetle; Davacının elektrik piyasası tüketici piyasası yönetmeliğinin faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti başlıklı 13. Maddesine göre “Bu madde kapsamındaki hatalar sayacın hatalı okunması, yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır.” Hükmünden hareketle tedarikçi davalının hatalı tespitinin bulunması ve bu durumun kendisi aleyhine olması durumunda tüketim miktarında esas alınacak süre 12 ay olduğu ve 12 aylık sürenin hesaplanması soruncu davalının talep edebileceği elektrik fatura tutarının 53.147,77 TL olduğu fazladan alınan 33.087,23 TL nin iadesi gerektiği” yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizin 26/02/2019 tarihli …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile “Davanın kısmen kabulüne; Davacının 30/04/2018 tarihli …. numaralı faturanın 33.087,23-TL’lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kaldığı 33.087,23-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” dair karar verildiği, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir BAM …HD’nin 30/12/2020 tarihli …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece gerekli incelemeler yapılarak ve bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş ise de rapor teknik inceleme yönünden yeterli olmakla birlikte kişisel yorumuyla müterafik kusur indirimi yapılamayacağını belirtmiş ve mahkemece bu görüş benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı kurum tarafından çarpan farkının yanlış uygulanması nedeniyle ek fatura düzenlenerek ödeme yapılmasının istendiği anlaşılmaktadır. Davalının yanlış çarpan uygulamasında davacının herhangi bir kusuru bulunmayıp bütün kusur ve sorumluluk davalıya ait bulunmaktadır. Bu durumda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin uygulamalarında da belirtildiği üzere davalının müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece hükmedilen miktar davalının müterafik kusuru dikkate alınmaksızın belirlenen bedel olduğundan belirlenen bu bedel üzerinden davalının müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2 maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK.nun 114/2 maddesi delaletiyle 52. Maddesi) takdir ve tayin olunacak oranda müterafik kusur indirimi yapılarak yeniden karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile mahkememizin 26/02/2019 tarihli …. Esas … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, içtihat gereğince müterafik kusur indirimi yapılarak yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiş, mahkememize gönderilen dosyanın mahkememizin …. Esasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalı tarafından hatalı çarpan sebebi ile tahakkuk edilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespitine ve ödenen bedelin istirdatına yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davalı şirket tarafından ölçü sistemindeki akım trafoları 150/5 amper özelliğinde olduğu, buna bağlı olarak sayaç çarpanının (30) olarak alınması gerekirken bilgisayar sisteminin sayaç çarpmanını 10 olarak kaydedildiği ve sayacın kaydettiği tüketim değerleri faturalandırma aşamasında (30) kat sayısı ile çarpılması gerekirken (10) katsayısı ile çarpılması sebebiyle davacıya eksik tüketimin fatura edildiği, davalı şirket tarafından davacıya tahakkuk ettirilmesi gereken fark faturasının 53.147,77 TL olması gerektiği, davalı idarenin, kendisine düşen görevi yerine getirmesi sırasında kendi menfaatleri korumak için gerekli özeni göstermediği ve zararın artmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, TBKnun 114/2 maddesi yollamasıyla sözleşme ilişkilerinde uygulanması gereken TBKnun 52.maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu, (HGKnun 22/05/2012 günlü ve 2002/19-340 Esas 2002/420 Karar) davalı tarafından çarpan farkının yanlış uygulanması hususunda davacının kusuru olmadığı, müterafik kusur sebebiyle %50 oranında kusur indirimi yapılması gerektiği, buna göre davacının 26.573,88 TL fatura bedelinden sorumlu olduğu, davacının 30/04/2018 tarihli 86.235,00 TL bedelli faturanın 59.661,12 TL sinden sorumlu olmadığı, davacının ödemek zorunda kaldığı bu bedelin davalıdan iadesini isteyebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacının 30/04/2018 tarih ve … numaralı faturadan 59.661,12 TL borçlu olmadığının tespiti ile davacının ödemek zorunda kaldığı 59.661,12 TLnin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 4.075,45-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 1.472,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.602,77-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 1.472,68-TL peşin harç ile 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.508,58-TL yargılama harç giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 400,00-TL bilirkişi ücreti gideri ile 553,80-TL keşif gideri ve 310,00-TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 1.263,80-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 874,29-TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada posta-tebligat gideri olarak yapılan toplam 52,50-TL yargılama giderinin davanın red edilen kısmına göre 16,18-TLsinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 8.555,95-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı d kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır