Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/699 E. 2022/323 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/699
KARAR NO : 2022/323

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ile …’nın oğlu diğer müvekkillerinin kardeşi olan …’nın 08.05.2016 tarihinde, davalı …’ın yönetimindeki, davalı …’a ait … plakalı araç ile Akhisar istikametindenden gelip karayolunu takiben Zeytinliova Mahallesi istikametine seyir halinde iken Zeytinliova Mahallesi istikametinden gelip Akhisar İlçesi istikametine seyir eden sürücü …’nın idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucunda vefat ettiğini, meydana gelen ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, vefat eden …’nun kusurunun bulunmadığını, bu hususun Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında alınan 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporu, 27.07.2016 tarihli Adli Tıp raporu ve 09.01.2017 tarihli bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, müteveffanın ölmeden evvel babası ve annesi ile aynı evde ikamet ettiğini ve ailesinin geçimini sağladığını, kardeşlerinin de geçinmelerine yardımcı olduğunu, müteveffanın başarılı bir inşaat mühendisi olduğunu, kendisine ait şirketi olduğunu, 30 yaşında iken vefat eden …’nın ölümü ile davacıların büyük acı ve kedere boğulduklarını, yaşama sevinçlerini kaybettiklerini, davacıların bu manevi ıstırabı hayat boyu çekeceklerini, ayrıca …’nın ölümü ile davacıların maddi olarak da destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 5.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, … için 5.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, … için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 315.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketi maddi tazminat yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ile … vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; öncelikle mahkememizin yetkisine itiraz ettiklerini, davalıların adreslerinin Akhisar olduğunu ileri sürerek, dosyanın yetkili Akhisar Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, esasa ilişkin olarak da, dava konusu trafik kazasında davalı …’ın kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, kaza ile ilgili Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını ve karar verildiğini, ancak karar ile ilgili istinaf yoluna başvurduklarını, kararın henüz kesinleşmediğini, zira alınan raporlarda müteveffanın kullandığı motorun hızı ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadığını, motorun hızının yasal sınırların üzerinde olduğunu, destekten yoksun kalınan zararın müteveffanın gelirine göre değil, yoksun kalınan destek kadar olduğunu, müteveffanın şirket sahibi olduğunun belirtildiğini, bu nedenle gelirinin belirlenmesi gerektiğini, bir kimsenin başkalarının desteği sayılabilmesi için fiili bakım ilişkisinin arandığını, destekten yoksun kalma tazminatı istenen kardeşlerden evli olanlar için müteveffanın desteğine ihtiyaçları bulunmadığını, bu itibarla kardeşler için destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini kabul etmediklerini, anne ve babaya ilişkin maddi tazminat hesabında da müteveffanın kusuru, tek çocuk olmaması, vb. durumların değerlendirilmesi gerektiğini, bununla birlikte istenen manevi tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, davalı …’nın yaşamını pazarcılık ve kısmen de çiftçilik ile sürdürdüğünü, halen annesine ait evde birlikte oturduklarını, diğer davalı …’in ise 23 yaşında olduğunu ve 2017 yılının Mayıs ayında askere gideceğini, yakın zamanda gündelik ve süreksiz işlerde çalıştığını şu an itibarı ile herhangi bir işte çalışmadığını, ayrıca anne ve baba için tespit edilecek destekten yoksun kalma tazminatı hesabında poliçeye istinaden sigortadan aldıkları tazminat tutarları ile bağlanmış ise peşin sermaye değerinin mahsubunun gerektiğini ileri sürerek davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davacıların maddi zararını kanıtlaması gerektiğini, SGK’dan ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, murisin mesleği, vefattan önceki ve sonraki gelir dukrumu ve tazminata etki edecek diğer faktörler belirlenerek bilirkişi raporu alınması gerektiğini, teminatın tek olduğunu, hasar görenlerin birden fazla olduğunu teminatın paylaştırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili sigorta şirketinin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacıların nüfus kaydı alınmış, ceza dosyası değerlendirilmiş, kazaya karışan araçların trafik kayıtları alınmış, gerçek şahıs tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, poliçe örneği, hasar dosyası getirtilmiş, bilirkişi görüşüne başvurulmuştur.
Davalı … ve … vekili tarafından süresinde yetki itirazında bulunulmuş ise de, … Sigorta A.Ş.’nin 10/07/2017 tarihli yazısı ekinde İzmir’de bulunan Bölge Müdürlüklerinin 2012 yılında alınan kararla İzmir Satış Direktörlüğü olarak değiştirildiği ve poliçe satış faaliyeti gösterdiği bildirilmekte ise de, dilekçe ekinde sunulan yönetim kurulu kararından şirketin tüm bölge teşkilatının isminin satış direktörlüğü şeklinde değiştirildiği, dolayısıyla bu yapılanmanın esasında bölge teşkilatı olduğu, Yargıtay yerleşik kararlarına ve 2918 sayılı yasanın 110.maddesine göre davalı sigortanın İzmir’de bölge teşkilatı bulunduğundan mahkememiz yetkili olmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinden, kazanın 08.05.2016 tarihinde meydana geldiği, kaza yerinin Akhisar İlçesi, Zeytinliova Mahallesi olduğu, … plakalı aracın sürücüsünün …, malikinin … olduğu, … plakalı motosikletin sürücüsü ve malikinin … olduğu belirlenmiştir.
Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosya örneğinin incelenmesinden, 08.05.2016 tarihinde meydana gelen ve …’nın ölümü ile sonuçlanan kaza nedeni ile 19.06.2016 tarihinde taksirle ölüme neden olma suçunu işlediği iddiası ile … hakkında dava açıldığı, …’nın davaya katıldığı, yargılama sırasında, bilirkişi tarafından düzenlenerek 09.01.2017 tarihinde verilen raporda … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ın asli kusurlu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’nın ise kusurunun olmadığının belirtildiği, yapılan yargılama sonunda 14.02.2017 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Dosyaya davalı sigorta şirketi tarafından sunulan poliçenin incelenmesinden, … plakalı aracın 15.05.2015-15.05.2016 dönemine ait, kaza tarihi itibarı ile davalı sigorta şirketi nezdinde KTK ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, kişi başı ölüm teminat limitinin 290.000,00 TL olup, maddi hasarda araç başına teminat limitinin 29.000,00 TL olduğu saptanmıştır.
Dava konusu araçların alınan trafik kayıtlarının incelenmesinden, … plakalı aracın …’ya ait olduğu, … plakalı aracın kaza tarihi olan 08.05.2016 tarihi itibarı ile … adına kayıtlı olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
SGK İl Müdürlüğünün 24.04.2017 tarihli cevabı yazısında, …’nın mirasçılarına herhangi bir gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Dava dilekçesinde müteveffanın kendine ait şirketi olduğu bildirildiğinden, Akhisar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen 28.07.2017 tarihli cevabi yazı ile … Yapı İnşaat Taah. Elektrik Taş. Gıda San. Ve Tic. Ltd.Şti.’nin kurucu ortağının … olduğu, 08.05.2016 tarihinde vefat etmesi ile 50 adet hissesinin …’ya 50 adet hissesinin …’ya devir olduğu bildirilmiştir.
Kusur ve maddi tazminat miktarlarının belirlenmesi için bilirkişiler …, … ve …’dan alınan 24.01.2018 havale tarihli raporda, davalı sürücü …’ın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’nın kusursuz olduğu, bilirkişi heyeti tarafından iki türlü hesaplama yapılmış olup, yapılan hesaplama sonucunda PMF Yaşam Tablosuna göre davacı anne için 96.237,26 TL, davacı baba için 138.800,09 TL olmak üzere toplam 235.037,35 TL destekten yoksun kalma zararlarının bulunduğu, TRH 2010 Yaşam Tablosu-1,8 teknik faiz kullanılarak “devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemine göre yapılan hesaplamada; davacı anne için 103.702,75 TL, davacı baba için 115.977,23 TL olmak üzere toplam 219.679,98 TL DYK zararının hesaplandığı, her iki hesaplamada da miktarların poliçe teminat sınırları içinde kaldığı, davalı araç sahibi ile sürücüsünün kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin ise kendisine başvuru yapılan 10.06.2016 tarihine 8 iş günü ilavesi ile 22.06.2016 tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olacağının, ölen kişinin davacı kardeşlerinin yaşları, evli olmaları, gelirlerinin bulunması ve çalışmalarına engel sağlık sorunlarının da olmaması nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilme koşullarının oluşmadığını belirtmişlerdir.
Davacılar vekili 13.02.2018 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporunda belirlenen miktar kadar arttırmış ve eksik harcı da tamamlamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı …’ın maliki olduğu, davalı sigortaya da ZMMS ile sigortalı olan davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın 08.05.2016 günü saat 15.39 sıralarında Akhisar istikametinden Zeytinliova istikametine seyir halinde iken, 4. Km de seyir istikametine göre sol taraftaki … girmek için sola manevra yaptığı sırada Zeytinliova istikametinden gelen sürücü … idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile otomobilin sağ yan ön çamurluk kısmına çarpması sonucu davacıların murisi …’nın hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce meydana gelen kazada tarafların kusur oranına ilişkin aldırılan 24/01/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda kusura ilişkin belirlemelerin denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiş, ayrıca Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında aldırılan 09.01.2017 tarihli bilirkişi raporunda da; … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ın asli kusurlu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’nın ise kusurunun olmadığının belirtildiği, gerek mahkememizce aldırılan raporda gerekse de ceza dosyasında aldırılan raporda kazanın oluşumunda davacılar murisinin kusurunun olmadığı, davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğu belirlendiğinden mahkememizce de belirtilen raporlara itibar edilerek davalı …’ın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Davacı …’nın ve …’nın, kazada hayatını kaybeden …’nın babası ve annesi, diğer davacılarında kardeşleri olduğu anlaşılmakla davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerine ilişkin olarak mahkememizce aldırılan 24.01.2018 havale tarihli heyet raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiş, bilirkişi raporunda PMF Yaşam Tablosu ve TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 2 türlü hesaplama yapılmıştır.
Burada çözümü gereken husus; bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda hangi hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği hususudur.
Mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararında; davaya konu kaza 08.05.2016 tarihinde olmuş, davaya konu poliçe 15.05.2015-15.05.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir. Yeni genel şartların yürürlük tarihi 01.06.2015 olduğuna göre ve yeni genel şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağına göre; davaya konu poliçe yeni genel şartların yürürlüğünden önce düzenlendiğinden, davaya konu bu kazada uygulanması gereken 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’dır. Dolayısıyla önceki genel şartların yürürlükte olduğu dönemde gerek TBK gerekse de yerleşik Yargıtay kararlarına göre tazminat hesabında uygulanması gereken hesaplama yöntemi PMF Yaşam Tablosuna göre yapıldığından bilirkişi heyetinin PMF Yaşam Tablosuna göre yapmış olduğu hesaplamaya mahkememizce itibar edilerek bu hesaplama mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davalılar … ve … vekilince davanın kısmi dava olarak açıldığı, belirsiz alacak davası olmadığı, ıslah ile arttırılan kısımlar yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyan edilmiş ise de; davanın niteliği gereği belirsiz alacak davası olması nedeniyle dava açılmakla zamanaşımı kesildiğinden zamanaşımı itirazı mahkememizce yerinde bulunmamıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında; mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı ile;
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirme sonunda; davanın kısmen kabulü ile; Davacı baba … için 138.800,09-TL, davacı anne … için 96.237,26-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08.05.2016 tarihinden itibaren (davalı sigorta yönünden 22.06.2016 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, müteveffanın kardeşleri olan diğer davacılar için talep edilen destekten yoksun kalma tazminat talebinin davacı kardeşlerinin yaşları, evli olmaları, gelirlerinin bulunması ve çalışmalarına engel sağlık sorunlarının da olmaması nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilme koşulları oluşmadığından reddine, manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede sonunda; davacı baba ile davacı annenin çocuklarını, diğer davacıların da kardeşlerini kaybetmeleri nedeniyle elem ve ıstırap çekmemelerinin mümkün olmadığı, davalı sürücü …’in meydana gelen kazada % 100 oranda kusurlu olması, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, ölenin yaşı, kaza tarihi dikkate alınarak davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı baba … ve davacı anne … için ayrı ayrı 25.000,00 er TL, davacı kardeşler …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü ile araç malikinden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı … Sigorta AŞ vekilince hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik pay iskonto oranının kullanılması gerektiği yine ölen kişinin vergilendirilmiş gelir olarak asgari ücretin kullanılması gerektiği, destek payları veya destek süreleri konusunda hata yapıldığı gerekçesiyle istinaf edilmiştir. İstinafa cevap veren davacılar vekili istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. Böylelikle mahkememiz kararı … Sigorta AŞ dışındaki diğer taraflarca istinaf edilmemiştir.
İzmir BAM 11.Hukuk Dairesi’nin 04/02/2020 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından aynı gerekçelerle temyiz yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 4 Hukuk Dairesi’nin 21/06/2021 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı ile ” 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalılardan … Sigorta AŞ’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2) Davalılardan … Sigorta AŞ’nin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma talebinde bulunmuştur. Davacıların zararının tespiti amacıyla alınan raporda bilirkişi, muhtemel yaşam sürelerinin belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosuna ve TRH 2010 yaşam tablosuna göre zararı ayrı ayrı hesaplamıştır. Davacılar vekili tarafından PMF yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplama uyarınca dava ıslah edilmiş; mahkemece de PMF yaşam tablosuna göre yapılan hesaba itibar edilmiştir. Gerçek zarar miktarı, davacıların olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli PMF yaşam tablosu esas alınarak belirlenmekte ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla TRH 2010 adı verilen Ulusal Mortalite Tablosu hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesaplama olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün TRH 2010 tablosu esas alınarak belirlenmesinin güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Şu durumda; davacılar … ve … tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alındığında, kazanılmış haklar gözetilerek anılan davacılar yönünden TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenen miktara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle PMF yaşam tablosuna göre belirlenen miktara hükmedilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle BAM 11 Hukuk Dairesi kararı kaldırılarak mahkememiz kararı bozulmuş, … Sigorta AŞ’nin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin söz konusu kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmakla uyulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı karşısında; davacılar … ve … yönünden 24/01/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda ortaya konulan TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 faiz kullanılarak destekten yoksun kalma zarar hesabının dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz kullanılarak devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre davacı anne …’nın destekten yoksun kalma zararının 103.702,75-TL, davacı baba …’nın destekten yoksun kalma zararının 115.977,23-TL olduğu kabul edilmiştir. Mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararında davacılar … ve … için PMF Yaşam Tablosu-Progresif Rant Yöntemi ile yapılan hesaplama dikkate alınarak karar verilmiş ve mahkememizin söz konusu kararı … Sigorta AŞ dışında davacı ve diğer davalılar tarafından istinaf edilmemiş olmakla söz konusu kararın … Sigorta AŞ dışındaki diğer taraflar yönünden kesinleştiği değerlendirilmiştir.
Bu durumda davacı baba …’nın TR2010 yaşam tablosu 1.8 teknik faiz yöntemine göre bilirkişilerce hesaplanan DYK zararı 115.977,23-TL olmakla mahkememizin daha önce PMF yaşam tablosuna göre hesaplanan zarar tutarına göre verilen kararı davalı … Sigorta AŞ dışındaki diğer taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden … Sigorta AŞ’nin sorumluluğu yönünden …’nın DYK tazminat tutarı 115.977,23-TL olarak kabul edilerek davacı …’nın destekten yoksun kalma maddi tazminat taleplerinin davalılar … ve … yönünden kabulüne, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulüne, davacı baba … için 138.800,09-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu tutarın 115.977,23-TL’sinden 22/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, …’nın … Sigorta A.Ş. aleyhindeki fazlaya dair DYK tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı anne …’nın DYK tazminatından … Sigorta AŞ’nin sorumlu olması gereken TRH 2010 yaşam tablosu 1.8 teknik faiz yöntemine göre belirlenen tazminat tutarının 103.702,75-TL olduğu, ancak daha önceki kararımızda 96.237,26-TL’ye hükmedildiği, bu kararın … tarafından istinaf edilmediği, … Sigorta AŞ lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, ancak aleyhine 96.237,26-TL’ye hükmedilebileceği kanaatine varılmakla, davacı anne …’nın DYK maddi tazminat talebinin kabulüne, davacı anne … için 96.237,26-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 22/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı … lehine 96.237,26-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmişse de kısa kararda yazım hatası ile bu tutarın 96.000,00-TL olarak yazıldığı anlaşılmakla, gerekçeli karar yazımı sırasında bu konudaki maddi hata resen düzeltilmiştir.
Mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı … Sigorta AŞ dışındaki davalılar ve davacı tarafından istinaf edilmediğinden Yargıtay 4 Hukuk Dairesince söz konusu kararımız sadece … Sigorta AŞ yönünden kısmen bozulduğundan aşağıda belirtilen hususlarda mahkememizin önceki karar bölümlerinin kesinleştiği kanaatine varılmıştır.
Davacılar …, …, …, …, …’nın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı baba … ve davacı anne … için ayrı ayrı 25.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacılar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’nın destekten yoksun kalma maddi tazminat taleplerinin davalılar … ve … yönünden kabulüne, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulüne, davacı baba … için 138.800,09-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu tutarın 115.977,23-TL’sinden 22/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, …’nın … Sigorta A.Ş. Aleyhindeki fazlaya dair DYK tazminatı talebinin reddine,
-Davacı anne …’nın DYK maddi tazminat talebinin kabulüne, davacı anne … için 96.237,26-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 22/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
-Diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı baba … ve davacı anne … için ayrı ayrı 25.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacılar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin mahkememizin 16.03.2018 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 22.886,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan ve tamamlanan harç olan 1.844,50 TL harcın mahsubu ile kalan 21.041,90 TL harcın davalılardan (davalı sigorta şirketi bu miktarın 13.961,46-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu olmak üzere) müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı baba … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve kabul edilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen ve takdiren 13.854,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak (davalılar … ve …’ın bu tutarın tamamından … Sigorta AŞ’nin ise 12.508,73-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) bu davacıya verilmesine,
-Davacı …’nın … Sigorta yönünden reddedilen DYK tazminat talebi dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve maddi tazminat talebinin reddedilen kısmına göre takdir olunan 5.100,00-TL avukatlık ücretinin davacı …’dan alınarak … Sigorta AŞ’ne verilmesine,
-Davacı anne … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve kabul edilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen ve takdiren 10.448,98-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesine ve davacı kardeşlerin reddedilen maddi tazminat miktarına göre belirlenen 1.000,00-er TL vekalet ücretinin davacı kardeşler …, …, …, … ve …’dan ayrı ayrı alınarak davalılara 1/3 oranında verilmesine dair mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı baba … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesine ve kabul edilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen ve takdiren 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine dair mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı anne … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesine ve kabul edilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen ve takdiren 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine dair mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı kardeşler …, …, …, … ve … da kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve kabul edilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen ve takdiren her bir davacı için 2.180,00 er TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müteselsilen alınarak davacılar …, …, …, … ve … ayrı ayrı verilmesine dair mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesine ve reddedilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen takdiren 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı baba …’dan, 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı anne …’dan, 2.180,00-er TL vekalet ücretinin ise davacı kardeşler …, …, …, … ve …’dan ayrı ayrı alınarak davalılar … ve …’a 1/2 oranında verilmesine dair mahkememizin 16/03/2018 tarihli …/… esas …/… karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından sarf olunan 1.575,00-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 977,00-TL yargılama gideri ile 31,40-TL başvurma harcı, 1.844,50-TL peşin ve tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.852,90-TL yargılama harç ve giderinin davalılardan (davalı sigorta şirketi bu miktarın 1.807,04-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu olmak üzere) müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
-Davalı … Sigorta tarafından sarf olunan 95,83-TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 11,00-TL sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı sigorta üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan artan gider avansının karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilgili tarafa ödenmesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin yüzüne karşı, davalı … ve …’ın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 373/4 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.15/04/2022

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)