Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/689 E. 2021/778 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/689 Esas
KARAR NO : 2021/778

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan alacak davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/689 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili 08/01/2021 havale tarihli dilekçesi ile Kaza günü 18/11/2020 tarihinden başlamak üzere, en yüksek ticari banka faiziyle birlikte 113.000.00 TL nin (2nci el 2012 yılı … hasarsız … aracın bugünkü değeri), kaza günü 18/11/2020 tarihinden başlamak üzere en yüksek ticari banka faiziyle birlikte 18/01/20121 dava tarihine kadar günlük hak ve gider kaybı 500.00 TLX 51 gün=55.000.00.TL’nin (Dava tarihinden karar tarihine kadar sürecek süre içindeki günlük hak ve gider kayıpları alacağı saklı tutmak kaydıyla), olan kazadan dolayı uğradığı maddi ve manevi kayıplar nedeniyle, kaza tarihinden başlamak üzere yasal faiziyle birlikte 100.000.00 TL manevi tazminat olmak üzere TOPLAM=130.000.00.TL.+55.000.00.TL=168.000.00.TL.+100.000.00 TL manevi olmak üzere 268.000.00.TL’nin kaza tarihinden başlamak üzere maddi en yüksek ticari banka ve manevi % 9.5 yasal faiziyle müvekkiline ödenmesi ve yargılama süreci içinde ve sonrasında müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zarara uğramaması için kazaya sebebiyet veren haksız ve tam kusurlu araç … plakalı … marka kamyon üzerine uyap üzerinden tedbir konularak aracın üçüncü şahıslara olası anlaşma ve kötü niyetli mal kaçırıcı satışının engellenmesini, dava değeri 268.000.00 TL kaza tarihi 18/11/2020 dava sürecine ve dava içeriğine ilişkin davayı açmadan önce ticari uyuşmazlık olduğundan Bergama Adliyesi Arabuluculuk bürosuna başvurduklarını, başvuru sonucu Av….’in arabulucu olarak atandığını, 30/12/2020 tarihli arabulucu Avukat bürosunda bulunanlarla yüz yüze ve bulunmayanlarla tele konferans şeklinde yapılan görüşmeler sonucu anlaşma olmadığını, Müvekkilinin, 18/11/2020 günü zeytinlerini ağabeyi … ile beraber sıkma için Zeytinyağı fabrikasına bıraktıktan sonra aracını parka bıraktığını ve dinlenmek için çay ocağında çay içip kalkıp parka bıraktıkları arabasına binmek üzere ayrıldıktan sonra lavaboya girip elini yıkarken ağabeyi kendisinden önce park yerindeki araca biner ve daha bir iki dakika geçmeden büyük bir gürültü ve bağrışmaları duyunca hemen dönüp baktığında büyük bir kamyonun parktaki araçları altına alarak ezdiği ve ağabeyinin yüzünün kan içinde olduğunu, hemen bir araca bindirerek hastaneye götürdüğünü, aracın kaza mahallinde kaldığını, olay yerine gelen polis ekiplerinin tutanaklar tuttuğunu, … plakalı araç şoförünün uyku haliyle ana yoldan çıkıp park halindeki araçları ezmesi sonucu müvekkiline ait … plaka nolu aracının pert olduğunu, müvekkilinin şu güne kadar kazasız ve hasarsız aracı olmadığını, aracının 51 gündür olmaması nedeniyle de günlük hak ve gider kayıplarının devam ettiğini, emekli bir öğretmenin emekli maaşıyla aldığı ve şu güne kadar işinde gücünde 7/24 kullandığı, yıl içinde bakımını yaptıkları yanındaki 87 yaşındaki babasını Ayvalık-Bergama ve İzmir Hastanelerine tedavi ve muayene için götürmesi aksadığını ve özel ticari taksiyle götürmeye başladığını, insani-hayati ve sosyal hayat tarzı bundan böyle olmayacak ve yerine getíremeyeceğini, bu nedenlerle; kaza tarihinden başlamak üzere en yüksek ticari banka faiziyle 168.000.00 TL maddi ve yine kaza tarihinden başlamak üzere yasal faiziyle birlikte 100.000.00 TL manevi olmak üzere toplam 268.000.00 TL maddi ve manevi tazmiatın davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama ve avukatlık ücretigin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili Av. …’in Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde 2012 model ikinci el değeri 113.000 TL olan … aracının pert olduğunu iddia ettiğini, bu hususta dilekçesinde aracının pert olduğuna dair TRAMER kaydı sunulmamış olup, kazaya karışan aracının değerini dürüstlük kuralına aykırı olarak 113.000 TL olarak fahiş miktarda tuttuğunu, işbu aracın ikinci el değeri hakkında yapılan araştırmalarda piyasa değerinin 60.000 TL civarında olduğunun tespit edildiği, davacının aracının kaza sonrasında pert olması yüzünden seyahatlerini özel ticari taksiyle yapmaya başladığını, özetle özel günlere katılmak için aracının olması gerektiğini, bu yüzden günlük 500 TL tutarında kazanın gerçekleştiği tarihten dava tarihine kadar 51 gün boyunca hak ve gider kaybına uğradığını iddia etmekte olduğunu, gerçekleşen kaza için kendi KASKO poliçesine başvuru yolunu kullandığı, … Sigorta A.Ş. İle davacı arasında yazışmalar gerçekleştiği ancak, sonuç alınamadığının belirtildğini, mahkemede doğru aracın zarara uğradığı gösterilmediği için davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise … nolu aracın davalı … vekilinin bahsetmiş olduğu … numaraları … Poliçesi üzerinden kaza sonrasında tazminat alıp almadığının sorulması için … A.Ş. ye müzekkere yazılmasını, davanın kabulü halinde … Sigorta A.Ş. ‘ye rücu edecekleri için mahkemeden … SİGORTA A.Ş.’ye davanın ihbarını, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine, aksi halde talep tutarı olan 268.000 TL üzerinden teminat depo edilmesi kararının verilmesine, müvekkilin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına başvurmayan davacının davasının usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olursa izah ettiğimiz sebepler ile davanın esastan reddine, davanın … Sigorta A.Ş.’ ye ihbarına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.
karar verilmesi olduğu,
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Göreve ilişkin itirazları doğrultusunda, araç malikine ve sürücüsüne karşı açılan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiğinden, araç malikine ve sürücüsüne karşı açılan davanın işbu davadan tefrikine, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ve İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkisinin kabulüne, dava dilekçesinin HMK m. 119 ve 194. maddelerinde aranan şartları taşımaması sebebiyle, m. 119/2 gereği davacıya bir haftalık kesin süre verilerek eksiklikleri gidermesinin istenmesine, bu süre içerisinde eksikliklerin tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılmasına, Davacının taleplerini … plakalı araca istinaden ileri sürmesi, müvekkil şirket nezdinde bu araca ilişkin yapılmış bir sigorta poliçesi olmaması ve müvekkil şirketin kaza ile bir ilgisi olmaması sebebiyle, müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceği göz önüne alınarak davanın müvekkil şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme tarafından davacının taleplerinin dayanağının … plakalı araç olarak kabul edilmesi halinde, müvekkil şirket aleyhine ikame edilen hukuki dayanaktan yoksun davanın her halükârda esastan reddine, müvekkil şirketin unvanının … Sigorta A.Ş. olarak düzeltilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebi olduğunu,
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde özetle; somut davanın Kasko Sigortacısı olan müvekkil şirkete ihbarında hukuki yarar bulunmadığı gibi, davalı tarafın dava sonucunda sorumluluğuna hükmedilse dahi iş bu poliçe nedeniyle müvekkil şirkete rücuen tazmin talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, İhbar olunan olarak aleyhimizde hüküm kurulamayacağını,
Davalı … vekilinin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davanın açıldığını, Sigorta Uyuşmazlıklarından doğan davalının TTK 4. Maddesi gereği mutlak ticari dava olduğunu, bankaların şubelerinin tüzel kişiliği olmadığını, bu sebeple taraf ehliyeti olmayan şubeye karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, davacının muhatabının sigorta poliçesinin sahibi … Anonim Şirketi olduğunu, bu nedenle açılan davanın … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, emekli öğretmen olduğu iddia edilen davacının şahsi ihtiyaçları için kullandığı araç için günlük 500 TL talep etmesinin fahiş olduğunu, kasko poliçesinin manevi tazminatları kapsamadığını, bu nedenlerde açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 05/10/2021 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/689 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın alacak davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu kararın da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği hususu da dikkate alındığında yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır