Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/669 E. 2021/780 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/669 Esas
KARAR NO : 2021/780

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan sözleşmenin iptali davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/669 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle: Dava konusu 18/05/2015 tarihli sözleşmenin iptali ve müvekkili … için 300.000,00 TL manevi tazminat istemi olduğu, asıl borçlu … ve ipotekli kefili … adına verilen 400.000,00 TL kredinin Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında …’in ölümü üzerine … Bankasına yatan eczanenin SGK’dan bankaya yatan alacağı olan 70.000,00 TL’nin alınmasıyla geriye kalan 330.000,00 üzerinden Dikili İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasıyla icraya konulan Dikili … Bankası şubesince düzenlenen 18/03/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin …’in kanser olması nedeniyle aldığı kredinin tehlikeye düşmemesi için ek kefil olarak bankanın …’i istemesi üzerine eczaneyle sadece diploması dışında ilgisi olmayan, ayda ve karşılığında 3-5 bin lira aylık alan ve Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında olan ikisi arasında yapılan yazılı sözleşmede eczanenin mal varlığıyla ilgisi olmayan ölü …’in müvekkili …’e tehdit ve baskı yaparak krediye kefil olmazsa eczanesini kendisine devretmeyeceğini söylemesiyle, müvekkilinin bu tehdit ve baskı nedeniyle kefil yapıldığını, müvekkilleri hakkında hak etmedikleri icra takibi yapılarak evlerine, banka hesaplarına icra işlemleri yapıldığını, muhtarlıkça tebliğ edildiğini, müvekkili … için 300.000,00 TL manevi tazminatın Borçlar Kanunu, Bankalar Kanunu ve diğer ilgili yasalar çerçevesinde geçersiz olan dava konusu kredi sözleşmesinin müvekkilleri … ve … yönünden iptaline ve borçlarının olmadığının tespitine, müvekkili … için istediği 300.000,00 TL manevi tazminatın davalı bankadan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 29/09/2020 tarihli Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili ile … Bankası A.Ş’nin 18/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile borçlu sıfatıyla …’e müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile … ve …’e kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin vadesinde ödememesi üzerine Dikili Noterliği’nin 19/04/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile Dikili Noterliği’nin 16/07/2019 tarih ve … nolu ihtarnamesinin alacak kat edilerek muaccel hale geldiği, alacağın muaccel hale gelmesinden sonra borçlu …’in vefat ettiği göz önüne alınarak mirasçıları …, … ile davacı … aleyhine Dikili İcra Müdürülğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, … Mirasçılarının mirası red ettikleri ve bu sebeple dava açtıkları, davacı …’in Dikili Sulh Hukuk Mahkemesindeki … esas sayılı dosyası ile davanın sonuçlanmasının beklenmesi, ipotekli taşınmaz teminatı bulunan …’den öncelikle tahsilat yapılması, eşi …’in büyük baskılar altında kendisinin borçlanmasına izin verdiği gerekçeleri ile takibe itiraz etmiş olup takibin durdurulduğunu, akdedilen 18/03/2015 tarihli GKS’nin tehdit ve baskı altında yapıldığını kabul etmemek kaydı ile Borçlar Kanunu’nun 39.maddesi ile davacının itiraz ettiği hususu hakkında açıklama getirdiğini, 18/03/2015 tarihinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan borçlu-davalı …’in bir an için tehdit ve baskı altında olduğu düşünülse bile baskıyı yapan …’in vefatıyla baskının ortadan kalkacağının açık olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 27/09/2021 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/669 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın sözleşmenin iptali davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır.
Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu kararın da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği hususu da dikkate alındığında yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Dikili … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır