Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2021/721 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/650 Esas
KARAR NO : 2021/721

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

… … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan tapu iptali ve tescil davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/650 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … … ASHM’ne sunduğu dava dilekçesinde; müvekkil … Konut Yapı Kooperatifi; …, …, …, …, …, … ve … tarafından Bornova … Noterliği’nin 12.07.2007 tarih ve … yevmiye numaralı ana sözleşmesi ile 19.07.2007 tarihinde tescil, 30.07.2007 tarihinde ilan edilerek İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ada, … ada, … ada, … ada, … ada ve … adada mukim parsellere 49 adet dubleks villa inşa etmek üzere konut kooperatifi olarak kurulduğunu, müvekkil kooperatifin ilk genel kurulunun 06.08.2007 tarihinde yapılmış olup … yönetim kurulu başkanı, … yönetim kurulu başkan yardımcısı, … yönetim kurulu üyesi olarak, … ve …’nin ise denetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, 12.02.2011 tarihinde yapılan başka genel kurulda davalı …, … ve davalı …’in yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, anılı genel kurulun 13.maddesi ile dava konusu taşınmazların satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, dava konusu taşınmazların bedelsiz olarak davalı …’a devredildiğini, devirin, 12.02.2011 tarihinde yapılan genel kurulun 13.maddesi ile taşınmazların satışına dair verilen yetki ile yapıldığını, dava konusu taşınmazların devri hususunda müvekkil kooperatif adına yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından imza atıldığını, …’in 14.04.2020 yılında vefat ettiği için davalı olarak gösterilmediğini, Davalı … ve davalı …’in yapılan bedelsiz satıştan ve zarardan hukuken sorumlu olduğunu, 03.09.2014 tarih ve … yevmiye numaralı resmi senede göre; İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 17.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 17.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada …. parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 17.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 14.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 15.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 15.000 TL, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz 15.000 TL, bedel üzerinden davalı …’a devredildiğini, Davalı … tarafından müvekkil kooperatife herhangi bir ödeme yapılmadığını, 13.09.2014 tarihinde yapılan genel kurulda müvekkil kooperatifin yönetim kurulunun değiştirildiğini, dava konusu taşınmazların sahte genel kurul kararı ile yolsuz olarak tescil edildiğini, Hazirun cetveline göre; … adına vekaleten …’in, … adına vekaleten …’ın, … adına vekaleten …’in, … adına vekaleten …’in, … adına vekaleten …’ın, … adına vekaleten … tarafından genel kurula katılım sağlandığı ve hazirun cetveli imzalandığını, sahte vekaletnameler ve uygun çağrı yapılmaması nedeniyle 12.02.2011 tarihli genel kurul kararının iptali için İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla … , …, … tarafından dava açıldığını, müvekkil kooperatifin davalı …’a herhangi bir borcu olmadığını, haksız kazanç sağlamak maksadı ile fikir birliği içerisindeki kişiler tarafından müvekkil kooperatife ait taşınmazlar bedelsiz ve yolsuz olarak davalı …’a satıldığını, dava konusu taşınmazların devri ile ilgili karar alındığı 12.02.2011 tarihli genel kurulda davacı kooperatifin üye sayısının 30 olduğunu, anılı tarihte davalı kooperatife ait 36 adet taşınmaz mevcut olduğunu, bu taşınmazlardan 13 tanesi toplu satış ile kooperatif üyesinin davalı …’a bedelsiz devredildiğini, 12.02.2011 tarihli genel kurulun 13.maddesi ile müvekkil kooperatife ait … ada …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu parsellerin, … ada …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu parsellerin, … ada …, …, …, …, … nolu parsellerin … ada …, …, …, … no.lu parsellerin satılmasına karar verildiğini, satışına karar verilen arsa sayısının 29 olduğunu, genel kurulda taşınmazların davalı …’a devrine dair bir karar olmadığını, İzmir İli, … İlçesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz bu hususta genel kurul kararı olmaksızın … ve … tarafından ile davalı …’a devredildiğini, bu taşınmazın … A.Ş.ye devri gerekirken davalı …’ya devredildiğini, 09.07.2013 tarihinde alınan yönetim kurulu kararında “… ada … parsel bulunan arsanın …’a (…) devri kararlaştırılmış olmasına rağmen bu taşınmazın da davalı …’a bedelsiz, gerekçesiz ve nedensiz şekilde devredildiğini, … İlçesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz müvekkil kooperatif adına kayıtlı iken … Tapu Müdürlüğü’nün 01.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile kooperatif üyesi olmayan davalı …’a devredildiğini, bu işlemin davalı yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından yapıldığını, Davalı …’ın, vefat eden yönetim kurulu üyesi …’in eski eşi olduğunu, anılı taşınmazın tapuda gösterilen tutarda satılmasının mümkün olmadığını, davalı … tarafından davalı …’ye herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı … A yetkilisi olduğu şirket ile yapılan inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunu, 15.12.2020 tarihinde tespit edildiği üzere müvekkil kooperatif ile …. Ltd. Şti. arasında tanzim edildiği iddia edilen ekte sunulu 08.02.2008 tarihli inşaat sözleşmesinin 1. ve 2. sayfasında yer alan imzalar …’ın eli ürünü olmadığını, 1. ve 2. sayfada yer alan imzaların sahte imzalar olduğunu, inşaat yapım sözleşmesinden bir kaç ay önce, yine …. Ltd. Şti. ile imzalanan 06.11.2007 tarihli “Proje Yapım Sözleşmesinde” birim fiyatları üzerinden %30 kırım yapılması kararlaştırılmış iken inşaat sözleşmesinde %17 puan artış yapılmasının mümkün olmadığını, yönetim kurulu’nun borca mahsuben şirket yetkilisine taşınmaz devir hakkı ve yetkisi olmadığını, Davalı …’ın yetkilisi olduğu şirketin, hak ediş raporlarında 357.419,00 TL proje hazırlama bedeli adı altında alacaklı olduğunu iddia etmişse de müvekkil kooperatife ait taşınmazların projesinin … Ltd. Şti. Mimarı … tarafından hazırlanmış olup kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığının tespit edilmdiğini, Mimar … tarafından tanzim edilen 26.02.2019 tarihli yazıda “İzmir İli, … İlçesi, … Mah. … ada ve … ada, … adada … Yapı Koop. Adına yapılan inşaatların mimari projeleri tarafımca projelendirilmiştir. Proje bedeli olarak … İnşaat şirketinden ya da … Yapı Kooperatifinden hiç bir ödeme aldığımı bilgilerinize sunarım” denilmekte olduğunu, gözlem neticesinde hazırlanan … Asliye Hukuk Mahkemesi raporunda yapılan iş tutarının 1.055,821,66 TL gösterildiğini, Davalı …’ın sahibi olduğu şirketin hakediş raporlarında, metraj listelerinde yazılı olduğu gibi bir harcaması ve hizmeti olmadığını, tüm hakediş raporları ve faturaların eski tarihli olarak tanzim edilen sahte belgeler olduğunu, 15.09.2008 tarihli hak ediş raporu altında müvekkil koop. kaşesi üzerine atılı bulunan imzalar …, … ve …’e ait olduğunu, ancak 15.09.2008 tarihinde müvekkil kooperatifin yönetim kurulu üyeleri …, … ve … olduğunu, … ve …’in 15.09.2008 tarihinde yönetim kurulu üyesi olmadığını, yine 20.12.2008 tarihli hakediş raporu altında müvekkil koop. kaşesi altında yine …, … ve …’in imzasının mevcut olduğunu, ancak o tarihte yine …’in yönetim kurulu üyesi olmadığını, o tarihte yönetim kurulu üyesinin … olduğunu, yüklenici şirket tarafından yapılan imalatlara ilişkin geçici kabul veya kesin kabul yapılmadığını, yine tüm villaların bitirilerek kooperatife teslim edilmesinin de söz konusu olmadığını, 14.02.2011 tarihli 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında kooperatife üye kazandırılması için yönetim kuruluna arsa satışı için yetki verildiğini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle dava yolu ile elde edilebilecek hakkın elde edilmesinin imkânsız hale gelmemesi, yargılama sırasında taraf teşkilinin bozulmaması ve dava konusu taşınmaz mülkiyeti üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmaması için dava sonuna kadar dava konusu İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel, … ada …-…-…-…-…-…-…-…-…-… parsel ve … ada … ,…-…-… parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine davalı …’a ait olmak şartıyla başkalarına devir ve intikal edilmemesi ihtiyati tedbir konulmasına, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada …-…-…-…-…-…-…-…-…-… parsel ve … ada …-…-… parselde kayıtlı taşınmazların 03.09.2014 tarih ve … yevmiye numaralı satış/devir işleminin, … ada … parselde kayıtlı taşınmazın 29.07.2013 tarih ve … yevmiye numaralı satış işleminin ve … ada … parselde kayıtlı taşınmazın 01.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı satış/devir işlemi ile 30.04.2020 tarihli … yevmiye numaralı satış/devir işlemlerinin iptali taşınmazların müvekkil kooperatif adına tesciline, Özetle İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada …-…-…-…-…-…-…-…-…-… parsel ve … ada …-…-…-… parsel ve … ada … parselde kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların müvekkil kooperatif adına tesciline, Tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilmesinin mümkün olmaması halinde tazminat istemi olarak, dava konusu İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada …-…-…-…-…-…-…-…-…-… parsel ve … ada …-…-…-… parselde kayıtlı taşınmazların hüküm tarihine en yakın tarihteki değerlerinin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilmesinin mümkün olmaması halinde tazminat istemi olarak, dava konusu İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmazın hüküm tarihine en yakın tarihteki değerinin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılar …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, Davalı … ve … vekilinin savunması ile; Kooperatif ve ortakları arasındaki davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olup yetkili mahkemede kooperatif merkezinin bulunduğu yerin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının bahsettiği 12.02.2011 tarihli genel kurulun üzerinden yaklaşık 10 yıl geçtiğini, Davacı tarafın, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyası ile … ve yetkilisi olduğu yüklenici … Ltd Şti ile … ve … ile bazı kooperatif ortakları hakkında İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı davasıyla, yükleniciye fazla ödeme yapıldığı, kooperatifin 12 taşınmazının yüklenici şirkete değerlerinin çok altında devredildi iddiasıyla dava açtığı ve bu sorumluluk davasının, mahkemece reddedildiğini, davacı tarafın, … ile birlikte … ve diğer davalı …’in da dahil olduğu kooperatif ortakları haklarında, yükleniciye fazla ödeme yapıldığı ve 12 adet taşınmazın düşük bedelle satıldığı iddialarıyla, görevi kötüye kullanma, sahtecilik, zimmet, dolandırıcılık, 1163 sayılı yasaya aykırılık suçlamalarıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetçi olduğunu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen … soruşturma nolu dosyasından yürütülen tahkikatta kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, yüklenici … Ltd. Şti. alacaklarını ödemediğinden bahisle kooperatif hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını ve kooperatifin itirazı üzerine yüklenici tarafından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açtığını, davacı tarafın, … ada- … parselin 01.08.2017 tarihinde kooperatif üyesi olmayan …’a bedelsiz devredildiğini, …’ın da …’a devrettiğini, işlemi davalılardan … ve … tarafından yapıldığını, … ada- … parsel sayılı taşınmaz, kooperatif ortağı da olan …’a satılmış ancak daha sonra bu taşınmaza trafo yapılarak … A.Ş. ye devri gerektiğinden, …’ın rızası ile 05.04.2014 tarihinde yapılan 2013 yılı olağan genel kurul toplantısının …-… maddesiyle, … ada-… parselin …’dan m2 birim fiyatı 30 TL den fazla olmamak kaydı ile alınmasına ve bu parselin … A.Ş. ye trafo yapılması için devir edilmesine 1(bir) TL bedeli mukabilinde devir edilmesine oybirliği ile karar verildiğini, …- … ada- …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … parseller ile … ada- … ve … parseller ise yine genel kurulda alınan taşınmaz satımı kararları doğrultusunda …’a satılmış ve satım bedeli olan 182.400.00-TL yüklenici şirketten, yüklenici şirkete olan borçlardan mahsup edilmek suretiyle tahsil edildiğini, 13.09.2014 tarihinde göreve gelen kooperatif yöneticilerin beyan ettiği üzere kooperatif kayıtlarına işlendiğini, bahsi geçen 12.02.2011 tarihli 2010 yılı olağan genel kurul toplantısına 30 ortaktan 11 ortağın asaleten, 8 ortağın vekâleten katıldıkları ve bu toplantının 13. Maddesinde, … ada- … parselin …’a, … ada- … parselin …’e satımı ile birlikte … ada- …, …, …, …, … parsellerin, … ada- …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsellerin, … ada- …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsellerin, … ada- …, …, … ve … parsellerin, asgari 36.60-TL/m2 ile satımı kararlarının oybirliği ile alındığını, yüklenici ile kooperatif arasında akdedilen inşaat sözleşmesinin, yönetim kurulu üyesi …’ın imzasının sahte atılması sebebiyle geçersiz olduğu iddiası tamamen kötüniyetli bir iddia olduğunu, müvekkil hakkında açılan sorumluluk davasının, görev, yetki, hak düşürücü süre, zamanaşımı, usul ve yöntemine uygun dava açılması kararı olmaması, derdest konularda açılmış olması sebepleri ile usul ve esastan haksız ve kötüniyetli olduğu gerçeğiyle davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi talebi olduğunu,
Davalı … vekili savunması ile; Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen müvekkil … ile birlikte diğer davalılar …, … ve …’ın kooperatif ortağı olduğunu, Kooperatif ve ortakları arasında görülen davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkili temsilcileri ile devir işlemlerinin bizzat tarafı olan davacının dava konusu taleplerinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığını, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğu hatta 2018 yılı genel kurulunda divan üyesi görevi yaptığını, 2018 yılı toplantısına sunulan yönetim kurulu faaliyet raporunda, taşınmazların tüm ortaklara tapu devirlerinin yapıldığı ve devir yapılmayan ortak kalmadığı belirtildiğini ve işbu yönetim kurulu faaliyet raporu genel kurulda ibra edildiğini, müvekkilinin, eski eşi …’den hissesini devralarak kooperatif ortağı olduğu ve ortaklık ödentilerinin yapılmış olduğu, bedelsiz devir olmadığı kooperatifin kayıtlarından sabit olduğunu, Kooperatifin kura çekiminde eski eşi …’e … ada- … parsel sayılı taşınmazın tahsis edildiği de müvekkilce bilinmediğini, diğer yandan taşınmazın müvekkiline devir işlemini yapan kooperatif yöneticileri … ve … olmadığını, 01.08.2017 tarihindeki yöneticiler …, …n ile … olduğunu, müvekkilinin, kooperatif ortağı olması dolayısıyla kendisine bizzat kooperatifi temsil eden yöneticileri … ve … tarafından devredilen taşınmazını, … Tapu Sicil Müdürlüğü kayıtlarıyla sabit olduğu üzere bedelini alarak …’a sattığını, dava konusu taşınmazın müvekkil …’a kooperatif ortaklığı sebebiyle davayı açan kooperatifin yöneticilerince, 01.08.2017 tarihinde devredildiği, müvekkilimin de …’a bedelini alarak sattığı tapu kayıtlarıyla sabit olduğunu, öncelikle görev ve yetki itirazının değerlendirilmesi ile görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesini, usul ve esastan haksız olan kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin …’a sattığı … ada- … parsel sayılı taşınmaza, haksız konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması ile mağduriyetin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında … … ASHM’nin 22/09/2021 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/650 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın tazminat davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, … … ASHM’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararında eldeki derdest davaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi ve 23 Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren … … ASHM’ne gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6 Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup … … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının … … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-… … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi. 05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır