Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/619 E. 2021/748 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/619 Esas
KARAR NO : 2021/748

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/10/2012
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan tazminat davasında dava dosyasının İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası tevzi birimince mahkememizin 2021/619 esas sırasına kaydolunmasıyla mahkememize intikal etmekle dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde; davalı … sevk ve idaresindeki davalılardan …’in maliki bulunduğu, diğer davalı sigorta şirketine … no.lu zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile … ilçesi … Köyü … yanı mevkiinde seyir halinde iken müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpmak suretiyle müvekkilin ve müvekkilinin bulunduğu motosikletin sürücüsü …’un yaralanmasına neden olduğunu, … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosya sebebiyle alınan Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas dairesinin 15.09.2009 tarihli raporunda davalılardan …’in idaresindeki araç ile seyri sırasında yola gereken dikkati vermediğini, istikamet şeridini muhafaza edecek şekilde seyretmesi ve direksiyon hakimiyetine özen göstermesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayete etmediğini, seyir yönüne göre hafif viraj olan kesime virajı içten alarak girmediğini, kısmen karşı yön bölümüne geçmek suretiyle şerit ihlali sonucu meydana geldiği ve olayda asli kusurlu bulunduğunun saptandığını, müvekkilinin olay sebebiyle İzmir Yeşilyurt Araştırma hastanesinde ameliyat olduğunu, iki ay hastanede yattığını, dava tarihine kadar da sürekli olarak tedavisi devam ettiğini, müvekkilinin bu güne kadar 7 kez ameliyat olmak zorunda kaldığını, halen tedavisi devam etmekte olup, yeniden 8.kez ameliyat olması ve ayağına yeniden platin takılması gerektiğini, kazada yaralanan sol ayak üst baldır ve sol ayağa platinler takıldığını, bacakta kısalık meydana geldiğini, ayak bileğinde ve dizde hareket kaybı olduğunu, bu nedenle her hangi bir işte çalışamadığını, bu şekilde müvekkilinin kaza sebebiyle maluliyete uğradığını, yapılacak Adli Tıp kurumu incelemesi ile maluliyet durumu belirlenip maluliyet oranı ortaya çıkacağını, bilirkişi incelemesi sonucu çıkacak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000.00 TL maluliyet sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunduklarını, müvekkilin geçirdiği operasyonların etkisi altında iken davalılardan … tarafından 10,000 TL maddi yardım yapılmasını, bu paranın 500,00 TL’sinin manevi tazminatı, 9.500.00 TL’sinın maddi tazminat karşılığı ödenmesi konusunda belge düzenlenmiş ise de paranın tamamının müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle davalı … ve diğer davalı sigorta şirketinin müvekkilinin tüm maddi zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilin uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra, aylarca evde yatmak zorunda kaldığını, müvekkilin çektiği acı ve ızdırap, tedavinin seyri, şekli, mahiyeti ve davacının hali hazır durumu nazara alındığında ve kusur durumu da dikkate alındığında 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını, müvekkilinin kazadan sonra artan maluliyeti geçirdiği operasyonların niteliği ve halen yeniden ameliyat geçirmesi zorunluluğu nazara alındığında kaza tarihinde askerliğe dahi gitmemiş olması halen 24 yaşında olması ve en verimli olması gereken yaşta sakat kalmasının yarattığı endişe ve üzüntü nazara alındığında uğradığı manevi zararın telafisi mümkün olmayacağını, her ne kadar … lehine düzenlenen belgede 500.00 TL manevi tazminat ödendiği bildirilmiş ise de davacının halen devam eden maluliyeti nazara alındığında ibra niteliğinde olmadığının açık olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.00 TL maluliyet sebebiyle maddi tazminat 100.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını, müvekkilinin davalı sigorta şirketine zararlarının ödenmesi konusunda … nolu dosya ile talepte bulunmuş ise de müvekkiline sigortadan ödeme yapılmadığını, bu nedenle sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davacının maddi zararlarından sorumlu olduklarını, davacının kaza ile maddi ve manevi zarara uğradığını, dava açıldığını duyan davalıların dava sonuçlarından kurtulmak amacıyla alacaklıların haklarım ihlal eden hileli işlemlerde bulunmasının ve mal varlığını alacaklılar aleyhine eksiltmesinin gizlemesinin ve kaçırmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve trafik sicilinin İzmir ili, Ödemiş ilçesi … plaka sayılı aracının trafik kaydı üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, davalılar adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili mal varlığı sorgulaması yapılarak adlarına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, bilirkişi incelemesi sonucu çıkacak fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile 10,000.00 maddi tazminatın olay tarihi olan 12.10.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilcn alınarak davacıya verilmesini, 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.10 2007 tarihinden itibaren yasal faizi i!e birlikte davalılardan … ve … ten müştereken ve mutcselsilen alınarak davacıya verilmesini, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 14/09/2021 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası İzmir Adliyesi Tevzi Bürosunca mahkememizin 2021/619 esas sırasına kaydolunarak mahkememize intikal ettirilmiştir.
Davanın tazminat davası olduğu, ticari nitelikte olduğu, Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davayı görmekte iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararına dayanarak dava dosyasını gönderme kararı ile mahkememize devrettiği belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlendiği, mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresini ise genişleterek yeniden belirlendiği, bu kapsamda İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza yargı çevresi hariç) olarak belirlediği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu aşamada davayı görmeye gönderme kararı veren mahkemenin mi yoksa mahkememizin mi görevli olduğu konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararında ortaya konulduğu ve mahkememizce de benimsendiği üzere; usul hukukumuza göre mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında taraflar görev itirazında bulunabileceği gibi taraflar ileri sürmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında görev konusu resen gözetilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi olarak uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Dikkat edilecek olursa, anayasadaki bu düzenleme, hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme yönünden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Gönderme kararının dayandığı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun yargı yeri belirlenmesi kararında, eldeki derdest dava dosyalarının yargı alanı genişletilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karara yer verilmediği, verilen kararın Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanının genişletilmesine yönelik olduğu, mahkemelerin görevine ilişkin bir düzenleme içermediği, bu nedenle davanın açıldığı tarihteki yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ve 23. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararların aynı yargı yerinde yeni kurulan ve farklı görev alanına giren mahkemelere bu mahkemelerin kurulmasından önce bu mahkemelerin görev alanına giren başka mahkemelerde açılan dava dosyalarında gönderme kararı verilmesine yönelik olduğu, somut olayda farklı yargı alanlarında bulunan aynı düzey mahkemelerden birinin diğerini kapsayacak şekilde yargı alanının genişletilmesine yönelik kararın değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda değerlendirildiğinde yargı yerinin genişletilmesi ya da değiştirilmesi kararının yürürlüğünden önce açılan davaların, davanın açıldığı tarihteki mahkeme tarafından görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Söz konusu HSK’nın kararının da 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına (kararın 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanmasına rağmen) karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere; davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre görevli ve yetkili mahkemece sonuçlandırılmasının Anayasayla güvence altına alınmış doğal hakim ilkesinin bir sonucu olduğu, yargı çevresinin belirlenmesine ilişkin Hakimler Savcılar Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu tarihten evvel genişleyen yargı çevremizde açılan ve görülmekte olan davaların mahkememize devredileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas 2019/401 karar sayılı kararında ortaya konulan ilkeler dikkate alındığında söz konusu davaları görmeye açıldığı tarihte görevli ve yetkili olan mahkemenin görmesi gerektiği, bunun sonucu olarak da iş bu davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Gönderme kararının gerekçesinde bahsedilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi ve 23 Hukuk Dairesinin çeşitli kararlarında konu, yeni mahkeme kurulması nedeniyle dava dosyasının devri olarak nitelendirilmişse de, yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurul kararı karşısında söz konusu kararlara iştirak edilmemiş, davayı görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiştir. İş bu dava dosyasının devir/gönderme kararıyla mahkememize gönderildiği dikkate alınmakla birlikte 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin gönderme kararını veren mahkemenin yetki alanında yetkili hale geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla gönderme kararını verdiği, dolayısıyla 01/09/2021 tarihinden sonra mahkememizin yeni açılan davalarla ilgili ve gönderme kararını veren mahkemenin bu tarihe kadar açılmış davalarla ilgili aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre mahkememizce görevsizlik kararı değil gönderme kararı verilmesinin daha uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkememizin yargı çevresinin genişletilerek belirlenmesi konusundaki Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, bu tarihten evvel açılıp ilgili ilçelerde görülmekte olan davaları görmeye gönderme kararını veren mahkemenin görevli olduğu ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmakla dava dosyasının gönderme kararını veren Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İzmir BAM 6. Hukuk Dairesine tevdiine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davayı görmeye mahkememizin görevsiz olup Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle dava dosyasının Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne tevdiine,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi. 08/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır