Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/597 E. 2022/555 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/597
KARAR NO : 2022/555

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil adına tescilli … plakalı araç ile, kaza tarihinde davalı sigorta şirketince trafik sigortalı … plakalı, … poliçe numaralı araç arasında … tarihinde ÖDEMİŞ’ te maddi hasarlı trafik kazası gerçekleşmiş olup, söz konusu kazada, davalı sigorta şirketince sigortalı ve … adına tescilli aracın 100 kusurlu olduğu, yine dilekçemiz ekinde sunulu tramer sonuçlarında görüldüğü, Anılan kaza sebebiyle müvekkilin aracında oluşan hasar onarım maliyeti KDV dahil 13.299,78 tl” olduğu, ayrıca müvekkilin aracının söz konusu kaza sebebiyle değer kaybına uğramış olduğu da açık olduğu, Ege Ünv. Öğr. Görv. … tarafından hazırlanan raporda, aracın onarım maliyetinin KDV dahil 14.300 TL olduğu, değer kaybının ise 4.000 TL olduğu belirtildiği, Dava dışı (Karşı araç maliki) …, müvekkil ile aynı köyde yaşamakta olduğundan, müvekkil … ile iletişim kurmuş ve kendisinden, sigorta şirketince oluşturulan hasar dosyasında ödeme talebinin reddedildiği, red gerekçesi olarak da başvuru konusu kazanın hileli kaza olduğu, hasar ile kaza tutanağının uyumlu olmadığının ileri sürüldüğü bilgisi aldığı, bu nedenle … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D. İş numaralı dosyası ile “delil tespiti” istenmiş, bu dosyada alıman bilirkişi raporu ile:Araçlarda oluşan hasarın kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, … plakalı aracın onarım maliyetinin 15.325,50 TL olduğu, değer kaybını ise 4.000TL olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketine KTK md. 97 uyarınca yapılan başvuru sonrası sigorta şirketince red cevabı verilmiş; akabinde yapılan zorunlu arabuluculuk başvurumuz …/… Numaralı dosyası ile anlaşmama ile sonuçlandığı, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, 2198 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve son yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları tebliği gereği, müvekkilin aracında oluşan onarım maliyeti ve değer kaybından, kazada kusuru bulunan … plakalı araç adına, kaza tarihinde geçerli olan … poliçe numaralı ZMM Sigortasını düzenlemiş bulunan davalı sigorta şirketi sorumlu olduğu, Sigorta şirketinin ödemeyi red gerekçesi ise, gerek … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin …/… D. İş numaralı dosyasında yapılan tespitte, gerekse Sn. Adli Bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ( HMK 293 – Uzman Mütalaası ) açıkça yer bulduğu üzere, haksız ve dayanaksız olduğu, Müvekkil, aracındaki onarım maliyetini ve değer kaybını tespit ettirmek için Sn. …’ e 1.000 TL ödeme yapmış, ayrıca … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde “Delil Tespiti” masrafı yaptığı, bilindiği gibi T.T.K.” nun 1426/1 maddesi hükmüne göre “Sigortacı, sigorla ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” Belirtilen sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Müvekkile ait … plakalı aracın onarım maliyeti olan 13.299,78 TL ve değer kaybı tutarı için şimdilik 1.000 TL’ nin, yine ekte faturası sunulu (Ek 9) 1.000,00 ‘TL” lik makul ekspertiz ücreti ve … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin …/… D Iş dosyasında yapılan masraflar ile birlikte şimdilik toplam 15.299,78 TL davalı sigorta şirketinden tazminini talep etme zorunluluğunun doğduğu Fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, gerçek zararın Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararı dikkate alınarak, tarafsız bir bilirkişi marifetiyle belirlenmesinin ardından arttırılmak amacıyla, Şimdilik 13.299,78 TL onarım maliyeti, 1.000,00 TL değer kaybı zararı, 1.000 TL makul gider olmak üzere toplam 15.299,78 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi de eklenerek, davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini, davacı müvekkil … adına vekaleten talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi 03.12.2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 12.02.2021 – 12.02.2022 başlangıç ve bitiş tarihli … no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğu, dava konusu hasarın meydana gelen kaza ile uyumsuz olduğu tespit edildiği, Oluşan hasar dolayısıyla talep sahibi tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine … no.lu hasar dosyası açılmış ve yapılan değerlendirmeler dava konusu hasarın kaza ile uyumsuz olduğu tespit edildiği, Uyuşmazlık konusu ekspertiz raporunda,“sonuç ve kanaat; Sigortalı aracın plastik ve sac aksamında hasar olmadığı görülmekte olup, mağdur arac üzerinde motor kısmına kadar giren sabit bir cisme çarpma şeklinde hasar bulunduğu, araçlar üzerindeki hasar kısım ve yüksekiik bakımından uyum göstermemesinden dolayı dosya olumsuz olarak kapatıldığı, Kazada araçlar arasındaki hasar kısım ve yükseklik bakımından uyum göstermemesinden dolayı dosya olumsuz olarak kapatılmıştır” şeklinde tespitlerin bulunduğu, Bununla birlikte, dava konusu hasarın Davacı tarafın beyan ettiği şekilde olmadığı, hasara ilişkin fotoğraflardan da açıkça görüldüğü, kaza fotoğrafları incelendiğinde de görüleceği üzere, her iki araçtaki hasarlı kısımların yükseklikleri birbiri ile uyuşmamakla birlikte, her iki araçtaki hasarların boyutları da birbiriyle örtüşmediği, Zira Davacı tarafa ait araçtaki hasar boyutu ile sigortalı araçtaki hasar boyutu birlikte değerlendirildiğinde, müvekkil şirkete sigortalı araç, Davacı tarafa ait araçtan çok daha az hasarlanmıştır. Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere, Davacı tarafın aracında bu denli büyük bir hasara sebebiyet veren kazada, hiç kuşkusuz, müvekkil şirkete sigortalı aracın da aynı ya da benzer oranda hasarlanması gerekirdi. Bu husus dahi, meydana gelen kazanın kurgu hasar olduğunu açıkça ortaya koyduğu, Tüm bu hususlar ışığında, uyuşmazlık konusu hasarın Davacı tarafın beyan ettiği şekilde olmadığı, dolayısıyla, kurgu hasar olduğu apaçık ortada olduğu, Bu hususun mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde alanında uzman bilirkişiden alınacak bilirkişi raporu ile de ortaya konacağı, nitekim bu sebeple, Davacı tarafın başvurusu, hasar aşamasında haklı gerekçeyle reddedildiği, Bu yönüyle, Davacı tarafın Mahkemeniz nezdinde açtığı işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğu kendiliğinden kanıtlandığı, hiçbir kabul anlamına gelmeme kaydıyla birlikte, başvuru konusu tazminat hesabının trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak eş değer parça üzerinden yapılması gerektiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın “B.2. Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı 2.1. maddesinin ikinci paragrafında da belirtildiği gibi, işbu hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere, kaza tarihine göre araç model yılından 3 yılı geçmeyen araçlarda, onarımı mümkün olmayan parçalar orjinali ile değiştirildiği, dava konusu araç 1997 model olup, kazanın meydana geldiği … tarihi itibariyle aracın model yılından 3 yıllık sürenin geçtiğinin aşikar olduğu, Bu yönüyle, dosya kapsamındaki tazminat hesabının Trafik Sigortası Genel Şartları’nın ilgili hükmü uyarınca, eş değer parça üzerinden yapılması gerektiği, Nitekim Davacı tarafın hasar başvurusu üzerine tanzim edilen ekspertiz raporunda, Davacı tarafa ait araçtaki hasar tutarının 5.110,50-TL tutarında olduğu tespit edildiği, Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği Ödemiş … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D. İş sayılı dosyası tahtında tanzim edilen bilirkişi raporuna itibar edilmesi mümkün olmadığı, Zira işbu dosya tahtındaki bilirkişi incelemesi müvekkil şirketin bilgisi ve dahili olmaksızın yapılmış, meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı gereği gibi incelenmemiş, orjinal parça üzerinden iskonto uygulanmaksızın tazminat hesabı yapılmış ve işçilik ücretleri de yüksek hesaplandığı, Nitekim tüm bu sebeplerle, söz konusu bilirkişi raporuna itiraz edildiği, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, müvekkil sigorta şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğu, Bu nedenle kusur durumunun şüphesiz tespiti gerektiği, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte müvekkil şirketin hasar tutarının kdv’sine ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun ‘Tazminat İlkesi’ başlıklı 1459’uncu maddesinde; ‘Sigortacı sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.’ düzenlemesi yer aldığı, Burada kastedilen zarar miktarı sebepsiz ve haksız zenginleşmeye yol açmayacak uğranılan gerçek zarar olduğu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ‘iyi niyet’ başlıklı 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında, Sigortacılığın temel prensiplerinden olan ‘iyi niyet’ prensibine göre sigortacı almış olduğu belli bir prim karşılığında poliçede yazılı risklerin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkan gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğu, ancak sigortacı bunu yaparken imkanı varsa sigortalıyı veya tazminat alacak hakkı bulunan üçüncü kişiyi mağdur etmeden kendi masraf ve giderini de azaltmaya yarayacak yöntemleri uygulama hakkına sahip olduğu, Davacı tarafın dava dilekçesinde, onarım faturası veya onarıma ilişkin ödeme yapıldığını gösterir dekont bulunmadığı, Bu kapsamda, Davacı tarafın aracın onarımına ilişkin KDV ödemesi yapmadığının açıl olduğu, Dolayısıyla, Davacı tarafça ödenmeyen KDV bedelinin müvekkil şirketten talep edilmesi mümkün olmadığı, Davacı tarafın TMK Madde 2’de düzenlenen dürüstlük kuralına uymadığı, hakkını amacına uygun olarak kullanmadığı tam aksine hakkını gereğinden daha kapsamlı olarak kendisine yararlı olan ölçüyü aşarak ve başkalarına zarar verecek şekilde kullandığı açık olduğu, kanun maddeleri ve hukuk prensipleri ışığında Davacı taraf, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermediğinden ve bu doğrultuda iyi niyet iddiasında bulunamayacağından Davacı tarafından makul olmayan bir nedenle gereksiz yere eksper ataması yapıldığı ve ekspertiz ücreti ödendiğinden ayrıca ekspertiz raporunun uyuşmazlığın çözümüne faydasının olmadığından bahisle taleplerin reddedilmesi gerektiği, Sigorta Eksperleri Atama Yönetmeliği’nin 11.maddesinde de atanan eksper ücretinin atamayı yapan tarafça ödeneceği hüküm altına alındığı, buna göre, karşı yanın yapmış olduğu atama sonucunda almış olduğu eksper raporunun masrafının kendi üzerinde bırakılması gerektiği, izah edilen sebeplerle; davanın reddine, Yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18/04/2022 tarihli dilekçesi ile; davayı kısmen ıslah ettiğini, değer kaybı yönünden 1.000,00 TL’lik değerin 3.000,00 TL arttırarak, 4.000,00 TL olarak davayı ıslah ettiğini beyan etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
DELİLLER:
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı’na, Çanakkale Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’ne, Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş yazı cevaplarının mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Davacı vekilinin arabuluculuk son tutanağının aslının mahkememize sunmuş ve mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Kazadan kaynaklı kusur durumu ve oranının tespiti ile hasar ve değer kaybının tespitine ilişkin alanında uzman Karayollarından emekli makine mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacıya ait araç ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan aracın karıştığı trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar ve değer kaybı oluştuğu iddiası ile davalı sigorta şirketinden hasar ve değer kaybı, zararın davalıdan tahsili talep edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracı işletenin ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, maddenin devamında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin araç sürücüsünün veya kullanılmasına yardımcı olan kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kanunun 90.maddesinde ” zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” denilerek tazminatlar ve hesaplama şekli kanunda gösterilmiştir. Kanunda ayrıca söz konusu tazminatlara ilişkin bu kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 Sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı kanunun 91.maddesinde ise işletenlerin bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu ve hüküm bulunmadığı hallerde TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri dikkate alındığında, trafik kazasında kusuru ile bir kişinin ölümüne ya da yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet veren araç sürücüsü kusuru oranında araç işleteni ile birlikte ve zorunlu mali sorumluluk sigortası düzenleyen sigorta şirketi poliçe teminat limiti kapsamında sorumludur.
Davacı tarafından davacıya ait araçta oluşan zararın tahsili talep edildiğinden öncelikle davalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı ve kusurlu ise kusur oranında sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi amacıyla öncelikle davacının kusur durumunun belirlenmesi için rapor aldırılmış, Karayollarından emekli makine mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın gündüz vakti meskun mahalde trafiği sakin, görüşün açık olduğu, virajlı yola girerken gerekli dikkat ve özeni göstermediği, sağ şeritte seyir halindeyken aracının çevresel kontrollerini yapmadığı, tedbirsiz ve kontrolsüz bir şekilde sola doğru manevra ile yönelip karşı şeridinden gelen geçiş hakkı bırakmadığı ve bu şekilde davacının aracının şeridine girip davacının aracın ön kısımlarına çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından kusur yönünden yapılan değerlendirme ve inceleme yerinde olduğu ve denetime elverişli olduğu kanaatine ulaşılmış ve yapılan açıklamalara göre davalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı aracın araç sürücüsünün kusuru sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta meydana gelen hasar miktarının ve değer kaybının belirlenmesine yönelik yapılan değerlendirmede, davacıya ait aracın kaza tarihi itibari ile ikinci el piyasa rayiç değerinin 40.000,00 TL olduğu, kaza sonrasında aracın tamiri sonrasında aracın ikinci el piyasa rayiç değerinin 36.000,00 TL olduğu, araçtaki değer kaybının 4.000,00 TL olduğu, araçtaki hasar bedelinin ise işçilik ve KDV dahil orjinal yedek parçaları dikkate alındığında 15.325,50 TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme ile delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunun birbiri ile uyumlu olduğu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, kalem kalem her bir onarılacak ve değişecek parçanın gösterildiği ve bu parçaların bedelinin ayrı ayrı belirtildiği, bu hali ile raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmekle bilirkişi raporu doğrultusunda davacıya ait araçta oluşan değer kaybının 4.000,00 TL olduğu, ayrıca hasar bedelinin ise 15.325,50 TL olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilince hasar bedeli yönünden 13.298,78 TL talep edildiğinden talep ile bağlı kalınarak talep edilen bu miktar üzerinden hasar bedeli yönünden davanın kabulü ile ıslah dilekçesi ile belirtilen 4.000,00 TL değer kaybı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ve ayrıca araçtaki hasarın tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.iş sayılı dosyasında yapılan delil tespitinde yapılan yargılama giderlerinin bu davada yargılama giderlerinden kabul edilerek hükmü altına alınmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.iş sayılı dosyası ile hasar ve değer kaybı yönünden değerlendirme yapılmış ve rapor alınmış olduğundan ayrıca ekspertiz ücreti yargılama giderlerine dahil edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE;
2-13.299,78-TL hasar ve 4.000-TL değer kaybından kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam 17.299,78-TL maddi tazminatın 29/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-… SHM’sinin …/… D.İŞ sayılı dosyasında yapılan masrafın yargılama giderleri olarak gerekçeli kararda hüküm altına alınmasına,
4-Davacının yapmış olduğu 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 322,2‬0 TL tebligat-posta giderinden ibaret toplam 1.022,20 TL yargılama gideri ile … SHM’nin …/… D.iş sayılı dosyasında yapılan tespit gideri 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.022,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 1.181,74 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 261,29 TL nispi harç ile 51,23 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 312,52‬ -TL harç indirildikten sonra kalan 869,22‬ TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 59,30TL başvurma harcı ile 261,29 TL nispi harç 51,23 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 371,82‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde isteği halinde kendisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.