Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/546 E. 2022/560 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/546
KARAR NO : 2022/560

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARAR

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davcı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … … … plakalı aracın İzmir İli, … İlçesi, … Caddesindeki … … … içerisinde seyir halindeyken; … … … plakalı, maliki ve sürücüsü … … olan aracın çarptığını, kaza neticesinde müvekkiline ait aracın maddi hasara Uğradığı, kazaya asli ve tam kusuru ile sebebiyet veren … … … plakalı araç sürücüsü olduğunu, aracın kaza tarihi itibariyle davalı yan tarafından … nolu poliçe ile zorunlu mali Mesuliyet sigortalı olduğu, kazada davacı aracında meydana gelen zararın tazmini maksadıyla davalı yana dava öncesinde başvuruda bulunulduğu ancak yapılan bu başvuruya karşın davalı sigorta şirketi tarafından haksız ve gerekçesiz olarak ödemeden imtina edildiğini belirtere fazlaya ilişkin müvekkil hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla 50 TL hasar bedeli ve 50-TL değer kaybı olmak üzere 100-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt(avans) faizi ile birlikte tahsiline, AAÜT m.16/2-c gereği arabuluculuk görüşmelerine katılmamız sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; başvurucu tarafça hasarın konu kaza ile gerçekleştiğinin ispatının gerekli olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın öncelikle zararı ve zarar sorumlusunu ispat etmesi gerektiğini, açıklanan sebeplerle öncelikle davacının kazanın oluş şeklini ve iddia edilen hasarların kazadan kaynaklandığını somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın reddini, kabul manasında olmamak üzere, trafik sigortası genel şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kalan hallerden olduğu, bu sebeple kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi ni, söz konusu Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, kusur tespiti bakımından adli tıp trafik ihtisas kurumundan rapor alınmasını, müvekkil şirketin sorumluluğuna ilişkin bir karar ihdas edilmesi halinde müvekkil şirket sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağını, davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere, davalı şirketin söz konusu zarardan azami olarak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, değer kaybı tazminat hesaplamasının resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartları ek-1’de belirlenen formüle uygun olarak yapılması gerektiğini belirterek davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Türkiye Noterler Birliği Başkanlığı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü, davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı ve kusur ve otomotiv bilirkişi tarafından hazırlanan 28/03/2022 havale tarihli bilirkişi rapor ile 13/04/2022 tarihli değer artırım dilekçesi dosyamız arasındadır.
Mahkememizin 03/02/2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar kapsamında Otomotiv ve Hasar uzmanı bilirkişi … … tarafından hazırlanan 28/03/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle ” … … … plaka sayılı yani davalı tarafa ZMMS’li olan araç sürücüsü … …’un tam kusurlu olduğu, davacıya ait … … … plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, kaza nedeniyle yedek parça, işçilik KDV dahil toplam 6.749,60 TL tutarında hasar meydana geldiği ve ayrıca yine söz konusu kaza nedeniyle araçta 5.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesinin sunulduğu ve ancak davacı tarafça beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 13/04/2022 tarihli değer artırım dilekçesi ile hasar bedeli tutarının 6.749,60 TL’ye, değer kaybı tutarını ise 5.000,00 TL’ye artırıldığı ve toplam 11.749,60 TL’nin 12/04/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin yanı sıra arabuluculuk vekalet ücretinin de davalıdan davalıdan tahsilinin talep edildiği, dilekçenin davalı yana tebliğine rağmen herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde 26/03/2021 tarihinde dava dışı … … tarafından sevk ve idare edilen … … … plaka sayılı araç ile dava dışı … … tarafından sevk ve idare edilen … … … plaka sayılı aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kazanın akabinde araç sürücülerince kendi aralarında kaza tespit tutanağının tutulduğu, … … … plaka sayılı aracın dava dışı Rasim’e ait olduğu ve davalı yana kaza tarihi itibariyle ZMMS ile sigortalı olduğu, … … … plaka sayılı aracın ise davacı tarafa ait olduğu, bu kazadan kaynaklı olarak davacı tarafça araçta meydana geldiği iddia edilen hasardan kaynaklı olarak davalı şirkete 26/03/2021 tarihinde yine araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybından kaynaklı olarak davalı şirkete 06/07/2021 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalı tarafça başvuruya istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığı konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; araç sürücülerinin kusur durumlarının tespiti ile davacının aracının bu kazadan kaynaklı olarak hasara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise hasar tutarının belirlenmesi ve davalının hasardan kaynaklı sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarının tespiti, yine davacının aracının bu kazadan kaynaklı olarak değer kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise değer kaybı tutarının belirlenmesi ve davalının değer kaybından kaynaklı sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarının tespiti yönünde yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas hasar bedelinden ve değer kaybı bedelinden kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına kazandırılan rapora yönelik davalı yanca itiraz edildiği görülmekle bu husus kapsamında yapılan inceleme neticesinde; itirazların bir kısmının aksi iddia edilmekte ise de hali hazırda raporda karşılandığı, bir kısmının ise resen değerlendirilmesi gereken itirazlardan olduğu, raporun yeterli teknik incelemeyi içerdiği ve alanında uzman bir bilirkişi tarafından hazırlandığı anlaşılmakla birlikte raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış, bu kapsamda kusur durumu ve nihai hasar durumuna yönelik değerlendirme hariç olmak üzere her ne kadar davalı yanca yapılan itirazda değer kaybına yönelik itirazın genel şartlar gereği hesaplanması gerektiği belirtilmiş ise de bilirkişi tarafından kazadan önceki rayiç değer ile kazadan sonraki rayiç değer arası farka yönelik yapılan hesaplamada kullanılan yöntemin gerçek değer kaybının tespiti bakımından yerinde olduğu gibi iskontonun uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2016 tarihli, 2015/14700 esas ve 2016/4229 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere bilirkişi tarafından belirlenen yedek parça fiyatlarına aracın tamir edildiği servis ile sigorta şirketi arasında iskonto uygulanacağına dair anlaşma olmaması nedeniyle iskonto uygulanmasının gerek olmadığı ve dolayısı ile bu anlamda bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın yerinde olduğu kanaatlerine varılmıştır.
Dava trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin tazminine yönelik olduğundan talebin aynı zamanda haksız fiil çerçevesinde ileri sürüldüğü kanaatine varılmakla birlikte somut olay bakımından haksız fiilin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile değerlendirmesinin yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; 26/03/2021 tarihinde İzmir İli … İlçesi, … Caddesi … … içinde davalı tarafa ZMMS’li araç sürücüsü … …’un geri geri gelip U dönüşü yapmak istediği sırada aracın ön kısımları ile … … tarafından sevk ve idare edilen aracın sağ yan kısımlarına çarptığı ve bu şekilde oluşa gelen trafik kazasında dava dışı …’in dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, görüş alanını yeterice kontrol etmediği, dikkatini gereği gibi seyir yönüne vermediği anlaşılmakla bu kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, Mahmut’un ise herhangi bir kural ihlalinde bulunmadığı gibi kazayı engellemek amacıyla alabileceği herhangi bir önleminin bulunmaması nedeniyle kusursuz olduğu kanaatine varılmış, söz konusu kusurlu hareket neticesinde davacı aracında sökülebilir ve takılabilir parçalarda hasar meydana geldiği ve hasar tutarının yedek parça, işçilik ve KDV dahil 6.749,60 TL olduğu ve ancak davalı yana 26/03/2021 tarihli tebliğe rağmen davacı hasarına yönelik ödeme yapılmadığı gibi yine bu kaza nedeniyle davacı aracında toplam 5.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği ve yine davalı tarafa 06/07/2021 tebliğ tarihli başvuruya rağmen değer kaybına yönelik de bir ödeme yapılmadığı, aksi iddia edilmekte ise de söz konusu hasar ile kaza arasında illiyet bağının bulunduğu gibi hasarın kaza ile uyumlu olduğunun anlaşıldığı ve dava dışı araç sürücüsünün davranışının hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla işbu dava açısından davacı tarafın lehine haksız fiilin koşulların oluştuğu ve bu kapsamda davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda oluş şekli belirtilen davaya konu trafik kazasından kaynaklı davacı aracında toplamda 6.749,60 TL tutarda hasar meydana geldiği, araçtaki oluşan bu hasar tutarı kapsamında yapılan değerlendirme sonucu aracın yaşı, teknik özellikleri gibi bir takım özellikler göz önünde bulundurulduğunda aracın tamirinin ekonomik olduğu ve bu kapsamda pert-total işlemine tabi tutulmasını gerektirir bir durum olmadığı, söz konusu hasarın kaza ile uyumlu olduğu, söz konusu hasarın oluşumuna davalı yana kaza tarihini kapsar biçimdi sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu eyleminin sebebiyet verdiği anlaşılmakla birlikte davalının hasar tutarından 2918 sayılı yasanın 91. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğu, yine davacı aracının kazadan önceki ikinci el piyasa rayicinin 60.000,00 TL, kazadan sonraki ikinci el piyasa rayicinin ise 55.000,00 TL olduğu yönündeki bilirkişi tespitlerinin Mahkememizce kabil edildiği anlaşılmakla bu kazadan dolayı davacı aracının 5.000,00 TL tutarda değer kaybına uğradığı, KTK 97 anlamında dava açmadan evvel hasara yönelik başvurunun davalı tarafa 26/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, değer kaybına yönelik başvurunun ise 06/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmekle davalı yanca yapılan herhangi bir ödeme olmadığından hasara yönelik davalının 08/04/2021 tarihinde, değer kaybına yönelik 17/07/2021 tarihinde temerrüte düştüğü ve ancak davacı tarafça hasar yönünden daha ileri bir tarih olan 12/04/2021 tarihi belirtilmekle birlikte taleple bağlılık ilkesi göz önüne alınması gerektiği, her ne kadar davacı yanca avans faizi üzerinden talepte bulunulmuş ise de kazaya karışan her iki aracın da hususi vasıfta olduğu görülmekle talep konusu tutara yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatlerine varılmakla birlikte açılı davanın kabulü ile 26/03/2021 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasından kaynaklı 6.749,60 TL tutarındaki hasar bedelinin 12/04/2021 (talepte bağlılık ilkesi gereği) tarihinden itibaren 5.000,00 TL tutarındaki değer kaybı bedelinin de 17/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davacı vekili tarafından arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle ayrıca vekalet ücreti talep edilmiş ise de 6325 sayılı yasadan kaynaklı arabuluculuk yönünden vekalet görevi nedeniyle verilen hizmetin vekil ile asil arasındaki avukatlık hizmeti nedeniyle belirlenen ücrete mahsus olduğu ve bu nedenle ücretin asil tarafından karşılanması gerektiği, bu tutarın iş bu davada verilen hizmet ilgi tutularak talep edilmesinin mümkün olmadığı kanaatiyle talebin yerinde olmadığına ve bu nedenle davacı yanın talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile 26/03/2021 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasından kaynaklı;
– 6.749,60 TL tutarındaki hasar bedelinin 12/04/2021 (talepte bağlılık ilkesi gereği) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 5.000,00 TL tutarındaki değer kaybı ediminin 17/07/2021 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 802,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 258,25 TL (59,30 TL peşin harç ile TL 198,95 tamamlama harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 544,37 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 317,55 TL (59,30 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru ve 198,95 TL tamamlama harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 776,20 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderleriden oluşan toplam 1.093,75 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 173,80 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– İstem konusu edilen arabuluculuk avukatlık ücretinin yargılama giderleri olarak davalıdan tahsili yönündeki talebin reddine,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu … … … …’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.05/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır