Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/499 E. 2021/655 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/499 Esas
KARAR NO : 2021/655

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin geçmiş yıllarda Ankara ilinde yaptığı terzilik mesleğini, 1983 yılında taşındığı İzmir ilinde devam ettirdiğini, bu sebeple davalı odanın üyesi olduğunu, ancak bir süre sonra terzilik mesleğini bırakan müvekkilinin 1989 yılında Ankara’ya geri taşındığını, bu tarihten sonra da davalı odanın merkezinin bulunduğu İzmir ili ile bir bağı kalmadığını, davalı oda tarafından müvekkili aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile “birikmiş üyelik aidatları” alacağının tahsili istemi ile icra takibi başlatıldığını, 21.06.2005 tarihinde 5362 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılan 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu düzenlemesinde esnaf odasından kaydın silinebilmesi için başvuru şartının bulunduğunu, 5362 Sayılı Yasa’nın Geçici 3. Maddesinin 1. Fıkrasına göre odaların üyelerinin esnaf faaliyetine devam edip etmediklerini araştırma, ayrıca 5362 sayılı yasanın 7. Maddesindeki şartları bulunmayan üyelerinin, üyeliklerini sonlandırma yükümlülüğüne tabi tutulduklarını, davacının vergi kaydının 1989 yılının çok daha öncesinde sonlandırıldığını, davalı odanın faaliyet alanı olan “Terzilik” işine dair bir faaliyetinin kalmadığı gözönünde bulundurulduğunda, 5362 sayılı yasanın geçici 3. Maddesine göre yapılması gereken inceleme sonucunda üyelik kaydının en geç 15.8.2005 tarihi itibariyle sonlandırılması gerekirken davalı oda üzerine düşen bu sorulmluluğu yerine getirmediğini, bu anlamda davacının birikmiş aidat alacağının tahsili amacı ile başlattığı takibin yerinde olmadığını ileri sürerek müvekkilin davalı odaya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, davalının ihmaline dayanarak icra takibi yapmak suretiyle haksız kazanç elde etme amacı taşıdığından kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın odadan kaydını sildirmediği için aidat borcunun işlemeye devam ettiğini, İzmir İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … dosyası üzerinden yapılan yargılamada alacaklı olduklarının tespit edildiğini, buna göre davacı tarafın davalı odaya borçlu olduğunun sabit olduğunu, karşı tarafın beyanda bulunmaması sonucu; Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Esnaf Ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünü 10.05.2013 tarih … sayılı yazısı ve 5362 Sayılı Esnaf Ve Sanatkarlar Kanunu üyelik şartları, üyeliğin son bulması seçilme şartları ve oda yönetim kurulunun görev ve yetkileri hükümleri gereği, vergi kaydı kapalı olan üyelerin Esnaf Ve Sanatkarlar bilgi sistemi ESBİS üzerinde bulunan Oda Modülünde terk görünen kişilerin vergi mükellefiyeti sona erdiğini, karşı tarafın vergi kaydının terk olduğunun görülmesi nedeniyle oda kaydının silinmesine davalı kurum tarafından karar verildiğini, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği için geçmiş dönemlere ait son 5 yıllık zamanaşımı dahil aidat borçlarının ödenmesi için takip başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 6102 Sayılı Yasanın 5/ A maddesine göre davanın menfi tespit davası olduğu ve dava şartı olarak arabuluculuğa tabi davalardan olduğu ve dava açılmadan evvel arabulucuya başvurulmadığından dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinaf edildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı ile davanın niteliği itibari ile Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmeyip genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekeceğinden görevsizlik kararı verilmemiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLMESİ VE GEREKÇE;
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli … esas ve … karar sayılı ilamı ile mahkememizin 03/03/2020 tarihli, … esas ve … karar sayılı ilamı kaldırılmış ve kararda davanın niteliği bakımından Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmediğinden ve genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan bahisle yeniden görülmesi için mahkememize gönderilmiş, dosya mahkememizin 2021/499 esas sayılı numarasını almıştır.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dosyanın incelenmesinde; Açılan davanın, dava konusuna göre davanın mutlak ticari dava ve TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemesince karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.21/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır