Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/420 E. 2021/1017 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/420 Esas
KARAR NO : 2021/1017

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar, davacı ile ailecek görüşmekte olan kişiler olduğunu, Davacı yardımsever kişiliği ve eskiden kendisinin de ekonomik olarak zor zamanlar geçirmiş olması vesilesi ile pek çok kez kendilerine yardımcı olduğunu, müvekkil davacıya bir aile sıcaklığında yaklaşan davalılar, davacının tatil yaptığı Çeşme’ye pek çok kez yanına gitmiş ve birlikte tatil yaptıklarını Ancak ödemeler davacı tarafından yapıldığını, ve davalılar bu meblağları …’e geri ödemediğini, Davalılar aldıkları parayı aynen 4000-Euro olarak ödeme taahhüdünde bulunmuşlar ve ancak sürekli olarak verdikleri ödeme tarihini ötelediklerini, En son olarak 01.09.2019 tarihinde ödeme yapacakları taahhüdünde bulunduklarını, Ancak gene ödeme yapılmamış ve sürekli oyalamaya çalıştıklarını, Bu sürece davalılardan …’ın kızkardeşi … ve babası … dahil tüm ailesi ve görüşmelerde birebir yanlarında olan … şahit olduğunu, Ancak verilen bu borçlar söz verilen ödeme zamanı gelmesine rağmen geriye ödenmediğini, Hal böyle olunca davalılar aleyhinde icra takibi açıldığını, İzmir … İcra Müdürlüğü nezdinde …E. numarası ile kayıtlı olan dosyaya davalılar tarafından itiraz edilmiş olup akabinde arabuluculuk prosedürü başlatıldığını, Arabuluculuk aşamasında anlaşılamadığını, bu nedenlerle dosyaya yapılmış itirazın iptaline ve takibin devamı ile, davalılardan olan alacak miktarı 4000-Euro’ nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ve 01-09-2019 dan itibaren kamu bankalarınca yabancı paralara uygulanan en yüksek faiz oranından hesaplanacak faizi üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin talepli davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğuna, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince; Asliye Ticaret Mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevli olup Kanunun 4. Maddesi gereğince huzurdaki davada taraflar arasında tacir sıfatından veya ticari işletmeden kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamakta olduğunu, Davacının ödünç vermeden kaynaklı alacak iddiası göz önünde bulundurularak HMK 114/1- c uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini, Davacı tarafça müvekkiller ile samimiyeti bulunması nedeniyle borç alınması hususunda anlaşıldığı, parayı aynen 4.000 Euro olarak ödeme taahhüdünde bulunduğu, ödeme yapılmadığı iddiasıyla müvekkiller aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davacının iddiaları gerçeğe aykırı olup müvekkiller tarafından herhangi bir ödünç/borç adı altında bir ödeme alınmadığını, Müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisi ve buna yol açacak bir ticari ilişki bulunmadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 200/1. Fıkrası uyarınca ; “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmünce huzurdaki dava konusu ve miktarı nedeniyle senetle ispat zorunluluğu bulunmakla birlikte davacı iddiaları soyut ve mesnetsiz beyanlardan ibaret olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının müvekkiller aleyhine başlattığı icra takip dosyası haksız ve kötü niyetli olup davanın öncelikle usulden ve her halükarda esastan reddine, takibin iptali ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası istenilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının davalılar ile ailece görüştüklerini davacının yardımsever kişiliği ve eskiden kendisinin de ekonomik olarak zor zamanlar geçirmiş olması vesilesiyle pek çok kez davalılara yardımcı olduğunu, davalıların davacıya aile sıcaklığından yaklaşarak davacının tatil yaptığı Çeşmede pek çok kez yanına gittikleri, birlikte tatil yaptıklarını tatil masraflarının davacı tarafından karşılandığını, zaman içerisinde davalıların davacının pek çok ihtiyaç sahibine destek olmasını da görerek aralarındaki samimiyete güvenerek ticari işleri vesilesiyle borçlarını ödenebilmesi amacıyla ve başkaca ihtiyaçlar sebebiyle davalıların davacıdan geri ödeme şartı ile bir kaç sefer borç para istediklerini, ve bu nedenle davacıdan borç aldıklarını ve aldıkları parayı 4000-EURO olarak aynen ödeme taahhüdünde bulunduklarını, en son 01/09/2019 tarihinde ödeme yapacaklarını söylemiş olmalarını rağmen aldıkları borç parayı ödemedikleri iddiasıyla İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ve davalıların borca itiraz ettiği belirtilerek itirazın iptali davası açıldığı, dava konusu alacağın dava dilekçesinde taraflar arasındaki samimi ilişkiyi istinaden davacı tarafından davalıların ticari işleri nedeniyle davalılara borç para verildiği iddiasıyla açıldığı, tarafların gerçek kişi oldukları ve borcun kaynağının davacının beyanına göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davalıların ticari işlerindeki zorluğa düşmüş olmaları nedeniyle davacı ile aralarındaki tanışıklığa istinaden davacı tarafından davalılara borç para verildiği, ödünç verilen paranın taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle verildiğine yönelik bir iddia bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öncelikle dava şartlarından olan görev konusu değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Eldeki talep bakımından yapılan inceleme neticesinde tarafların gerçek kişi oldukları ve dava konusu ödünç verildiği iddia edilen borç paranın tarafları arasındaki ticari ilişkiden dolayı verildiğine yönelik bir iddia bulunmadığı, tarafların yakınlıkları ve bu sebeple davalıların ticari işlerinde kullanmak üzere borç para verildiği iddiasının bulunduğu bu nedenle usul ekonomisi de dikkate alınarak tacir araştırmasının sonucunun beklenilmediği, davanın TTK’nın 4.maddesinde sayılan ticari nitelikli dava olmadığı, açılan davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmakla; bu nedenlerle davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5-Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/12/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.