Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/38 E. 2021/329 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1130 Esas
KARAR NO : 2021/271

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/06/2015
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememizin 2015/651 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; davalı ile davacı şirket arasında devam eden ticari gaz alışverişi neticesinde 07/08/2012 tarihinde protokol düzenlendiğini, protokolün 2.maddesi ile 15/08/2012 tarihinde sözleşmede belirtilen 34 adet 50 lt. su hacimli çelik çekme tüp, 3 adet 40 lt. su hacimli çelik çekme tüp, 5 adet asetilen tüp, 1 adet amonyak tüpün 15/08/2012 tarihinde davacıya teslim edileceğinin, teslim edilmediği taktirde teslim edilmeyen tüpler için 300,00.-Euro + KDV, asetilen tüpler için ise 350,00.-Euro + KDV üzerinde fatura kesileceği ve fatura bedelinin ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiğinin, söz konusu tüplerin 15/08/2015 tarihine kadar teslim edilmediğini, sözleşme gereği fatura keşide edildiğini, davalının protokol gereği edimini yerine getirmediğini, bedelini de ödemediğini, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının İcra Dairesi’nin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranındaki inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememizin 2015/651 Esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde; itirazın iptali davasının yasal bir yıllık sürede açılmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olan Muğla Mahkemeleri olduğunu, zira ticari ilişkinin Muğla’da yapıldığını, davalının adresinin Muğla’da olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini gerektiğini, davanın esası yönünden de 07/08/2012 tarihli protokol başlıklı sözleşmenin 2.maddesinde belirtilmiş olan 34 adet 50 tl. su hacimli çelik çekme tüp, 3 adet 40 lt. su hacimli çelik çekme tüp, 5 adet asetilen tüp, 1 adet amonyak tüpün 01/02/2013 tarihine kadar olan süreçte 20 adet sevk irsaliyesi ile davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirketin depo sorumlusu sigortalı elemanı tarafından teslim alındığını, davacının 07/08/2012 tarihli protokolde belirtilen tüplerini teslim almış olmasına rağmen bu kez 01/04/2014 tarihli faturayı düzenleyerek ihtarname ekinde gönderdiğini ancak karşı ihtarla iade edildiğini, bunun üzerine girişilen icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek; davanın reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce 2016/1130 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda 05/11/2015 tarih ve 2015/885 karar sayılı ilamı ile yetkili İcra Dairesi’nde girişilmiş usulüne uygun geçerli bir icra takibi olmadığından, dava şartları sağlanmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı tarafından söz konusu hüküm temyiz edilmiş ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11/05/2016 tarih 2016/1126 Esas, 2016/8714 Karar sayılı bozma ilamı ile aynen “Taraflar arasında düzenlenen 07.08.2012 tarihli protokol içeriği ve davalının cevabı dikkate alındığında alacak bir miktar para alacağına ilişkindir. Davacı alacaklı İcra İflas Kanunu 50. maddesi kapsamında kendi ikametgahında Türk Borçlar Kanunu 89/1 maddesine göre dava açabilir. Bu durumda mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle dava şartı yokluğundan davanın reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmakla Mahkememizin 2016/1130 Esasına kaydedilmiştir.
DELİLLER :
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, İzmir … Sulh Hukuk mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, … Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı, … Gümrük Müdürlüğü cevabi yazısı, keşif, bilirkişi raporları ve Mahkememiz 2016/1130 E. Sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporları dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 6.820,16 TL asıl alacak ve 93,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.913,65 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 01/04/2014 düzenleme, ödeme tarihli 6.820,16 TL tutarında fatura olduğunun belirtildiği, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından davalı aleyhine İzmir … Noterliği’nin 02/04/2014 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile fatura ihtarname ekine eklenerek ve ayrıca 50,00 TL’lik 3 adet çelik tüp ile 3 adet asetilen tüpün iade edilmesinin bildirildiği, bu ihtarnameye karşı davalı tarafça Muğla …. Noterliği’nin 10/04/2014 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği ve faturası gönderilen ürünün 60.000,00 TL bedelle satın alındığı, bu tutarın ihtarname çeken vekili … tarafından … namına 3.000,00’er TL bedelli ve 20 adet sıralı bono düzenleyerek teslim edildiği, bedelin tamamının ödendiği, her ne kadar ihtarnameye konu olarak iade talep edilmiş ise de 3 adet asetilen tüpün ve 3 adet çelik tüpün muhtelif tarihlerde şirketinize doluma gelen servis aracının irsaliyelerinde iade edildiğinin bildirildiği hatta fazla teslim edilen 6 tüpün bulunduğunun, bunun kendisine iade edilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 28/03/2017 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın SMMM bilirkişi …’a tevdi ile davacı tarafın ticari defterleri ve tüp teslimine ilişkin belgeler ile davalı tarafın teslim aldığı tüplerin iadesine ilişkin sevk irsaliyeleri karşılaştırılarak ve 07/08/2012 tarihli protokol hükümleri de değerlendirilerek davacının dava konusu ettiği tüplerin davacıya iade edilip edilmediği bu nedenle davacının dava konusu alacak iddiasının yerinde olup olmadığı, takip tarihi itibariyle alacağının miktarı konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 15/11/2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Davacının 2014 yılına ilişkin sunulan defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olması sebebiyle HMK.222. maddesi gereği “yasal defterlerin münderecatı sahibi lehine delil kabul edilir” hükmüne uygun olarak kesin delil vasfına sahîp olduğu, Davalı yanca davacıdan gaz dolumu yaptırıldığı, gazların doldurulduğu kimi tüplerin davalının kendi tüplerini kimisinin de davacının tüpleri olduğu ve 07.08.2012 tarihinde taraflarca bir protokol imzalandığı, imzalanan protokolün 2.maddesine göre 01.08.2012 tarihinde karşılıklı olarak davaNda davacıya ait 37 adet çelik tüp, 5 adet 6 kg lık asetilen tüp, l adet 50 kg amonyak tüpün bulunduğu karşılıklı olarak kabul edlldip 15.08.2012 tarihine kadar davacıya iade edileceği edilmez ise çelik tüpler için 300Euro+KDV, asetilen tüpler için 350Euro+KDV tutarında tüpler için ödeme yapılacağı hususunda uziaşıldığı, ancak 3 adet çelik 3 adet asetilen tüpünün İade edilmediği gerekçesi ile iş bu davanın ikame edildiği, davalı yanda delil olarak sunduğu sevk irsaliyeleri ile kısım kısım davacıya İade edildi açıklamaları ile tülerin iade edildiğini, eksik değil aksine 6 adet fazla iadelerinin olduğunu belirttikleri, sevk irsaliyeleri incelenmiş olup, çelik tüplerden 2 adet eksik teslimden, asetilen tüplerden 4 adet eksik teslimden söz edilebileceği, 6 995,04 TL bedelli fatura düzenlenmesi gerektiği halde 6.820,16 TL bedeli daha düşük iade faturası düzenlendiği, davacının düzenlediği iade faturasının davacımn talebini oluşturması/taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 6.820,16 TL alacaklı olduğu, davacı yanca icra takibinde 93,49 TL işlemiş faiz talep edildiği halde davaya konu edilmediği bu sebeple de hesab edilmediği” görüş ve kanaatinde olduğu bildirilmiş, adı geçen rapora karşı taraf vekillerince beyanlarını içerir dilekçe sundukları görülmüştür.
Bilirkişi raporu alındıktan sonra davalı tarafça 26.01.2018 tarihli dilekçe ekinde bir kısım sevk irsaliyelirini sunduğu, bunların bir bölümünün daha önceye dosyaya sunulan ve bilirkişinin incelediğinden farklı olduğu anlaşılmış, Mahkememizin 05/06/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile davacı tarafça her ne kadar daha sonra dosyaya sunulan sevk irsaleyelerine muvafakat edilmediği bildirilmiş ise de, sevk irsaliyelerinin teslimi ispatlar ve bu anlamda borcu sona erdirir mahiyette olduğundan Yargıtay uygulamaları gereğince borcu sona erdiren belgelerin daha sonra sunulsa bile değerlendirilmesi gerektiğinden, dosyanın bilirkişi …’a tevdi ile davalı tarafın bu celse sunduğu beyanları ve 26.01.2018 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu sevk irsaliyeleri ile daha önce dosyaya sunulan tüm sevk irsaliyeleri karşılaştıralarak, davalı tarafından davacıya teslimi vaad edilen tüplerden teslim edilmeyen olup olmadığı, bunların hangi nitelikte ve kaç adet olduğu, davaya konu davacı vekilinin 22.12.2016 tarihli celsede bildirdiği tüpler olup olmadığı, teslim edilmeyen tüplerin değerine göre davacının takipte talepte haklı olduğu tutarın ne olduğu konusunda ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından hazırlanan 08/10/2018 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Bahse konu raporun incelenmesinde; sevk irsaliyeleri yönünden kayıtların karşılaştırıldığı, 50,00 litre su hacimli tüpler yönünden teslim edilmesi gereken 34 adet ürünün olmasına rağmen 35 adet ürünün teslim edildiği, 40 litre su hacimli tüpler yönünden teslim edilmesi gereken 3 adet ürün olmasına rağmen 5 adet ürünün teslim edildiği, dolayısıyla bu ürünler yönünden davalı tarafça davacıya fazlaca teslimin yapıldığı, 6 kg asetilen tüp yönünden ise teslim edilmesi kararlaştırılan ürünlerin 5 adet olduğu ve tamamının davacıya teslim edildiği ve ayrıca 50 kg amonyak tüp yönünden de teslim edilmesi kararlaştırılan ürünlerin 1 adet olduğu ve bunun da davacıya teslim edildiği dolayısıyla davacıya 6 kg asetilen tüp ve 50 kg amonyak tüp yönünden teslimi yapılmayan herhangi bir ürünün olmadığının tespitinin yapıldığı hususunun Mahkememiz rapor halinde bildirildiği görülmüş, adı geçen rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu sefer 11/12/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davacı tarafından bu celse sunulan teslim belgeleri dikkate alınarak davacının davalıya teslim edildiği ancak kendisine iade edilmeyen mevcut tüplerin olup olmadığı hususunda yeniden ek rapor tanziminin istenildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan 19/04/2019 tarihli 2. ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Raporun sonuç kısmında aynen “Dava konusu tüpler ile ilgili olarak taraflarca 01.08.2012 tarihinde davacıya ait olup davalıda bulunan bazı tüplerin adetlerinin tespit edildiği ve belirlenen cinsdeki ve adetteki tüplerin en geç 15.08.2012 tarihine kadar davacıya iade edileceği konusunda uzlaştıkları, teslim edilmeyen çelik tüpler için adet başına 300Euro + KDV, asetilen tüpler için 350Euro + KDV bedel ödeneceği belirtilmiş olup davacı yanca teslim edilmediği gerekçesi ile 3 adet 6 kg lik asetilen tüpü için 3*350Euro-f-KDV ve 3 adet çelik tup için 300Euro + KDV konulu 01.04.2014 tarihli … no.lu faturanın Türk Lirası üzerinden davalıya fatura edildiği, davacı yanca iş bu fatura bedelinin takıp ve dava konusu edildiği, davalının daha önce sunduğu irsaliyeler ile Davacının da sunduğu tüm irsaliyeler incelenerek ; 3 adet asetilen tüpünün davalı yanca davacıya teslim edilmemiş olduğu, davacının sunduğu tüm irsaliyeler ile dava dosyasında zaten mevcut bulunan … no.lu irsaliyenin eklenmesi ile davalının davacıya çelik tüplerin hepsini teslim ettiği, böylece davacının davalıdan teslim edilmemiş olduğu anlaşılan 6 kg lık asetilen tüpü karşılığı 3X350Euro=1.050Euro+189Euro KDV – 1.239 Euro alacağının olduğu, 20.05.2014 icra takip tarihi itibari ile 2,8826 TL döviz kuru üzerinden karşılığının 3.571,54 TL olduğu, 08.06.2015 dava tarihi itibari ile 3,0848 TL döviz kuru üzerinden karşılığının 3.822,07 TL olduğu kanaatine varılmaktadır,” görüş ve kanaatinde olduğunun bildirildiği görülmüş, rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesinin sunulduğu, davacı tarafça beyan ya da itiraz dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 28/11/2019 tarihli duruşmada dosyaya kazandırılan 2. Ek rapordan sonra teslim edilmeyen tüplerin olduğunun anlaşılması ve bu kapsamda 13/02/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile dosyaya kazandırılan tüm raporlar kapsamında yemin teklif edilip edilmediği davalı taraftan sorulmakla yemin metninin dosyaya sunulduğu ve davacı tarafa yemin eda ettirilmesi için talimat yazıldığı, İstanbul … ATM’nin … Talimat sayılı dosyası üzerinden alınan beyanda davacı temsilcisi … aynen “Bilirkişi …’ın 17/04/2019 tarihli ek 2 bilirkişi Raporunda bildirilen ve tarafınıza teslim edilmediği ve müvekkil uhdesinde kaldığı söylenen 3 adet aseliten tüpü ve bunun dahilinde bulunan 03/09/2012 tarihli … numaralı irsaliyeyle sayılan 1 adet asetilen tüpü, … isimli şirketine … tarafından 07/08/2012 tarihli protokol gereği iade ettiği tüp olarak şirket çalışanlarımca ve benim tarafımdan teslim alınmadığına ve bu bahsi geçen aseliten tüplerle ilgili alacaklı olduğuma yemin ederim. HMK 238/1 maddesi gereğince Davacı temsilcisinin beyanı okunarak beyanında ısrar edip etmediğini soruldu. Davacı temsilcisi beyanımda ısrar ederim dedi. İmzası alındı.” şeklinde beyanda bulunmuş beyanı imza altına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu husus; Davacı ile davalı arasında devam eden ticari gaz alış verişi nedeniyle düzenlenen protokolde belirtilen tüplerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği, bu tüplerin 15/08/2012 tarihinde davacıya teslim edilmemesi halinde her bir tüp için 300,00-Euro + KDV ve bahsedilen tüpler için ise 350,00-Euro + KDV üzerinden fatura kesileceğini ve fatura bedelinin davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, söz konusu tüplerden 3 adet çelik tüp ve 3 adet asetilen tüpün iade edilmediği, bu nedenle takip konusu 01/04/2014 tarihli faturanın kesildiği, bu takiple haksız borca itiraz edildiği ileri sürülerek İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine itirazın iptali ile takibin devamı ve inkar tazminatına hükmedilmesi talebine karşılık davalı tarafça hak düşürücü sürenin geçtiği, 07/08/2012 tarihinde belirtilen tüplerin 20 adet sevk irsaliyesi ile davacıya teslim edildiği, davalının davacıya borcunun bulunmadığının savunulduğu, duruşmada ise 07/08/2012 tarihli protokole müvekkilinin imza atmadığının savunulduğu, böylelikle uyuşmazlığın protokole konu ve talebe konu 6 adet tüpün davalı tarafından davacıya iade edilip edilmediğinin, davacının bedelinin talep hakkının olup olmadığının, bu nedenle itirazın iptali ve inkar tazminatı talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; davacı vekili tarafından bozma sonrası 22/12/2016 tarihli duruşmada takip konusu olan faturanın kendilerine teslim edilmeyen 3 adet asetilen tüp ve 3 adet 50 litrelik çelik tüp olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar dosyaya birden fazla bilirkişi raporu sunulmuş ise de sonradan sunulan 1. ek raporun borcun sebebini bitiren birtakım irsaliyelerin sunulmasından sonraki değerlendirme yönünden dosyaya kazandırıldığı, 2. ek raporun ise bu sefer davacı tarafça yine borcun sebebini bitiren birtakım teslimi yönelik belgelerin sunulmasından sonraki değerlendirme yönünden dosyaya kazandırıldığı anlaşılmakla her ne kadar raporlara itirazlar edilmiş ise bu itirazların ve ayrıca raporların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda dosyaya sunulan kök raporda … sevk irsaliyesiyle 1 adet 50 litre tüp yönünden davacının imzasının bulunmadığı, … sevk irsaliyesiyle 1 adet 50 litre azot tüp yönünden davacının imzasının olmadığı, … nolu sevk irsaliyesi ile 1 adet 6 m3 ve 2 adet 2 m3 arızalı yazılı olduğu ve davacının imzası bulunmadığı, … Nolu ve … Nolu sevk irsaliyesinde adet ve iade edildiği yazıları bulunmadığından belirtilen tüm sevk irsaliyelerinin davalı yanca davacıya iade edildiğinin ispatlanamadığı ve böylece çelik tüplerden 2 adetin, asetilen tüplerden ise 4 adetin eksik tesliminden söz edileceği, 1. ek raporda ise teslim edilmesi gereken 43 adet tüpe karşılık davalı tarafça 46 adet tüpün teslim edildiği, teslim edilen 3 adet fazla tüpün çelik tüp olduğu, asetilen ve çelik tüpler yönünden davacının alacaklı olmayacağının belirtildiği ve 2. ek raporda ise yine bir önceki raporda belirtildiği gibi çelik tüplerin tamamının teslim edildiği ve ancak asetilen tüplerin 3 adetinin teslim edilmemiş olduğu ve dolayısıyla her biri 350 Euro’dan 1.050 Euro + KDV olmak üzere davacının 1.239 Euro tutarında alacaklı olduğu, her ne kadar takip tarihi itibariyle Euro – TL kuru karşılığının 2.8921 TL olmasına karşılık davalı tarafça TL bazlı çevirisinin 2.8826 TL üzerinden yapıldığı ve böylece taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 3.571,54 TL tutarında alacaklı olduğunun belirtildiği görülmüştür. Taraf iddia ve savunmalarıyla dosya kapsamındaki delillerin tüm raporlar ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde dosya tarafları arasında ticari gaz alışverişinden kaynaklanan bir ilişkinin bulunduğu, bu ilişki kapsamında taraflarca 07/08/2012 tarihinde 34 adet 50 litrelik çelik çekme tüp, 3 adet 40 litrelik çelik çekme tüp, 5 adet asetilen tüp ve 1 adet amonyak tüp olmak üzere toplam 43 adet tüpün mülkiyetinin Mahkememiz davacısına ait olduğu ve davalı tarafa kullanılmak üzere verilen ürünlerin 15/08/2012 tarihine kadar davacıya iade edilmesi yönünde anlaşma yapıldığı, teslim edilmeyen çelik tüpler için 300 Euro + KDV, asetilen tüpler için 350 Euro + KDV olarak belirlemesinin yapıldığı görülmüş davacı tarafça 3 adet asetilen ve 3 adet 50 litrelik çelik tüpün kendisine teslim edilmediği hususu ileri sürülmesine rağmen davalı tarafça iadenin sağlandığının belirtilmesi üzerine dosya kapsamındaki sevk irsaliye ve teslim belgelerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalının uhdesinde 3 adet asetilen tüpün kaldığı, çelik tüplerin ise tamamının iade edildiği anlaşıldığından dosyaya kazandırılan 1. ek rapora itibar edilmesinin mümkün olmadığı, yine her ne kadar kök raporda çelik tüplerden 2 adet, asetilen tüplerden 4 adetinin teslim edilmediğinin tespiti yönünde kanaat belirtilmiş ise de bu kanaatin de yerinde olmadığı, kaldı ki zaten 1. Ek rapor ve 2. Ek raporun borcu sona erdirdiğine kanaat getirilen ve sonradan sunulan sevk irsaliyeleri ve teslim belgeleri incelenmek suretiyle yeniden dosyaya kazandırıldığı görülmekle bu kapsamda dosyaya kazandırılan 2. Ek raporda yapılan tespit ve değerlendirmeler Mahkememizce benimsenmiş ve raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Teslim olgusu konusunda yukarıda belirtilen kanaat neticesinde davalı tarafça davacıya teslim edilmeyen 3 adet asetilen tüpün kaldığı görülmekle bu hususta davacı temsilcisinin yukarıda belirtildiği şekilde alınan yemini sonucunda davalı uhdesinde kaldığı kanaatine varıldığı 3 adet asetilen tüp yönünden davacıya bahse konu protokol kapsamında teslim olgusunun davalı tarafından ispatlanamadığı ve bu kapsamda protokol ile belirlenen ücret tutar toplamı kadar davacının davalıdan alacaklı olacağı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamında içeriğinden yukarıda bahsedildiği üzere yapılan protokol gereği belirtilen tarihe kadar davalı tarafından mülkiyeti davacıya ait kullanılan çeşitli miktar ve özellikteki 43 adet tüpün iadesinin yapılmasının gerektiği, iade işlemleri sırasında da halihazırda taraflar arasındaki ticari münasebetin devam ettiği, dosya kapsamındaki irsaliye ve teslim belgeleri ve ayrıca az yukarıda bahsedilen davacı temsilcisi yemin beyanına ilişkin yemin konusu birlikte değerlendirildiğinde takip konusu edilen faturayı oluşturan 3 adet asetilen tüpün davacıya tesliminin yapılmadığı ve ancak 3 adet çelik tüpün ise tesliminin ispatlandığı kanaatine varılmakla davacı tarafça itirazın iptaline yönelik istemin asıl alacak yönünden olduğu göz önüne alınarak açılı davanın kısmen kabulü ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına asıl alacak yönünden yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 3.571,54 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, İİK 67/son gereği hüküm altına alınan alacağın % 20 si 714,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti bulunmadığından davalının bu husustaki tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına asıl alacak yönünden yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 3.571,54 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin REDDİNE,
2- İİK 67/son gereği hüküm altına alınan alacağın % 20 si 714,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti bulunmadığından davalının bu husustaki tazminat talebinin REDDİNE,
3- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 243,98 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 116,48 TL (81,98 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 34,50 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 127,50 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
4- Davacı tarafından yatırılan 109,59 TL (81,98 TL peşin harç ile 27,70 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.169,95 TL (bozma öncesi ve bozma sonrası olmak üzere tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 1.279,54 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 670,06 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 92,05 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
6- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 214,00 TL’sinin ret kabul oranına göre hesaplanan 101,94 TL’SİNİN DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, arta kalan 22,05 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
7- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 3.571,54 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 3.249,11 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8- Dosya arasında bulunan İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen mahkemeye İADESİNE,
9- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.23/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır