Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/28 E. 2021/321 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/28 Esas
KARAR NO : 2021/321

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Maliki müvekkili olan ve kaza tarihinde sürücüsü … idaresindeki … plakalı araca seyir halindeyken, … plakalı aracın arkadan çarptığını, kaza sonucunda müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı yan tarafından … nolu poliçe ile zorunlu mali mesuliyet sigortalı olduğunu, müvekkilinin aracındaki hasarı kendi imkanlarıyla giderdiğini, belirtilen hasara ilişkin onarım ve kazaya ilişkin evraklar ile zararın tazmini için K.T.K m.97 uyarınca davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak hasarın tazmin edilmediğini beyan ederek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00 TL hasar zararına, 50.00 TL değer kaybı zararına ilişkin maddi tazminatın davalının temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davanın, yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkilinin adresinin İstanbul ilinde olması nedeniyle davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafça hasar bedeline yönelik talepte bulunmasına rağmen işbu talep ile ilgili olarak müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, KTK 90., 97. ve 99. maddeleri gereğince şirkete başvuru yapılmadan ikame edilen davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davanın hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını reddi gerektiğini, bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile 24/05/2019-2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına 41.000,00-TL ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın öncelikle usulden reddine, davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; 16/04/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacı aracında meydana gelen hasar bedeli ile değer kaybı zararının karşı taraf araç ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekiline, 7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize ibraz etmesi için 1 haftalık kesin süre verilmiş, bu süre içerisinde ibraz edilmediği takdirde davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren tensip tutanağı davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize ibraz etmemiştir.
Davacı vekili katıldığı 01/04/2021 tarihli duruşmada arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini mahkememize ibraz etmek için yeniden süre talep etmiş ise de verilen sürenin kesin süre olduğu ve sonuçlarının davacı vekiline tensip tutanağının tebliği suretiyle tebliğ edildiği ve bu hususun bir taraf lehine kazanılmış hak teşkil ettiği anlaşıldığından davacı vekilinin yeniden süre verilmesi talebi yerinde görülmemiştir.
6102 sy TTK’ya 7155sy yasanın 20 md. ile eklenen MADDE 5/A maddesi ile “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 7155 sy yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A maddesi ile “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sy HMK’nun 115/1. Fırkası uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” 115/2. Fıkrası uyarınca ” Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmektedir.
Somut olaya baktığımızda; dava, nisbi ticari dava olup TTK’nun 5/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulması dava şartıdır. Mahkememizin 13/01/2021 tarihli tensip tutanağı ile “Davacı vekiline, 7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği: arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize ibraz etmesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde ibraz edilmediği takdirde davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verileceğinin” ihtarını içerir tensip zaptı ekli davetiyenin davacı vekiline etebliğ yoluyla 26/01/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, verilen kesin süreye rağmen Arabuluculuk son tutanak aslını veya onaylı suretini mahkememize ibraz etmediği, söz konusu düzenlemenin emredici nitelikte olduğu, Yargıtay 9. HD 17.06.2020 tarihli 2020/ 932 Esas ve 2020/5773 K sayılı ilamında da ”
Uyuşmazlık sonucunu doğuran asıl nedenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince davanın UYAP üzerinde açılması ve bu belgeye hakimin UYAP üzerinden ulaşabilmesi nedeniyle fotokopisinin/suretinin yeterli kabul edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle Dairemizce yukarıda değinildiği üzere mer’i mevzuatımızda taraf ve vekillerinin güvenli elektronik imzayla imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceği kabul edildiğinden, kanun ile öngörülen şartları haiz bir belgenin UYAP üzerinden gönderilmesinin de, elden fizikî olarak sunulması ile aynı hukukî sonuçları doğuracağı kabul edilmekle birlikte, uyuşmazlıklardaki dava dosyalarına UYAP üzerinden gönderilen arabuluculuk tutanaklarının fotokopi/suret olduğu bu nedenle kanun ile öngörülen şartları taşımadığı anlaşılmıştır.
O halde uyuşmazlıkta hakimin UYAP üzerinden bu belgeye erişebilir olması nedeniyle belgenin fotokopisinin sunulmasının yeterli olup olmayacağı hususu üzerinde özellikle durulması gereklidir.
7036 sayılı Kanunda öngörülen belgenin dosyaya ibraz yükümlülüğü taraf ve vekillerine aittir. Bu meyanda, iş yargılamasında resen araştırma ilkesi de geçerli olmadığından, araştırma mükellefiyetinin hakime yüklenmesi de yerinde olmayacaktır. Aksi halin kabulünde UYAP sistemi üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hakimlerce toplanması sonucu ortaya çıkar ki bu durumunda mevcut yargılama sistemi ile bağdaşmayacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle; taraf veya vekillerinin 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini” elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmemesi halinde, bu belgelere UYAP sistemi üzerinden erişebilme imkânının olmasının sonuca etkisinin bulunamayacağı cihetle, bu durumda davanın dava şartı yokluğunda usulden reddinin gerekeceği kabul edilmekle, uyuşmazlığın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin kararı doğrultusunda giderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesine yer verildiği taraf veya vekillerinin arabuluculuk son tutanak fotokopisinin/suretinin dosyaya sunmasının yeterli olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın TTKnun 5/a maddesi ve HMK 114/2 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince karar tarihi itibarı ile alınması gereken 59,30-TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde istek halinde ilgilisine iadesine,
5-Davalının yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır