Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/236 E. 2022/82 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/236 Esas
KARAR NO : 2022/82

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2017
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müteahhitlik işleri ve bina yapım alım satımı işleri ile uğraştığını, müvekkili şirketin ise davalı şirketin yaptığı binaların yalıtımı ve su yalıtımı işlerini yaptığını müvekkili şirketin muhtalif bedellerde yapılan işlerin karşılığı olarak fatura kestiğini ve davalı şirkete teslim ettiğini davalı şirketin kısmi ödemelerde bulunduğunu ancak bakiye alacağı ödemediğini, müvekkili şirket tarafından yalıtım işlerinin malzeme ve işcilik hizmetlerinden kaynaklanan alacağı için İzmir… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın borcun 2.400,67.-TL’lik kısmını kabul ettiğini fakat 12.308,10.-TL’lik kısmına itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu belirterek, takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.308,10.-TL’lik alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek faizi ile beraber davalıdan tahsiline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında bir takım imalatlar yaptığını ancak bu imalatların fen ve sanat kurallarına aykırı olup ayıplı imalatlar olduğunu, bu hususta davacı tarafa ihbarda bulunulmasına rağmen herhangi bir onarma durumu olmadığından müvekkilinin kendisi yaptırmak zorunda kaldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan değerlendirmede davacı tarafın kesmiş olduğu faturalar toplamı 14.308,77.-TL’lik bedelin 2.400,00.-TL’lik kısmının haklı olduğunu değerlindirerek icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu, davacı tarafın takibe konu ettiği alacağın bir kısmının da hakedişler sırasında kesilen teminatlardan oluştuğunu ancak imalatlar ayıplı olduğu için kesinlen bu teminatların da davacıya ödenmediğini belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 15/11/2018 tarih ve … karar sayılı ilam ile davanın kabulüne, davalının İzmir … İcra Müd.ne … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın 12.308,10-TL üzerinden iptaline, takibin devamına ve toplam 12.308,10-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiş, davalı tarafça yapılan istinaf kanun yolu başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce 25/03/2021 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve kaldırma kararı neticesi istinaf ilamı doğrultusunda değerlendirme ve yargılama yapılmak üzere yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLER:
İzmir… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, taraflar arası imzalanan 01/05/2015 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılan … İnşaatı Taşeron Sözleşmesi başlıklı sözleşme, Gölbaşı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından davalı kayıtlarının tetkikine esas hazırlanan 08/02/2018 havale tarihli raporu, davacı kayıtlarının tetkikine esas hazırlanan 10/07/2018 tarihli rapor, bozma kapsamı doğrultusunda ayıplı işlerin nelerden ibaret olduğu ve bedelinin ne olduğuna ilişkin davalı vekilinin 01/07/2021 tarihli beyan dilekçesi, davalı tanıklarının beyanları dosya arasındadır.
İzmir… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 14.708,77 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “13/06/2016 14.708,77 TL 1 adet cari hesap” olarak belirtildiği, davalı-borçlu tarafından borcun 2.400,67 TL’lik kısmı yönünden borcun kabulü ile geriye kalan kısım yönünden alacağa yönelik yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu ayrıca davalı yanca 13/07/2016 tarihinde icra dosyasına 2.875,00 TL tutarında ödeme yapıldığı görülmüştür.
Bozma kararı öncesi davacı kayıtlarının tetkiki yönünde dosyaya kazandırılan 10/07/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; davacının 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, buradan hareketle sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, taraflar arasındaki 01/05/2015 tarihli sözleşme ile ticari ilişkinin başladığı, davacı tarafından davalı aleyhine 2015 ve 2016 yıllarında çeşitli tarihlerde 12 adet fatura ile toplamda 475.516,79 TL tutarında borç kaydının oluşturulduğu, bu faturalara yönelik davalı tarafından çeşitli tarihlerde toplamda 457.386,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu ve ayrıca davacı aleyhine 3.422,02 TL tutarında yansıtma faturası düzenlediği buradan hareketle davacı kayıtlarına göre davalıdan 14.708,77 TL tutarında alacaklı olunduğu görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı tarafından beyan yahut itirazda bulunulmadığı ve ancak davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı kayıtlarının tetkiki yönünde dosyaya kazandırılan 08/02/2018 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; davacının 2015 ve 2016 yılları ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, buradan hareketle sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 2015 ve 2016 yıllarında çeşitli tarihlerde toplamda 475.516,84 TL tutarında 12 adet fatura düzenlediği ve bu faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı, bu faturalara yönelik davalı tarafından çeşitli tarihlerde toplamda 459.837,99 TL tutarında ödemede bulunulduğu ve ayrıca davacı aleyhine 3.422,02 TL tutarında yansıtma faturası düzenlediği buradan hareketle davalı kayıtlarına göre davacıya 12.236,83 TL tutarında borçlu olunduğu ve davalının kayıtlarında alınan depozito ve teminatlar hesabında 12.220,30 TL’sinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı … tarafından aynen “Ben davalı şirket bünyesinde 11 yıldır satış temsilcisi olarak çalışıyorum. Davacı ile davalı taraf çalıştığım şirketin Karşıyaka … Mahallesindeki kat karşılığı inşaat yapımına dair üstlenilen edimden kaynaklı yapılacak taşınmazın oto park ve çatısı dahil su yalıtımından kaynaklı anlaşmışlardır. Biz … isimli projeyi bitirip daireleri müşterilere sattık ve satım aşamasında ve sonraki aşamalardan çıkabilecek olumsuzluklar sebebi ile şirket politikası gereği bir müddet yeni oluşan site yönetiminde görev aldık. Teslimden sonra özellikle en üst katta oturan malikler ve ayrıca site yönetimince çatıda dairelere su aktığı ve yine taşınmazın en alt tarafı otopark olduğundan araçlarını park eden ve park etmeyen bir kısım kat malikleri ve site yönetimince oto parktan su birikintisi oluşmaya başladığı yönünde bize şikayette bulundular. Bunun üzerine bizim …daki şantiye şefimiz … davacı şirket yetkilisi olan fakat ismini şu aşamada bilmediğim bir kişiyi arayarak durumu anlattı. Telefonu kapattıktan sonra … bey bana davacı şirketçe gelip duruma bakılacağını söyledi. Gelen olup olmadığını bilmiyorum. Bu şikayetler bize ilk iletildikten sonra 1 hafta içerisinde durumu … Bey aracılığıyla … şirketine bildirdik. Devamındaki şikayetler üzerine yine en geç birer haftalık süreler itibari ile birden fazla kez … Bey’in davacı şirketi bildirdiğini biliyorum. Bizim daireleri site sakinlerine teslim ettikten sonra ufak tefek problemler yönünden hali hazırda site yönetimi eli altında olacak şeklinde bir kaç tane elemanı şirket politikamız gereği bırakırız. Söz konusu şikayetler geldikten sonra şantiye şefimiz ve mekanik mühendislerimizin yönlendirmesi ile biz su basma olayı ile alakalı bir kısım müdahalelerde bulunduk. Bu müdahaleler tamir amaçlıydı ancak devamındaki süreçte yeniden site sakinlerince şikayetler gelmeye devam etti. şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Davalı tanığı … tarafından aynen “Ben davalı şirket bünyesinde yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum. Taraflar arası uyuşmazlığı biliyorum. Hatta bu uyuşmazlık döneminde ben davalı şirketin satın alma müdürü olarak görev yapıyordum. Davacı taraf ile ilişkimiz … isimli projede temel yalıtımı ve çatı yalıtımına dair sözleşmeden kaynaklanamkatadır. Davacı taraf temelde ve çatıda su yalıtımından kaynaklı edim yükümlülüğünü yerine getirmek üzere biz kendileri ile anlaştık. Biz dairelerin taşınmaz maliklerine satmaya başladıktan sonra şirket politikası gereği site yönetiminin eli altında acil müdahalelerin gerekmesine karşılık bir ekip bırakırız. Tarihini tam olarak hatırlayamamakla birlikte daire sakinlerine teslimden sonra oto parkta su sızıntısı olduğu şikayeti bize geldi. Bizim şantiye şefimiz … telefon ile yüklenici davacıyı aradı. Sorunu iletti ancak davacı tarafça müdahale olmayınca biz bu oto parktaki su basma olayını kendi ekiplerimizle halletmek zorunda kaldık. Biz yapı malzemelerini de kendimiz alarak bu sorunları çözmüştük. Çatıya yönelik bir sorun olup olmadığını bir dönem işe ara vermiş olmama sebebi ile şu aşamada hatırtlayamıyorum. Ancak şikayet olmuşsa şirketimiz bunu kendi imkanları ile halletmiştir dedi. Görülen lüzum üzerine tanıktan soruldu Tanık cevaben; Bizim kendi teknik ekiplerimizle davacı edimini yerine getirirken orada bulunuyorduk ancak su basma yahut sızma olayları yapımdan hemen sonra çıkabilecek durumlar değildir. Yapımdaki aksaklık ve bozukluklar teslimden çok sonrada çıkabilir. Nitekim bizim olayda böyle olmuştur. şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamı göz önüne alındığında taraflar arasında taraflar arasında … İnşaatı Taşeron Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalanmasından kaynaklı ticari ilişkinin kurulduğu, söz konusu sözleşme ile davacının … Konut İnşaatı kapsamındaki açık teras, perde, otopark üstü sözleşmede detayları belirtilen EPDM malzemesi ile yalıtım yapılması işinin sözleşme ve teknik şartname ile üstlenildiği, bu sözleşme çerçevesinde davacının yüklenici, davalının ise iş veren olduğu ve toplam sözleşme bedelinin 246.162,00 TL olduğu ve ödemelerin aylık hak edişlerle yapılacağı, bahse konu bu iş sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı tarafından davalı aleyhine İzmir… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine 14.708,77 TL alacağın tahsili bakımından başlatılan ilamsız takibe davalı tarafça borcun 2.400,67 TL’lik kısmı haricindeki kalan tutarı yönünden itiraz ile takibin durdurulduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında bir uyuşmazlık yoktur.
Yukarıda yapılan açıklama göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlık konusu husus; taraflar arasında imzalandığında bir tereddüt olmayan … İnşaatı Taşeron Sözleşmesi başlıklı sözleşmeden kaynaklı olarak davacı tarafça edim yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, söz konusu edimin ayıplı olarak yerine getirilip getirilmediği, davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, edim yükümlülüğünün getirildiğinin anlaşılması halinde davalı tarafça yapılan ödemenin bu yükümlülüğü karşılayıp karşılamadığı, davalı tarafça hak edişlere ilişkin yapılan ödemelerden kesinti yapılmasının haklı olup olmadığı bu kapsamda İzmir… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan kısmı itirazın yerinde olup olmadığı ve ayrıca taraflarca istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. İstinaf ilamı doğrultusunda yöneltilen soru üzerine dava açılmasından evvel uyuşmazlığın esasını teşkil eden imalatlardaki ayıp iddiasına yönelik objektif niteliğe haiz Mahkeme tespiti yahut delil tespitinin bulunmadığının bildirildiği ve ayrıca yine ayıplı işlerin ve bedelinin nelerden ibaret olduğu yönündeki yöneltilen soru üzerine davalı tarafça yapılan işlerin kusurunu gösterdiği iddiasıyla bir takım fotoğraflar sunulmuş ve bunların davalı tarafça düzeltildiğinin belirtildiği, devamında sorunların devam etmesi nedeniyle … yönetimince bunların başka firmalara yaptırıldığının belirtildiği görülmüştür.
Yine ayrıca ayıp iddiasında bulunan davalı taraf vekilince halihazırda ortada giderilmemiş bir ayıbın olmadığı bildirildiğinden ve zaten davacı yanca ayıp iddiası da kabul edilmediğinden istinaf ilamı göz önüne alındığında mahallinde keşif yapılmasını gerektirecek bir husus olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bozma öncesi ve bozma sonrası dosyaya kazandırılan bilgi, belge ve deliller uyarınca yapılan inceleme neticesinde davacı kayıtlarına göre davacı tarafça 2015 ve 2016 yıllarında çeşitli tarihlerde toplamda 475.516,79 TL tutarında fatura düzenlendiği ve karşılığında davalı tarafça çek ve havale ile toplamda 457.386,00 TL tutarında ödeme yapılmış, davalı kayıtlarına göre ise davacı tarafça 2015 ve 2016 yıllarında çeşitli tarihlerde toplamda 475.516,84 TL tutarında fatura düzenlendiği ve karşılığında davalı tarafça çek ve havale ile toplamda 459.837,99 TL tutarında ödeme yapılmış ayrıca her iki taraf kayıtlarına göre de davalı tarafından davacı aleyhine 3.442,02 TL tutarında yansıtma faturası tanzim edilmiştir. Bu kayıtlar göz önüne alındığında davacı taraf kaydına göre davacı alacağı 14.708,77 TL olarak gözükmesine rağmen, davalı taraf kaydına göre davacı alacağının 12.236,83 TL olarak gözüktüğü ve fakat taraf kayıtlarında her ne kadar davacı taraf alacaklı olarak gözükmekte ise de tutar yönünden farklılığın olduğu tespit edilmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğundan kural olarak işin yapıldığı ve teslim edildiğini kanıtlamak yükleniciye, eserin ayıplı olduğunun ileri sürülmesi halinde ise bunu kanıtlamak ise iş sahibine aittir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında yüklenici sıfatına sahip davacı tarafından sözleşme ile belirlenen yerde sözleşme konusu edimlerin yerine getirildiği ve bu kapsamda davalı aleyhine hak edişlere bağlı olarak bir takım faturaların düzenlendiği ve ancak davalı yanca fatura konusu bedelin icra takip tutarı kadarlık kısmı yönünden ödeme yapılmadığı belirtildiğinden ve buna karşılık davalı tarafça icra dosyasına yapılan kısmi itiraz haricinde kesintilerin yapılan işlerin ayıplı olmasından kaynaklı olduğu ileri sürüldüğünden gerek bu iddianın süresinde yapılıp yapılmadığı gerekse de ayıp iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı hususlarında inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde davacı tarafça üstlenilen esere yönelik işin yapıldığı ve davalı yana teslim edildiğinde bir tereddüt olmamakla birlikte teslime konu edilen işler yönünden ayıp iddiasına yönelik bildirimin davacı tarafa süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca yine davalı tarafın iddiasına yönelik ayıplı imalatın varlığı ve niteliğinin ispatı bakımından ayıplı imalatların halen bulunmadığında da bir tereddüt bulunmamaktadır. Bu kapsamda her ne kadar davalı tarafça ayıbın varlığı yönünde bir takım fotoğraflar sunulmak kaydı ile bunların ispatı yoluna gidilmiş ise de söz konusu fotoğrafların objektif Mahkeme tespiti vs delil vasfına haiz olmadığı kabul edilmekle davalının ayıbın varlığını ve niteliğini ispatlayamadığı anlaşılarak ayıp savunmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yapılan açıklamalar göz önüne alındığında dosya tarafları arasında yukarıda belirtildiği şekilde eser sözleşmesinden kaynaklı bir ticari ilişkinin kurulduğu, söz konusu ilişki kapsamında her iki taraf kayıtlarında da sabit olduğu üzere davacı tarafından davalı aleyhine toplamda 12 adet olmak üzere 475.516,84 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından ise davacı aleyhine 3.442,02 TL yansıtma faturası düzenlendiği, söz konusu faturalar haricinde davacı kayıtlarına göre davalı tarafça 457.386,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu, davalı kayıtlarına göre ise davalı tarafça 459.837,99 TL tutarında ödemede bulunulduğu, az yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından üstlenilen esere yönelik işin yapıldığı ve davalı yana teslim edildiğin davacı yanca kanıtlandığı kanaatine varıldığı, her ne kadar davalı tarafça ayıp iddiasının davacı tarafa bildirimi yönündeki ispat külfetinin yerine getirildiği düşünülse bile ayıbın varlığının davalı yanca ispatlanamadığı kanaatine varıldığı, her iki taraf nezdinde de toplam 12 adet davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen faturaların kayıtlı olduğunda bir tereddüt bulunmamakta ise de ödeme tutarı yönünde ispat külfetinin davalı yanda olduğu ve ayrıca söz konusu icra dosyasına sunulan itiraz içeriği göz önüne alındığında her ne kadar davalı tarafından söz konusu icra dosyasına kısmi itiraz haricinde 12/07/2016 tarihinde 2.875,00 TL tutarında bir de ödeme yapılmış ise de takip tarihi itibariyle davacının dava konusu ettiği 12.308,10 TL tutarında davalıdan alacaklı olunduğundan davalı tarafından yapılan itiraz yerinde görülmeyerek açılı davanın kabulü ile İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın 12.308,10 TL üzerinden iptali ile bu tutarın tahsili bakımından takibin devamına, hükmedilen alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, her ne kadar davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın 12.308,10 TL üzerinden iptali ile bu tutarın tahsili bakımından takibin devamına, hükmedilen alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– Alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 840,77 TL karar ve ilam harcından 136,66 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 704,11 TL karar ve ilam harcının bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile davacı tarafından yatırılan 168,06 TL (136,66 TL başvuru harcı ve 31,40 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 1.030,90 TL (bozma öncesi ve sonrası) yargılama giderinden oluşan toplam 1.198,96 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 64,10 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince iadesinde tekerrür olmamak kaydı ile DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Bozma öncesi tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dosya arasında bulunan… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen birime İADESİNE,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸